hesabın var mı? giriş yap

  • nargile ve herkesin tanındığı nargileci eklenince, adamın dibi konfigürasyonuna geçen formattır.

    edit: olmazsa olmazı da karşi'dir. kesinlikle okey, batak, tavla vs gibi her atraksiyona koşagelen ama ciddi iş/mevzu olunca ortalıktan kaybolan karşi.

  • romantik romantik öpüsürken:

    + benim gözlerim acik ha, sinsi gibi.
    - ... <allahim sen sabir ver>

  • selam elçin,

    facebook'ta ya da benzeri sosyal medya araçlarında (twitter, wine, beer, vodka) tanımadığım insanlara mesaj atıp onları taciz ya da tahrik etmek, ailemden aldığım terbiyeye uyan şeyler değil. şu an buna sebep olduğun için utanmana sıkılmana gerek yok, eminim böylesi binlerce mesaj alıyorsundur her gün. pürüzsüz, kılsız sol bacağını sergilediğin o sarı elbiseli fotoğrafının bunda etkili olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

    elçin seninle çok açık konuşacağım. izninle, elçin olmak istiyorum. hatta büyükelçin olayım. işgüzarlık etmiş olmazsam, maslahatgüzarın bile olabilirim. ilişkimizi katip düzeyine çekmeyelim de, gerisi hallolur.

    yakışıklı ve bilimsel düşüncenin önemini kavramış bir mühendisle tanışmak istersin diye düşünüyorum...

    selamlar
    mustafa (jeoloji müh.)

  • bir emre belezoğlu beyenatı.

    emre, trt'de yayınlanan bir dini programda inançlı olmanın faziletlerini anlatıyor:

    --- spoiler ---

    “mallorca maçı öncesi odada dört oyuncuyuz. isimlerini söylemeyim. o gün maçtan önce odada bulunan diğer abilerle birlikte dua ettik. namaz tesbih işte… o gün maçı 4 golle biz kazandık. golleri de odanın içindeki 4 kişi attı. o zaman duanın önemini bir kere daha anladık. allah’a hamd olsun”

    --- spoiler ---

    nasıl bir kafa anlayamadım doğrusu,
    maç sanki seyirci ve basına kapalı oynanmış gibi..

    neyse, memleket yangın yeri.. bu da böyle bir saçmalık işte

    ilgili haber
    aramaya inanmak

    edit: link ölmüş, düzelttim.

  • kim demiş hani biri demiş ya "ilk perdede silah gözüktüyse ikinci perdede mutlaka patlar" diye. (edit: çehov demiş.*)

    kimse dikkat etmemiş. şebnem dönmez, barış'a ciddi bir iş toplantısı öncesi "kolunuz leke olmuş" dedi. barış da işi gücü bırakıp bir panikle lekeyi silmeye çalıştı. "amaan boşver eve gidince makineye atarım" demedi.

    laf olsun diye mi yaptılar böyle bir şeyi sizce? ne lekesiydi o? barış niye bu kadar paniğe kapıldı da temizlemeye çalıştı?

    ne lekesiydi biliyor musunuz?

    fren hidroliği...

    de gözünü sevdiklerim. bir sefer de fren hortumları kesilmiş arabayı kullanan herif uçuruma gelmeden önce daha şehrin içindeyken bir kere frene bassın da "aha fren tutmuyo la" diyip kenara çeksin. ya da en fazla öndekine falan eklensin. yok abi illa uçuruma gelene kadar frene basmayacak, uçuruma gelince basıp aşağı yuvarlanacak.