hesabın var mı? giriş yap

  • 1986 yılında van'a tayin edilmiştim. daha doğrusu sürülmüştüm..1987 de siyasi yasaklıların (demirel,ecevit vs) yasaklarının kaldırılması için referandum yapılacaktı. turgut özal yasakların devamından yanaydı. bu nedenle anap yasaklar lehinde , muhalefet ve hüsamettin cindoruk aleyhte propaganda yapıyorlardı. hüsamettin cindoruk vanda miting yaparken özal için “kaldırım mühendisi”demişti.o dönemde de kraldan fazla kralcı savcılar vardı. hemen başbakana hakaret suçundan cindoruk hakkında dava açtılar.özal da müşteki müdahil oldu. bu davaya ben bakıyordum.

    van başsavcısına uğramıştım. odasında otururken telefon çaldı. adalet bakanlığı
    müsteşarı arıyormuş.bir süre konuştuktan sonra “davaya bakan hakim şimdi yanımda isterseniz ona sorun” dedi. telefonu aldım kendimi takdim ettim. “ bizim dava ne oldu” dedi. şaşırdım. “sizin davanızı anlayamadım”dedim. “canım sayın başbakanımızın davası “dedi. bu derece taraf tutan bir müsteşar olacağını tahmin etmezdim. ( sonradan neleri gördük). biraz atıştık. sonuçta dava sonuçlandı.savcı temyiz etti. yargıtay beraet kararını tasdik etti.

    yani bu söz, yargı kararına göre hakaret değildir.

  • mantiklidir. zira ımamoglu'na oy verecek saadet partili zaten verir. diger turlu, chp'ye eli gitmeyecek saadet partisi secmeni gidip binali'ye basabilirdi.

  • bebeklere bir şey diyemiyorum çünkü tek yapabildikleri gülmek ve ağlamak olduğu için uçakta avazı çıktığı kadar ağlaması çok normal. denk gelince üzüyor ama yapacak bir şey yok. ama 3-5 yaşına gelmiş artık laftan anlayan bir çocuk koltuk tekmeliyor avazı çıktığı kadar bağırıyor koltuk arasından uzanıp saçımı falan çekiyor ve anne babası ah çocuk işte canım gibi salak tepkiler veriyorsa o çocuğu elimin tersiyle koltuğuna yapıştırmak hakkım olmalı. o çocuk olduğu için öyle yapmıyor anne baba olarak siz vasıfsız olduğunuz için öyle yapıyor. gelip şımarta şımarta büyüttüğünüz çocuklarınızı burda savunmaya kalkmayın eğer zaptedemiyorsanız bizden uzak tutun. şımarıklıklarına tahammül etmek zorunda olan biz değiliz.

  • ders anlatırken sürekli gözüme batan ve beni strese sokan şey. neredeyse her sınıfta en az 5 tane bulmak mümkün. öğrencilerin zaten ders dinledikleri de yok. teog'a kalmış çok az. bunlar bu çarkı çevirerek sınava hazırlanıyorlar sanırım.

  • en önemli olmasa da bel kıvrımı ve açısı bu kriterlerden biridir.

    nasıl mı? anlatayım.

    teksas üniversitesi’nde yapılan iki psikolojik çalışma var. bunlardan biri, modern erkeklerin kadınların kıvrımlı kalçalarını çekici bulmalarını konu alıyor.

    100 erkeğe bel kıvrımı açıları farklı olan kadın resimlerini göstererek çekicilik düzeylerine göre puanlamalarını istemişler. erkekler 45 derecelik bel kıvrımına sahip kadın resimlerini en çekici bulmuşlar.

    görsel1

    bunun nedeni de 45 derece bel kıvrımına sahip kadınların sahip olduğu bu omurilik yapısı, hamile olduklarında ağırlıkları kalça üzerinde dengelenmesini sağlıyor. bu kadınlar hamilelik esnasında daha verimli bir toplayıcılık yapabiliyordu ve omurilik hasarı yaşama ihtimalleri daha düşük oluyordu. erkeklerin bu tip kadınları tercih etmesi de fetüsün ve yavrunun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilen ve ayrıca çoğul gebelikleri sorunsuz atlatabilen eşlere sahip olmasını sağlıyordu.

    görsel2

    diğer çalışma ise bu ilk çalışmayla alakalı. erkeklerin bu açıya sahip kadınları tercih etme sebebinin daha büyük kalçaları yansıtması mı yoksa omurgadaki açıyla mı alakalı olduğunu sınıyor.

    bu çalışmada ise 200 erkeğe kalça büyüklükleri farklı ve omur sıkışmalarına sahip olan, fakat her koşulda 45.5 derecelik kıvrımı koruyan kadınların resimleri gösterilmiş. erkekler he seferinde kalça boyutunu önemsemeksizin, omurga eğimi istenen düzeye yakın olan kadınları tercih etmişler.

    görsel3

    bu çalışmalar bize gösteriyor ki erkeklerin güzellik algıları evrimsel baskı ve seçilimin sonucunda binlerce yıllık bir sürecin sonunda şekillenmiş.

    biz ne kadar bilinçli olarak fark etmesek de eş seçiminde arka planda sürekli hayatta kalma mekanizmaları işliyor ve bizi, yavrularımızı hayatta tutacak en iyi eş adayını seçmemiz konusunda yönlendiriyorlar.

    kaynak

    edit: görsel eklendi.

  • el yumrugu yemedigi icin kendininkini balyoz zanneden bi cocuk taparin dehsete dusurucu ifadeleri..

    bir psk olarak hicbir zaman cocugunuzu salin cayira sigir gibi buyusun seklinde bir "ozgurluk” ogutu vermedim..

    siz baskalarinin ozgurlugune tecavuz etmediginiz surece ozgursunuz.. bu is hak ihlallerine girerse o zaman bal gibi de haksizsin..

    cocuguna adap edep ogreteceksin.. sen elinden geldigince o cocugu birlikte yasanabilir, topluma entegre bir birey haline getireceksin; digerleri de sana tolerans gosterecek..

    ama yok sen cocugu salacaksin koridora, bi o yana bi bu yana parmak atacak cocuk ve sen de diyeceksin ki ne olacak canim cocuktur..

    baskalarindan bekledigin bu toleransi, madem ki cok elit ve dusunceli birisin sen rahatsiz olanlara gostereceksin sigir..

    bi de demis ki bir yumrukta yere sererdim bilmem ne.. borbo klavyeli seni

    edit: “anne baba olma ayricaligiyla henuz tanisamamis” seklindeki ifadesiyle de ztn ne kadar bos bir kibre sahip oldugunu anliyoruz bu adamin.. ulan kirpinin de inegin de atin da kedinin kopegin de yavrusu var.. dogada herkesin ilk yaptigi isi buyuk bir esermis zannetmen ne buyuk bir sigliktir ya.. ne oldu yani? dunyada ureme problemi vardi da 7 milyar insandan bir siz mi üremeyi basardiniz? madalya taktilar mi? bi plaket falan?

  • şu anda onun şehrinden kendi şehrime giden bir otobüsün 21 numaralı koltuğunda yazıyorum bunu. onu başka bir şehirde bırakıp tekrar beni kimsenin beklemediği o eve gidiyorum...virusten dolayı 3 aydır onu göremedim... geçen cuma biraz umut ve koskoca bir korku ile yanına geldim. acaba beni unutmuşmudur diye korktum... çok korktum... bu dünyadan yok olup gitmeye razıyım... yeter ki beni unutmasın... mutfakta yerde oturmuş bebeklerin o mutfak eşyaları ile oynama rituelini gerçekleştiriyordu... kızım dedim... bana baktı bir an... elindeki eşyaları düzenli ve sakin bir şekilde bıraktı elinden. ayağa kalkıp bana yürüdü ellerini uzattı. kucağıma aldım. başını omzuma koyup defalarca baba dedi... sonra bana evdeki insanları tanıtmaya başladı. anne anne, dede , teyze.... diye.. sanki ben onları tanımıyorum gibi... sonra bana odasını gösterdi oyuncaklarını. sonra otur dedi oyuncak oynayalım... bir odada 6 7 kisi otururken ben ayağa kalkınca baba otur diyor. giderim yine diye... otur... maalesef 4 gün sonra otur dese dahi oturmadan yola çıkmak zorunda kaldım... dün gece onu ben uyuttum annesinin 4 aylıkken uyuturken dinlettiği ninniyi açtım... gülümseyerek uyudu... 25. mayıs tarihinde vefat etmişti annesi.. üzerinden 1 25 mayıs daha geçti...

  • aylardır aktif olarak kullanıyorum ama bir kişiyle bile eşleşemedim. artık görüşme sohbet olaylarını geçtim eşleşince nasıl bir program arayüzü falan çıkıyor onu görsem yetecek.

  • herkesin malumu olan bi' gerçek. hangi mekan ki yuvarlak tabak yerine kare/dikdörtgen tabakla yemek getirir, o mekan çok fena hesap kitler... evet.