hesabın var mı? giriş yap

  • "x tarihi x rezaleti" başlıklı ilanlar açan yazar ekibine katıldığıma inanamıyorum ama yaşadıklarım o kadar ağırıma gitti ki belki bu şekilde sesim duyulur dedim.

    31 yaşında bir kadinim ve sivas'ta yaşıyorum yaklaşık üç yıldır yürüyemiyorum sadece yüzme havuzunda yaptığım hareketler beni rahatlatıyor ve gevşeyip hareket etmemi sağlıyor.ne yazık ki burada suyla fizik tedavi uygulayan bir merkez yok ama "sana ne oldu","amaaan çok gençmiş","kızım sen bir ziyarete git","vah vaaah" diyen lüzumsuz ve meraklı teyze çok.onlardan uzak olacağımı düşündüğüm ,eşimle birlikte gidebileceğimiz tek yüzme havuzu olan hilton garden inn oteline ait havuza gitmeye karar verdik ki havuzda engellilerin suya girip çıkmasını sağlayan "engelli havuz asansörü"nün olmadığını öğrendim.muhatabımın hilton olmasının verdiği rahatlıkla,asansör yapılmasını rica ettim.ilk tepki çok olumluydu,hemen fiyat alıp taktıracaklarını söylemişlerdi ki bu olumlu hava bir hafta sonra dağıldı.
    tekrar aradığımda,konu hakkında görüştüklerini ve bana döneceklerini söylediler.döndüler de...
    "x bey,3 ay gelecek tek kişi için bu ürünü alamayacağımızı söyledi"
    ertesi gün x bey'e ulaştım,önce geleneksel cümleler sarf edildi;
    "ilginiz için teşekkür ederiz özge hanım,benim babam da felçli biz aynı taraftayız özge hanım" sonra konuya girdi,adam havuzun işletmesini onun aldığını,zamanında yapılması gereken engelli asansörünün yapılmadığı için onun başına kaldığını,masrafından dolayı da programa alamadığını ama çıkmaz ayın son çarşambasında alınabileceğini belirti ekledi "şimdi siz o halde yüzebilecek misiniz?birde cankurtaran görevlendirip para mı vereceğim?"
    bu işin havuz birimini işleten x bey ile olmayacağını anlayınca otelin müdürüne ulaştım,5378 sayılı kanunu hatırlattım,engelli hakları vs vs...müdür tam beş gündür bana dönecek..

    yanii benim yüzmem gerek,düşmeden yapabildiğim tek hareket bu,şöyleyim,böyleyim,şöyle zor durumdayım demek istemiyorum,bir şekilde hayatımı dolu dolu yaşamaya çalışıyorum ama benim yüzmem gerek ve ne yazık ki sivas'ta yaşıyorum.

  • ürkünçlü olaydır. işin ilginç kısmı; haberdeki ailenin soyadının "toprak" ve bununla aynı olayları tecrübe eden diğer ailenin soyadının "taş" olması. "su" ve "hava" aileleri dikkatli olsun. "tahta" aileleri de espri yapmasın.

  • böyle önemli insanların olduğu ortamlarda mutlaka bir münasebetsiz olur, kendini önemli kişiye ispat etmek isteyip kendince çok zeki bir soru sorar. sorusunu yönelttikten sonra "bu kadar zekice bir soru bu insanın aklına nasıl geldi acaba" nazarlarını üzerinde hissetmek ister.

    14'üncü dalai lama tenzin gyatso bir söyleşide soruları cevaplandırırken aynen böyle bir dallama kalkıp şöyle tırt bir soru soruyor:

    "efendim. hayatınız boyunca dilsiz olsaydınız ve sadece bir an konuşabilecek olsaydınız, o bir konuşabileceğiniz anda ne mesajı vermek isterdiniz?"

    dalai lama da şöyle cevap veriyor:

    "bu çok saçma bir soru. duruma göre değişir. eğer o an çok açsam 'bana hemen yemek verin' derim."

    alelade bir popçuya bile böyle bir soru sorulunca, kamuoyuna karşı sorumluluğu olduğunu düşünüp "barış, barış içinde yaşayabilmektir derdim" gibi moron cevaplar verebilirken, büyük bir topluluğun ruhani lideri "sen ne soruyon la değişik" diyebiliyor. esaslı adammış.

    http://www.liveleak.com/view?i=098_1440638334

  • fıkra bu ya, temel, alman ve fransız bir adada yamyamların eline
    düşerler.

    elleri kütüklere arkadan bağlanış vaziyette idamlarını beklerken
    yamyamların reisi şöyle der:
    -'hepinizin derisini yüzüp bizim için hayati önem taşıyan kanoların
    yapımında kullanacağız ama adetlerimize göre,son arzunuz her ne
    olursa olsun yerine getirilecektir'

    alman gerçekleştirilmesi imkânsız bir şey isterse ölümden yırtacağını
    düşünür ve buz gibi bira ile yanında kızarmış patates ister.

    reisin talimatıyla patatesler kızartılır, batık bir alman
    denizaltısından edinilen bira da almana ikram edilince alman
    şaşırır,son ziyafetinden sonra herkesin gözü önünde derisi
    yüzülür ve derisinden kano yapar yamyamlar.

    fransız da en az 50 yıllık fransız şarabı istediğini söyler, reis 2
    adamını adanın arkasında 60 yıl önce karaya oturmuş olan fransız ticaret
    gemisine gönderir ve mahzeninden getirtilen şarabı fransız içtikten
    sonra onun da derisini yüzüp kano yaparlar.

    sıra temel'e gelince, yamyamların herşeyi tedarik edebildiğini fark
    eden temel, son arzusu sorulduğunda:
    -'ver bakayım baa bi sigara bi da yak oni' der ve sigaradan iki nefes
    çektirdikten sonra sigarayı kendi vücudunun değişik yerlerine
    bastırıp üzerinde söndürür ve sonra şöyle der:

    -'alun size kano, siçtum kanonuza'

  • "serbes açık cezaevine geçtikten sonra covid-19 salgını tedbirleri nedeniyle tahliye edilmişti."

    kaynak

    2017 yılında yüzde yüz kusurlu olarak 3 kişiyi öldür, 2020 de sokağa geri dön.

    benim için allahsızlığın en can sıkıcı noktalarından biri de tüm bu yaşananların bir bedelinin olmaması. adalet olsa belki biraz ama o da yok.

    sen takıl emrah, ye, iç, partile. 3-5 yıla bişiler yazarsın. kendimle hesaplaşma falan. oh, yuvarlanıp gidersin.

    dünya tam sana göre. bizler için zor.

  • ımam konuşmasında "en tepelerde malikanelerde bile yaşasaniz sonunda hepiniz oleceksiniz" gibi bir cümle sarfetmiş bu esnada da tayyip başını yere egmistir.

    ımam bu cümleyi bilerek mi etti bilmem ama fox ana haber tam da bu kısmı kesmeden yayınlanmıştır.