ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
masterchef türkiye
-
iki lafı bir araya getiremeyen ve duruma göre konuşan yarışmacıları olan program.
+ bunda sirke kullandın mı?
- ııı (tepkiyi ölçüyor) kullandım şefim.
+ ama bu yemeğe sirke konmaz.
- çok az kullandım hatta kullanmadım şefim.
+ gerçi yüksek ısıda bir miktar koyabilirsin.
- kullandım şefim. çok az ekledim.
+ ama çok fazla sirke geliyor.
- biraz kaçırmış olabilirim.
++ ben sirkenin fazla gelmesini seviyorum.
- o yüzden çok koydum şefim.
bu nasıl bişeydir! koyduysan koydum de. koymadıysan da koymadın...
sürekli bu tarz muhabbetler dönüyor.
inanılır gibi değil.
bir minibüste yaşanabilecek en dumur olaylar
-
2006 yılbaşı günü, küçük esat dolmuşunu kullanan şöförün hali. buyrun bakın:
http://i.hizliresim.com/r00pp7.jpg
vatandaş bütün bir saat bu şekilde kullandı aracı, kimse ne gülebildi, ne bir şey diyebildi.
edit: linki yeniledim.
tavuk döner yiyenler ilişki yaşamasın
çocukken atlas karıştırmak
-
bu atlasların ilk sayfalarından birinde bütün ülkelerin bayrakları olurdu. domates yerken bayrakları incelerdik.
işte o karikatür!
ahmet kaya şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
bir menekse kokusunda seni aramak var ya, bu hep boyle boyle gider mi...
---------------
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan
doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün
aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu
arasıra biliyorsun....
kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece dondurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun...
edit: imla
thodex
-
thodex olayının bir de hiç düşünülmeyen iç yüzü var, evet çalışanları. asgari ücretle çalışan, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde evlerine şafak operasyonu yapılıp 4 gün nezarethanede tutulan, ellerinden telefonları alınan, beraat ettikleri halde banka hesapları nisan ayından beri blokeli ve işe giremeyen çalışanları.
geçen gün bankadan mektup geldi, artık sizinle çalışmak istemiyoruz diye. hesap zaten blokeli onu geçtim de, bu insanlar size ne etti?
eşim bu insanlardan biri. zaten yeni girmişti işe 1 ay çalışabildi. maaşını da alamadı.
allahtan ben çalışıyorum ve evi bir şekilde geçindirebiliyorum ama bu devirde tek maaşla hangi ev dönüyor onu bir düşünmek lazım.
patron kaçıp gitti olan gene çalışana oldu. bu insanlar ev mi geçindiriyor, çocukları mı var, kira mı ödüyorlar kimsenin umrunda değil. daha dava bile görülmedi.
faruk bey bu haltları yerken 58 tane çalışanınızı oturup bir saniye düşündünüz mü acaba?
evimize polisler tekme ile kapıyı vurarak girdiğinde bebeğim korkudan saatlerce titreyip ağladı mesela, bunlar hiç umrunuzda oldu mu?
belanızı bulmanızı diliyorum. anne bedduasıdır bakın kıymetini bilin, kolay kolay çıkmaz ağızdan. en içten sövgülerimle.
muharrem ince'nin cnn türk'ü arayıp haşlaması
-
yürü be ince başkan, şu an şerefsiz medyaya sokup sokup çıkarmaktadır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"vücudunuz tüylü mü?
a) evet
b) hayır
meşe palamudu var istiyon mu?
a) evet
b) hayır
a'lar çoğunluktaysa sincapsınız."
ünlü replikleri pudra şekeri ile değiştirmek
-
bu maskenin altında bir pudra şekeri var hakim bey ve pudra şekerine hukuk işlemez.
mesajlaşmayı aniden kesen pervasız mesajlar
-
(bkz: iyiymiş)
bjk çarşı
-
bugün bedel ödemiş olan taraftar gurubudur.
adam olmanın bedelini ödediler, dik durmanın bedelini ödediler, siyah ve beyaz olmanın asla gri olmamanın bedelini ödediler.
stadyum artık hayal olacak.
ama biliyorlardı,
adam gibi bağıramadıkları stadyuma ihtiyacı yok onların,
yalakalık yapmadılar,
gereğini yaptılar, beşiktaşlı olmanın gereğini, türk vatandaşı olmanın gereğini,
hepsinden öte insan olmanın gereğini yaptılar.
bugün taksim direnişinde resmen hamallık yaptılar,
tam herşey boka sarmışken girdiler olaya,
kes bakalım diye meydana indikleri anda herkesin yüzünde bir gülümseme oldu.
erkek gibi geldiler, erkek gibi savaştılar ve erkek gibi kazandılar.
çevik kuvvet beyaz desene dediler, toma ele geçirdiler,
aynı brave heart filminde irlandalıların gelmesi gibiydiler,
bugün beni hüngür hüngür ağlattılar,
beşiktaşlıyım hem de en karasından, ama bugün beşiktaşlılığın değil sadece vicdanın da onurunu kurtardılar.
ülkede iklim değişirse, istenen güzel günler gelirse eğer, tarih kitapları bu siyah beyaz çocukları hep minnetle anacak,
ileride bir gün evladım olursa onları anlatacağım.
şimdi koyduk mu diyorlarmış,
koydunuz kardeşler koydunuz,
tüm bir halkın gönlüne adınızı koydunuz.
semtiniz erkek semti aşık etti herkesi
üzerinizden eksilmesin bayrağınızın gölgesi.
stadyum birkaç sene daha kalır heralde bu erkek tepkiniz üzerine. ama sağlık olsun,
#dahagüzelolacak
-
imamoğlu'nun sloganı bile çalınmış
psikiyatrist ile psikoloğun farkları
-
iki farkli meslegin az bilinen farklaridir.simdi oncelikle psikologlar hasta kabul edemezler dolayısıyla yaptıklari isin adi tedavi degil gorusmedir. psikiyatristler hekimdir ve tedavi etmekle yukumludurler. dolayısıyla psikiyatrik hastalığı olanlar psikiyatriste giderlerse olmayanlar ise psikoloğa giderlerse daha çok fayda görürler. ne yazıkki toplumda psikiyatrik rahatsizliklarin tedavi edilmedigi gibi bir inanis vardir. psikiyatrik hastaliklar kronik hastaliklardir ve tedavileri diger kronik hastaliklarla kiyaslanmalidir.
ornegin gunumuzde sizofreni yeni tani kondugunda tama yakin tedavi edilebilen bir hastaliktir. bunun yaninda diabet (seker hst.) sadece kontrol edilebilen ve tedavisi genellikle basarisiz olan bir hastalktir.
bipolar affektif bozukluk (manik depresif) tama yakin tedavi edilebiliyor ve kisinin ataksiz (free of disease) zamani 10-20 yillara yukseltiliyor bunun yaninda örneğin kalp yetmezligi tedavi edilemiyor sadece ilerlemesi durdurulabiliyor.
obsesif kompulsif bozukluk (eskiden beyin kanseri diye bilinirmis) tedaviye en az cevap veren psikiyatrik hastaliklardandir. (cevap oranı % 40-45 civarıdır) ayn oran akciger kanserinde % 10 u gecmez.
major depresif bozukluk ilacsız 6 ayda ilacla 1 ayda gecer ve ilac kullanımının devamıyla nuksu % 80 lere varan oranlarla engellenmektedir bunu kıyaslayabilecegimiz ornegin sinuzit cok daha sık nuks etmekte ve antibiyotik tedavisine ragmen gecmeyebilmektedir.
anksiyete bozuklukları (panik bozuklugu, jeneralize anksiyete vs.) ilac tedavisine ilk donemde %80 e yakin cevap verirler terapi + ilaçla uzun zamanda gidisleri de yine benzer oranlarda kontrol altina alinabilmektedir. tedavi basarisi orani kronik bronsit, anfizem gibi kronik akciger hastaliklarindan daha yuksektir.
psikiyatri kliniklerinin basarisi sifa/basvuran vaka orani , hematoloji, endokrinoloji, noroloji, kardiyoloji, gogus hastaliklari, onkoloji kliniklerinden daha yuksektir. dogal olarak ortopedi, kbb gibi branşlardan da daha dusuktur.
simdi bu durumda psikiyatrik hastaliklarin iyilesmedigi ya da psikiyatrik tedavilerin basarisiz oldugu inanısı ne derece dogrudur? psikiyatriste basvurma nedeni kiz arkadastan ayrilma ise psikiyatristten kiz arkadasi geri getirmesi mi beklenmektedir? psikiyatriste gitmenin sebebi icindeki varolussal catismalara felsefi bir son vermekse psikiyatrist ne derece bunu yapabilir? cevresinde kisilik ozellikleri sebebiyle hic sevilmeyen bir insani psikiyatrist sevilen bir insan haline ne derece getirebilir. sonuc olarak psikiyatriste gitmeden once iyice dusunulmeli, gidilen kisinin super felsefeden anlayan, hayatimizi degistirecek ak sacli super kahraman olmadigi (her ne kadar buna özenen psikiyatristler olsa da), hastaliklari tedavi eden bir hekim oldugu akilda tutulmalidir.