hesabın var mı? giriş yap

  • ohoo bu paylaşım az bile.

    size şimdi gün içinde paylaşılan 2 adet kareyi anlatmak istiyorum. lan aslında şeytan diyor direkt koy resmi buraya da hadi neyse. bu kız mafya bozuntusu süper zengin biriyle evli onu da not olarak vereyim.

    paylaşım 1: kızımızın son model bmw'sinin içini kırmızı gül yapraklarına boğmuş beyimiz, 4-5 farklı poz çekilmiş ve ortaya karışık bi kolaj yapılmış. bu paylaşım öğle saatlerinde.

    paylaşım 2: akşam saatlerinde de asıl görüntü geliyor. küvet doldurulmuş, etrafında mumlar loş bir ortam. suyun üstü gül yapraklarıyla dolu. bu paylaşımın en deli noktası da fotoğrafa yapılan yorum "arabayı anladık da banyoda ne işiniz var". lan ne işi olacak, kıza kese atacak hali yok ya.

  • seste mukemmelligin pesinde kosan, en gercek, en saf sesi uretecek bir sistem kurmak icin onbinlerce dolar harcayan, bu ise gonul vermis insanlar. bilgi, kultur, emek, zaman ve para isteyen bir tutkudur bu
    (bkz: high end)

  • nurseli idiz'le aynı odada kaldık amatemde.

    çok kibar, çok hoşsohbet bir insan. şöyle bir diyalog geçmişti aramızda hiç unutmam;

    n.i: ben bir oturuşta bir büyük içiyorum.
    ben: bende de o kadar para olsa ben 2 büyük içerim aq.

    hey gidi günler.

  • --- spoiler ---

    "uyuşturucu batağına sürüklendim."
    --- spoiler ---

    gören de arap çarşafına bonzai sarıyor sanacak. ulan lüks otomobilin içinde kokain çekiyorsun, gelmişsin 1 lira için adam bıçaklayan tinerci edebiyatı yapıyorsun.

  • yüzmede, kollar kadar ayakların da önemi büyüktür. birbirini dengeleyen iki ayak arasında, başka bir ayak daha varsa tabii ki başarı elde edemezsin.

  • işsizim, hem de ağır. 10 bin 15 bin alanlar var bi saniye. lan kazı kazanda kazanmayı hayal edebildigim en yüksek meblag 10 bin benim. allahinizi severseniz ciddi misiniz lan? ben aylık 2 bin alanlara zengin gözüyle bakıyor, ve hedef olarak ancak 2 bin lira kazanmayı koyuyodum önüme, bin lirasini giderlere versem bin lirasi oh mis, hatta iyi bi cocuk olursam araba bile alabilirdim. ama siz 10-15 diyince.. lan ya.. dil bilmek çok önemli tabi. neyse memurluk da güzel tatili fln var, garanti iş.. dimi lan :(

  • yıl 1971 .mevsimlerden kış.erzurumdan ığdıra burunlu otobüsle (kamyondan bozma otobüs) seyahat edilmekte..hava çok soğuk,camlar içerden bütünüyle buz tutmuş,dışarı görünmüyor.ön ve arka kapıların arasına ilave fitilimsi bir bir madde yerleştirilmiş,herkes palto,kaput ne bulduysa giymiş.otobüste kalorifer filan yok..yol açık , gidiyoruz ama donuyoruz.bir saat kadar sonra yolculardan biri "hele şu kaloferi yah" dedi.ben yeniden arandım kalorifer nerde diye..öyle bir şey yok...(allah allah ne kaloriferi) diyorum içimden.birden muavin büyük bir tepsi çıkardı.içi odun külü dolu...çapı bir metre.mor ispirtoyu döktü yaktı.bir sıcaklık bastı yüzümüzü.ısınır gibi olduk.böylece aralıklarla dört-beş defa " kalofer"i yaktılar.mola yok.her ısınmanın
    sonunda oksijen yokluğundan nefes alamıyoruz..dokuz saat sonra ığdır'a vardık,yarı baygın...

  • genelleme yaparsak bayanlar futbolla ilgilenmez. ama dünya kupası, avrupa şampiyonası veya şampiyonlar ligi maçları olduğunda uzaktan da olsa muhabbete katılmaya çalışırlar. az önce şampiyonlar ligi kura çekimi ile ilgili olarak işyerimdeki bayanların konuşması:
    nazife- fenerbahçe'ye roma çıkmış
    ben - kızım hangi internet sitesine bakıyorsun sen, chelsea çıkmış.
    nazife- hangi ülkenin takımı o?
    ben - ingiltere.
    şeyda - roma da ingiliz takımı mı?
    ben - yok ebesinin örekesi ali sami
    şeyda - ne?
    ben - kızım roma italyan takımı ama fenerbahçe'ye ingiliz takımı chelsea çıkmış. italyan takımı roma çıkmamış. hem roma italya'da bir şehir.

    bu sırada bayanlardan biri olan melike telefonda birisine anlatıyor.
    melike - fenerbahçe'ye italya'dan bir takım çıkmış çelsi'miymiş neymiş adı

    baba kurtarın beni allaaaşkına ya!

    "hacım nerde sizin şirket, ben gelir anlatırım onlara ofsaytı" diye mesaj atacak suserlere peşinen edit: ablalar 40 yaş üstü, geçimsiz, bekar ve kapıdan yan geçiyorlar.

    düzeltme 2: her bitli baklanın bir kör alıcısı varmış hakikaten

  • dünyanın en dandik terör örgütlerine ev sahipliği yapmaktadır.

    de_dust: awp'lerle ak-47'lerle el bombalarıyla kevlar'larla donatılmış bu örgüt üyeleri, ellerindeki bir bombayı terkedilmiş bir pazar yerinin köşesinde patlatırlar. o sırada patlama yarıçapında olan terörist ve ct'ler dışında kimse ölmez. duvarlar bile zarar görmez. o yüzden basına ufak bir kutuda çıkar, ses getirmez.

    cs_italy: bir grup bilimadamını esir alan teröristler ct'lerin geleceğini bile bile zamanları ve yeterince mesafeleri olmasına rağmen tutsakları alıp kaçmayı düşünmez. onun yerine beyhude bir onur savaşına girip telef olurlar. olay ct'lerin başarısı olarak anılır, teröristler de bilim adamlarını pazarlık unsuru olarak kullanma fırsatını kaybederler.

    cs_office: bir grup ağır silahlı terörist, bir medya ofisini basarlar. fakat haftasonu geldiklerinden ofiste temizlik görevlileri dışında kimse yoktur. plansız baskından dolayı seçeneksiz kalan teröristler geri kaçıp daha uygun bir zamanda gelmek yerine temizlik görevlilerini esir alıp ct'lerin müdahalesini beklerler. şanlı mücadeleleri hezimetle sonuçlanır.

    cs_assault: teröristler bir nakil merkezini basar ve oradaki lojistik yöneticilerini esir almak isterler. fakat yöneticiler kendilerini içeri kitler polisi ararlar. o yüzden teröristler dört bir yanı açık olan son derece güvensiz, sniper saldırısına müsait bir yerde kapana kısılırlar. basına "ahah gerizekalılar" manşetiyle çıkar.

    de_aztec: aptal teröristlerimiz "abi her yerde güvenlik her yerde polis. şöyle gidelim dağa kıra bayıra orada eylemimizi yapalım paşa paşa" kararını verirler ve güney amerika'da bir maya tapınağına ağır silahlarla ve kalabalık bir ekiple saldırırlar. bombayı patlatmayı başarırlar. bombanın patladığı yerde hafif bir kara leke oluşur, başka da bir zarara yol açmaz. rutin bakım sırasında o siyah leke silinir. teröristleri de bir daha kimse hatırlamaz.

    de_nuke: greenpeace üyeleri nükleer silah üreten bir fabrikayı sabote etmek için mekana el bombaları, tüfek ve anket formlarıyla saldırırlar. lakin saldırı zamanı olarak alışkanlıktan öğlen 1'i seçtiklerinden o sırada yemek molasından dönmekte olan güvenlik görevlileri hepsini öldürür. en akla yatkın ve ses getirecek eylem fikri olmasına rağmen greenpeace çalışanlarının bu kadar kolay telef olmasındaki en önemli unsurun hepsinin birbirine kelepçeli olması gösterilmiştir.

  • çok üzücü bir haber. nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama silahla işlenen cinayetlerin çoğunda katil büyük oranda ailesini, akrabalarını, komşusunu, arkadaşını, nişanlısını öldürüyormuş. yani siz kim olduğu belirsiz düşmanlara karşı silahlanarak kendinizi koruduğunuzu düşünürken sevdiklerinizin katili olabilirsiniz.