ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hollanda'da yapılan market alışveriş fişi
-
amk hayatı! hollanda'nın asgari ücretine bak , yapılan alışverişe bak, adam 53 euro'ya dünyaları almış amk.
içimizdeki irlandalılar için, bilal'e anlatır gibi anlatıyorum. ulan dinleyin develer!
aşağıdaki liste türkiye'deki ürünlerin veya muadillerinin fiyat karşılaştırılmasıdır.
300g sinitzel=6,95 tl
hamburger köftesi 440 gr=20,25 tl
tavuklu pilav= 20 tl - nasi pilavını ülkemizde satanı bulamadığım için yöresel pilavımız baz alınmıştır.
dana kıyma 300gr=14,4 tl
balık 300 gr=27 tl
dr.oetker pizza 340gr 2 adet=27 ,80tl
jambon 200gr=15,90 tl
kinder-bueno 3'lü=17,85 tl
6'lı yumurta=5,25
dilim kaşar 500gr=28,50 tl
çilek 1000gr=12,90 tl
bira 12 adet=144 tl
votka mix 1 adet=27 tl - jack daniels cola viski bulamadığım için, votka mix eklenmiştir.
meyve suyu=5,75 tl
hazır pişmiş çorba=4 tl
tam buğday ekmeği= 3,50 tl
4'lü hamburger ekmeği=11,75
salatalık 1kg= 4tl
toplam= 396,80 tl' dir.
türkiye'de 2.324 tl maaş alan asgari ücretli çalışanımız, toplam 18 kalemgörsel
yaptığı alışverişte görsel,cebinden çıkan para miktarıdır!
maaşını % 17 sini tek sefer de harcamıştır.
hollanda vatandaşı ise 1635 euro 'luk asgari görsel ücretinin % 3'ünü harcayarak bu alışverişi gerçekleştirmiştir.
edit: imla
edit 2: hollanda asgari net ücreti 1520 euro’muş
yapılan alışverişin % 3,4 tekabül etmekte
bağırışından ne sattığı anlaşılmayan seyyar satıcı
-
yardıma ihtiyacı olan bir seyyar satıcı da olabilir.
- uuiiyyaeeaaağğğğğ
- kaç para o ?
- uiyyeeaağğğ
- anam yanıyormuş herif.
yalnız başına içen kadın
-
bu akşam iş çıkışı markete uğradım. balık reyonu göz kırpınca bir dilim somon ve salata malzemelerini kapıp geldim eve.
balıklar fırına girerken daha bir duble rakı koyayım dedim kendime. salatayı yaptım, peyniri çıkardım. sonra kendime, evime, burada geçirdiğim her bir güne kadeh kaldırdım. hayatımda en az balığın yanındaki rakı kadar güzel olan ne varsa onların şerefine kadeh kaldırdım.
yalnız değilim, mutsuz değilim... güzelliklere içelim dedim bugün de...
counter-strike global offensive
-
oyunda bulunan m4, ak ve awp dışındaki silahların kullanımına ağlayanları anlayamıyorum. madem sadece o silahların kullanılmasını istiyorlar, topluluk sunucularını, aim haritalarını niye tercih etmiyorlar? mag-7 kullanırsın "omg noob". sg, aug kullanırsın, "omg noob". scar, g3 sesi duyduğunu anda "omg noob" diye buyurur bu ağlak oyuncular. ulan noob'sa niye öldürmüyorsun, madem noob al awp öldür.
fotoğrafçılığın şartları
-
islam'ın, imanın şartları gibi... çekilmesi usulden ve zaruri birkaç kare var. bunları çekmeyene fotoğrafçı demiyorlar cemiyette.
- çürümüş ahşap eski ev fotoğrafı
- ekstra buruşmuş yaşlı fotoğrafı(portre)
- buruşuk yaşlıyı iş yaparken gösteren bir fotoğraf,
- gün batımında şehir manzarası,
- varoş mahalle karesi
- ufak, pis, sümüklü erkek çocuk fotoğrafı(böyle bana yardım edin gibi objektife baktırarak)
coca-cola'nın formülü
-
zaytung'un formulle ile ilgili son derece carpici yorumu,
coca cola'nın formülünün ortaya çıkmasından sonra le cola'dan beklenen açıklama geldi: "maalesef bir tanesini bile tutturamamışız...
garipoğlu ailesi'nin yaptığı ilginç nişan
-
şu ülkede yaşanan her pisliğe tek tek tepki vermeye kalkmak için baya mesai harcamak lazım.
bu ney laaan.
insanda biraz vicdan olur, empati olur, adalet duygusu olur.
bu söylediğimden daha önemsiz olmakla beraber,
ben zenginlik düşmanıyım arkadaş açıkça söylüyorum.
hiç bana gelip sermaye karşıtı pis fakirler geyiği yapmayın.
bu düzende zenginlik dolaylı hırsızlıktır.
hele ki böylesi vicdansız, izan yoksunu insanların planlı yahut plansız dangalaklığı tartışma konusu bile edilemez.
genç bir kızın vahşice canını al, sonra aynı tarihte nişan töreni yap.
utanır lan biraz insan.
ben sizin yerinizde olsam yaşanan vahşetin yıldönümünde utancımdan sokağa çıkamam.
siz unutmuş olabilirsiniz
umursamıyor da olabilirsiniz
ancak cem garipoğlunun yaptıkları sizin umursamazlığınızla birleşince garipoğlu soyadının her bir harfine zift gibi yapışmıştır.
allah bin türlü belanızı versin.
münevverin hayatından çalınan her gün iki cihanda size azap olsun.
atatürk'ün ayakkabısız çocukla fotoğrafı
-
paşanın elinde bir baston var ya hani fotografta, hah iste o baston... dedigim fotograf. anladin sen onu.
başlık başa editi: ulan ne var da yazıp sonra siliyorsunuz afedersin. başlık başıma kalmış. hırtın biri gaziye laf ediyordu işte. caps veren yazarlar olmuş fotoğrafla ilgili, merak edenler baksın.
ömer aşık
-
ömer aşık'ı ilk 2004 senesinde sahada görmüştüm. o zaman okuduğu istanbul ticaret üniversitesi takımında oynuyordu, daha doğrusu oynamaya çalışıyordu diyelim. devamlı aynı kategoride bulunduğu için bizim üniversite ile, 2004-2006 arası her sene maçımız oldu istanbul ticaret'e karşı.
burda da yazılmış, "basketbola geç başladı", "hızlı gelişti" şeklinde. ama bu "hızlı gelişim"in ne kadar hızlı olduğunu insanlar tam net bilmiyor. onu anlatmaya çalışacağım.
2004'te ilk gördüğümde, yürümekte ve koşmakta zorlanan, pozisyon alırken nerde duracağını tam bilmeyen, ama rebound sezgisinin iyi olduğu her halinden belli bir adam vardı. uzun eksikliğinden 195 boyumla ömer'i tutmak zorunda kalırdım ama aradaki 15cm farka rağmen beklediğim kadar zorlanmazdım.
2005'te gördüğümde gözle görülür bir fark vardı. adamın yürüyüşü bile değişmişti. reboundlarda artık çok daha etkili, yavaş yavaş post-up oyunlarını geliştirmiş, her fırsatta smaç kovalayan bir ömer vardı. hafiften bünyemi zorlamaya başlamıştı koskoca okulda nasıl uzun olmaz, ben niye 3 numara halimle bu adamı tutuyorum lan diye içten içe isyan etmeye başlamıştım. ama yine de 10 sayı civarında tutabiliyorduk.
hatta maçı kaybettik, bizim hoca da maç sonu "ulan bu iki garibim tuttu 210'luk adamları, siz bi guardı tutamadınız maç gitti." şeklinde azarlamıştı bizim guardları. bizi garip olarak nitelendirdiği için üzülsek mi, ömer'i tuttuk diye sevinsek mi bilememiştik.
2006'da artık üniversite ligi seviyesi için fazla olmaya başladı. zaten hem sayı hem rebound krallığında direk tepeye oynuyordu adam, bunun üstüne iyice özgüven sahibi olmuştu. o yüzden iyice domine etmeye başladı bizi. biz de hafiften ağlamaya başladık, "ya bu eleman 2 sene önce zor yürüyordu nasıl böyle oldu bir anda" diye.
daha sonra ben mezun oldum koptum basketboldan. 2008 gibi baktım ömer, türkiye'yi domine ediyor. şimdi sıra nba'de...
mip ödülüne yakın olduğu söyleniyor. bence adamın most improved player ever ödülünü alması lazım. 8 senede "yürüyemeyen, top tutamayan ömer"'den, "dünyadaki sayılı pivotlardan ömer"'e evrildi adam.
(bkz: respect)
dar omuzlu erkekler
-
geçilen dalgalardan sözlükte nerdeyse hiç olmadığını anladığım erkek gurubu ha tabi sözlükte 1.75 in altında kız 1.90 nın altında erkekte yok kelde yok kıllı göbekli erkek te yok kara kaşlı kara gözlü zaten hiç yok vay anasını hitler yıllarını boşuna harcamış ari ırk sözlükte yaşıyor
beşiktaş
-
adamlar son maça namalup, lider girip yine bir şekilde 3. olmayı başardı.
sol şeritte 120'den sonra yol vermek şart değildir
-
uyarı: hız öldürür
her zaman önünden kaçmazlar, bazen adamın eline verirler. haberin olsun diye dedim. yüksek hızla gitmen gerekiyorsa dörtlü flaşörlerle ve kontrollü bir şekilde gideceksin.
tampona yapışmak aptalca, ahmakça, cahilce bir harekettir.
adana osmaniye otoyolunda yine benzer hareketle, sürücüsünü sonradan gördüğüm bir hatchback araç tın tın sollamaya çıkmış, arkasında birden biten aracı gördüğünde resmen aniden 3 şerit sağa geçti, uçacaktı neredeyse ve sonrasında durdu. ve ben yetiştiğimde duran aracın kadın şoförü ağlıyordu sanırım, elleri yüzündeydi çünkü. bunu yapmaya hiçbir şerefsizin hakkı yok.
arda turan
-
süper kupa'yı elinden bırakmıyor. evladım, biraz da kardeşler tutsun kupayı.