hesabın var mı? giriş yap

  • ayakkabı sektöründeyim.kendi markamı bugün 12 ülkeye ihracatını gerçekleştiriyorum.
    neden hazır giyim sektöründe uluslararası bir markamız yok bunun nedenlerini sıralayayım.
    üretim yapan firmalar siparişi alıncaya kadar bir yerlerini yırtıyor,sonrasında ise çoğunlukla ayıplı mal gönderiyor.
    ülke olarak zorunlu eğitim sistemi sektörleri çok fazla etkiledi.bu yüzden alttan kalifiyeli,gerekli eleman yetişmiyor.
    ülkemizde milano, londra,paris gibi moda şehirlerinin olmayışı bence büyük etken.ne alaka diyebilirsiniz ama gerçekten çok fazla alakası var.bizde modanın kalbi istanbul'da merter,laleli,osmanbey ve gedikpaşa'da atıyor.
    en önemlisi de tekstil ve moda sektöründe hala uluslararası reklama gerçekten dev bir bütçe ayırabilen,cesaretli bir yatırımcımız çıkmadı.
    inşallah bunları ben başaracağım.lütfen biraz sabır.

  • bizzat sahit oldugum vahim olay.

    ben ve nobet arkadaslarim acil servis resusitasyon bolumunde malum kisilerin hastasini hayatta tutmak icin cpr yaparken, bu kisiler resusitasyonu basip asistan hekimlere tehditler yagdirarak olayi izlemek istedigini ve onlarin gozlerinin onunde mudaheleye devam etmemizi soylediler. ıclerinden biri, daha sonra asistani darp eden kisi, polis oldugunu ve gerekirse bizi vurabilecegini soyledi.

    yaklasik 15 kisilik hasta yakini grubu gec de olsa guvenliklerin ve asistan hekimlerin mudahalesi ile disari cikarildi. bu sirada hastanin spontan nabzi geri geldi, cpr durduruldu. entube edilmis olan hasta mekanik ventilatore baglanip stabil hale getirildi. tam bu siralarda resusitasyonun kapisini zorla acip serum askilariyla iceri girdiler ve grubun onunde yer alan daha once de tehditler saydirdiklari resusitasyon sorumlusu olan asistan hekimi yumrukladilar. yine gec gelen guvenlik gorevlileri ve bizlerin araya girmesiyle grubu uzaklastirdik.

    polislerin gelmesinden sonra ortam sakinlesti ancak kimsenin hasta bakacak hali kalmadi. ona ragmen henuz hasta yogunlugunun oldugu saatlerde olmamiz nedeniyle hepsi islerine devam etti.

    olay tamamen kamera onunde olmasi nedeniyle "bu doktorlari iyi ki dovuyorlar, en iyisini yapiyorlar" diye konusan ve darp eden bu kisilerin caydirici bir ceza almasini umuyorum.

    ulkedeki cahillik sorunu asip, bu saglik calisanlarina uygulanan siddeti bitirecegimiz gunleri gormeyi diliyorum.

    edit: #46703863

  • seri başında brooklyn hücumda kemerleri çok sıkmadık halde başabaş gidiyordu boston'la. şu anda dünyanın en iyi oyuncusunun kriptoniti bulundu ve kyrie irving de kendisini durduracak tek şey olan “kendisi” tarafından kilitlenmiş durumda. ancak nets daha da büyük sorunlar yaşıyor:

    steve nash takımdan kafaca ayrılmış durumda. inanılmaz kötü bir koç performansı izledik. yani akıl alır gibi değil. goran dragiç nba finalleri seviyesinde insiyatif alıp oyun kurucu olarak oynayabileceğini daha önce göstermiş bir isim. seride sürekli olarak "bi de bu oynasın" diyerek plansızca kullanıldı. patty mills tamamen önemsizleştirilmiş ve doğru düzgün hiç bir seti yok. seth curry tamamen el üstü şut kullanıyor. nic claxton'a ne pick and roll çizmişler ne planlı bir oyunu var. andre drummond da "çık oyna" planıyla oynatılıyor.

    hepsinin üstüne steve nash normal sezonda oynatmadığı, rotasyondan kestiği blake griffin'i oynattı!!! şaka gibi. siz attığı üçlüklere bakmayın. o adam bu seviyede hele boston karşısında hiç oynamaz. phila olsa tamam ama boston bu adamı savunmada maden gibi sömürdü. geçiş hücumlarını bırakın, set hücumlarında bile kepaze oldular. bounce passlar cut lar hepsini yediler.

    gelelim durant'e. bu adamla "topu ver ona, sayı atsın" anlayışıyla oynanamayacağını boston sana gösterdi. kyrie de kötü oyun kuruyor. eee?!?!? dragiç oyun kursun kyrie-durant üzerinden verimli olacağı pick and roll lar kur!!! adamlar 11-0 seri yiyor momentum falan dönmüş herif mola almıyor!!! nash de udoka da head coach ama birisi bu pozisyona gelene kadar işin mutfağında baya zaman geçirip doğru isimlerle çalışmış. nash herhalde vogel'dan bile daha kötü şekilde kovulur ancak brooklyn "yıldızlara güvenelim ne isterlerse yapalım onlara ihtiyacımız var" anlayışıyla buraya kadar gelebildi. geçmiş olsun. bu turu hele ki böyle bir boston karşısında 3-0'dan 3-4'e imkanı yok çeviremezler. takım kurulumu da çok çarpık. aptal saptal işlerle uğraşacaklarına sene başı bir javale mcgee alsalar tüm pota altında verimlilik ve caydırıcılıkları %30-40 falan artardı 15-20 dk için. bu da aşırı kritik bir fark. sürekli bir "kyrie incinmesin, harden sıkılmasın" tribiyle hepsi kadar boktan bir ben simmons'la, o kol gibi kontratıyla ortadalar. onlara önümüzdeki sezon en az 2 pota altı oyuncusu (hızlı, zıplayabilen cinsten, öküz gibi kalas değil) ve en az 1 tane daha kanat lazım. geçmişler olsun brooklyn. projenin sonuna geldin. sürün bakalım.

  • bir türk, bir fransız, bir de ingiliz trenle yolculuk ediyorlarmış.
    trendeki odaları sıcaklayınca fransız pencereyi açmış ve içeri bir tane sinek girmiş.
    fransız hünerini göstermek için kılıcını çektiğiyle sineğe bir tane vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış.
    diğerleri hayretle bakarken, fransız cebinden karvizit çıkartmış ve ingilizle bizim türk'e vermiş, karvizitte "fransa'nın en iyi kılıç ustası" yazıyormuş.
    bunu gören ingiliz hemen pencereyi açmış ve içeri bir tane daha sinek girmiş.
    hemen okunu çekmiş bir fırlatmış sinek duvara yapışmış, cebinden karvizitini çıkartmış "ingiltere'nin en usta okçusu".
    tabi türk altta kalırmı. hemen pencereyi açmış içeri bir tane daha sinek girmiş, bizim türk cebinden bıçağı çıkarttığı gibi sineğe fırlatmış, sinek yere düşmüş ve sinek bir kaç dakika sonra yerden kalkmış ve geri uçmuş.
    bunu gören ingilizle fransız basmış kahkahayı bizim türk cebinden karvizitleri çıkartmış ve ingilizle fransıza vermiş.
    "fenni sünnetçi remzi"

  • bana, bilimin insanlığa olan hizmetlerine teşekkür ettiren videodur.

    her kim insanlığın faydasına çalışmış veyahut çalışıyorsa allah ondan razı olsun...

  • daryl okuyla her zombi öldürüşünde, okunu zombinin kafasında unutup gidecek diye gerim gerim gerildiğim dizi.

    çok dert ettim bu konuyu.

  • ulan sırtımda 10 m2'lik halıyla, nefes nefese halı yıkamacıya dalıyorum, adam "buyur kardeş ne vardı" diyor. halıyı gezdirmeye çıkardım da, geçerken bi selam verelim dedik amk.