• ing. yukarı*
  • türkiye'de ilk otelini 2013'ün mayıs ayında bursa'da açacak olan ve starwood oteller zincirinin bünyesinde işletilen özgün otel markası.
  • (bkz: aloft hotels)
  • bursada nilüferde olan , renkli konsepti ile içinizi açan otel.
    otelde oda servisi ve garson vs. olmadığı için dışarıdan odanıza pizza , dürüm gibi şeyler sipariş verebildiğiniz otel.
  • bursa da otelden çok bar olarak isim yapmış mekan. iyi de yapmıştır bursa da gidilebilecek sayılı mekanlara yenisini eklemiştir.
  • rivayete göre içeride inanılmaz partilerin döndüğü hotel.

    (bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
  • çok büyük beklentilerle beklediğim ama düşen ilk eleştiri ve puanlara göre fena patlamış film.
  • jennifer connelly filmi. ,film bir şifacı hikayesi, geri dönüşler ve 20 yıllık farklı zamanları içiçe sunması biraz gizem yaratıyor ama pek fazla bekleneni sunamıyor maalesef..
  • ne çekse izlerim dediğim melanie laurent ve biraz da jennifer connelly için indirip izlediğim ama beni sıkmaktan ötesine geçememiş bir aile draması. flashback tekniğinin yoğun olarak kullanıldığı filmdir de. ne anlatıyor bu sıkıcı film? bir anne var. connelly canlandırıyor. bu anne-nana- film boyunca küçük oğlunun iyileşmesi için elinden geleni yapıyor. doktor ayarlamaya çalışıyor, hastalara dokununca onları iyileştiren üfürükçülere falan gidiyor. bir anne evladı için ne yaparsa onu yapıyor. film burada çocuğun hastalığını, annenin çabalarını vs anlatıyor. flashbackten bugüne dönüyoruz ve cillian murphy'i izliyoruz. murphy'nin karakteri ivan, evli çocuklu ve agresif. bu bölümde onun annesi nana ve melanie laurent'in karakteri jannia ile aşkına odaklanılıyor. laurent onunla şahinlerle ilgili röportaj yapmak için buluşan bir gazeteciyi oynuyor. özetle öykü bu. geçmiş şimdiki zaman arasında gidip gelen filmin ilgi çekici tarafını bulamadım. karakterlerinden öyküsüne kadar her şeyi sıktı. bir orijinalliği, ilgi çekici bir tarafı yok ne yazık ki. yönetmenin eldeki duygusal materyali işlerken ajitasyona kaçmaması filmin birkaç artısından bir tanesi. aslında "hastaları onlara dokunma suretiyle iyileştiren" karakterler iyi bir çıkış noktası. film, connelly'i bu noktaya çekiyor ama bu konunun üstüne pek gitmiyor, bu konuyu deşmiyor, dolayısıyla iyi çıkış noktasını harcamış oluyor. filmin diğer ilgi çekici noktası ise diğerlerini iyileştiren kadının çocuğunu iyileştirememesi (=terzinin kendi söküğünü dikememesi). ama bunu da iyi işlememiş senarist. iyi bir senaryoyla izlemesi keyifli, ortalama üstü bir film olabilecekken olamamış, yavaş tempolu ve sıkıcı bir film olagelmiş.
    p.s.: melanie laurent çok güzelsin. umarım daha iyi filmlerde görürüz seni.
    p.s.: jennifer connelly yaşlanmışsın ama hala güzelsin.
hesabın var mı? giriş yap