ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tırına kaçak binen mültecileri döven tırcı
-
dövmekle az bile etmiştir. kendini kurtarmak için başkasını riske atanın hakkı kötektir. adam ceza yese bi allah'ın kulu sahip çıkmaz. artı mühürü kesmişler adamın başı sadece bundan dolayı bile belaya girebilir. show tv boş yapma
abd'de robotun kendi varlığının farkına varması
-
artık tek derdi, hidrolik yağın litresinin kaç dolar olduğudur.
m. ince'nin ısrarla muhalefete saldırma nedeni
-
yardımcısı ve parti sözcüsü olan kişiye bakılınca kolaylıkla anlaşılacak nedendir.
(bkz: ipek özkal sayan)
memleket partisinin başkan yardımcısı ve sözcüsü olan bu hanımefendinin kocası beşli çetenin bir üyesi olan kolin' de üst düzey yönetici.
daha bir şey demeye gerek var mı?
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
sezar'ın '' veni, vidi, vici '' sözlerinin şu an tokat'a denk düşen topraklar içinde söylenmiş olması.
türkiye'deki en etkileyici mimari yapılar
-
(bkz: esenler otogari)
yorgun mermi
-
mehmet topal'ın aracına isabet eden merminin emniyetçe yapılan tanımı.
ortamlarda mermi yorgundu dersin kim bilecek amk.
kadıköy'ün tarihe karışmış mekanları
-
(bkz: bay yengeç)
yol tariflerinin vazgeçilmez nirengi noktalarından biriyken, yerini bira fabrikasına bıraktı, iyi de yaptı.
9 ekim 2021 tamer karadağlı'nın haklı olması
-
tamer karadağlı müdahale etmeseydi konuşma 15 dk sürerdi. bence yerinde müdahale olmuş. tamer karadağlı haklıdır.
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
sözlükçülerin herhangi bir zamanda ve herhangi bir mekanda, eşinden, dostundan, arkadaşından, sevgilisinden yediği ve bir daha da unutamadığı ayarlardır.
sözlük hep egonuzu kabartacağınız yer mi olacağıdı ?
benim hikayem bundan 10 sene öncesine tekabül ediyor. düşün işte 10 yıldır unutamadım...
daha 15-16 yaşlarındayım... işbu ayarı veren kız, tüm hayvanlardan korkuyor. kedi, köpek hadi neyse de, dur birazdan söyleyecem... ! çok samimi değiliz, birbirimize açıkçası biraz da gıcık oluyoruz.
ayrıca ortamda bir de başka bir kız var ki, yeni gelmiş (babasının tayini buraya çıkmış… olurdu öyle şeyler, sonra 2-3 yıl içinde giderlerdi. vizonteledeki gibi.), hoşlanıyorum ve bir şekilde onunla daha çok konuşmak istiyorum.
oturmuş açıkhava bir kafede muhabbet ediyoruz, o sırada 5-6 metre öteye bir kuş konuyor ve kız bu kuştan tırsıyor.
bir insanın bir kuştan korkabileceğine ilk kez orda tanık oluyorum ve
-yuh ya, diyorum, senin de korkmadığın herhangi bir hayvan türü var mı ?
-var, sen.
diye kısa ve öz bir kroşeyle işimi bitiriyor orda. masada diğer elemanlar gülemedi bile o kadar ağırdı ki. halbuki gülseler, "off" deseler "abowww" deseler belki de bu kadar koymayacak. hele de hoşlandığım kızın yarı sırıtmalı surat ifadesi yok mu dün gibi gözümün önünde halen... bak yine fena oldum.
300 yıl sonra gelen edit: bu hikayede beni nakavt eden kızın adı birgül’dü. kocası onu terketti (galiba ona da böyle ayarsız bir ayar verdi :) ). hoşlandığım kızın adı da özay. ne oldu ne etti hiçbir fikrim yok. tolstoy okuyunca böyle saçma detaylara giresim geldi. bye.