hesabın var mı? giriş yap

  • insanlar haklı olarak bu meyvenin fiyatındaki tuhaf dalgalanmayı anlayamıyorlar. aynı gün iki marketin birinde 5 lira, diğerinde 10 lira. hatta aynı markette 2 hafta üst üste fiyatlarda 2 kat fark var.

    neden?

    dilim döndüğünce :
    1) menşei : aldığınız avokadonun fiyatını ilk sırada etkileyen şey menşeidir. türkiye'deki marketlerde hem ithal hem yerli avokado satılıyor. ithal avokadoların çoğunluğu kenya avokadosudur. bunların da ucuz olsun diye maalesef kalitesizleridir. ülkemizde bilhassa akdeniz bölgesinde avokado yetiştirilmektedir, üstelik çok farklı cinslerde ve iyi ürünler yetiştiriliyor. bu yüzden size ilk tavsiyem ürünün menşeine bakıp, yerli olanı tercih etmenizdir.

    2) cinsi : avokadonun 500'ten fazla cinsi vardır ama yaygın olarak tarımı yapılan yaklaşık 20 türü vardır. elbette her birinin besin değeri, kullanım alanları ve gramajına göre ekonomik değerleri farklıdır. türkiye'de en fazla fuerte, hass ve lamb hass üretilir ve satılır. en azından yaygın türleri nasıl ayırd edeceğinizi gösteren şu küçük şemayı buraya koyuyorum, faydası olur : görsel

    3) boyutu : avokado aslında her meyve gibi kiloyla ithal edilir ve çoğunlukla kiloyla satılır. ancak bizim gibi bazı ülkelerde taneyle satılıyor. bu yüzden boyut arttıkça fiyatı artar. aynı şekilde küçüldükçe de fiyatı azalmalıdır. ne farkeder demeyin : aynı kasada bile %50 kadar gramaj farkı olabiliyor. %50 daha küçük meyveyi aynı fiyata alıyorsunuz.

    4) hasat dönemi : türkiye'de en fazla üretilen fuerte cinsi avokadonun hasadı kasım ve aralık aylarında başlar, sonra da baharda yerini hass cinsi avokadolara bırakır. bu yüzden doğal olarak kasım-mayıs arası avokadolar daha ucuz, yazın daha pahalıdır.

    türkiye'de henüz tam olarak tüketicisi ve piyasası oturmadığı için, marketler maalesef bu tür bilgi eksikliklerinden ciddi kar elde ediyorlar.

    özetle : çok ucuz diye gördüğünüz avokado büyük ihtimalle düşük kaliteli ve ithal avokadodur. dün çok ucuzdu nasıl bugün 2 katına çıktı dediğiniz avokado da marketlerin elindeki ithal avokado bitince satın aldığı yerli ve daha kaliteli avokadodur. umarım faydası olmuştur.

  • ege (10) ile okuldan sonra günlük sohbet...

    romica: nasıl geçti günün oğlum?
    ege: iyi ama sıra arkadaşım çok konuşuyor
    romica: sıranı değiştir o zaman
    ege: evet ben de tuna ile oturmak istiyorum zaten
    romica: tuna şu çalışkan kız mıydı?
    ege: anne tuna erkek, o kız başka okula gitti
    romica: hangi okula gitmiş?
    ege: imamatik!

  • sosyal medyanın ortaya çıkışıyla beraber kadınların erkeklerin sadece yüzde 5-10'luk kısmına ulaşma arzusu yüzünden yaşanan bir olay. işin acı kısmı şu ki değiştiremediğimiz şeyler yüzünden bile elendiğimiz oluyor. tipin olsa boyun kısadır, boyun olsa tipin yoktur, bu ikisi olsa paran yoktur, bunların hepsi olsa ağzın laf yapmasa yine eleniyorsun. şimdi burada siz de kadınlardan güzellik bekliyorsunuz diyen kadınlar olacak ama erkeklerin çoğu 5/10 üstü kızlara razı ki kadınların ilişkide güzellik dışında sunduğu şeyler de kısıtlı. kadınlara güzellik, kilo konusunda toplum tarafından politik doğrucu davranılırken bir erkeğin kısa olması durumda bütün aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda.

  • benim bildiğim mourinho denilen adam da futbol oynamadı ama dünya futbolunda çok adı geçer, ama hasan şaş san siro'da gol atmış ve dünya kupasında brezilya'ya da gol atmış. demek ki hasan şaş mourinho denilen adamdan 100 kere daha fazla futboldan anlıyor. hay allahım ya, tartışmayı okumadan konuya daldım ama insanlar her futbol oynayana böyle davranacaksa işimiz yaş, şaş değil.

    edit: mourinho'nun futbol kariyeri için wikipedia linki yollayan arkadaşlara teşekkür ediyorum. bir çok amatör oyuncunun futbol kariyeri daha doludur ve adamla yıllardır bu kadar başarısına rağmen nou camp'da "hoşgeldin tercüman" diye taşak geçerler. ama hala san siro'da golü olduğunu sanmıyorum ve brezilya milli takımına da gol atmamıştır. yani birçok arkadaşın hasan şaş'ı savunduğu argümanlara göre hasan şaş konuşurken mourinho susmalıdır. hay allahım ya bu kadar basit bir şey için bile edit girdirdiniz adama.

  • "milyarder olduğunu sandığı sevgilisi ile ayrılması" diye düzeltilmesi gereken haber(?) tanımlaması.
    şeyma'nın şu aşağıdaki başlığı açan arkadaşa teşekkür etmesi lazım;
    (bkz: şeyma subaşı'nın sevgilisinin milyarder olmaması)

    ayrıca şu belli oldu ki şeyma'dan kurtuluş yok, birileri illa gündemimize sokacak bu kadını.
    bu arada acun da ne kadar sevinmiştir nafakadan yırtacağım diye. gerçi böyle olmasına da sevindim, şeyma'yı hayatımıza soktuğu için o nafakayı son nefesine kadar ödemek de onun cezası olmalı.

  • biri bugün şöyle bir şey yazmış paylaştığı yazıya "can yücel yine döktürmüs" . şimdi kendisine can yücel in öldügünü söylesem, çektiği acılara yenisini eklemenin vebalini alacağımdan direkt listemden çıkardım. sanırım buna dayanabilir. çünkü o güçlü bi kadın ve bir lafa bakar laf mı diye....

  • di maria'nın adının ilk kez 44. dakikada duyulmasının son derece normal olduğu maç. çünkü sağolsun fikret engin, ya messi diyor adama maçın başından beri ya da rodriguez. aynı zamanda rodriguez'e de messi diyor. ve lulic'e de hajrovic... zaten maç muhteşem(!), kendisi de tüy dikiyor resmen.

    not: nasıl, senden fikret engin diye bahsetmem hoş olmadı değil mi levent özçelik??

  • tek eksik yönünün çilginlik yapamamak oldugunu iddia ettigi patronuna, dul karisi ile yatmasini vasiyet edecek kadar uçuk bir kardesimizdir alexis zorba. "yaptim, yaptim, yine de az yaptim, benim gibi insanlarin bin yasamasi gerekirdi" demistir ölürken.
    insana ot gibi yasadigini farkettiren, kendini bok gibi hissettiren bir karakterdir.