hesabın var mı? giriş yap

  • mesela antik yunan'a gidiyorsun boyle pisagor, menelaus, hipotenus falan tum geometriciler toplanmis homeros'ta orda jose mourinho gibi elinde kagit ve kalem. ve sen gidip "abiler size bi teknoloji anlatayim super! biz pi'yi 3 aliyoruz daha kolay islem yapiyoruz boylece" desen sonra arsimet orda bagirsa "serefsizim aklima gelmisti" dese ve tum medeniyet pi'yi 3 alsaydi ne eglenceli olurdu gunumuz dunyasi. butun binalar falan egri bugru acayip sekilli salvador dali tablosu gibi bi dunya ne guzel olurdu.

  • gerçek uğur ışılak 8 haziran sabahı bir kaza geçirmiş, yerine arap emirlikleri tarafından ya sul kohun isimli android geçirilmiştir, resimdeki de pili bitmiş androiddir. bu kadar uyuyacak ne vardı?

  • oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
    - abi ablam nişanlanıyor biliyorsun...
    - yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
    - ben sana bir şey sormak istiyorum...
    - söyle...
    - bu nişan dedikleri ne? evde sordum, 'eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
    - hıııım... zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...
    - dinliyorum.
    - diyelim ki şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. sana bir bisiklet alıyorlar ve 'haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. işte şubat ile haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.
    - haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. peki dokunmaya izin var mı?
    - vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!.

    ***

  • haber spikerinin cümlenin sondan ikinci kelimesinde gözünü kapatması, kelimeyi söyledikten sonra gözünü açması ve cümleyi gülümseyerek bitirmesidir. haberin "çocukların eğlenmesi", "maymunların oynaması" gibi temalar işlemesi esastır. lakin esas olan bir şey daha vardır ki, o da spikerin neden donuk bir ifadeyle haberin sonuna kadar gelip de son kelimelerde gülümsediğinin anlaşılamamasıdır. vak'a genelde şu şekilde gelişir:

    - ankara bugüne beyazlar içinde uyandı sayın seyirciler. sabaha karşı bastıran yoğun tipi, yolların kapanmasına ve kırsal kesimde yaşayanların mahsur kalmasına yol açtı. ama kar yağışını sevinçle karşılayanlar da vardı. karın tadını doyasıya çıkaranlar yine [kapa göz] çocuklar [aç göz][gülümse] oldu.

  • tan gazetesi'nin sakallı bebek haberidir.

    yemin ediyorum o haberi yapan muhabiri bulsam tekme tokat girişirim. şimdi yaşını başını almış olmasını hiç umursamam. ağzına ağzına vururum.

    1 hafta kendime gelememiş, yeni doğmuş kuzenimin sakalları var mı diye gizli gizli kontrol etmiştim. hala da haz etmem ibneden.

  • oo sözlükte yok. bezuarcığımızı yazmak bize kısmetmiş.

    bezuar, anadolu dağ (yaban) keçisinin adıdır. bezuar keçisi olarak da geçer. anadolu, akdeniz ve orta doğu'da yayılım gösterir. dağ keçisi, evcil keçi de olmak üzere keçi türlerini içine alan genel keçi cinsidir. yani evveliyatta keçi, dağ keçisidir, sonradan evcilleşip ovaya inmiştir. avrupa'da alpler, pireneler; asya'da kafkaslar, sibirya vb. yörelerde farklı türleri bulunan dağ keçisinin yavrusu oğlak, erkeği tekedir.

    konumuz anatolyan olandır: akdeniz havzasının biricik hayvanı bezuar. bezuarlar, çok yakışıklı hayvanlardır. görkemli boynuzları vardır. en dik yamaçlarda rahatça gezer. o koca boynuzlarıyla düz duvarda yürüyor izlenimi uyandırıp insanı hayretten hayrete sürükler. dişisi için boynuzlarını ölümüne tokuşturması, tek başına dağlarda gezerken müthiş boynuzlarını kafasında taşımasından daha hayretengiz değildir. alametifarika sakalı, yüzünde daim gülümsemesiyle* dikkate şayan, cins bir hayvandır.

    bezuarın bir özelliği de, yılan soktuğu zaman derhal yine bir akdeniz bitkisi olan sütleğen bulup yemesidir. normal öğününde zehirli olduğu için rağbet etmediği sütleğeni yılan soktuğunda yemesi, sütleğende zehirle bir arada bulunan panzehir özelliğini bilmesindendir. derdin derman olması dedikleri de işte böyle olsa gerektir*... sütleğen, çok klas bir bitkidir. akdeniz'de birçok türü vardır. özellikle baharda toroslarda, antalya'nın, kaş'ın, fethiye'nin yükseklerinde sarı, yeşil, kırmızı çiçekler açan sütleğenler, yaz mevsiminde yüksek sıcaklıkla oluşan fazla nemi de emer. bu yüzden akdeniz için mühim bir canlıdır. aşağıları bitirdiniz, bari yükseklere, dostumuz sütleğenlere dokunmayınız, istirham ederiz.

    bezuarların avlanması, türün devamlılığı için yasaklanmıştır. devlet, bir istisna olarak yaşlı bezuarların avı için, işin uzmanı yabancı avcılara belli bir para karşılığında izin vermektedir.

    bezuar, akdeniz'in kutsal hayvanıdır. keçi yetiştiriciliği, çobanlığı yaygın bir geçim kaynağı, bir yaşam biçimidir; kadın-erkek ailece yapılır. adalarda (yunan adaları), kutsal günlerde oğlak kesilir. özellikle bahar ve yaz yortularında, hayvansal ürün yemedikleri oruçlarından sonra ortodokslar, oğlak keserek bayram ederler. bahar sonunda doğan oğlak, mesela yazın ağustos'ta, panaghia gününde kurban edilir. datça'da, böyle geç doğan ve yazın kesilen oğlağa "yaz oğlağı" denir. normal döngüde oğlak mart dolayı doğar, yani mayıs-haziran yemelik oğlak zamanıdır. tandırda yapılan oğlak eti, kanımca dört ayaklı etlerin en lezzetlisidir.

    ne yapalım, o kadar çok seviyoruz ki afiyetle yiyoruz. sevmek böyledir, seven sevdiğini etiyle kemiğiyle yemeden huzur bulmaz. aşk kelimesinin sarmaşıkla aynı kökten gelmesi gibi... o mu seni yiyor, sen mi onu bilemediğin zaman, yatır kurbanı, kes başı, sonrası bayram evelallah.

    *** kaynak: büyüklerimiz, dostlarımız, hayatımız.

  • bence en büyük sebebi 80 darbesidir. o günden sonra sağcısı da solcusu da sadece çıkarı için çalışılmıştır. ülke kimsenin umurunda olmamıştır. çıkar imparatorluğunun zirvesi de akp dir. hiç bir akpli sadece dindar diye akpli değildir. hepsinin bir çıkarı vardır. bu da ülkeyi batırma noktasına getirmiştir.