hesabın var mı? giriş yap

  • 1- suriye'de artık savaş yok.
    2- türkiye kendi eğitimli/okumuş çocuklarını başka ülkelere kuryelik, kasiyerlik yapmaya gönderirken artık savaş bile olmayan bir ülkenin çocuklarını düşünmek abesle iştigalden başka bir şey değil.

  • devlet adamlığı nedir, nasıl devlet adamı olunur sorularının cevabıdır.

    ama öcalan yaptıklarının hesabını vermedi maalesef saygıdeğer ecevit. hatta seçim propagandası olarak mektubunu okudu muktedirler.
    sözde milliyetçi yardakçıları ''niye apo'nun sözünü dinlemiyorsunuz, onun dediği gibi akp'ye oy verin bre kürtler!'' diye hönkürdü.

    yani siz vefat ettikten sonra işler iyice çığrından çıktı. baya komik, sirk gibi bir ülke olduk yani.

    ruhunuz şad olsun, bu vesileyle sizin gibi değerli bir devlet adamını tekrar anmış olalım.

    ekleme editi:

    kendisi tüm dünyayı karşısına alarak milliyetçiliğin kitabını yazmıştır. tabii ki bedeli olmuştur. ambargolar, ekonomik krizler. akp'nin propagandası haline gelen yokluk günleri. ama ''dik dur eğilme'' gibi klişeleşmiş akp söylemi var ya... işte bu adam dik durmuştur.

    https://www.youtube.com/…ab_channel=kemalisthareket

    biz demirellerden, türkeşlerden milliyetçilik dersi almayız.
    sevgili kardeşlerim;
    biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil,
    kıbrısın topraklarına,
    egenin deniz yataklarına yazmışız,
    biz milliyetçiliği batı anadolunun haşhaş tarlasına yazmışız...

    tekrar ruhun şad olsun güzel insan.

  • buna şu an hayıflanan da çılgın bediş izleyip, yonca evimik dinleyen nesildi. büyüdü adam oldu işte pek ala. her şeye ağlaşmayın amk.

  • kaynamış suya koyulan yumurta 330 saniye bekletilir ve akabinde soğuması için soğuk suyun altına 5-10 saniye tutulur. ve sonuç olarak müthiş lezzetli rafadan yumurtanız afiyetle yemek için hazırdır.

    sicilya usulü makarna tarifimi de başka bir gastronomi gecesi siz değerli sözlük ahalisiyle paylaşacağım.

    lezzetli günler dilerim

  • nasıl başkanlık sistemi? güzel mi parti devleti olmak?

    meşajımı aldın mı köydeki ahmet dayı?

    nasıl millet bahçeleri? çaylar sıcak, kekler taze mi?

    nerde yetmez ama evetçiler? nerde çalıyor ama çalışıyor tayfası?

    ödüyor muyuz geçmediğimiz köprülerin? uçmadığımız havaalanlarının parasını?

    hazır mıyız son bölüme?

  • tam hali "2018 dünya kupası primlerinin ampute milli futbol takımı'na verilmesi" olan başlık.

    2018 dünya kupası'na katılınması halinde a milli futbol takımı'na yüksek meblağlarda bir prim ödenecekti. bu ödenek madem hazırdı, prim ampute milli takım'a dağıtılsın. hiçbir beklentileri olmadan, formayı hakkıyla terleten bu çocuklar o paranın her kuruşunu hak ediyor. güle güle yesinler. belki birileri de hak ederek para kazanmanın değerini tekrar hatırlar.

    change.org'da kampanya başlatıldı. imza için

  • günümüzde 57. alayın sancağının melbourne müzesinde olduğuna dair bilgiler vardır internette. bu da kahramanlık adına yayılmıstır. "sancağı tutacak kimse kalmadı" seklinde ama işin doğrusu o şekilde değildir.

    57. alayın hepsi canakkale'de sehit olmamıs, daha sonra birçok cephede savasmıslardır. "57’nci alay, çanakkale cephesi’nden sonra, önce galiçya cephesi’nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19. tümen ile birlikte filistin cephesi’ne intikal etmiştir. 19. tümen 23 eylül 1918 tarihinde ingilizler’e esir düşmüştür. 57. alay’ın da 29 temmuz 1917 - 23 eylül 1918 tarihleri arasında filistin cephesi’nde birçok muharebeye katıldığı, son olarak nablus meydan muharebesi’nde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek ingilizlere esir düştüğü tespit edilmiştir." bunun üzerine 57 alay böylece ordu bünyesinden çıkarılmış, aziz hatırasına saygı nedeniyle bir daha da kurulmamıştır. bugün türk ordusunda 57. alay yoktur. ancak bazı kaynaklarda 57. alayın ege’de kurulan 57. tümen ile karıştırıldığı görülmüştür.

    genelkurmay baskanlığı'nın sancak ile alakalı acıklaması söyledir:
    “57. alay çanakkale muharebelerinden sonra 30 kasım 1915’te sultan v. reşat’ın iradesiyle altın gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. bu madalyalar 25 nisan 1916 tarihinde istanbul-şile arasında bulunan çelebi köyü’nün kuzeydoğusunda toplanan alayın sancağına törenle takılmıştır. dolayısıyla alay sancağının çanakkale muharebeleri sırasında avustralyalıların eline geçtiği iddiası doğru değildir. bazı yayınlarda bu sancağın bugün melbourne müzesinde sergilendiği iddia edilmektedir. bu iddialarla ilgili melbourne müzesinin de içinde bulunduğu dört müze adına victoria eyalet müzesi tarafından gönderilen cevabi yazıda ellerinde 57. alaya ait bir sancak bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır.

    57. alay çanakkale cephesinden sonra önce galiçya cephesi’nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19. tümen ile birlikte filistin cephesine intikal etmiştir. 19. tümen 23 eylül 1918 tarihinde ingilizlere esir düşmüştür. 57. alayın da 29 temmuz 1917- 23 eylül 1918 tarihleri arasında filistin cephesinde birçok muharebeye katıldığı, son olarak nablus meydan muharebesinde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek ingilizlere esir düştüğü tespit edilmiştir.

    günümüze dek geçen sürede 57. alay sancağına ilişkin herhangi bir bilgi aydınlığa kavuşamamıştır. ancak türk ordu geleneği göz önüne alındığında alayın ingilizler tarafından esir alınırken sancağını teslim etmeyerek imha edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.”

    genelkurmay baskanlığı

  • kisinin kaygisini, endiselerini kontrol edemesi. en kucuk seylerin, onemsiz insanlarin tum gunu, tum haftayi, tum hayati mahvedecek guce ulasmasi. olaylar arasinda olmayan ya da cok ince olan baglari gorup, gereksiz zincir reaksiyonlari ile ruhu, akli, bedeni mahvetmek. kisinin hayatin uzerine tonlarca agirliginda bir filin oturmasi..

  • ne sporu takip etmesini, ne de sevinmesini biliyoruz. ramil guliyev, türkiye adına tarihimizde atletizmde 200 metre gibi bir branşta ilk altın madalyayı almış. hem de çok büyük bir iş çıkararak, bolt'un veliahtı van riekerk'i geçerek... adam yıllardır türkiye'de, fenerbahçe'nin sporcusu ve azerbaycan'ın üç yıl yarışmasına engel olduğu bir atlet.

    burada adamın türk mü azeri mi olduğu gibi ilkel bir tartışma sürüyor bir yandan. az önce azerbaycan adına küba asıllı copello adında bir atlet üç adım atlamada yarışmış, büyük britanyası, hollandası kenyalı atletlerle yarışıyor ve birileri kalkmış adamın dopingli çıkacağından filan bahsediyor.

    biraz akıl, izan.... hiç araştırmadan etmeden guliyev'in buraya nasıl geldiğini araştırmadan işkembeden sallamak!...

    bu türkiye'nin başarısı değilmiş!... neden değilmiş? burada yetişmemiş ama burada kazanıyor, yıllardır yatırım yapılmış, bu ülkeyi benimsemiş ve çıkıp ülkemiz adına yarışıyor. bundan sonra bu alana yatırım yapılmasına vesile olacak, belki başka sporculara da esin kaynağı olacak. neden hep olumsuz yanından bakar bazı insanlar? neden bu komplo kafası hiç bitmez?

    bir kez de olumlu bir taraftan bakıp bu müthiş başarıyı doyasıya yaşayın!...