hesabın var mı? giriş yap

  • hayır, yazılacak her şey tam olarak yazılmamış dostum, bir eksik var; teknik bilgi.

    ortalama insan kulağı, 20 hz - 20.000 hz frekans aralığındaki sesleri duyar. kimisi 24.000 hz bile duyar, kimisi 16 binin üstünü duymaz, kediler 65.000 hz duyabilir falan. fakat genel olarak insanda bu aralık kabul edilir: 20-20.000 hertz.

    tiz sesler yüksek frekanslıdır, bas sesler düşük frekanslı ve genellikle 20-400 hz aralığındaki seslerdir. insana hitap eden bas sesler yaklaşık bu aralıktadır. 50hz altını çoğunlukla titreşim olarak hissetmeye başlarız. 300-400'den yukarısı ise artık o boğucu bas ses olmaktan çıkar, alt-orta (low-mid) seslere döner. daha yükseldikçe de tizleşir. basgitar, adından da anlaşılacağı üzere düşük frekanslı bas sesler üreten bir kardeşimizdir.

    şimdi fasulyenin faydası şurada: müzik dinlediğiniz ekipman, bu frekans aralığını vermeyi size vadediyor mu? (ayrıca evet vadetmek böyle yazılır) kulağınızda bir sorun yoksa önce bunu kontrol etmelisiniz. ses sinyalinin size ulaşma sürecindeki tüm ekipmanların (teyp, pikap, cd-çalar, amfi, hoparlör vs.) özelliklerinde, hangi frekans aralıklarını verebileceği "frequency response" sekmesinde yazar. 20-20000 hz arasındaki sesleri size verebilmesi gerekir. fazlasını verirse ne âlâ, titreşim olarak hissederisiniz.

    amfiniz bu sesleri veriyor, hoparlörünüz veremiyorsa gene duyamazsınız. bu yüzden müzik dinlemek için ne alıyorsanız, özelliklerine bakarak almalısınız. sadece frekans aralığıyla da bitmiyor tabii, bu yüzden bilene danışmalısınız. konudan uzaklaşmak istemediğim için derine inmeyeceğim.

    yani siz şarkı dinlediğinizi sanarken "o hoparlöre 30 bin lira verilir mi yav ben kamasonik marka aldım 200 liraya aynısı" dediğiniz insanlar o parayı boşuna vermiyorlar. ortalama üstü bir sistemle müzik dinlemeyen herkes maalesef kayda alınmış şarkının yarısını dinlemiyor. yarısını demeyelim de, eksik dinliyor. bu yüzden 20 yıl boyunca ortalama cihazlarla dinlediğiniz bir şarkıyı iyi sayılacak bir ses sitemi veya kulaklıkla dinlediğinizde ağzınız açık kalabilir, çünkü bakarsınız o şarkıda basgitar vardır ve şimdiye kadar dinlediğiniz cihazlar o sesleri verecek kabiliyette olmadığı için siz bu gitarı ilk kez duyuyorsunuzdur.

    bir örnekle gösterelim: bu şarkının 9. saniyesinde öyle bir bassline başlar ki o ne kutlu, o ne bebeksi bir bassline'dır. bu bas sesini, ortalama bir cep telefonuyla falan çalarsanız duyamazsınız. kulaklıkla denerseniz bir miktar duyabilirsiniz. ama iyi bir kulaklıkla veya iyi bir hoparlörle iliklerinizde hissedersiniz.

    son olarak; ses sistemlerinde markaların verdiği spesifikasyonlar her zaman doğru da değildir. bu yüzden kalitesini ispatlamış, güvenilir markaları tercih etmeli, kısa da olsa araştırma yaparak ses sistemleri almalısınız.

  • altındaki yorumun yardığı ve videodan bi zik anlamadığım kayıt.

    "hello my arab friends, as a turkish guy i am experinced at this tapes and i want to give you some information tips. first think you should know is most probably (like %90) parallel state recorded this tapes.of course with help of lobby of interests (faiz lobisi) and chp (cehape). but i know that your people dont be fooled by this kind of shits.(halkınız bunları yemiyor).sisi did 1400 km divided road (bölünmüş yol). jesus christ (allah aşkına) can you imagine that a government who did this roads can make corruption? (bu kadar yol yapmış bi iktidar yolsuzluk yapabilir mi?).dont give up to continue to follow your long man (uzun adam).eeeey pennsylvania. stay straight dont bend (dik dur eğilme) this nation is with you (bu millet seninle) hulooggggggg"

  • burak yılmaz'ı izlemek; sevmediğin bir partiye oy kullanmak gibi, miden bulanmasına rağmen içkinden son yudumu içmek gibi, düğünde oynamak için aile büyüklerinin ısrarı gibi, otobüste güneş vuran yerde oturmak gibi... örnekler çoğaltılabilir.

  • 2019 nobel edebiyat ödülü peter handke’nin oldu.

    şimdi… handke geleneksel/edebiyat tarihsel bir perspektiften ele alındığında postmodern bir edebiyatçı sayılıyor, ancak kendisini (her ne kadar ulus edebiyatı fikrine karşı olsam ve kavramı farklı ele almak istesem de) avusturya’nın viyana modernizmi sonrası belli bir çerçeveye oturan edebiyat geleneğinden çok da farklı görmüyorum. neden? çünkü bence handke 20. yy avusturya edebiyatının pek çok yazarı gibi, karanlık atmosferi seven, metinleri okuru geren, yer yer sıkan ya da ürküten bir yazar. birebir aynı yaştaki yazarlardan ziyade ortak yazınsal geleneği kastederek handke’nin çağdaşı avusturyalılardan örnek vermek gerekirse ingeborg bachmann, elfriede jelinek (nobel ödüllü) ve hepsinden apayrı tuttuğum thomas bernhard’ı sayalım. hepsinin yapıtlarında birbirlerine çok benzeyen karanlık, boğucu bir hava vardır. hemen hepsi orta avrupa’yla ucundan kıyısından hesaplaşır ki bu, avusturya edebiyatında çok belirleyici bir özellik. balkan/sırbıstan konusu sözlükte daha önce ele alınmış zaten, ben handke'nin edebiyatçılığında kalıyorum. bu arada handke edebiyat eleştirmenleriyle de pek yıldızı barışmayan ters biri.

    sanırım handke birden fazla türde metin üretmiş olduğu için araştırmacılar biraz yüzeysel bir şekilde erken dönemindeki ve sonrasındaki farklı yazınsal eğilimleri vurguluyorlar. temelde şöyle bir şey söylenebilir; handke erken döneminde içerikten çok biçime önem veriyor. yine de yazarın ilgilerinin ve yazınsal önceliklerinin değişmesini ille de bir tarz, tavır, ekol değişimi gibi görmek bana gereksiz geliyor. özellikle handke gibi çağdaş avusturyalı yazarlar sınırları belli biçimsel alanlarda kapalı kalmıyor çünkü, temel yazınsal dertleri de değişmiyor, yalnızca ifade biçimleri değişiyor. mesela handke'nin metin türleri değişiyor, fakat toplumcu bir yönü, edebiyatını toplumsal bir alan gibi gördüğü filan olmuyor hiç, her zaman "bu benim gerçeğimdir, benim kullandığım dille ifade ettiklerimdir" gibi bir tavrı var (cümleler birebir alıntı değil, aklımda kalanı yazıyorum).

    türkçeye çoğunlukla 90'larda çevrilmiş olan bazı yapıtları:

    solak kadın
    kalecinin penaltı anındaki endişesi
    kaspar
    mutsuzluğa doyum
    bir yazarın öğleden sonrası
    hiçkimse koyu'nda bir yıl
    konstans gölünden atla geçiş

  • geçenlerde eşi hakkında çıkan icra-iflas olayını örtbas etmek için tezgahlanmış bir olay gibi geldi bana. bizim o kadar paramız var ki unutuyoruz hesabı. yoksa kim unutur lan o kadar parayı evde. ayrıca zenginler daha pintidir arkadaşlar evden demir paraları bile toplamışlardır merak etmeyin.

  • son edit: eğer ki sizin bildiğiniz bir şey/teknoloji var ise mesaj atarsanız yazıma seve seve eklerim. ortalarına, sonlarına, başına bol bol edit eklediğim bu entry'i artık güncellemeyi bırakıyorum. bilgiler güncelliğini yitirmiş olabilir. mesela; kindle artık azw desteklemiyor, epub desteklemeye başladı. yazdıklarımı teyit etmenizi tavsiye ederim.

    kindle ile sadece kendi formatları olan azw ve mobi formatlarını okumalısınız. bunun için calibre programı ile indirdiğiniz veya satın aldığınız kitapları çevirmeniz şart. kobo'da ise epub gibi formatlar okunabiliyor.

    ortalara edit: kobo 'da tam randıman almak için kepub isimli formata çevirmeniz gerekirmiş.

    kindle size "send to kindle" özelliği ile kitaplarınızı her yerden amazon'un size verdiği maile attığınızda kindle'nıza geçiyor veya internetten okuduğunuz bir makaleyi tarayıcınızdan 2 tık yaparak kindle'nıza atıyor. bu kobo'da yok. ayrıca kindle için bir program yardımı ile dropbox* hesabınızı eşleştiriyorsunuz ve program dropbox'unuzda bir klasör açıyor bu klasöre her attığınız kitap kindle'nıza geçiyor. programın ismi "bookdrop". bu özellik kobo'yu desteklemiyor.

    ortalara edit: kobo'da pocket desteği var telefondan kindleye göre daha kolay makale atabiliyorsunuz. bu kindle için paralı uygulamalarla mümkün.

    kobo sizin için istatistik tutuyor yani kaç saat okumuşsunuz toplam kaç kitap okumuşsunuz falan. kindle ise istatistikleri sadece satın aldığınız kitaplar için tutuyor.

    biliyorsunuz ki goodreads amazon'a ait bu sayede amazon kindle ile goodreads'e erişiminiz kolaylaşıyor ve sanırsam okuduğunuz her şey goodreads'a "currently read" olarak geçiyor. yine sadece satın aldıklarınızla mı oluyor bu emin değilim.

    kindle müşteri hizmeti çok üst düzeyde. benim tecrübem yok ama internetteki videolardan ve sözlükteki entrylerden gördüğüm birkaç şeyi size söyleyeyim:

    1)kindle'nın reklamsız versiyonu için 20$ ödemeniz gerekiyor. ama amazon canlı destek chat'ine bağlanarak kaldırmanızı isterseniz kaldırıyorlar.

    2)yine canlı desteğe kindle'nı kırdığını söyleyen susera yenisini yollamışlar ve 3-4 gün içinde gelmiş. buna benzer birkaç entry okudum.

    kindle türkçe menü barındırmıyor, kobo barındırıyor.

    kindle yatay mod barındırıyor, incelediğim kobolarda ise böyle bir özelliğe rastlamadım. ki zaten yatay mod ihtiyacınız çok yok.

    şu zamanlar için konuşursak fiyat performans olarak kindle daha iyi. kobo daha pahalıya daha az kalitede model veriyor.

    pdf okumada kobo daha iyi, kindle paperwhite biraz sorunlu bu konuda. bu yüzden paperwhite'nın üst versiyonu kindle dx almanız gerekli.biraz a4 boyutlarına yakın büyük bir cihaz. paperwhite kitap okumak için, kindle dx iş için diyebilirim. en altta bahsettim.

    piyasanın öncüsü kindle bu yüzden ikinci eli daha kolay satılıyor. ikinci el almayı herkes önermesine rağmen bana mantıklı gelmedi çünkü sıfırı 600 tl olan bir cihazın ikinci eline en fazla 300-350 tl veririm. hadi 400 olsun ama 450-500 asla vermem. bu sizin bileceğiniz iş.

    teknik bir sorun yaşarsanız kindle'da daha kolay çözersiniz hem internetteki yardımcı yazıların çokluğu olsun hem müşteri hizmetleri olsun..

    kindle'nın müşteri hizmetlerini övdüm ama türkiye'de kobo'yu d&r satıyor. belki muhattap daha kolay bulabilirsiniz. kobo'yu inceleme ve dokunma imkanınız var bu yüzden mağazalarında sergileniyor.

    ortalara edit: kobo kullanan kişilerle konuşmalarıma göre daha kolay muhattap bulunamıyor, muhattap bulunduğunda parça yok tamir edemeyiz deniliyor* veya tamiri onaylanıyor ama aylarca tamirden gelmiyor.

    kobo modelleri genelde hafıza kartına izin verirken kindle vermez. ama 8 gb yerleşik hafıza size hayli hayli yeter. pek anlamasamda bu cihazlardaki ram baya düşük* siz kindlenizi kobonuzu harici hafızayla 64 gb yapıp milyon tane kitap yükleseniz bile zaten pek bu kadar yükü kaldıramaz diye düşünüyorum. sizin için sd kart ile kitap yüklemek daha kolaysa o ayrı konu tabii ki.

    bu konuda kobo'yu bilmiyorum ama kindle, amazon'un e-kitap mağazasından alışveriş yapmanıza izin vermiyor. "parasıyla değil mi kardeşim !?!" demeyin demek ki değil ben de çok şaşırmıştım. kobo barnes and noble mağazasından alışveriş imkanı sunuyor. dediğim gibi amazon'un mağazasından vpn ile alışveriş yapabilirsiniz ama türkçe yok. amazon hesabınıza amazon'un hizmet verdiği bir ülkenin adresini girip vpn ile mağazadan alışveriş yapabiliyorsunuz zimbabwe'de bile amazon var bizde yok. o dediğim yabancı ülkenin adresini girme vpn kullanma gibi çeşitli yöntemlerle alışveriş yapabiliyorsunuz yapmasına da eğer amazon bunu fark ederse ki genelde ediyormuş, türkiye'de bir süreliğine bulunduğunuzu kanıtlanamanız için belgeler istiyormuş. neden bu kadar ciddi buraya e-kitap satmama konusunuda anlam verebilmiş değilim. hizmet veremediği/çözüme ulaştıramadığı bir yerden olumsuz yorumlar almamak için olsa gerek.

    kindle mobil uygulaması ile sadece satın aldığınız kitapları, kindle'nızı evde unutsanız bile kaldığınız yerden okuyabilirsiniz. bu ne kadar içinizi rahatlattı bilemeyeceğim.

    tamamen gözlemlerim ile söyleyebilirim ki 500 kobo'dan 300'ü sorun çıkarırken, 500 kindle'den 100 ü sorun çıkarıyor.

    menü görüntüsü yazılımının kalitesi olarak kindle daha önde. kobo'nun tasarımı bana daha kötü geldi ama zevkler ve renkler.. kobo'nun sayfa değişim hızı kindle'ye göre yavaş.

    ortalara edit: kindlenin sayfa değişim/dokunmatik tepki hızı koboya göre daha hızlı. (e-ink teknolojisinde biraz aksama olması normaldir akıllı telefonlar gibi düşünmeyin)

    kindle bir iphone, kobo ise samsung. birisi açık diğeri kapalı yazılım.

    anlattığım dropbox uygulaması gibi yardımcı ek uygulamalar genelde kindle için çıkar.

    kindle'yi jailbreak ederek özellikler kazandırabiliyorsunuz ama garantisi bittikten sonra yapın. garanti dışı kalır sonra.

    e-kitap okuyucuları türkiyede tamir eden sayılı yer/kişi var ama en ufak tamiri cihazı yeni almak kadar pahalı, özellikle ekranı cihaz kadar. iyi bakarsanız 10 sene kullanabilirsiniz. bu cihazların teknolojisi diğer cihazlar kadar hızlı ilerlemiyor ki zaten pek ilerleyecek olanakları yok. şuan bile hala bayıla bayıla ilk çıkan dokunmatik olmayan e-okuyucuları tuşlu haliyle çok rahat kullananlar var. (yeni nesil okuyuculardan neredeyse tek farkı arka aydınlatması olmadığı için karanlıkta okuyamıyorlar)

    ortalara edit:ben bu yazıyı yazdığımda kindle paperwhite 3 vardı şuan paperwhite'nin 4'ü çıkmış 5-6 yıl sonra çıkan yeni kindleye tek eklenen özellik bluetooth olmuş.

    sonuç olarak

    ben kindle'yi tavsiye ederim, format çevirmekle uğraşırım ama gerçek bir sayfaya en çok benzeyen başına bir şey geldiğinde paramı, cihazımı kurtarabileceğim kindle'yi tercih ederim. kindle gerçekten bir kitap kobo ise tablet gibi basit bir oyuncak gibi geliyor bana.

    kindle sevme nedenlerim: daha kaliteli gelmesi, müşteri memnuniyetinden duyduğum güven, menü tasarımını daha çok beğenmem, sayfa geçişlerinin daha hızlı olması, piyasanın öncüsü olduğu için e-okuyucu piyasasındaki şeylerin kindle'ye göre şekillenmesi, insanların kobo'dan ziyade kindle'yi tanıması vs diye sıralayabilirim.(kobo alırsanız eğer tek bildiği e-okuyucu kindle olan tayfa tarafından kindle niye almadın diye darlanırsınız)

    bir çok yazara satın alma aşamasında bu versus için sorular sordum hepsine çok teşekkür ediyorum. sorusu olan birileri olursa mesaj yoluyla bana ulaşabilir.

    edit 1: amazon'un türkiye giriş yapmasıyla kindle için anlattığım bazı problemler çözüme kavuşabilir. e -kitap mağazasına erişim kolaylaşabilir, türkçe içerikler artabilir. artık cihazdan reklamları kaldırtmak o kadar kolay olmayabilir bunları aklınızda bulundurun.

    edit 2: yine amazon'un türkiyeye girişinden dolayı amazon müşteri hizmetleriyle olan güven değişebilir bu konuda herhangi bir bilgim yok ama yurtdışında harika bir operatör olan vodafone türkiyede çok vasat mesela. aslında kindlenizi hangi ülke üzerinden alırsanız o ülke sorumluluğunda oluyor yani amerika amazon üzerinden sipariş verirseniz cihaz ile ilgili bir sorunuzda türkçe destek sizi zorunlu olarak amerika amazon adresine yönlendirecek yani yurt dışından alırsanız içiniz daha rahat olabilir dediğim gibi amazon türkiye hakkında bilgim yok.

    ikinci el veya türkiye üzerinden birinci el alırken dahi buna dikkat etmelisiniz aldığınız cihaz atıyorum çin üzerinden alınmışsa (satıcı toptan halde hangi yerden ucuza bulduysa veya hangi ülkede kampanya varsa artık ordan almıştır) sizi zorla çince amazon adresine yönlendirecekler sonra anlatın derdinizi.

    edit 3: kindle için konuşursak;
    sadece kitap okuyacağım diyorsanız paperwhite modeli

    sadece kitap okuyacağım ama ne yapacağımda belli olmaz, para sıkıntı değil en güzelini alayım diyorsanız oasis modeli

    bir sürü ders, iş kitabım var bunları bir yere sığdırmak istiyorum ordan oraya o kadar kitap taşınmıyor diyorsanız dx modeli.

    2018 de çıkan son paperwhite modeli 4. nesil oldu paperwhite'da sadece nesil değişiyor ve bu cihazın herhangi bir yerinde belirtilmiyor, ucuz diye satın alırken hangi yılda çıkan kindleyi aldığınıza iyi bakın. sanırsam paperwhite olmayan basic kindle bile var. aa bu 2019 kindle hem de ucuz diye atlamayın belki paperwhite değildir..

    edit 4: bu anlattıklarıma ve kindleyi daha fazla övmeme rağmen hala kobo ve kindle arasında kaldıysanız eğer türkçe kitap ağırlıklı okuyacaksanız kobo, ingilizce kitap ağırlıklı okuyacaksanız kindle tavsiye ederim. belki kararınızdaki son etken bu olur. (ama ingilizce okumayacak olanlara halen daha kindle öneriyorum bu önerim sadece buraya kadar okuyup hala karar veremeyenlere.)