hesabın var mı? giriş yap

  • bu arkadaş dün amerika galibiyeti sonrası zehra'ya ''maç içinde zaman zaman düşüş yaşadın'' diya başlayan anlamsız saçma sapan, gerçekle alakası olmayan bir soru sorup daha teri kurumamış kızı ''düşüş yaşadığımı düşünmüyorum'' diye savunma yapmak zorunda bırakarak sevincinin içine sıçan arkadaş değil mi?

    kardeş sizi seçerek falan mı alıyorlar? canlı yayında kızın yüzü değişti lan...

  • bir annenin sabaha karşı kumardan gelen kocasından evdeki ekmeği saklaması... saklamasa sabah okula gidecek iki çocuk aç kalacak. aynı annenin oğlu üniversitede okurken küçük oğlu ile pazar sonrası meyve sebze artıklarını toplaması. bunların yıllar sonra hal vakit düzeldikten sonra bir akşam yemeği sofrasında anlatılması ve hep beraber ağlanması.

  • üşenmedim okudum. iyi ki okumuşum*

    otobüste yanımdaki kız feci osurdu benden başka
    kimse anlamadı onun osurduğunu çünkü yan
    yanaydık ve kendi kıç bölgemde titreşimi hissettim.
    çok güzel kızdı aslında böyle bir şey yapması beni
    üzmüştü. daha sonra koku hafiften yayılmaya ve
    kız da bunun farkında olduğu için kızarmaya başladı.
    tabi ben hiç durur muyum ? hemen camı açtım ve
    ayağa kalkarak; hanımlar beyler, az önce talihsiz bir
    şekilde minibüsün içine osurdum. burnunuza çürük
    kavun kokusu gelebilir, aldırış etmeyin. siz hiç
    osurmadınız mı ? sen şoför amca, akşam televizyonun karşısına yatıp ntv sporu açtığın
    zaman, burnunu karıştırırken hiç inletmedin mi
    ortalığı? çocukların odada gülmedi mi hiç ? sen,
    şişman olan kız. sen hiç deprem etkisi yaratmadın
    mı zeminde ? klozeti parçalamadın mı hiç ? beni hor
    görmeyin arkadaşlar, evet osurdum, ama bilinçli değildim. sadece, osurdum. diyerek gözyaşlarımla
    beraber oturdum. yavaştan bir alkış sesiyle beraber
    yıkıldı minibüs. şoför deli gibi kornaya basıyor ve
    herkes zart zurt osuruyordu sonra yanımdaki kızla
    göz göze geldik. gözlerini kapatıp bana doğru
    eğildi. heyecandan kalbim çıkacak gibi olmuştu. ben de gözlerimi hafif kapatıp eğildim. ağzını uzattı
    hafif araladı, yaklaştık.. gargh diye bi geğirdi amk
    kevaşesi kendimden geçtim. direkt gömdüm
    kafayı, müsait bi yerde indim. iyi yapmışmıyım
    beyler ?

  • dindar bir ailede büyümememe ve kardeşim olmamasına rağmen beni evimde hissettiren grafik roman.

    çocukluk, ilk aşk, kocaman dünyanın içinde küçücük olmak, küçücük bir dünyaya sığmak zorunda kalmak. o kadar karın içinde battaniye gibi iç ısıtan bir hikaye gerçekten de. okunmalı.

  • alt çenem önde ve asimetri vardı.
    ekim 2016'da karar verdim, aralık 2016'da tel taktırdım ve bu sürecin sonunda 29 ocak 2019'da çift çene(üst ileri-alt geri alındı.) ameliyatım gerçekleşti.

    ameliyat öncesi süreç;
    ameliyata kadar ki süreç uzun ve özetlenecek gibi değil ama illa özetle derseniz;
    -sizin için uğraşacak işi bilen bir ordotondist seçin. (bu işte egolu cerrahla ugrasabilecek ve sizin için bir çok doktorla koordinasyon sağlayacak bir ortodontist bulmak kolay değil.)
    -ameliyatı yapacak doktor seçimi kritik bir iş; dişçiler(ortodontistten tutun da diş hekiminize kadar) kesinlikle çene cerrahı tercih edin diyecek bunun sebebi daha fazla bu ameliyatı yapmaları ve tek alanda uzmanlaşmış olmaları bir diğer yandan plastik cerrah seçecekseniz de bu alanda uzmanlaşmış ve elinden çok fazla bu ameliyat çıkmış bir plastik cerrah tercih etmelisiniz. ben uzmanlık alanı ağız-çene cerrahisi olan güvendiğim bir plastik cerraha ameliyat oldum.

    ameliyat süreci;
    -9'da ameliyata alındım. 13:30'da odadaydım. doktorum ameliyatta kendi işinin 2 saat 35 dakika sürdüğünü problemsiz ve çok çabuk hallolduğunu söyledi.
    -narkozun etkisi geçerken direk istifrah ederek uyanıyorsunuz. ilk gün ameliyat sırasında yuttuğun kandan dolayı sürekli istifrah ediyorsunuz bu kaçınılmaz ve ciddi zor olan tek kısım.
    -ameliyattan çıkışla birlikte yüz bir hayli şişiyor 3.günden itibaren inmeye başlıyor. benim şuan 5.gün yavaş yavaş iniyor.
    -normalde benim bildiğim hastalarda ve araştırırken edindiğim bilgi en geç hastane çıkışı ağız lastiklerle kapatılıyordu. benim doktorum dişlerin kapanmasının iyi olduğunu ve ilk kontrole kadar kapatmaya gerek olmadığını söyledi. şuan üst dişlerime bağlı plak var ama ağzım serbest.
    -çiğneme yasak. ağzım henüz tam kapalı olmadıgı için çiğnenmeyecek şeyleri kaşıkla, pipetle ve beslenme şırıngasıyla yiyebiliyorum.
    -ağrı sızı hastanedeyken neredeyse 0. hastaneden çıkınca doğal olarak ilaçlar damardan alınan ağrı kesici gibi olmuyor. biraz ağrı ve baş ağrısı olabiliyor ara ara ama rahatsız edici boyutta değil.
    -görüntü olarak aldığım ilk tepkiler çok iyi. çene yapımın ve yüzümün çok değiştiğini söylüyor herkes, şişlikler henüz inmemesine rağmen. bende memnun ama henüz beklemedeyim:)

    -yarın ilk kontrolüm var başka birşey aklıma gelirse ekleme yapacağım.

  • (acemiliğin ilk günleri...)

    asker: hapşuu!
    komutan: çok yaşa!
    asker: emredersiniz komutanım!
    komutan: "emredersiniz!" denmez evladım, "sağol!" denir.
    asker: emredersiniz komutanım!

    (aradan bir yarım saat geçer...)

    asker: hapşuuu!
    komutan çok yaşa!
    asker: sağolasın.

    (böyle de level atlanmaz ki be canım kardeşim, sümüklü piyadem benim. sen çok yaşa e mi.)

  • şu vasıfsız elemanlar kadar şımartılan başka bir grup yok. işi bu olm, yapacak. fırtınada motosiklet güvensizse arabayla getirsin.

  • tarihin en dayanıklı cep telefonu.
    10 küsür yıl olacak hala çalışmaktadır. artık görevini çalar saat olarak sürdürse de saygı nedeniyle bozulsa bile atılmayacak telefondur, gözümde.

  • dindarız diyenlerin müslümanız diyenlerin ülkede yaptıklarını gördükçe onlara benzemekten korkmaları normal değil midir

  • kuranın türkçe olarak okunmasından öyle çok korkuyor ki..

    fussilet suresi 44. ayet:
    "velev ce’alnâhu kur-ânen a’cemiyyen lekâlû levlâ fussilet âyâtuh(u)(s) e-a’cemiyyun ve ’arabiy(yun)(k) kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâ/(un)(s) vellezîne lâ yu/minûne fî âzânihim vakrun ve huve ‘aleyhim ‘amâ(en)(c) ulâ-ike yunâdevne min mekânin ba’îd(in)"

    nasıl? anlamadınız değil mi.. muhtemelen arapça biliyor olsaydık hükmünü anlardık.
    şimdi aynı surenin türkçe mealine bakalım:
    "biz o kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik, onlar elbette: “onun âyetleri anlayacağımız bir dille iyice açıklanmalı değil miydi? arap olmayana yabancı dilde bir kitap olur mu?” diyeceklerdi. de ki: “o, iman edenlere doğru yolu gösteren bir rehber ve eşsiz bir şifa kaynağıdır.” inanmayanlara gelince onların kulaklarında bir ağırlık vardır; kur’an kendilerine kapalı ve karanlık gelir. onlara sanki çok uzak bir yerden sesleniliyor da söyleneni duymuyorlar!"

    bugün, cumhuriyetin ilanından neredeyse 100yıl sonra, laik ülkemize bir mikrop gibi çökmeye çalışan tekke ve zaviyedeki insanlara gidip "ben kuran okuyorum" derseniz karşınızda böbürlenerek ağızlarında sakız gibi uzatarak "siz anlamazsınııııızzzz" derler.

    neden biliyor musunuz? çünkü öyle istiyorlar. onlara göre sadece kendileri anlayabilir. onun hikmetini sadece kendileri çözmüştür.

    o kadar korkuyorlar ki,
    insanların kuranı türkçe okumasını ve öylece anlamasını istemiyorlar. böylece din konusunda kendilerine ihtiyaç duyulmayacağını biliyorlar.
    biz biliyoruz ki kuran türkçe okunduğunda diyanet denilen cemaatin kuklası olmuş kuruma da gerek kalmayacak.

    düşünün o kadar korkuyorlar ki,
    sizinle allah arasına girip kuranı türkçe okursanız "o kuran olmaz" diyorlar. bu sözlerine haşa derler. bu arapça kökenli kelimenin anlamını en iyi onlar bilir ama daha nerede kullanılacağını bilmiyorlar ki allah olup neyin kuran neyin kuran olmayacağına karar veriyorlar.

    düşünün o kadar korkuyorlar ki,
    bu cemaat zırvaları ülkenin kurumlarını, mevkilerini sözcü olarak kullanmaya başlamış, basına demeç verdiriyorlar.

    kuranda şifre mifre yok. sayılar kombinasyonlar da yok.
    sol elle yemek yeme diye söz de yok. kızına hallenen babalar da yok.
    eğer türkçe okursanız ilmini anlarsınız, kandırılmazsınız.
    ama ne var; kul hakkı yeme, öldürme, yalan söyleme, çalma, sapkınlık yapma gibi kuranı arapça okuma sevdalısı insanların alışkanlık haline getirdikleri günahlardan sakın var.

    artık o kadar korkuyorlar ki, kuranı değiştirseler işlerine geldiği gibi düzenleseler yüzleri kızarmayacak. haşa!!!