hesabın var mı? giriş yap

  • alın teri bir hotwire kullanım rehberi:

    1. hotwıre nedir?
    hotwire, expedia ınc’nın yan markalarından biri. (bu grubun içinde hotels.com, trivago, carrentals.com gibi büyük markalar da giriyor.) sektörde elde kalan her oda zarar olarak yazılır. expedia da elindeki datalarla hangi tarihte hangi otelin hangi oda tiplerinin satılacağını, hangilerinin elinde kalacağını iyi biliyor. bu odaları eritmeye çalıştığı sitelerin başında da hotwire.com geliyor. %50-%70’lere varabilen indirim oranlarıyla bu odaları elden çıkarıyorlar.
    (hotwire yakın zamanda uçak bileti ve araç kiralama satışlarına da başladı. uçuşlarda büyük bir indirimini görmedim açıkçası, araç kiralama ise işin ufak bir bölümü. bu nedenle yazıda sadece otel rezervasyonlarına değindim.)

    2. çalışma mantığı nedir?
    kalmak istediğiniz bölgeyi, tarihi ve belli başı otel özelliklerini seçtiğinizde (örnek olarak free wifi ve fitness centerı olan 4 yıldızlı bir otel arıyorsunuz) hotwire size tekliflerini listeliyor. fakat bu otellerin ismini göremiyorsunuz. “4-star hotel in chicago downtown” diyor mesela. her destinasyon için hotwire bölge ayrımı yapmış durumda, bunu da haritadan görebiliyorsunuz. size o harita alanı içinde olduğunu garanti ederek, seçtiğiniz özellikleri de garanti edecek şekilde alternatiflerinizi sunuyor. eğer içinize siner ve ödemeyi yaparsanız o anda otelin adını ve adresini de görebiliyorsunuz. oteller marka değerini zedelememek, expedia da standart müşterilerinden yakaladığı karı düşürmemek için otel ismini siz odayı satın alana kadar açık etmiyor.

    2. neden ucuz?
    öncelikle yukarıda da söylediğim gibi elde kalması muhtemel odaları satıyorlar. hotwire üzerinden rezervasyon yaptırdığınızda özellikle şehir merkezlerinde business otelleri ile sık sık karşılaşmanız olası çünkü o oteller fuar zamanları haricinde boş kalabiliyor. fakat tercih edilmeyen oteller mi var derseniz kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil.

    yine yukarıda söylediğim gibi otel listelemelerinde bu fiyatlar gözükmediği için daha esnek davranabiliyorlar. lyon'da o gün €120’a listelenen bir otelde €75’a kaldığımızı duysalar expedia ve o otelin müşterileri ne derdi acaba?

    üçüncü neden sitede rezervasyon iptali bulunmuyor. booking ve expedia gibi sitelerin aksine, burada iptal söz konusu değil, nihayetinde ödemeyi yapıp aldığı oteli beğenmeyenler iptal etmek isteyebilirler. parayı da peşin olarak çekiyor zaten.
    son olarak da misafirlerin gözden kaçırdığı en büyük noktalardan biri pazarlama ve satış faaliyletlerinin gideri. bu sitelerin giderleri cirolarına göre gerçekten çok düşük kalıyor ve pazarlama ve satış faaliyelteri bütçenin büyük bölümünü kullanıyor. hotwire’da ise böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil.

    3. hangi durumlarda kimler için tavsiye ediyorsun?
    açıkçası hotwire’ı “şu markanın şu otelinde kalacağım çünkü x özelliğine bayıldım ve bu artık benim için olmazsa olmaz.” demeyen herkese öneriyorum. geniş aileler yukarıda yazdığım şekilde isteklerde bulunabilirler, bu nedenle onlar için temkinliyim fakat özellikle yalnızsanız ya da ufak bir bilinmezlik sizi üzmeyecekse (ufak diyorum çünkü sistemin nasıl çalıştığını anlattığımda aslında çok da tahmini bir oda almadığınızı göreceksiniz) kesinlikle tavsiye ediyorum. ayrıca rezervasyon iptali ve değişikliği yapılamadığı için yüksek fiyatlı otel tercih edecekler riske girmek istemeyebilirler.

    hotwire önerdiğim bazı arkadaşlarım bana sitemde bulundular. dediler ki “biz zaten $50’a bir otel bulmuştuk 3 yıldızlı. senin dediğini yaptık yine $50’a kaldık 3-3.5 yıldızlı hem de oteli seçemedik.” burada şunu söylemek istiyorum. eğer bütçenize uygun ve içinize %100 sinen bir oda varsa onu booking ya da expedia üzerinden tabii ki alabilirsiniz. ama özellikle ucuz şehirlerde hotwire’da öyle güzel indirimler oluyor ki yukarıda verdiğim örnekte $60’a 4.5 yıldızlı bir tesiste de kalabiliyorsunuz.

    4. dezavantajları nedir?
    rezervasyon iptali ya da değişikliği yapılamadığı için aylar öncesinde yapacağınız bir planda hotwire kullanmak istemeyebilirsiniz. burada size önerim free cancellation olan bir otel rezervasyonu sonrası seyahatiniz kesinleşince hotwire’a dönmek olabilir.

    ikinci dezavantajı ise, eğer tesis o gün tam doluya yakın bir kapasiteye sahipse bu söylediğim geçerli, size nispeten düşük kalite bir oda verilmesi muhtemel. düşük kalite nasıl oluyor derseniz, manzarasız bir oda, asansöre yakın olduğu için bir tık daha gürültülü bir oda vs. olabilir. her gün öncesinde bir sonraki günün yeni girişleri planlanıyor ve eğer otel dolu ise hotwire üzerinden gelen rezervasyonlar bu odalara yerleştirilebiliyor. bir kez başıma geldi, ağzına kadar doluydu otel, hatta biz check-in yaparken 2 aile ortada kalmış bekliyorlardı. harika bir konumda güzel bir odada kaldım, fakat manzaram 0’dı. bu kimileri için bir risk olabilir fakat ben pek umursamadım. tam tersi, gittiğim otellerde check-in sırasında kibarca upgrade alabilir miyim diye soruyorum. birkaç kez daha yüksek katta bir oda, bir kez daha manzaralı bir oda ve bir kez de geniş bir odaya upgrade oldum çünkü zaten tesisler boş olduğu için hotwire’da indirimli çıkmışlardı ve ellerinde çok imkan vardı. oda upgrade'i ayrı bir sanat...

    6. nasıl kullanacağım ??
    *adım 1: hotwire.com’a girip soldan hotel’i seçtikten sonra gitmek istediğimiz bölgeyi ve tarihi girerek aramaya başlıyoruz.
    *adım 2: karşımıza solda öne çıkan odalar, sağ tarafta ise hotwire’ın o bölge için belirlemiş olduğu alanlar çıktı. o alanlar dışında bir otel almanız söz konusu olmayacak. eğer kafanızda mutlaka kalmanız gerektiğini düşündüğünüz bir bölge varsa, onu sınırları içine alan bölgeyi seçip sadece oradaki otellere bakmanız gerekiyor. seçtiğiniz alan haritada kırmızı renge boyanacak. eğer fazla bilginiz yoksa mouse ile üzerine geldiğinizde bazı bölgeler için bilgiler verildiğini göreceksiniz. tabii ki kötü ve tehlikeli bir bölge için de kötü bir yer yazmıyor :d) fakat faydalı ve aşağı yukarı doğru bilgiler veriyor diyebilirim.

    *adım 3: listelenen odaları filtreleyeceğiz. yıldız sayısı ve bölge konusunda bir esneklik göstermeyin derim, aşağı yukarı belirleyin bunu. birkaç farklı lokasyon ve yıldız seçebilirsiniz tabii ki. amenities otel özellikleri oluyor. burada sadece olmazsa olmaz denilecek özellikleri seçin. nedeni de şu: tesisin bulunduğu tüm özellikleri size sıralamıyor hotwire. çünkü bunu yaparsa siz arayıp tarayıp bulacaksınız o otelin hangisi olduğunu. bu nedenle bir ya da birkaç özelliğini muhtemelen saklıyor. yani siz free wifi ve airport shuttle service olan bir otel seçtiyseniz, bu otelde başka özelliklerin olması da muhtemeldir. sadece hotwire gizliyor bunları. pahalı bir şehirde, şehir merkezinde otel bakarken free parking elzem oluyor mesela. ya da yurt dışında free internet her zaman hayat kurtarır. önemsediklerinizi seçin fakat hepsini değil. son olarak recommendation da bence çok önemli ve bunun %90 ve üstü olması ilk etapta hayat kurtarır. eğer zorda kalırsanız %80 ve üstüne gelin, çok zorda kalırsanız da %70 üstüne düşün derim. neden bu yorumu yaptım? çünkü bu oran kullanıcılara sorulan tek bir soru ile belirleniyor. seyahatiniz bittikten kısa bir süre sonra hotwire size bir mail gönderiyor ve birkaç başlıkta oteli puanlamanızı istiyor. konum, otelin durumu, temizlik vs. gibi konularda puanınızı veriyorsunuz. sonrasında da “bu oteli bir arkadaşınıza tavsiye eder miydiniz?” diyor. evet ya da hayır. recommendation oranında sadece bu sorunun cevabını görüyorsunuz. bunun %90 ve üstü olmasını şu yüzden öneriyorum. bir otelde oldukça ucuza kalan misafirler birçok negatif yönüne rağmen sadece aldığı uygun fiyattan dolayı oteli önerme eğiliminde olabiliyor. %80-%90 aralığından korkun demiyorum fakat öncelikle %90 ve üstüne bakmakta fayda var.

    *adım 4: bütün bunları yaptık ve önümüzde birkaç otel kaldı. ben chicago için bu denemeyi yapmıştım. havuzu ve restoranı olan, 4 yıldız ve üstü, chicago havaalanı bölgesinde bir otel araması yaptım. hotwire’da karşımda 2 adet otel kaldı. biri $259’dan $87 dolara düşmüş, fakat %60 recommendation oranı var. %66 off diye yeşil bir şerit var. diğer otel de $101 olarak listelenmiş, %90 recommendation oranı var. (burada fiyatlar vergi hariç bunu belirteyim, abd’de vergiler hep kasada eklenir.) birinde fiyatın kaçtan kaça düştüğü yazıyor, diğerinde sadece fiyat yazıyor. burası çok önemli.

    *adım 5: iki oteli de sağ yıklayıp yeni sekmede aç diyerek farklı sekmelerde açıp detaylıca incelemeye koyuluyorum. burada odalar hakkında detaylı bilgiler var. isim vermeden bu otelin tripadvisor puanını, aşağıda da hotwire üzerinden bu oteli alanların bu otele verdiği detaylı puanları görüyorsunuz. bu sayfada ayrıca bazı otel zincirlerinin isimlerini göreceksiniz. mesela şu an önümde sheraton, westin gibi markalar yazıyor bu sadece bir örnek. bu özelliklerde chicago’da arama yapanlar bunları aldı demek değil, belki zaten bu zincirlerin bu alanda bir oteli bile yok! 4 yıldızlı diyince çıkabilen markalara birkaç örnek veriyor sadece hotwire. bazen de girdiğiniz otel bilgi sayfasında yukarıda “bu özelliklerde bu alanda oda satın alan son kişi şu oteli aldı: grand hyatt bilmemne” gibi bir bilgi veriliyor. bu bilgi doğru olmakla birlikte siz de bu odayı alacaksanız demek anlamına gelmiyor.

    *adım 6: şimdi diyelim ki bu 2 seçenek arasında kaldım ya da siz birçok seçenek arasında kaldınız. illa hepsi aynı lokasyonda olmak zorunda değil. şimdi işin dedektiflik kısmına giriyoruz. expedia’yı açıyoruz ve aynı tarihler ile aynı şehri seçiyoruz. karşımıza bir liste çıktı. soldan yıldızı seçerek başlayacağız. hotwire’daki yıldız genelde expedia’da tutuyor fakat bazen hotwire’da 3.5 olan otel expedia’da 3 gözükebiliyor. bu yüzden hotwire seçimimize göre bir yıldız düşürerek yıldız aramasını güncelliyoruz. şimdi hotwire’da ilgilendiğim ilk otelin tüm özelliklerini expedia’ya ekliyorum. business center, fitness center hepsini seçiyorum. dikkat etmeniz gereken bir şey var: hotwire’da free olan internet expedia’ya high-speed internet olarak geçiyor. bu birebir karşılığı değil. free internet için expedia’da her otelin sayfasına ayrıca girip detaylı özelliklerini incelemeniz gerekiyor. bir de expedia’da “laundry service” ile “laundry facilities” farkı var. facility olan hotwire’da self service laundry diye geçiyor. hepsini seçtiğimde expedia’da az sayıda otel karşımda kalıyor. (chicago’da bu bölgede çok az otel varmış, benim önümde tek otel kaldı. bu pek olan bir şey değil. aslında iyi bir örnek de olmadı. genelde birkaç otel kalacak. bu noktada lokasyondan kaldıkları bölgeye ve söylenilen tripadvisor puanına bakacaksınız. zaten ihtimaller iyice düşecek. 2 ya da 3 ihtimal kalacak önünüzde. fiyat ile de kesinleştireceksiniz. bazen bir bölgede çok sayıda çok benzer oteller oluyor burada her şeye rağmen 2-3 otelden biri kalıyor. hepsini inceleyin, içinize sinerse de alın gitsin. )hatırlarsanız benim önümde 2 otel vardı, otellerden biri x fiyattan y fiyata inmişti ama diğerinde tek bir fiyat vardı. inceleyefceğim ilk otelin fiyatı ise hatırlarsanız $259’dan $87’e düşmüştü ve yeşil şerit vardı yani büyük bir indirim.. ben de şerite dikkat edin demiştim. önümde kalan otelin expedia fiyatı şu anda $377’den $264’e düşmüş durumda. :d 264’e düşmüş… hotwire’daki ise 259’dan 87’e düşmüş… bağlantıyı kurdunuz mu? 264, 259... tripadvisor puanını kontrol ettiğimde de review sayısı ve puanı birebir örtüşüyor. detaylı puanlara baktığımda da bu otel olduğunu iyice anladım. expedia’dan alsam vergi hariç 264’e patlayacak olan otel şu anda hotwire’da 87+vergi ile karşımda duruyor :) otel ise hilton chicago o'hare airport.

    bu noktada artık cebimde iyi fiyata gözümle gördüğüm ve içime sinen ya da sinmeyen bir otel vardı. şimdi hotwire’da bulduğum diğer oteli de inceleyeceğim. sonra da bu paraya alabileceğim expedia ve booking otellerine bakacağım (ve muhtemelen hotwire’dan rezervasyonu tamamlayacağım :))

    hatırlarsanız diğer otel $100 olarak listeleniyordu. herhangi bir ek indirim gözükmüyordu. bir de ona bakalım fiyatı neymiş expedia’da ve hangi otelmiş? tüm özellikleri seçtim ve lokasyona da dikkat ettim. önümde farklı farklı oteller kaldı. bir adet $99’lık otel var mesela, kafadan eliyorum çünkü hotwire’da $100 olarak listeleniyor. hotwire size hiçbir zaman liste fiyatından yükseğe oda vermeyecek. geri kalanlar $100 ve üstü, bu yüzden hepsini tek tek açıyorum. hemen hızlıca bir tripadvisor yorum taraması yapıyorum. benim otel 1000-1500 yorum arası 4/5 almış. expedia’da elimdeki otellerin ikisi 3.5yıldız ve birinin de review sayısı 300 civarı. bütün özelliklere uyan elimde 4 adet otel kaldı:

    crowne plaza hotel chicago o'hare, doubletree by hilton chicago o'hare airport ve hilton rosemont chicago o'hare. fiyatlarına baktığımda iki hilton’un da $149 olduğunu gördüm. crowne ise $133. bu otel bana sanki crowne gibi geliyor.

    bu noktada detaylı puanlara bakarak yorum yapılabilir ama daha fazla riske girmeye gerek yok bence. şimdi geniş geniş üçüne de bakıyorum. eğer üçü de aşağı yukarı içime sinerse (zaten hepsi benzer özellikte, aynı lokasyonda ve aynı segmentte oteller) bunlardan birini alabilirim. en kötü ihtimalle $30’lık bir kar ettim tek gecelik bir otel rezervasyonu için. ya da hotwire kullanıcılarının %60’lık önerisine rağmen daha üst segment bir otel olan hilton’u alabilirim. ne de olsa fiyatı $264’ten düşmüş durumda.

    *adım 7: ödemeyi yapıyorum ve beklediğim otellerden biri %90 oranla almış olduğumu görüyorum. bu an işin en heyecanlı anı. elinizde 2-3 ihtimal varsa hangisi gelecek diye bekliyorsunuz. benim oranım %100 ama ilk denemenizde gözden bir şey kaçar mı diye kesin konuşmak istemedim…

    elimizde bir de şöyle bir site var.
    http://www.betterbidding.com/?app=hotel_lists

    bu siteye girip hotels listte basınca, size güncel kazanılmış tekliflerden örnekler veriyor. mesela ıstanbul’da taksim ve civarını seçen ve “restoran, havuz, fitness, business vs vs.” özelliklerine sahip 5* otel satın alan biri hilton harbiye kazanmış ki muhteşem bir deal almış kendisi. bu siteyi de kullanabilirsiniz son adımda kararsız kaldığınızda.

    7. bu yeşil alanlar neye göre belirleniyor?
    otel yoğunluğuna göre belirleniyor sanırım. bazı bölgelerde km2’ye onlarca otel düşüyor. orada ufak bir bölgeye sahip cadde 3’e ayrılmış durumda olabiliyor. öte yandan istanbul’da moda, ataşehir ve bostancı tek bir alanda yer alıyor. yani istanbul’da kullanmak sultanahmet bölgesi için mantıklı olabilir fakat anadolu yakası’nda bahsettiğim alan trafik saatinde o kadar büyük bir alan ki aldığınıza pişman olabilirsiniz.

    8. benzer sistemi kullanan siteler var mı?
    priceline.com var. orada hem hotwire’ın kullandığı sistem var hem de biraz daha farklı bir sistem. kalbinizdeki özellikleri belirlediğinizde site bir liste çıkarıyor, siz de vermek istediğiniz maksimum fiyatı yazıyorsunuz. (kredi kartı bilgilerinizle) eğer o anda belirlenmiş onaylı bir alt limitle örtüşüyorsa, size anında kazandığınız otel açıklanıyor. hakimiyet elimizden bir tık daha gittiği için bu sistemi pek sevmiyorum.

    9. hotwire’da hotels sekmesine tıkladığımda otellerin adı gözüküyor. sitenin bir açığını mı buldum?
    :d hayır, bu oteller expedia fiyatları ile satılıyor bildiğim kadarıyla. adını görmemeniz gerekiyor.

  • öncelikle tdk, " orta çağ " şeklinde yazılması gerektiğini söylemiştir bu kelimenin. bu kurumdakiler acınası hâldedirler. dilerim bir an önce hepsi görevlerinden alınırlar.
    gelelim asıl konumuza,

    tatil dolayısıyla evdeyim ve kahvaltı yaparken müge anlı'ya bakındım. aman ya rabb'im!
    türkiye değil, 12. yüzyıl buhara'sı sanki.
    millet güpegündüz cinayet işlemiş ve hâlâ cinayeti işleyenlerin çoğu yakalanamamış.
    işte biraz geçmişe, hatta şöyle yaklaşık on asır geçmişe gidelim.

    ortaçağ dediğimiz dönem, çok mitolojik bir dönemdir. bu dönemle ilgili ne bulursanız okuyun derim.
    sanki mısır'daki, mezopotamya'daki, kuzey amerika'daki o medeniyetler hiç var olmamış gibi geçen karanlık bir dönem.
    bu dönemde devletlerin en iyi yaptıkları şeyler savaş ve ticarettir.
    hançer, kılıç ve ok ise en yaygın savaş ve cinayet aletleridir.
    kara ulaşımının atlar ve develerle sağlandığı bu dönemde can güvenliği konusu ise henüz tam olarak keşfedilmemiştir.
    sözüm ona bir haşhaşî, konya ovası'nda siz eşeğinizin üzerinde sakin sakin giderken bir anda önünüzü kesip hançeri boğazınıza dayayabilirdi.
    yahut londra'nın barnes köyüne gelen bir yabancı, kılıcıyla sizi lime lime doğrar ve köyden çekip giderdi.
    siz, robot resim çizdirebilmek için gönüllü olsanız da maalesef uzun bir süre bekleyip 1959 yılında, los angeled emniyetinden şerif peter pitchess'i bulmak zorundasınız.

    ortaçağ avrupa'sında faili meçhul cinayetlerde çoğu kez kedilerin katil sıfatıyla mahkemelerde yargılandıkları olurdu. " o bir kedi değil, bir cadıdır " cümlesi yeterliydi infaz için. böylece, esas katiller her daim hayatlarına özgürce devam edebilmişlerdir.
    yine bu dönemde avrupa'da kölesini öldüren kişiler cinayet ile yargılanmaz, kendi malına zarar vermiş sayılırdı.

    doğu'da ise ebu hanife'ye dayanan usûlle köle öldürmek kısas hakkı doğururdu ve kölesini öldüren kişi de öldürülürdü.
    tabii kölesini öldürdüğü kanıtlanır ise!

    ortaçağ türk devletlerinde ise islâmiyet öncesinde sadece örfî kanunlar yani töre hukuku geçerli idi.
    kısas yine bu dönemde de mevcut idi.
    öc alma hakkı da meşru idi ancak cinayeti işleyen kişinin bu cinayeti gerçekleştirdiği kesinlikle kanıtlanmak zorundaydı.

    türklerde, mete han döneminde başlayan bir uygulama da söz konusu idi. mete han, askerlerinden bazılarını günümüzde toplum polisi diyebileceğimiz şekilde görevlendirmişti. bu askerler bir nevi sivil polis gibi halkın içerisinde bulunmuşlar, gerek istihbarat gerekse olay önleme ve çözümleme aşamalarında yer almışlardır. nitekim buradan yola çıkarak türklerde faili meçhul cinayetlerin bu dönemde dahi araştırıldığını söyleyebiliriz. tabii göçebe kültürde yerleşik hayata göre çok daha zor olmuştur bu güvenliği sağlama çabaları.

    faili meçhul cinayet dediğimizde aklımıza ilk gelenlerden biri de ortaçağ'ın ünlü suikastçileri haşhaşîler ve liderleri hasan sabbah'tır.
    öyle ki bir dönem halk, sokağa çıkamaz hâle gelmiştir. haşhaşîler, bazen de güç gösterisi olarak öldürdükleri adamın başında bekleyip kaçmamışlardır. müthiş bir propaganda!

    tabii bu sebeple özellikle nizâmülmülk, müthiş bir istihbarat ağı kurmuş, bu istihbarat ağı gelişerek sadece haşhaşî tehlikesi ile değil, toplumdaki her türlü cinayet vs. gibi olaylarla da mücadele etmeye başlamıştır.

    çin ise belki de faili meçhul cinayetler konusunda dönemin en ileri gelen ülkesidir.
    dünyada adı sanı duyulmamış çeşitli zehirler, çok iyi yetiştirilmiş suikastçiler ve döneme nazaran güzel kadınları ile hem siyasî hem de sosyal hayatta birçok faili meçhul cinayetin müsebbibi olmuştur. öyle ki özellikle hunlar, ticaret yolları üzerindeki hemen hemen her kervana kimliğini gizleyen askerler yani bir nevi ajanlar yerleştirmek zorunda kalmışlardır.

    valar dohaeris ağalar.

  • var böyle kız. enfes birşey. tanıdım, yaşadım onunla biliyorum. bu sadece bir restaurant ya da barda hesaba ortak olmasıyla ilgili bişey değil.

    bakın şöyle birşeydir;

    erkek: eve geçerken şurdan iki pizza alsak mı ki?
    kız: almayalım
    e: aç değil misin?
    k: açım ama gerek yok. iki pizza için ne kadar para vereceksin?
    e: 20-25 falan heralde.
    k: ver o parayı bana o zaman...

    (kız bir markete geçer çocuk kapıda sigara içiyordur. kız elinde poşetlerle çıkar)

    k: makarna ve yoğurt aldım, sana güzel bir makarna yaparım 15 dakikada. fazladan bir paket aldım evde bulunsun. kola da aldım. bu arada peynir zeytin falan bir kaç şey daha aldım. tavuk alacaktım da para yetmedi. kahve de bitmişti sizin evde biraz kahve aldım.yemekten sonra içeriz. onu da sen yaparsın artık...
    e: bir ömür kahve yaparım sana ben...

    edit: evlendim onunla.

  • avustralyalıların da saçmalama konusunda inceden malezyaya yanaştığını görüyoruz.

    şimdi avustralyalılar geçen gün "biz bişey bulduk galiba" dediler. "ama bulduğumuz yer itin öldüğü yer. dünyanın en izole, en alakasız ıssız yeri" dediler.

    şimdide diyorlar ki, " bulduğumuz şeyler bölgeyi yoğun olarak kullanan gemilerden düşen paletlermiş".

    nasıl oluyor abi şimdi bu.

    lan bulmak istemiyorsanız söyleyin amk. gelip biz arayalım. konyaaltı sahilinde az yunus bisikleti sürmedik zamanında.

  • firdevsleşmek adlı metamorfizmayı bir kontrollü deney grubuyla halkımıza öğretmeye yönelik oldukça bilimsel bir dizi.

    kontrol grubu: firdevs

    deney grubu: adnan, matmazel, nihal, bihter, behlül, arsen ve niceleri.

    deney: bir adet firdevs birbirinden salak insanların teletubbyler gibi mutlu yaşadığı kocaman bir eve yerleştirilir, firdevs'in sürekli car car konuşurak ve her işe burnunu sokarak tüm deneklerle fikir teatisi sağlanır.

    deney sonucu: dizinin başlangıcında son derece gerizekalı bir o kadar da saf olan deneklerin bölümler ilerledikçe zekileştiği; entrika, dolap çevirme, kumpas, septisizim vb. konularda starter düzeyinde bile değilken birden upper intermediate seviyesine zıpladıkları gözlemlenmiştir. deneklerden adnan ziyagil'in "yedi uyuyanların önde gideni" olmasına rağmen hilmi önal'a yaptığı dalavere ile; diğer denek mademoiselle deniz decourton'un ise tipik bir firdevsium davranışı olan "şüphelen, kafanda kur, çaktırmadan dikizle" yöntemini başarıyla uygulamasıyla deneyin %99 oranında başarılı olduğu ortaya çıkmıştır.

    deneyin başarısız yönleri: peyker hala salaktır.

  • otobüse beraber bindik. taksime doğru gidiyoruz. ayakta ortadaki direğe tutunuyorduk. çok koşmuştum peşinden belli ettim hislerimi ama açılamadım. en azından ayıkken. geldi elimi tuttu. tutuş o tutuş.

    hiç konuşmadık yüzümüzde bir gülümseme ile galata kulesine kadar yürümüşüz. bir banka oturduk. nasıl bir mutluluk bendeki. etraftaki binaların pencerelerine bakıyorum. mayıs ayı böyle baharın da serin mi sıcak mı belli değil havası. dünya gözümde kocaman bir yumak gibi. ben çeviriyorum o dönüyor.

    o an hayatımın en güzel anı idi. çok sonra, o banka yolumuzu düşürüp evlenmek istediğimi söyledim; ağladık. pano'ya gidip sarhoş olduk. seneler geçti hala sarhoşum.

  • "anamıza bacımıza mı sövüyor allahın fransızı" diyenler için dev kültür hizmeti, buyrun:

    ritz'den bir süit verseniz, istemem!

    chanel'den mücevher, istemem!
    limuzin verseniz, ne yapayım limuzini?
    eleman verseniz, ne yapayım?
    neufchatel'de malikane, bana göre değil!
    eyfel kulesi'ni sunsanız, ne yapayım yahu?

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    iyi davranmandan yoruldum, bana fazla geliyor!
    ellerimle yemek yerim, ve evet ben böyleyim!
    sert konuşurum ve dürüstüm, kusura bakma!
    ikiyüzlülükle işim olmaz, kaçar giderim!
    boş laflardan bıktım!
    seni suçlamıyorum ve ben böyleyiiiiim!!

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    -mot a mot çevirmedim, gelip de kalbimi kırmayın- (burası şarkı sözü değil, çevirenin notu)

  • metroda o kadar insanın ortasında bıçakla bir kadına saldırabilecek cesareti kendinde bulabilen bir kişinin mutlaka daha önce de vukuatları vardır.

    sorun şurada: böyle potansiyel katilleri cezalandırmayan ve aramızda dolaştıranlar o koltuklarında neden oturuyor?

    bu arada kadına da helal olsun, hiç korkmadı.

  • 2006’da bizimkileri de böyle dövmüşlerdi. arap, türk fark etmiyor yani kazaklar için. boş yere içinize su serpilmesin.

    edit: 2004 değil 2006’da olmuş. düzelten arkadaşlara teşekkürler.