ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mcdonald's'ın ibretlik kahve reklamları
-
starbucks ve 3.dalga kahvecilerle sağlam dalga geçen reklam serisi.
6 lira farkla üzerine adınızı yazmamızı ister misiniz?
6 lira farkla üzerine çiçek deseni ister misiniz?
yok artık, barista!
karşı cinse dönüşülse yapılacak ilk şey
-
yazarların gözlemlerini ortaya dökecek başlık.
kendimden başlayayım;
düşünce olarak dünyayı ele geçireceğimi sansam da, en fazla; bir karış etek giyip bütün şehri peşimde gezdirirdim. kimseye de vermezdim.
d&r'ı kazıklamanın dayanılmaz hafifliği
-
kul hakki yemenin onlenemez agirligini da yaninda getirir.
olan biten
-
ekşi sözlük, 17 nisan'da kadir has üniversitesi'nin teknoloji ödülleri çerçevesinde oy çokluğuyla en iyi paylaşım sitesi ödülüne layık görüldü. "ama rajrex hariç" diye de not düştüler. (yok yok düşmediler)
tinerciyi yakan adam
-
sonunda bir babayiğit çıkmış dedirtendir.
ya ne olacaktı? gecenin körü iki bıçaklı tinerci abinin önünü kesmiş haraç kesiyor, gasp ediyor. o da çakmış kibriti, bakayım yanıyor mu diyor hahah. helal olsun.
melis ayça değirmencioğlu'nun loris karius ifşası
-
adam alt tarafı "how are you?" demiş. niye herkes sikmiş gibi davranıyor. kezban türk kızlarından haberi olmuş oldu böylece. oğlum sakın bulaşma ben sana söyliyim, yakışıklı adamsın git zeki bir avrupalı bul kendine. 75 iq'lu yürüyen ego değil.
rumeli hisarı ispark'ın mafyanın elinde olması
-
sahilden istinye yönüne giderken kahvaltı mekanlarına gelmeden hemen solunuzda kalan ispark tabelalı ama aslında mafyanın elinde olan rezil otopark.
başımdan geçeni kısaca özet geçiyorum.
dün kale cafe'ye kahvaltı için sahil yolundan gidiyordum. aslında her zaman daha kahvaltı mekanlarına gelmeden hemen sağda denize doğru kalan ispark'lara bırakırdım hep. orası henüz mafyanın elinde olmadığı için sıkıntı yaşamıyordum. dün ise buralarda yer olmadığı için mecburen denizin karşı tarafında kalan çok hafif rampalı ispark tabelalı yeri bilirsiniz ya oraya girmek istedim. ispark üniforması olmayan mafya tipli iki üç tane eleman vardı. olayı anladım ama yine de bi sorayım dedim.
+ burası ispark değil mi?
- gel abi 15 lira.
+ ispark 15 lira mı yani?
- ispark'ın yerleri dolu abi. gel biz sana yer ayarlarız.
+ istanbul'un yerlisiyiz birader, eyvallah.
diyerek park etmeden devam ettim. sonra mecburen tekrar bebek yönüne doğru biraz gidip arnavutköy'den geri yine aynı kahvaltıcılar istikametine döndüm. denize doğru kalan ispark'lardan belki biri çıkmıştır da ben girerim ümidiyle giderken şansıma gerçekten de birisi parktan çıktı ve hemen arabayı bıraktım. bu sırada oradaki üniformalı ispark görevlisine olayın aslını sordum.
+ kardeşim, şu karşıda da sizin ispark tabelası var ama içeride ispark falan yok. bu nasıl iş?
- ya abi o olayı hiç sorma. oraya ispark tabelasını koydurdular ki insanlar ispark sanıp arabalarını ve anahtarlarını güvenerek bıraksınlar. aslında ispark yok orada.
+ o nasıl oluyor ya? ciddi misin sen? böyle saçmalık mı olur.
- abi valla öyle. oraya bi ara ispark görevlisi de koydular göstermelik ama arabaları yine mekanların valeleri park ediyor. ispark görevlisine para aldırmıyorlar. kendileri kendi ceplerine atıyorlar parayı.
+ yav kardeşim istanbul'un göbeğinde kimse görmüyor mu bunu? bir allahın kulu bir şey diyemiyor mu bu mafyalara?
- abi zaten mekanların sahipleri büyük adamlar. bi tanesi hatta işi direkt yukarıdan bağlamış. polisler bile bir şey diyemiyor.
düşün ki koca devlet kendine ait bir kurumun mafyalar tarafından işgal edilmesine ses çıkaramıyor ya da oradaki isparkı işletme sahiplerine ya da otopark mafyasına peşkeş çekiyor. sonra da bizden devlete güvenmemizi istiyorlar.
buyur?
köylülerin lakap takarken çok insafsız olması
-
malak hüseyin: adam sadece malakların geçebildiği bir dereden “ben de karşıya geçerim” diye kahvehanede iddialaşmış sonra da geçmiş. o yüzden lakabı malak olmuş. nereden baksan bi başarı öyküsü.