hesabın var mı? giriş yap

  • "yalnız 15 dakkadan önce gelmesin, yeni duştan çıktık da - sinemis, ceren, gamze"

    getiren adama da ayıp oldu ama. adam nefes nefese geldi çaldı kapıyı 4 tane erkek çıktı karşısına...

  • içinde yaşadığımız evrenden başka evrenler de olabileceği iddiasını ileri süren model. bu evrenler - en azından şimdiye kadar- birbirleriyle etkileşime girmediği için bunları gözlemlemek gibi bir şansımız yok. bu nedenle model, teorik olmaktan öteye geçemiyor.

    brian greene ya da bu konularla ilgili olan herhangi bir teorik fizikçinin kitaplarını okuyanlar bilir ki 1'den fazla çoklu evren modeli bulunur. hepsini burada tek tek anlatmak biraz zor olur. o yüzden birkaç tanesi üzerinde durayım ki merak edenler bir fikir sahibi olabilsin.

    1- kendisini tekrar eden evrenler var olabilir. bu modele göre evrenin sonsuz olması gerektiğini bir kenara not ederek başlayalım.

    etrafınızdaki her şeyi ve kendinizi düşünün. atomlar bir araya gelerek bizleri, dünyayı, galaksimizi oluşturuyor. sonsuz bir evren, sonsuz çeşitlilikteki atom dizilimi olasılığını da beraberinde getirir. bu durumda, evrenin herhangi bir yerindeki atomlar, etrafımızı ve bizi oluşturan dizilimleriyle tamamen aynı dizilimleri gerçekleştirecek şekilde bir araya gelebilir. yani evrenin bir başka köşesinde güneş sisteminin, sizin, benim, dünyanın ve her şeyin aynısını oluşturmuş olabilirler. yani evrenin bambaşka bir köşesinde de var olabilirsiniz.

    bence modeller arasında en fantastik olan -ve benim aklıma çok da yatmayan- versiyon bu.

    2- gözlemler bize evrenin genişlediğini söylüyor. şu hâlde zamanda geriye gidersek, evren gittikçe daralmalı ve öyle bir ana gelmeliyiz ki her şey tek bir noktada toplanmalı. bu anıbüyük patlama olarak biliyoruz.

    büyük patlama'nın açıklamakta eksik kaldığı bazı şeyleri kozmik enflasyon teorisi açıklıyor. kısaca şişme olarak adlandıracağım bu olay kuantum mekaniği ile birleşince varılan sonuç şu: şişme, evrenin her yerinde aynı anda sona ermemiş; a ve b noktaları arasındaki şişme sonlanırken, c noktasındaki şişme devam etmiş olabilir.

    bu neyi kanıtlar? eğer olay böyle gerçekleştiyse, şişmenin bittiği bölgeler, şişmenin devam ettiği bölgeler tarafından birbirinden uzaklaştırılır. böylece birbirinden bağımsız olan, birbiriyle etkileşime girmeyen 1'den fazla evren ortaya çıkmış olabilir.

    3- sicim teorisinden doğan modele bakalım.

    sicim teorisinin doğru çalışması için 6 ek boyut daha gereklidir. sicim teorisi tek bir teori değildir aslında. 5 farklı versiyonu bulunan bu teorinin birleştirilmiş hâli m teorisi olarak karşımıza çıkar.

    zar teorisi de denen m teorisine göre evrenimiz 11 boyutlu olmak zorundadır. bu 11. boyut, zara benzer bir yapı oluşturmak üzere açılarak genişleyebilir. bunun neticesinde de çok sayıda zar yapının oluşturduğu bir hiper uzay ortaya çıkar. bu zarların hepsi farklı bir evrenle ilişkilidir ve zarlar arasındaki çarpışmaların ortaya çıkardığı enerjiden doğarlar.

    4- süperpozisyon özelliğini temel alan model

    atom altı bir parçacığın hem dalga hem parçacık özelliği gösterdiğini biliyoruz. her parçacığı temsil eden bir dalga fonksiyonu bulunur. herhangi bir gözlem yapılana kadar parçacığın herhangi bir özelliği hakkında bilgimiz olmayabilir. örneğin parçacığın spini aşağı mı yukarı mı bilemeyiz. ölçüm yaptığımız ana kadar parçacığın spininin yukarı ve aşağı olma olasılığı eşittir. ölçüm yapınca bunlardan hangisi olduğunu görürüz ve böylece süperpozisyon durumu çöker.

    süperpozisyonun çökmesini temel alan modele göre, parçacığı ölçtüğümüzde gördüğümüz özellik bu evrende var olan özellik iken kalan %50 ihtimalli özellik, farklı bir evrende var olabilir. yani parçacığı ölçtük ve spini yukarı yönlü çıktı ise parçacık başka bir evrende de aşağı yönlü spine sahip olacak şekilde var olabilir.

    çıkan sonuç şudur: her gözlemde evreni ikiye böleriz ve yeni bir evren var ederiz. bilim kurgu film ve romanlarda ortaya çıkan "paralel evren" olayı, bu modelden başka bir şey değildir. hatta dede paradoksuna çözüm sunan zaman dallanması olayı da bununla ilgilidir.

    ***

    birkaçına değindiğim ve daha fazlası da var olan bu modellerin gözlemsel kanıtı olmadığından ve büyük ihtimalle eğer başka evrenler varsa, belki de hiçbir zaman birbirleriyle etkileşmeyecekleri için bu modellerin doğruluğu oldukça tartışmalı sayılır. matematiksel olarak elbette mümkün olabilirler ama bu var olmak zorunda oldukları anlamına gelmiyor.

    birbirinden farklı evrenler eğer varsa, fizik kanunları da birbirinden farklı olabilir. belki de bu nedenle, etkileşmemeleri çok daha iyi olabilir.

    ***

    her ne kadar gözlemsel kanıt yok demiş olsam da bir ufak not düşmek istiyorum. birkaç sene önce yapılan bir çalışma, bilim insanlarını epey heyecanlandırdı. galaksi topluluklarına büyük ölçekte baktığımız zaman, bunlar arasında boşluklar olduğunu biliyoruz. çalışmada o kadar büyük bir boşluğa rastlandı ki bunun, bir başka evrenle evrenimizin çarpışması sonucu ortaya çıkmış olabileceği ihtimali belirdi. tabii ki bunun için çok daha fazla çalışma yapmak gerekiyor ve belki de bu hiçbir şeyin kanıtı değil ama yine de yazmak istedim.

  • "metin oktay öldü: cennet artık tek forvet.
    lefter öldü: cennet artık çift forvet
    aykut kocaman öldü: cennet tekrardan tek forvet. lefter artık sol açık."*

  • benim işimin polisi sevmek olmaması fakat polisin görevinin beni korumak olmasından kaynaklanır.

  • unutmak isteyen veya unutanlar için;

    7 haziran 2015 tarihinde, şu başımızdakileri def etmek için bir şansımız olmuştu.

    bu şansı maalesef iyi değerlendirememiştik o dönemde.

    malum stepne parti liderinin, daha seçim sonuçları netleşmemişken, iktidarda olan partinin olmadığı "çözüm" önerilerine kapıyı kapatması, en büyük nedeniydi bunun.

    ardından, sanki tüm türkçe sözcükler bitmiş gibi "istikşafi" gibi bir sözcüğün seçildiği, görüşmeler yapıldı, en çok oy alan partiyle diğer partiler arasında. elbette herkes farkındaydı, bir seçime daha gidebilmek için zaman kazanma oyunları olduğunu bunların.

    elbette görüşmelerden sonuç çıkmadı ve "seçim" kararı alındı.

    ve sonrasında da hemen tüm ülkede "patlama"lar olmaya başladı.

    ne tesadüf!

    bunlardan en büyüklerinden biriydi işte 10 ekim patlaması.

    olan, yurttaşın hakkını savunmak isteyen, özgürlük isteyen, hukuk isteyenlere oldu, her zamanki gibi.

    onlar gitti.

    yaklaşık bir ay sonra seçim oldu.

    daha birkaç ay öncesinde, iktidarı devretme olasılığı dillerde dolaşan bir parti, yeniden çoğunluğu aldı.

    ondan sonra olanlar ise, meclisin devre dışı bırakıldığı, saçma sapan bir yönetim modelinin başımıza gelmesi ile sonuçlandı.

    unutmayın bunları kardeşlerim.

    o insanlar boşu boşuna ölmüş olmasın.

    kanları yerde ve o "kan"ların kimlerin elinde olduğu da ortadadır.

    o seçim sonrası, muhalefet biraz daha akıllı davranmaya başladı ve büyükşehirleri aldığımız bir seçim başarısı yakaladık, kısa süre önce.

    ama işimiz daha bitmedi.

    önümüzde bir "seçim" daha var.

    işte o seçime kadar, sabırla ve yaşadıklarımızı unutmadan, beklememiz gerekiyor.

    o seçim gününde de gereğini yaparak, 10 ekim 2015 günü yaşamını yitirenlerin, yattıkları yerde huzur bulmalarını sağlamamız gerekiyor.

    bu da bizim boynumuzun borcudur, kardeşlerim.

    ali ismailler için,
    berkinler için,
    kuddusi okkırlar için,
    türkan saylanlar için,
    ethemler için...

    ve 103 yurttaşımız için...

    abdülkadir uyan
    metin kürklü
    gökhan akman
    orhan ışıktaş
    gülhan karlı elmascan
    yılmaz elmascan
    nevzat sayan
    bilgen parlak
    hacı kıvrak
    rıdvan akgül
    fevzi sert
    hacı mehmet şah esin
    gökmen dalmaç
    elif kanlıoğlu
    hakan dursun akalın
    ercan adsız
    ayşe deniz
    berna koç
    fatma esen
    gülbahar aydeniz
    eren akın
    canberk bakış
    tayfun benol
    nizamettin bağcı
    kasım otur
    başak sidar çevik
    nilgün çevik
    resul yanar
    mehmet ali kılıç
    tekin arslan
    sezen vurmaz
    dilaver karharman
    umut tan
    onur tan
    sarıgül tüylü
    dilan sarıkaya
    ali kitapçı
    ismail kızılçay
    muhammet demir
    korkmaz tetik
    veysel atılgan
    ibrahim atılgan
    emine ercan
    kübra meltem mollaoğlu
    meryem bulut
    seyhan yaylagül
    ebru mavi
    ali deniz uzatmaz
    ziya saygın
    vahdettin özgan
    cemal avşar
    ahmet katurlu
    selim örs
    azize onat
    dicle deli
    güney doğan
    binali korkmaz
    mehmet zakir karabulut
    leyla çiçek
    metin peşman
    mesut mak
    adil gür
    gökhan gökbönü
    şebnem yurtman
    osman turan bozacı
    idil güneyi
    abdullah erol
    mehmet hayta
    özver gökhan arpaçay
    şirin kılıçalp
    uygar coşkun
    ahmed alkhadi
    nurullah erdoğan
    gözde arslan
    aycan kaya
    yunus delice
    sevgi öztekin
    mehmet tevfik dalgıç
    sevim şinik
    emin aydemir
    fatma karabulut
    ramazan tunç
    erol ekici
    feyyat deniz
    necla duran
    osman ervasa
    ramazan çalışkan
    vedat erkan
    abdülbari şenci
    niyazi büyüksütçü
    gazi güray
    sabri elmas
    erhan avcı
    ümit seylan
    serdar ben
    hasan baykara
    fatma batur
    bedriye batur
    nevzat özbilgi
    ata önder atabay
    esfet duran
    mustafa budak
    ağa bayar

    ve katledilen yeşil için, önü kesilen sular için, ateşe verilen ağaçlar için...

    tanım : yüreklerimizin bir kısmını orada bıraktığımız kanlı eylem.

  • marca'da hakkında çıkan yazıyı ismail er tarzı ele alırsak;

    "maç sonrasında nuri'yi odasına çağıran tecrübeli çalıştırıcı "alman liginde takımına şampiyonluk yaşatmış bir oyuncusun. ben seni buraya baş rol oyuncusu olman için getirdim. bunun için biraz daha özveri göstermen lazım. ben takımını atağa kaldıran, sert şutları ile kalecilerin korkulu rüyası olan, lider kimliğini sergileyen bir oyuncu istiyorum. kafamdaki nuri değilsin" diye konuştu..

    hocasının sözleri karşısında duygulanan nuri ise "camianın beklentilerinin farkındayım. yaşadığım ağır sakatlık sonrasında elimden gelen her şeyin en iyisini yaparak eski günlerime dönmeyi arzuluyorum. kendimi daha da toparlayacağıma ve camianın gözüne gireceğime söz veririm. sizi utandırmayacağım" şeklinde cevap verdi."

    (bkz: kafamdaki tello değilsin)

  • profesörünün her an trafikte kavga edip, koltuğun altından haydarı gösterecekmiş gibi baktığı kafedir. tokio da bir dönemin vazgeçilmezi ayça_22'ye benziyor. sanırım kafedeki en çok benzeyen detay kırmızı tulumlar ve dali maskesi.

    ama ben yine de bu fikri beğendim. yaratıcı gözüküyor.