hesabın var mı? giriş yap

  • evimize hem pratik hem de çekiş gücü yüksek bir süpürge almak istiyorduk. şarjlı süpürgeler dikkatimizi çekti. philips speedpro max isimli ürün hoşumuza gitmişti. çok iyi yorumları vardı, herkes memnundu. bugün yorumlara bakarken hepsiburada.com, media markt ve teknosa sitelerinde çoğu yorumun aynı olduğunu gördüm.

    örnek olarak:
    örnek 1

    örnek 2

    örnek 3

    örnek 4

    ve daha diğerleri. sitelere girip bakabilirsiniz.

    insanlar bu yorumlara güvenip alacakları şeyleri satın alıyor ve siz sahte yorum yapılmasına izin vererek insanları kandırıyorsunuz. türkiye'de işini ahlaklı, düzgün yapan kaç firma var ki siz yapacaksınız. yazık, sizden bir çöp bile alınmaz.

    edit: yorumlara bakılıp ürün mü alınır ya gerizekalılar diyen çok zeki sevgili yazarlar: sen ben almıyor olabiliriz ama insanlar yorumlara bakıp ürün alabiliyor ve aldanabiliyorlar. burda bir yanlış var, burada kandırmaca var diyeceğinize hala dalga geçmeye çalışıyorsunuz.

    edit 2: bütün firmalar bunu yapıyor gibi şeyler yazan arkadaşları görüyorum. lütfen bunu normalleştirmeyin. bu tüketiciyi kandırmaya yönelik ciddi bir konu. philips sadece bir örnek, gerçektende bunu yapan bir çok firma var. burada daha vahim olan hepsiburada, teknosa ve media markt gibi internet üzerinde satış yapan sitelerin sahte yorum gibi tüketiciyi yanıltıcı şeylere izin vermesi.

    edit 3: hepsiburada yorumları kaldırmış. 35 yorum vardı 24 yorum kalmış.

  • kültür yayıncılığı açısından türkiye'deki çok önemli bir boşluğu dolduran harika kanal. edebiyattan, sanata, felsefeye oradan tarihe fazlasıyla kaliteli içerikler üreten bir kanal. şu karanlık günlerde nefes alınabilecek nadide duraklardan. pazar sabahları aç viyana filarmoni orkestrası'nın konserini dinle akşam aç nuri bilge ceylan filmlerini izle...

  • tüzel kişi gerçek kişi ayrımı nedir bilmeyenlere ufak bir ders verelim toplanın

    adamın bütün kazancı şirket hesabına gider. kendisi orada maaşlıdır. demek bu maaş da 30bin tl. tabi bütün yatırım, seyahat, araç, eşya vs giderleri işletme hesabından karşılanır ve alınan faturalar vergiden mahsup* edilir. şahsi kartla yapılan harcamalar şirket hesabından düşemez. harcamalar vergiden düşmek için şirket unvanına fatura edilmek zorundadır. burada herhangi bir vergi kaçakçılığı yoktur. yani kazancı vergileniyor. arada kaçırma vs varsa onu bilemem. anlattığım şey genel prosedür

    hayatta czn burak savunucu olmak da varmış böyle hayatın içine soxum

    edit: anlam karmaşası giderildi

  • mantıksız eylem. beyinsizleri uyutmak çok daha başarılı bir hareket olacaktır.

  • "şu demirtaş suçlu ama..." yorumlarında gına geldi. onu da savunduruyorsunuz adama. arkadaş, suçluysa cezasını çeksin, mahkemelerimiz yargılasın, suçunu kanıtlasın, tck'da ne yazıyorsa o suçla ilgili, o kadar süre yatsın, bunu istemeyen şerefsizdir zaten. keza kavala için de aynı süreç işlesin. evrensel hukukta da böyle. olması gereken bu. gerek yasin börü ve arkadaşlarının başına gelenler, gerek 15 temmuzda yaşananları hepimiz biliyoruz, bunlarla ilgili kim suçluysa gün yüzü görmesinler. bu olması gereken şey.

    ama ya suçlu değilse, soruşturma için içeride tutuluyorsa, yeterince suç bulunamıyorsa...

    bu neden bu kadar önemli biliyor musun sevgili meriç? yarın aynısı sana da, bana da, bir tanıdığına da yapılabilir. ergenekon sürecinde, balyoz sürecinde yapıldı. şu anda hukuksuzca tutuklu binlerce khk'lı var. (neden hukuksuzca diyorum, devletin zamanında izin verdiği şeyleri yaptıkları gerekçesiyle suçlu gösteriliyorlar, legal bir bankaya, kendi hesabına para yatırdı diye işinden atılmış, hapse girmiş insanlar var. ha bu arada bankanın kurucusu bugün spk başkanı vs.)

    iyi oku meriç. yarın şuursuzun biri gelip, seninle ilgili bir iddia ortaya atar, 4-5 yıl hapiste kalırsın daha hüküm almadan. bunu ister miydin? kendine istemeyeceğini başkasına da isteme. özgürlük çok kıymetli, bir saatini bile sana geri verecek kimse yokken, insanların yıllarını yiyorlar zindanlarda.

    tanım: olması gerekeni savunmuş komedyen.

    gelen mesajlar üzerine edit: yazdığım şeyin arkasındayım. anlatmaya çalıştığım bu soruşturmaların hala sürmesinin adalete güveni sarstığının anlaşılması. bu devletin savcısı/hakimi/polisi 4-5 yıl boyunca işlenen suça yönelik delil bulamıyorsa/dava açamıyorsa/davayı sonuçlandıramıyorsa adaletten nasıl bahsedebiliriz? adalet demek af demek değildir, suçluysa cezasını vermek, suçsuzsa haksızlığa uğramasını engellemektir. demirtaş o sözleri söylemiştir, halkı sokağa çağırmıştır ve bunun sonucunda insanlar ölmüştür. tamam, o zaman cezasını verelim, "dur biraz bekle (4-5 yıl) iddianame yazıp, seni yargılayacağız" denebilir mi? başımıza gelse "nerede bu devletin adaleti" demez miyiz?

  • ben içtiği coca cola nın kutusunu kasa bandına koyanı gördüm. hem de hepsini içmeden öyle bırakanı. benim kasamdı. ve ürünlerini kasadan geçirirken kötü bir sürpriz olarak aralarından çıkıvermiş ve en kötüsü de üzerime, ellerime dökülmüştü. yapış yapış bir şekilde ürünlerini kasadan geçiremeyeceğim için ellerimi ve üzerimi temizlemeye çalışmıştım hemen. ve nacizane “hanımefendi keşke ayrıca verseydeniz içtiğiniz kolanın kutusunu. bakın ellerime de bulaştı. ürünlerinize de bulaşabilir” dedikten sonra kadının verdiği cevap şuydu. “sen ne kadar küstah şeysin öyle. ismini söyle bana” duygusal yapıda olduğumdan etkilenmiştim. fişte göreceksiniz dedim. ve şikayet etti. yöneticim gelip durumu izah ettikten sonra ve yöneticim beni bildiğinden ve kadının terbiyesizliğini de gördüğünden “tamam mert” deyip sırtıma dokunmuştu. bunu gören kadın ne dedi biliyor musunuz. müdür yardımcısına “sen de adını söyle. hepinizi şikayet edicem.” ve yöneticinin gözümde iyice yüceleşmesini sağlayan hareket geliyor. kadına ne dedi biliyor musunuz? “arkadaşımı daha fazla rencide etmenize izin veremezdim. sizi dışarı alalım lütfen. şikayetlerinizi iletebilirsiniz”

    10 sene olmuş. öğrenciydim ve migros ta 18:00-22:00 saatleri arasında part time kasiyerlik yapıyordum o zamanlar. ve biliyor musunuz o kadar etkilenmiştim ki. akşam kafamı yastığa koyduğumda hep o kadını gördüm. çok zor uyumuştum. paylaşmak istedim sizinle. lütfen hizmet alırken empati kurmayı unutmayın. ben de bir müşteri olarak her zaman empati kurarım. hele ki o yaşadıklarımdan sonra! daha neler neler var. bir bilseniz:)) 9 ay çalışmıştım.

  • hiç gerek yok. çare (bkz: ekonomik boykot)

    çok değil 3 ay dişini sıksın bu ülkenin okumuş yazmış beyaz yaka kesimi, avm'ye gitmesin, pazar kahvaltıya gitmesin, kıyafet almasın, bu yaz tatile gideceğine evde kalıp fırsat bulup okuyamadığı kitapları, izleyemediği filmleri dizileri izlesin, bu eylemlerle arttıracağı parayı da döviz yapıp evde saklasın.

    bak çok değil 3 ay diyorum. bunlara oy veren çomar esnaf da, devlet dört dörtlük çalışıyor diyen gavat da, beştepe eşrafı da bunun etkisini çok açık görür. yapın bunu aç kalsın pezevenkler, birbirlerine düşsünler. öyle oraya buraya yürüyüp ne canınızdan olmaya değer, ne de bunlara yeni mağduriyetler yaratmaya.

    ekonomik gücünüzün farkına varın. keyfinizden feragat etmeyi öğrenin.

    edit: uzun boylu biri ile ilgili nahoş denebilecek bazı doğru hitap şekilleri yumuşatıldı.

    edit2: smokinle kopruden atlayan adam hatırlattı: bu eylemin etkili olacak olmasının en büyük sebebi ülkece katmadeğer üretmeyip sikimsonik tüketim/hizmet sektöründen para kazanmaya çalışıyor olmamız. o yüzden "tasarruf dövize, döviz yastık altına" hadi koçlarım tasarrufunuz bol, gazanız mübarek olsun!

    debe edit: öncelikle teşekkürler destek mesajları için. sonra da bu yöntem etki etmez işe yaramaz diyenlere şu örnek video gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=y97rbdsybkg

    tekrarlayalım: gücünüzün farkında olun. öğrenilmiş çaresizliğe yenilmeyin.

  • sıradan bir islamcı.

    sakın bu kişinin özel bir vaka olduğunu ama islamcıların genelinin farklı olduğunu sanmayın.

    ben 30+ yıl onlara temaslı yaşadım, islamcıların hayatlarında en büyük motivasyonlarından biri ahirette sekuler kesimi cehennemde yanarken izlemek!

  • babaların babasıdır.
    en yüce duyguların babasıdır.
    babanın sandalyede ikiye katlanmış şekilde duran pantolununu alırken ve taşırken gösterilen özen ve ciddiyet de önemli bir husustur konu ile ilgili olarak.
    kemal sunal'da bir iki filminde böylesi bir baba tiplemesi canlandırmıştır.
    (bkz: çizgili pijama)
    edit: kemal sunal eklemesi.