hesabın var mı? giriş yap

  • - hayattaki en büyük başarısızlıklarınızı, hatalarınızı düşünün.

    bütün gece gözümü kırpmadığımı bilirim.

  • sahilyolunun ibb'nin yetki alaninda oldugunu bilmeyenlerin kadikoy belediyesine sallamaya calistigi kale. kadir abinin boklarini kadikoy belediyesinin ustune atmaktan vazgecmek lazim.

  • unutursak ayip olur:

    "dokunma artık aileme! dokunma çocuklarıma! dokunma oğluma! dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile..."

    (bkz: yasar usta)

  • hiç beklenmedik şekilde karşılaşınca daha çok gülümseten detaylardır.

    haftalık dergilerimi almak için gittiğim gazete bayisinde dergilerimden birini raflarda bulmaya çalışırken bayinin küçük kızının dükkanın göz önünde olmayan bir yerinden dergiyi çıkartıp gülümseyerek getirmesi ve arkasından babasının yaptığı açıklama;

    -dergiler bu hafta erken geldi ve hemen satıldı, son bir tane kalınca "abi gelirse bulamaz" dedi arkaya sakladı.

    aynı adamın kardeşi de daha önce "siz sürekli alıyorsunuz bu dergiyi, belli ki seviyorsunuz" diyerek uykusuz cildi hediye etmişti. mahallede insanları gülümsetmeye odaklı, sempatik ve güleryüzlü bir ailenin dükkan sahibi olması da ayrıca güzel bir detay.

  • her iki dedem de köylü değildi. ikisi de memleketlerinden 4-5 yaş civarı aileleriyle çıkıp başkente gelmiş, her ikisi de memur olmayı seçmiş. hatta bir tanesi 1950 de ankaranin belediyecilik anlayışla yapılan ilk semtinden taksitle ev almış. yanlış duymadınız. 1950 de milletin boş arsaları telle çevirip benim dediği zamanlarda adam gitmiş taksitle ev almış. dedelerden memuruz yani biz. babam da anam da memurdu. hal böyleyken ben de dünyaca ünlü bir tasarımcı falan olamazdım heralde ola ola ben de memurum oldum :)

    ha tabii bir de her iki dedenin de köylü olmaması demek ilkokulda yazin millet köyüne giderken senin gidecek bir köyün olmaması demek o yaşlarda üzülmek demek..

  • ilk dansözümüz olarak bilinen ince belli,güzeller güzeli bayan. zeki müren, akademi yıllarında adalet pee’ye aşık olur: "çil pavyon’da barın arkasında bir kadın. nasıl siyah, hafif şehla, enfes baygın bakışlar: adalet pee. platonik bir aşktı. o gözler için o bara çok gittim." bir çok filmde de rol almıştır aynı zamanda (deniz kızı, yanık kaval,uçuruma doğru...) irak elçisisinin eşi fahrüninisa zaid'in berlin'de düzenlediği kostümlü şark partisinde adolf hitler'e göbek atmışlığı vardır. pee soyadını 14 yaşında, amcasının eşinin kardeşi olan henry pee ile evliliği sonrasında aldı. evlilik sonrasında almanya'da gece kulüplerinde dans etmiş,gönüllere girmiştir.hatta denir ki hitler'in yaveri freglayr kendisine pek düşkündür. hitler’in yaverinden çok sayıda önemli bilgi alan emine adalet pee, türkiye’nin viyana konsolosu behçet öznayi'ye almanlar'ın paris'i işgal edeceklerini söyledi. bu son derece önemli bir bilgiydi zira henüz hiç kimse almanya’nın paris’i işgal etme cüreti gösterebileceğine inanmıyordu. emine adalet pee aynı gün ankara’yı da arayarak durumu bildirdi. türk elçiliği bu ihbarı değerlendirip ihtiyatlı davrandı ve o tarihte paris’te bulunan türk vatandaşlarını durumdan haberdar ederek istedikleri takdirde güven içinde türkiye’ye dönebileceklerini söylediler.

    bir gece iki nazi subayı emine adalet pee’nin yanına gelerek hitler’in propaganda subayı ve sağ kolu goebbels’in kendisini görmek istediğini söylediler. emine adalet hanım telaşlanmış hatta korkmuştu. goebbels’in ihtişamlı malikanesine geldiklerinde çok iyi karşılandı. goebbels, pee’den almanlar için casusluk yapmasını öneriyordu. hatta amerika’ya gidip bir türk dansözü kisvesi altında amerikan istihbaratına sızmasını istedi. pee, goebbels’e bu teklifini düşüneceğini söyleyerek malikaneden ayrıldı ama hiçbir zaman almanlar için çalışmadı. 1942 yılına kadar öğrendiği her şeyi ankara’ya bildirdi. 1942 yılında bir hava saldırısında kocasını kaybedince ülkesine dönmeye karar verdi. (bu bilgi kemal özdemir'in, ‘oryantal göbek dansı adlı kitabından alıntıdır)

    ben sadece "ne hayatlar var" demek istedim. mata hari'nin kulakları çınlasın.

  • atina international hava alaninda erkekler tuvaletinde, bir kapinin arkasinda yazan yazi: " constantinopolis is the capital of greece"
    altinda ise bir turk gencinin yazisi:" then greece is a district of turkey"
    helal olsun turk gencine.

  • şöyle muhteşem bir diyaloğun parçasıdır:

    aydın: işkenceye gerek kalmadı ki biz zaten bülbül gibi herşeyi şakıdık
    ibrahim: biz ne bülbül gibi şakıycaz, sen inek gibi herşeyi anlattın