hesabın var mı? giriş yap

  • raw olan versiyonunu 1 hafta denediğim beslenme şekli. hem 1 hafta boyunca deneyimlediğim hem de bu şekilde beslenme biçimini hayat felsefesi haline getirmiş insanlardan gördüğüm kadarı ile kendinizi çok enerjik hissediyorsunuz ve sinirim sorunu yaşamıyorsunuz.

    günümüzde hayvan çiftlikleri endüstriyele döndüğü için hayvansal ürünler sağlığımıza zararlı hale geldi ve bunun yanında hayvanlara acı çektiren bir sektöre dönüştü. sadece lokal sebze, meyve, tahıllar ve yemişlerle beslendiğinizde kesinlikle daha iyi hissediyorsunuz ama kendi adıma bu ağırlıkta beslenip, yanında az ama doğal çiftliklerde yetişen hayvansal ürünleri tüketmeyi daha dengeli ve uygulanabilir buluyorum.

  • sayıştay raporlarına göre, zatı devletlilerinin konakladığı ve ülkeyi yönettiği saray için bir günde 7 milyon tl harcanıyormuş.

    bir süredir bu parayı kafamda döndürüyorum ama hala normalleştiremedim. yanlış hesaplamadıysam 7 milyon lira, 2500 asgari ücret ediyor. yani saray, yalnızca bir günde, 2500 asgari ücretlinin ayda geçimini sağladığı parayı yutuyor. inanılır gibi değil. bu aşamaya gelmek, bunları tartışmak bile korkunç.

    bunu görünce prof. dr. korkut borotav'ın birkaç gün önce dile getirdiği, "ekonomik kriz yok, fakirden alıp zengine veriyorlar" sözünü hatırladım. gerçekten öyle. günde 7 milyon lira harcanabiliyorsa, demek ki kriz yok.

  • hahahahahaha
    biri are you cola, are you disco demiş. gülmekten karnıma kramp girdi. alemsiniz ya nereden aklınıza geliyor böyle şeyler hahahahahahhahahahahajaja

  • fight club'a döndü lan ülke sayende. sabah takım elbise kravat, akşam biber gazı barikat.

  • hani bir sorsalar;

    - sence fetö mü yoksa ibrahim tatlises mi ortadan kaldirilsa turkiye daha yasanilir bir memleket olur?

    diye,

    karar vermeden önce saçımı başımı yolarım. o kadar nefret ettigim bir karakteri var.

  • çok imrendiğim insan.

    yaşım inşallah doğacak çocuklarımın büyüdüklerini görmeye yeterse mutlu bir şekilde, huzurlu yuvamda yapmayı o kadar çok istiyorum ki anlatamam.

    düşünsenize... bodrum'da sıcak bir yaz akşamı, denizden gelinmiş hafif yorgunluk var hanımla bahçede koltukta keyifli keyifli oturuyoruz. çocuklardan oğlan olan mangalı almış eline yakmış ızgarayı, kız olan sofranın son rötuşlarını yapıyor. sonrasında oğlanla kız ''yemekler hazır hadi gelin'' demişler. şahane bir deniz manzarası var, rakılar konulmuş, sohbet gani. yaşlılığın da vermiş olduğu ağırlıkla 2. dubleden sonra hafiften kafalar güzelleşmiş bizim çocuklarla hayatı konuşuyoruz. bir insan başka ne ister ki?

    tek sıkıntılı tarafı, çocuklar yemeğin sonlarına doğru kalkacaklarını hissettirecekler o çok can sıkacak. malum bodrum gecelerine akacaklar. inşallah öyle güzel anlaşırım ki onlarla, bu tarz muhabbetlerde hep evde kalmayı yeğlerler.

    yaşlandık ulan, daha çocuklar doğmadan yaşlandık!