hesabın var mı? giriş yap

  • maalesef ama maalesef z kuşağı 'dır.

    empati sempati hiçbir şey yok bunlarda. robot gibi yetisiyorlar, çok üzücü.

    edit: sabah sabah mesaj kutum dolmuş, geneli de sistemi biz değiştireceğiz oy kullanacağız bla bla bla.

    tamam kardesim umarım öyle olur da bu sacma dönemden bizi siz kurtarirsiniz. lakin şunu da adım gibi biliyorum; bir ps5 e, bir iphone'a, bir starbucksa ruhunu satacak tipler, dolar kurunun 1.35 olduğu zamanlara denk gelseler çok rahat manipüle edileceklerini de kabul etsinler bari. ben o dönemlere ragmen oy vermedim sorguladım mesela. tanıdığım çoğu insanlarla küs oldum.

    ulan sizlerin de ciğerini biliyoruz sosyal medya ile en kolay yönlendirilen kusaksiniz işte. gidin aynanın karşısında gizli gizli tiktok dansı çalışın, yarın okulda kızlara şekil yaparsınız...

  • 3-4 senede bir olur. okuma yazmayi askerlik yaparken ogrenen babamın gözleri her evladi universite kazandikca dolar, zorlasa da kendini suzulur o yaslar yanaklarindan. cok sukur 4 kardesten 3'u yasattik o mutlulugu babamiza. en kucugumuz de bu sene insallah.

    edit: en küçüğümüz de hukuk fakültesi kazandı çok şükür.

  • sarılmak, sarılırken koklamak. derin derin içine çekmek kokusunu. ne müthiştir.

    not: erkeğim, ibneliğin lüzumu yok.

  • ben yazları arabama çocuk kitapları stoklarım. ışıklarda su satan veya para isteyen çocuklara veririm. ışığın yanmasına uzun süre varsa hepsini gösteririm, içlerinden seçerler vs.

    bir gün bir ışıkta bir oğlan çocuğuna sherlock holmes vermişim. aradan birkaç hafta geçti. başka bir ışıkta baktım yine aynı çocuk. abla sen o dedektif kitabını veren abla değil misin dedi, evet benim dedim. abla kitap çok güzeldi, başka var mı diye sordu. ben de yanımda yok ama alırım dedim. aldım, arabaya koydum ama çocuğu tekrar göremedim maalesef.

    bir keresinde de bir çocuğa verdim bir kitap. eve geldim. bizim semtteydi zaten. bi yarım saat sonra arkadaşım aradı, ışıklardaki çocuğa kitabı sen mi verdin, direğin dibine oturmuş okuyor diye.

    10 kitap veriyorsam, 2'si okuyor kesin. diğerleri atabilir ya da satabilirler. 2 kişiye hayal kurdurup, gelecekleriyle ilgili bir şeyler düşündürebildiysem yeterli.

    debe editi: herkese güzel düşünceleri için çok teşekkür ederim.

    organ nakli hayat kurtarır. organlarınız bağışlayın. karaciğer ve böbrek için canlı verici bile olabilirsiniz. korkmayın. hayat kurtarın.

  • aynı cesareti kongrelerde de görmek isteriz. "arka ayak" diyerek hakaret ediyor bir de. vatandaşın yerinde olsam hakaret davası açarım.

    bacak bacak üstüne atmak yasak mı? kaymakamsın diye vatandaşa hakaret etme hakkını nereden alıyorsun?

    buyur kendi ilçende yapılan bir toplantı: görsel

    hadi bassana burayı da.

  • otelde müsterim var, onu alacagim diyor. bunu söylemek yirmi saniye elleri titredikten sonra aklina geliyor. polis arabasini baglarken calistigi taksi duragini arayip "beni polis durdurdu. falanca otele yeni taksi gönderin" demek aklina gelmiyor. nereden baksan saygisizlik, nereden baksan düsük zeka.

    taksiyi yol kenarindan durdurmaya calisan müsteriyi cani istemedigi icin almadi. adamlar taksicilik degil rakipsiz tekel olarak "vip tasimaciligi" yapmak istiyorlar. aracin her tarafina "lüks taksi" yazmis olmalari bile "normal müsteri almayiz" sinyali veriyor. bir insanin "ben polisleri kandiririm" demeden önce kendi zekasini tartmasi sart.*

  • "ahahahh ne super hayatimiz var bence herkes gormeli" seklinde hala poz poz internet maymunlugu yaptiklarina gore, pek de o kadar hidayete erememislerdir. kendi iclerinde oksimoron bir durum yasayan, sekil olmak icin can veren bir ailedir.

  • efendim #8627040 no'lu entry'de de bir miktar bahsedilmiş ancak ayrıntı vermeden şöylece üstünden geçelim. bu bozukluğa sahip bireyler, bedenlerindeki bazı bölümlerin kendilerine ait olmadığını, bütünlükleri dahilinde o bölüme yer olmadığını düşünmektedirler.

    bunun en sık duyduğumuz örneği, sağda solda efsaneleri dolaşan bacağını aldıran adamdır. ve söz konusu adam, nip tuck isimli dizinin 3. sezon 7. bölümünde karşımıza çıkacaktır. ve doktorun etik yaklaşımının aslında hastayı durdurma konuunda ne derece yeterli olabildiğini de gösterecektir. hakiki hasta, kendi işini kendi yapıtor gördüğümüz kadarıyla.

  • driftinde falan değilim de daha dün boğaziçi olan köprünün adının hunharca kullanılması canımı sıkıyor. yarın ülkenin adı türkiye değil, 15 temmuz şehitleri islam cumhuriyeti deseler ona da ayak uyduracaksınız. benim için hala boğaziçi köprüsü, hatta;

    (bkz: ayır bizi boğaziçi)