• reunion in baskenti.
  • afedersiniz, bok gibi bi yer
  • yıllar önce beş parasız paris'e gittiğimizde babamın şehre en uzak ama metro istasyonu olan yerde kalırsak ucuza kalabiliriz diyip bulduğu mekan. kaldığımız otelde sabah kalkıp fahişeleri, üstüsüte sekiz ceket giymiş clochard tipli adamı yeşil yeşil bişey içerken (likördü heralde bi çeşit) görünce beti benzi atmıştı babamın. teril temiz bi yer diğil ama hijyen merakınız yoksa iyi işte. tip bi yer olarak hatırlıyorum - beni bozmamıştı.
  • notre dame katedrali'nin giriş kapılarında; soldaki kapının her iki yanında 4'er tane, ortadaki kapının her iki yanında 6'şar tane, sağdaki kapının her iki yanında da 4'er tane olmak üzere toplam 28 tane heykel bulunuyor.

    https://i.hizliresim.com/jwvq4w.jpg

    aslında hristiyan azizlerini temsil eden bu heykellerin, fransız devrimi sırasında, fransız krallarını temsil ettikleri zannedilerek kafaları kesilse de, devrimden sonra restorasyon çalışmaları sırasında bütün bu heykeller onarılmış ve avrupa'nın hristiyan azizlerini temsil etmeye devam etmiş.

    ancak bunlardan bir tanesi, hala kafası kesik vaziyette duruyor.

    https://studiosparis.files.wordpress.com/…treda.jpg

    dinlediğim birçok aziz efsanesi içinde, açık ara favorim olan saint denis'in efsanesidir. bu kafası hala ellerinde olan heykel de, saint denis'in ta kendisidir.

    efsaneye göre, milattan sonra 3. yüzyıl'da yaşayan aziz denis, paris'in ilk psikoposudur ve katolik inancını yaymak amacıyla roma'dan kalkıp paris'e gelmiştir. kısa zamanda vaazlara başlayan saint denis, kısa sürede parisli katolikleri etkisi altına alır ve katoliklerin sayısı günden güne çoğalır.

    pagan rahipler saint denis'in bu ünü karşısında inanılmaz rahatsızlık duyar ve bu nedenle milattan sonra 250 yılında saint denis'i idama mahkum ederek, bugün sanatçılar tepesi, ressamlar tepesi olarak da bilinen montmartre tepesi'nde boynunu vurur.

    ancak efsane bundan sonra başlar.

    zira efsaneye göre saint denis'in gövdesi, boynu hemen vurulduktan sonra doğrulur ve kendi başını yerden alır. saint denis kafası ellerinde "yapacağınız işe sokayım sizin," diye söylene söylene yürümeye başlar.

    https://studiosparis.files.wordpress.com/…is-03.jpg

    elinde başı söylene söylene, bir yandan da vaaz vere vere yürüyen saint denis, 6 kilometre kuzeye yürür ve nihayet bugün saint denis olarak anılan yere gelerek bugün saint denis bazilikası'nın olduğu yerde düşer kalır.

    https://studiosparis.files.wordpress.com/…cluny.jpg

    bugün bile insanlar, saint denis'in montmarte'den saint denis bazilikası'na kadar olan yolu yürüyerek onu anarlar.

    https://studiosparis.files.wordpress.com/…f2501.jpg

    saint denis, saint geneviève ile birlikte paris'in koruyucu azizi olarak anılmaya başlar. paris'in yanı sıra, trajikomik bir şekilde, baş ağrılarının da azizi olarak kabul edilir. bugün migreni tutan inançlı katolikler, saint denis'e dua ederek şifa bulmaya çalışırlar.
  • afrika’dan çok zenciyi görebileceğinizi düşündüğüm paris’in kuzeyindeki bir banliyö.
  • rdr 2 de gördüğümüz vahşi hayattan kopmak amacıyla girdiğimiz, saygımızdan üzeri kan kokan av kıyafetlerimizi şekil kıyafetlerle değiştirdiğimiz nezih şehir.
  • en psikopat teroristi koy bu semte, sabahına ekvatora kadar kaçar, rastgele otel vs denk gelirse direk kapsam dışı yapılması elzem

    sonra paris çok romantik, kan alırlar kamil kan
hesabın var mı? giriş yap