hesabın var mı? giriş yap

  • ben gönüllüyüm.

    bunu yapanları cehennemin dibine göndermeye gönüllüyüm.

    trollük yapmak değil amacım.

    41 yaşındayım, iyi bir hayatım ve mesleğim var.

    üniversite hocasıyım, doktorum, akademik ünvanım da var.

    biri kız, biri erkek iki küçük çocuk babasıyım.

    neyse cezamı söyleyebilirsiniz peşinen, çekmeye de razıyım.

    verin o adamları bana, ne yapacağımı biliyorum. ciddi söylüyorum.

    bugün bunu yaparım, yarın da eğer benim çocuklarıma yapılırsa ben cezaevindeyken, bu hayvanlara cezayı verecek adamlar çıkar böylece.

    bekliyorum.

    verin o adamları bana.

    tepkisiz kalmak istemiyorum.

    adalet ve hukuk bir oyun, bu olayda yapacakları birşey yok.

    boşanma, miras, mali suçlar ve kaçakçılık suçları hukukla çözülmeli.

    bu olayın mahkemesi olmaz, olamaz.

    debe editi: (bkz: #49205870)

  • seneler önce evde abiyle beraber internet cafe ortamı yaratılmıştır. online mmorpg oyunlarından biri oynanmaktadır birlikte canavar kesmece yapılmaktadır.
    oğullarının ne yaptığını uzun süredir çözmeye çalışan baba da onları izlemektedir.

    -ben şurdakileri öldürüyorum sen buraya gelme!
    -tamam ben de şurdayım.
    -olum bunlar çok güçlü..
    -eheh ezik seni ben dağıtıyorum bunları..
    -oha ne biçim vuruyo..

    baba bişey demeden gittikçe sokulmaktadır. ilgisini çekmeye başlamıştır oyun.

    -olum ölcem ben..
    -bişey olmaz kaç..
    -aha kaçamıyorum..
    -kaç lan kaç
    -aha ölüyorum yardım..
    -pot iç pot!
    -ölüyoruuuum!

    -eşşoooooğleeşşeek! abine yardım etseneeeee!

    -mauhahuahuauh
    -mauahahuahuhau

  • aşı karşıtlarının verileri çarpıtmaktan bıkmadıklarını gösteren bir başka haber. örneğin:

    - 100 kişilik bir popülasyonda, 95 aşılı + 5 aşısız varsa,

    - 95 aşılıdan 7'si ve 5 aşısızdan 3'ü hastaneye yatıyorsa,

    eğer aşı karşıtı bir cahilseniz, hastaneye yatan 10 kişiden 7'si aşılı olduğu için buradan hastaneye yatanların %70'i aşılı diye manipülasyon yapabilirsiniz. kağıt üzerinde doğru bilgi ama bu orana bakıp aşılar işe yaramıyor demek için salak olmak lazım.

    aklı başında mantıklı biriyseniz, aşının hastaneye yatıştan koruma oranının %90'ın üzerinde olduğunu, aşısızların hastaneye yatış oranlarının ise %60 gibi yüksek bir oranda olduğunu hesaplayabilirsiniz. işte aşı karşıtları bu iki oranı görmezden gelip yukarıdaki gerçeği yansıtmayan oranı işlerine geldiği gibi yayıyorlar. bunların veri çarpıtma tuzağına düşmeyin.

  • damarların mavi gözükmesinin nedeni farklı renklerin farklı dalga boylarına sahip olmasıdır.

    kanımız kırmızı rengini oksijen taşırken parlak kırmızı, oksijen seviyesi azalınca daha koyu ve mat kırmızı rengini alan kırmızı kan hücrelerinden alır. kırmızı ışık çok uzun bir dalga boyuna sahiptir. bu nedenle de kolay bir şekilde cildimizden kolayca geçerek kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin tarafından emilebilir.

    mavi ışık ise daha kısa bir dalga boyuna sahiptir. bu nedenle de çoğunlukla cilt tarafından yansıtılır. kolumuza tüm dalga boylarını içeren beyaz bir ışık yansıttığımızda kırmızı ışık emilecek, mavi ışık ise yansıtılacaktır. bu sayede de damarlarımız mavi gözükecektir.

    görsel

    ışığın farklı dalga boyuna sahip olması ve damar rengimizi belli etmesi farklı şekillerde de kullanılmaktadır.

    örneğin doktorlar bazen enjeksiyon yaparken damarların daha belirgin görülmesi için deriye kırmızı ya da kızılötesi bir ışık kullanarak bundan yararlanırlar.

    benzer şekilde bazı gece kulüplerin damarların gözükmesini zorlaştırıp, damardan uyuşturucu kullanımını önlemek için tuvaletlerinde mavi ışık kullanmaktadır.

    kaynak: bbc science focus

  • 11 yaşındaki oğlum çok büyük hayranı, ''anne, ilker'i aç, izleyelim'' der, videolarını izleriz beraber.

    gösterisi olduğunu duyar duymaz bilet aldım, gel gör ki, şöyle bir sorun gelişti. oğlum gitmem de gitmem diye tutturdu, niye? ilker de onu görecekmiş, niye 2. sıradan bilet almışım. onunla alay edermiş, rezil olurmuş. (seyrettiği amerikalı stand-up komedyenleri öyle yapıyormuş) 11 yaşında çocuk aklı işte!

    oyun günü geldi çattı kara kara ne yapsam diye düşünürken, aklıma birden ilker gümüşoluk'a instagram'dan mesaj yazmak geldi, olur da okurdu belki. çok kısa bir zamanda gördü ve hemen cevap yazdı sağolsun. ''hay allah, ne yapalım'' dedi. dedim bir ses kaydı gönderebilirsiniz. ''kuzey, oyuna gel, bekliyorum seni'' diye ses kaydı gönderdi sağolsun. bizimkinin heyecanını, korkusunu daha da arttırdı gerçi ama çok güzel jestti.

    neyse, gittik ve oğlum da ben de çok eğlendik. çıkışta da tam arabaya binmiş dönecekken, instagram'dan gelen mesajını gördüm. ''kuzey isterse fotoğraf çekilebiliriz, kulise gelebilirsiniz'' yazmış. koşa koşa salona döndük tabi. orada da çok kibardı, sağolsun.

    o günden beridir, sosyal fobisi ile ilgili sorunlar yaşadığımız oğlum kendi isteğiyle dışarı çıkmaya başladı, kendine güveni arttı. kendisine teşekkürü buradan etmek istedim.
    çok teşekkürler.

  • bulaşık nöbetinde piçlik yapmayacaklarsa sorun yok, çıkılabilir..

    tolstoy iyi de, dostoyevski'ye çok güvenmiyorum ne yalan söyleyeyim.. sebebini çözemediğim bir sinsilik var tipinde.. ayrıca, "yazıyorum ben" tripleri hiç çekilmez.. sanki ekşi'de yazıyor amk..

    tolstoy iyi ama.. onun da çevresi kötü gerçi.. yoksa iyi tolstoy..

  • işyerinde hali vakti yerinde olduğu belli olan bi abi keyifle anlatıyordu; 18bin ödeyecekmiş de 4bin de destek çıkmış.

    bir zamanlar eğitime katkı payı alınıyordu, ödeyemeyen yavrular vardı, onlar ne olacak?!
    okula giderken giyecek ayakkabısı olmayıp da, zemheride terlikle okula giden çocukların yaşadığı ülkede verilen destektir.
    hey gidi adalet hey!

  • bir tane var. oldugunde 69 yasindaydi, yasasaydi 79 yasinda olacakti. 10 sene olacak bu kasim. annemlerin evinin duvarinda, gicik bir mavi duvarin uzerinde duruyor resmi. sanirim tas catlasin 4-5 yasinda. sondan bir onceki cocugu ailesinin. dedem oturmus, kucuk amcam bir esbapla kucaginda. buyuk amcam omuzbaslarini tutmus. canakkale'de surgundeyken sacma bir hastaliktan 14 yasinda olen kucuk halam, dedemin ta o zamanlarda bile cekindigi buyuk halam. babasi ile aralarindaki sorun yuzunden once vermedikleri ve hatta baskasiyla evlendirdikleri, kocasinin vefatini duyar duymaz, kendi karisini birakip kosa kosa atinin terkisine atip kacirdigi babaannem. bacaklarinin arasina sikismis, sifir trasli, ayagindaki naylon ayakkabilari acele ile ters giyilmis babam.

    insan ozluyor babasini. o sifir trasli, ters naylon ayakkabilari ile. o surgun sehrinde kendi babasinin bacaklari arasina sikismis cocugun, dunyadan ayrilisinin uzerinden 10 sene bile gecmis. dusununce, uzucu aslinda ama guzel ayni zamanda. babasinin cocukluguna soyle bir goz atabilmis sanslilardanim ayni zamanda.

    annemin hic cocukluk fotografi yok mesela. o yuzden bana hic cocuk olmamis gibi gelir. annesiz buyuyen cocuklar, cocuk kalamiyorlar galiba. annemin de cocuk oldugunu dusluyorum simdi...
    tam zamani...

  • aşka uçma kanatların yanar. (sadi şirazi) ..
    aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar? (hz. mevlana)
    aşka vardıktan sonra kanadı kim arar? (yunus emre)
    aşkın açamadığı kapı kanatlanıp uçamadığı yer mi var? (demet akalın)