hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    tayyor, önce pargalı abdullah'ı sonra da ahmet hoca'yı harcıyor. sadrazamlığa makbul berat gelebilir.

    padişah'ın lalası feto meğer payitahtı kandırıyormuş. gerçek açığa çıkınca sınırı geçip amerikanya krallığına sığınıyor.

    şehzadelerde sıkıntı büyük. bazı idrak sorunları var.

    şeyh-ül islam çok yufka yürekli. kendisini eleştirdikleri için milyon duka'lık taşıtından inip halkın arasında yürümüş bir seferinde.

    jöleliler ve kefenliler gibi yeni birliklerle tanışıyoruz. binlerce ok, kargı, pala ve yayları var.

    yakın zamanda sümeyye sultan ile yeni damat paşa'nın nikahı var. bakalım neler göreceğiz.

    --- spoiler ---

  • açıklama yapmış futbolcu.

    yine şeref, onur, allah, millet ne var ne yok katmış önüne. kimseye hesap vermezmiş (saldırmak ne zamandan beri kanunen hesapsız kalıyorsa kafasında) de, oymuş buymuş. 3 yaşındaki çocuğun imla bilgisiyle, 3 iq'lu çomar manevi duygularını ortaya dökmüş, anca bu çıkabilmiş ortaya.

    bu delikanlılık falan da çok sökmez arda, kulüp bulamayacağın günler de gelicek, çok yakında.
    allah'tan başka kimseden bi' şey istemezmiş, allah için mi çektin lan referandum videolarını?

    sizin gibi çomarlar yüzünden ahlak, allah, maneviyat, aile, şeref, onur bütün bu kelimelerin içi bomboş kaldı, kafalarınız gibi.

    barcelona'dan osmanlıspor'a müthiş kariyer hikayeni okumaya az kaldı.

    not: milli takımı bıraktım olayını yemeyin, kovuldun arda kovuldun.

    edit: uyarı ve tavsiyeler sonucu yumuşatıldı, içimden gelenleri kaldırmak zorunda kaldım.

  • bana gore kendisi telefonla konusurken, durup dururken, dur bak sana kimi veriyorum diyerek telefonu uzatip, 32 dis siritan insandir.

    kendi kafasi oyle guzel ki, senin de mutlu olabilecegini dusunuyor.

    kas goz yapip bozmayin su guzel adamlari ya.
    canim canim.

  • stir fry noodle soyle yapilir:
    - tercihen bugdaydan yapilmis bir paket noodle 3 dakika kaynar suda bekletilir.
    - es zamanli olarak cok kizdirilmis bir tavaya orta ebatta dogranmis sebzeler atilir. ne olabilir bunlar, su kestanesi, bambu, soya filizi, yesil biber, sogan, darda kalinirsa havuc ve kabak.
    - sebzeler olmeden, hatta diriliklerini bile yitirmeden, suyu iyice suzulmus noodle eklenir, uzerine biraz galeta unu serpilir. bolca soya sosu eklenir.
    - en onemli noktalardan biri bunlari yaparken woku surekli ileri geri, dairesel hareketlerle cevirmektir, tipki omlet cevirir gibi... bu malzemelerin harmanlanmasini saglar.
    - diger puf noktasi ise altini kapatmadan hemen once woka biraz susam yagi serpmektir.

  • eski sevgilinin yeni sevgilisine gülümsemesi. bugün gördüm bunu. ama alelade bir gülümsemeden bahsetmiyorum.
    onu okuldan aldığım zamanki gibi gülümsemesi...
    işten güçten uzun bir süre görüşemedikten sonra buluştuğumuzdaki gibi gülümsemesi...
    ilk yurtdışı seyehatimden sonra beni havaalanında karşılarkenki gibi gülümsemesi...
    kar yağarken ellerini ellerimin arasına alıp ısıttığımdaki gibi gülümsemesi...
    kendi ellerimle yaptığım hediyeyi ona sunarkenki gibi gülümsemesi...
    öpüştükten sonraki gibi gülümsemesi...

  • bana bir anımı hatırlattı. zamanın birinde bir restoranta gittik. menüde fiyat yazmıyor. ben de o ne kadar bu ne kadar soruyorum. garson bir süre sonra;
    "beyefendi burası tahtakale değil ama" dedi :)

    ben de sen kimsin terbiyesiz herif ben senin maaşın kadar her ay hesap ödüyorum. sen buraya fiyatları yazmayınca ben sormaktan mı çekineceğim? ya buraya fiyatları yazacaksın ya da tek tek tek cevap vereceksin sorduklarıma dedim.

    adam gitti sonra müdürü geldi. kusura bakmayın hatalı davranmışlar, ben yardımcı olayım dedi. ben de gerek yok menünün fotoğrafıyla birlikte yarın sizi şikayet ediyorum. ürünlerinin fiyatını görülebilir şekilde belirtmek yasal zorunluluktur dedim ve gittim. sonra üşenmedim gerçekten şikayet de ettim.

    demem o ki gençler hangi mekana giderseniz gidin. sipariş vermeden önce menü isteyin. yoksa fiyatları tek tek saydırın. bu ayıp değildir. eziklik hiç değildir.

    rahat olun.

    edit: arkadaslar yukarıdaki hikayede geçen kelimeleri birebir aktardım. ne garip insan sürekli değişiyor, olgunlaşıyor ve kendine kızabiliyor. ibareyi değiştirmek istedim o yüzden editliyorum.

    bana o lafı eden garson arkadaşa "senin maaşın kadar her ay hesap ödüyorum" demem tamamen görgüsüzlüktür ve ayıptır. şu an aynı olayı yaşasam bu kelimeleri kullanmazdım. bilmenizi isterim.

  • austin'den bildiriyorum:yaklaşık 38 saattir şehir merkezinde (benim evim de dahil) çoğu evde elektrikler yok. en kötüsü de burada ısınma, ocak, vb. aklınıza gelen her şey elektrikli. daha önce böyle bir soğuğa alışkın olmadıkları için yollar, marketler vb. kapalı, okullar tatil, hayat durdu.

    son birkaç yıldır california'dan austin'e eğtimli kesimin, özellikle teknoloji şirketleri sebebiyle, göçü artmıştı. bu küçük kıyamet hali şehrin altyapısının böyle bir büyüme için ne kadar yetersiz olduğunu gösterdi ne yazık ki...

  • - ne muhendisisin sen abi ya?
    - kimya muhendisiyim.
    - e peki soylesene abi cama$ir suyunda ne var? icerik olarak yani?
    - ac arkasini oku.
    - hmm, bunlar bunlar bunlar varmi$, zararli midir bunlar?
    - degildir.
    - icebilir miyim yani $imdi?
    - icebilirsin tabi guvenle, kana kana ic...
    - yandim abi yaniyorum!
    - geber yarragimin kurma kolu...