hesabın var mı? giriş yap

  • çok eğlenceli bir durum. size çocuklarıymış gibi davranıyorlar. arabanın arka koltuğunda yolculuk ediyorsunuz, canınız ne isterse o yapılıyor, ne çekerse o alınıyor.
    evlerinde de bir ayrıcalığınız var. en ağır misafirleri sizmişsiniz gibi davranıyorlar bazen, bazen de "oturmaya mı geldin, kalk da bi çay koy" rahatlığına evrilebiliyorlar. birbirleriyle kavga ettiklerinde "yeter la bi susun amk" diyebilecek kadar samimi arkadaşlarınız olan bir çiftin yanında üçüncüyseniz cidden çok eğlenceli. tavsiye ederim.

  • "artık nasıl bir vergi ödediysek hem bütçe açığını kapadık hem suriyeli baktık hem de başbakana uçak aldık vay arkadaş"

  • sığır gibi resimlere bakıp hatta bakmayıp dalga geçen beni saatlerce van gogh tablolarını incelemeye yönlendirmiş belgesel. eğer ben bu belgeselle resme ilgi duyduysam eminim ki bu türkiyede resmin pek sallanmadığındandır. arkadaş o kadar okullarda resim yaptırıp çocuklara işkence çektireceğinize meşhur tabloları bu formatta anlatmaya çalışsaydınız ya da bi kaç isim öğreteydiniz picasso dışında şimdi böyle mi olurdum ben.

  • ahlâksızca bir hareket; zira karşıdaki insanı rahatsız eden bir tavır bu. böyle bir olayda kendimi çok kötü hissediyorum; durduk yere bir nevi sapıkmışsınızcasına bir karşılık görmüş oluyorsunuz çünkü.

  • ne intel ik ne de kapitalizmin bu oyunda suçu yok.

    psikopat yıllarca ailesinden ve arkadaşlarından kendisini saklayabildiyse yılda bir kez görüştüğü ik dan tabii ki saklar.
    iyi okullarda okumak, çok para kazanmak, aileden sevgi görmek psikopatlığı geçirmiyor, belki fakir ve eğitimsiz bir insana göre daha iyi sakladığı için farkedilmeden yaşamasına yol açıyor ama kesinlikle yok etmiyor.

    öte yandan intel, samsung, unilever gibi şriketlerin şahısların psikopatça tavırlarını başarıya giden yol olarak görüp destekledikleri de bir gerçek.
    uzun yıllar samsung , unileverin belli markaları, mastercard vs bakan ajanslarda çalıştım. müşterilerimin ortak özelliği kendilerinde diğer insanları rahatsız etme hakkı olduğunu sanmalarıydı.
    kaba olmak, başkalarını kırmak, olmayacak bir işi zorlamak, mesai saatleri dışında taciz edercesine aramak onlar için “utana sıkala” yapılan eylemler değildi, aksine başarı göstergesiydi.
    yani 23.45 de revizyon için aramak “adanmışlık”, 1 iş parasına 3 iş çıkartmak için karşı şirketi tehdit etmek “iyi pazarlık” , ekibindeki bir insana kafayı takıp onu insanların önünde rezil edercesine sürekli yermek “liderlik”.
    hal böyle olunca ahlaksızca hırsı insanlar başarılı oluyor, makul insanlar ise alt kademelerde yer alıyor çünkü adamın / kadının patronu çıkıp “evet haklısın gülsu çalışması çok zor ve problemli ama sayesinde 2 liralık işi 1 liraya ve 5 hafta yerine 4 haftada bitirdik o yüzden şirketimiz için değerli bir “asset” “ diyebiliyor. yani ahlaksızlık, tehdit, kabalık şirket çıkarını sağladığı sürece ödüllendiriliyor, böyle olmayanlar “vasat” olarak kalıyor...

    cihan açarmana geri dönersek.
    hırslı ama vasat.

    kimse alınmasın 1999 yılında bilgi üniversitesine girmek dünyanın en kolay şeyiydi, öss den barajı geçmeniz bile yeterli oluyordu neredeyse (açıkçası bizim okulda bilgi 2003-2004 yıllarına kadar öss de istediğini kazanamayanların gittiği okul olarak kaldı.) o nedenle 1999 yılında bilgiyi kazanmış birisine akıllı diyemeyeceğim, ortaokul-lise eğitimini yazmadığına göre vasat bir okuldan. robert, alman vs olsa onu da büyük harflerle yazardı mutlaka.

    mutluluğu bile “türkiyede en mutlu ilk 10 aile arasında girerdik” diyerek sıralandıran manevi derinlikten yoksun bir babanın verdiği hırsla yaşamış. düşünsenize mutluluğunuzu bile sıralandırmanız gereken bir ortamda büyüyorsunuz...

  • eğer kendi başınıza yapmak isterseniz bir tarif buldum, türkçe'ye de çevirdim. bence yapılabilitesi var.

    katı parfümler genelde ucuz olduğundan onlarla deney yapmak kolay. bu insanda biraz girişimci ruhu uyandırıyor ve burnunun sevdiği şeylerle deney yapma olanağı veriyor. eğer pahalı parfümler size ağır geliyor ve daha hoş bir alternatif arıyorsanız katı parfümler size göre olabilir. denemesi de kolay ayrıca. ayrıca katı parfümlerin ta eski mısır'dan beri bilindiği ve islam zamanında alkolle pek ilişki olmadığından katı parfümlerin fazlaca revaçta olduğunu söylemek de belki içinizi rahatlatır.

    ihtiyaçlar:

    1 çorba kaşığı balmumu veya vazelin (bu parfümün katı bağdaştırıcısı olacak)
    1 çorba kaşığı badem yağı (bu da genelde cilde zarar gelmemesi için ve ayrıca yine bağdaştırıcı)
    8-15 damla esansiyel yağ, uçucu yağ (genelde küçük siyah cam şişelerde satılan fazlaca yoğun yağlar bunlar. ciltle direkt temas etmemesi lazım pek)
    1 kap (genelde cam, seramik olsa iyi olur ancak plastik de iş görür)
    1 kamış (bu karıştırırken işe yarayacak, kamış benzeri başka şeyler de olur)
    1 kap, bu sefer karıştırmak için (dikkat edin tencereye girecek bu)
    1 tencere
    1 damlalık (yağları bununla damlatırsanız güzel olur)

    adımlar:

    ihtiyaçlar kısmındaki her şeyi topladığınızdan emin olun. bu tür şeyleri genelde lokman hekim vb. aktarlardan çok rahat bulursunuz.

    balmumu veya vazelini, badem yağıyla birlikte karıştıracağınız kaba koyun.

    balmumunu eritin. bunun için karıştırdığınız kabı tencerenin içine koyun ve su ekleyin. suyu kaba çok gelmeyecek şekilde koyarsanız iyi olur. suyun içinde kalan kapta balmumu eriyecektir güzel güzel. su kaynamaya yakın zaten balmumu da erir.

    balmumu tamamen sıvılaştığında tencereden yağ karışımını alın. bir yerinizi de yakmayın pek.

    kasedeki yağa esansiyel yağlarınızı ekleyin. iyice karıştıklarından emin olun. (bu adımda ortalık bence güzel kokacaktır oldukça :)

    katılaşmayan, sıvı kalan balmumunu parfümün içinde durmasını istediğiniz kaba koyun.

    artık parfümü kullanabilirsiniz.

    güzel ipuçları:

    öncelikle neden kamış benzeri bir şeyler kullandığımızı açıklayayım. kamışın karıştırma işini göreceği kesin, ancak yüzey alanı az olmalı ki olabildiğince karışım kapta kalsın. kaşıkla yapmayı da bilirdik yani, o zaman sıyırması filan zor olacaktı. bunu hesaba katarak kamış benzeri ne kullanıyorsanız kullanabilirsiniz. kalem bile olur mesela.

    badem yağı gibi cilde zarar vermeyecek bir yağ kullanıldığı için kulak arkasıdır, bilektir bu tür yerlere parfümü sürmek kolay. az bir miktarını elinize alıp ince bir tabaka halinde uygulayın. yine de alerji veya herhangi bir ters olay görürseniz anında kullanmayı kesin ve doktora gidin. sorumluluk kabul de etmiyorum bunu da yazdım yani.

    kullanacağınız esansiyel yağı iyi seçin. esansiyel yağların üzerimizde ilginç etkileri var, aromaterapidir masajdır boş işler değil. mesela sedir ağacı kokusu keneleri uzak tutar. eğer köpeğiniz varsa tasmasına bundan sürüp kene uzaklaştırabilirsiniz. ya da aynı şekilde sedir ağacını kendi üzerinizde ayak kokusunu önlemek için sürebilirsiniz. sarı papatya veya portakalın dinlendirici etkisi vardır. bunları da araştırırsanız güzel olabilir sizin için. bilinçli olmak lazım.
    esansiyel yağlar biraz pahalı olabilir çok kullanılırsa. yani beş on farklı kokuyu bir arada istiyorsanız 40-50 lira gidebilir. ayrıca pek bulunmadıklarını da belirteyim. güven olmaz yani. en güzeli evde yapmak tabii ama distilasyonla uğraşan kaç deli var türkiye'de merak ediyorum. (benim yerim olsa yaparım da neyse.)

    eğer sürekli yanınızda olsun istiyorsanız şu nivea'nın filan rujları oluyor ya dudak koruyucu, onların içlerini çıkartıp bu sizin balmumundan koyabilirsiniz. ya da bu dudak kremlerinin olduğu boş bir kutunuz varsa ona da koyabilirsiniz.
    hediye edecekseniz, o kadar güzel yapıyorum bayılırsın vallaha diyorsanız, gidip böyle kase biçimli güzel bir şeye bunu koyarak hediye edebilirsiniz. ancak önce bir bakın deride ters bir şeyler oluyor mu diye. sonra adam öldürdü olmasın.
    bir de kokulu mumlar da aslında iş görebilir. onların kokusu da sizin işinize yarar biraz. yine de kokunun etkili olmasını istiyorsanız biraz esansiyel yağ katmakta fayda var.

    birkaç karışım önerisi:

    6 damla portakal, 4 damla ylang-ylang, 4 damla bergamot, 3 damla pelesenk (aa bizim pelesenk) ağacı, 3 damla akgünlük, 2 damla yasemin.

    5 damla yasemin, 4 damla gül, 2 damla ylang-ylang, 2 damla sedir

    bu biraz çevirme ve kendi eklemelerimle yazıldığından referans verelim hemen: www.wikihow.com/make-solid-perfume/

  • almanya’da yaşayan bir arkadaşıma “2.5 litre coca cola 7.5tl olmuş” dedim. “1 € ‘ya alıyorsunuz işte başka ne istiyorsun burada 2 €, ülkenin kıymetini bilin ve bu pahalılık psikolojisinden kurtulun” dedi. cevap vererek kendimi yormadım şu ramazan gününde. bu hastalığın tedavisi yok.

  • kktc televziyonu olan brt'den bir dumur;
    kiran kirana kavga dovus sona ermis bir mactan sonra takimlardan bir tanesinin yoneticisine mikrofon uzatilir...

    -haydar bey mac hakkinda ne diyeceksiniz?
    -uzulerek soyluyorum ki bu macta isporun i'si yoktu
    -....

  • diğer bazı ülkelerde olduğu gibi, fransa'nın da orijinal bayrağı bir azize aitti. fransa'nın ilk bayrağı st. denis (bkz: saint denis) bayrağıdır ve bu bayrağın da özel bir adı vardır; oriflamme. latincede altın ateş anlamına gelen aurea flammadan türemiştir. (bkz: oriflamme/#60169524) bu bayrak şu anki fransa bayrağı gibi dikdörtgen değil, ucunda 3 ile 5 arasında değişen sivri uçlar vardır. yani aslında bayraktan ziyade, bizim şu an flama dediğimiz şeye daha çok benzeyen bir şey. tamamen kırmızı ipekten yapılmış, üzerinde hiçbir dekor olmayan, bir köşesinde 3 - 5 sivri uç bulunan düz bir flama. daha sonra bu düz, kırmızı flama, üzerine sarı bir güneş ve sarı güneş ışınları ile süslendi. arkadaki kırmızı fon, kafası kesilen st. denis'in kanını sembolize ediyor. frenk imparatoru charlemagne'in bu bayrağı kutsal topraklara taşıdığı ve onu kendi kişisel bayrağı yaptığı rivayet edilir. ama bayrağın kraliyet ailesinin bayrağı olarak ilk defa kullanılması 1124 civarlarında 6. luis zamanındadır.

    ilk fransa bayrağı

    1328 zamanı, 4. philip'in üç erkek çocuğunun ölmesi ve geride sadece kadın varislerin kalması sebebiyle capetian hanedanı soyu tükendi ve valois hanedanı tahtı devraldı. valois hanedanının arması mavi bir arkaplanda 3 zambaktan oluşuyordu. bu arma yeni fransa bayrağının esin kaynağı oldu. bourbon hanedanı tahtı devraldığında ise, arka planı, hanedanı onurlandırmak için beyaz olarak belirleyip zambakları olduğu gibi bıraktılar.

    1365 - 1792 arası kullanılan fransa bayrağı

    günümüzde kullanılan fransa bayrağında kullanılan renklerin pozisyonu ve sembolizm ile ilgili birkaç teori var. renklerin, ihtilal zamanı ortaya çıkan bir rozetten etkilendiğine inanılıyor. kırmızı ve mavi paris'in renkleriydi ve paris'in armasında da kullanılıyordu; mavi st. martin ile, kırmızı saint denis ile ilişkilendiriliyordu. beyaz ise kraliyeti simgeliyordu. beyazın ortada olması ise halkın monarşi ile kontrol edilmesini simgeliyor. diğer teori, amerika devrimcilerinden ilham aldıklarını iddia ediyor. başka bir teori ise, üç renkli dizaynın hollanda bayrağı dizaynından etkilendiğini iddia ediyor.

    üç renkli dizayn ilk defa 1790'da fransız donanmasında kanton olarak kullanıldı. kanton, bir bayrağın sol üstteki dörtte birlik kesimine verilen isimdir. abd bayrağındaki yıldızlı bölüm, kanton'dur mesela. birleşik krallığın bayrağı da birleşik krallığa bağlı ülkelerde halen kullanılmakta; avustralya, yeni zelanda. bu ülkelere ait donanma gemilerinde kullanılan kanton ingiltere bayrağıdır o yüzden.

    daha sonra french national convention olarak bilinen meclis, 1794'te bu bayrağı fransa'nın ulusal bayrağı ilan etti. ama o zaman bu yasaya onay verilmedi. en başta fransız donanması monarşinin beyaz arka planlı bayrağı kullanmak istiyordu. ihtilal sırasında bayrak nadiren kullanıldı. günümüzde kullanılan fransa bayrağı, donanmada 1812'ye kadar kullanılmadı.

    yalnız bu kullanım da pek uzun sürmedi. 1815'te napolyon tahtan indirildi ve bourbon hanedanı tahtı geri aldı. arka planı beyaz olan bayrak geri geldi. bundan 15 yıl sonra 1830'da temmuz devrimi gerçekleşti. vatandaş kral olarak tabir edilen louis philippe tahta oturdu. louis philippe, bourbon kralının uzaktan kuzeniydi. üç renkli fransız bayrağını geri getirdi. ve bayrak o günden beri kullanılmakta.

    bugün o renklerin, birçok fransız vatandaşın kalbinde hala yankılanan devrimle ilişkili idealler olan "özgürlük, eşitlik, kardeşlik" anlamına geldiği söyleniyor. başka bir teori ise, bayrak renklerden mavi, tarihleri; beyaz, umutlarını; kırmızı ise, atalarının kanlarını sembolize ediyor.

    kaynakça:
    1) fransa bayrağı - wikipedia
    2) fransa bayrağı - britannica
    3) oriflamme
    4) fransa bayrağının tarihi
    5) fransa bayrağı - sea & do france