ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ağaç sulamaya gittik pantolonumu çıkardı
ece ronay'ın mehmet ali erbil'i ifşa etmesi
-
ibrahim tatlıses 1, mehmet ali erbil 2 bunlar ne yapsa millet hoşgörü ile yaklaşıyor. ibrahim tatlıses'in bir cinayette azmettiriciliği var, eski karısının topuklarına sıktırmışlığı var ama görsen halkın sevgilisi. mehmet ali erbil'de öyle hangi skandal olursa olsun halk önemsemiyor, hoş görüyor. sanatçı yaşamında aşırılık falan olur eyvallah ama bu artık aşırılık değil bildiğin suç. ilginç milletiz vesselam. yapamadığımız ahlaksızlıkları yapabilenleri hoş görerek kendi iç dünyamızda rahatlıyor muyuz ? çözemedim.
bir kadına verilecek en güzel hediye
-
babamın anneme verdiği hediyedir.
annem sürpriz yumurta delisi bir kadın. özellikle araba falan çıkınca çok seviniyor ve yapıp ounamaya başlıyor. hevesi geçince de bir süre oraya buraya koyup teşhir ediyor.
babam evlilik yıldönümlerinde anneme sürpriz yumurta aldı. üzerindeki jelatini usulca açtı, yumurtayı zedelemeden ayırdı kutusunun içindeki oyuncağı çıkartıp içine birbirine sarılmış dişi erkek kolye koydu.
akşam yemeğinde anneme bir çiçek ve sürpriz yumurtayı verdi*
annem önce yumurtayı her zaman yaptığı gibi salladı, oyuncak araba mıydı acaba? telaşla içini açtı, (bir yandan da çikolatasını yiyyor) sürprizi görünce:
- aaaaayyyy kemaaaaaalll!!! *
edit: babam vefat etti dostlar.
annem o hediyeyi aldığı günden beri boynundan hiç çıkartmadı.
bu entry'i 5 yıl önce yazmışım. hay allah... hay allah...
celal şengör'ün kütüphanesi
-
türkiye'nin en çok kitaba sahip olmayan ama en kaliteli ve değerli kitaplara sahip olan kişisel kütüphanesidir.
en çok kitaba sahip kişisel kütüphane zafer toprak'a aittir. 120 binden fazladır.
türkiye'de en fakir insanın 4 dairesi var
-
doğru olabilecek iddia. aha da buraya bıraktım dört daire, kusura bakmayın.
o o o o
yaran fıkralar
-
anadolu'da köyün birinde dünyanın en yaşlı adamının haberi gelir, koşar gider haberci arkadaşlar bu amcaya. röportaj yapılır sonra bir soru sorar kız, amcaya:
-amcacığım o kadar sene yaşamışsın, bize bir anını anlat?
+anlatayım kızım, ben daha gençtim, bizim muhtarın eşşeği kayboldu. biz arkadaşlarla arayalım dedik, bulduk dağın başında eşşeği. amma eşşek gözümüze bir güzel geldi, orada biz onu... -derken kız susturur amcayı;
-neyse amcacığım sen başka bir anını anlat.
+anlatayım evladım, birgün bizim ağanın kızı kayboldu. biz hep beraber aradık bu kızı yine. sonra kızı bulduk ormanda. ama kız bir güzel, bir güzel sorma. dayanamadık bir bakalım tadın...-yine susturur amcayı kız. kıpkırmızı olmuştur ve başka bir soru sorar:
-en iyisi amcacığım sen bize kötü bir anını anlat." der, amca hiç düşünmeden cevap verir:
+bir gün ben kayboldum...
yaran diyaloglar
-
internet cafeye polis baskın yapar ve counter strike oynayan çocuklardan birinin yanına gelir:
+ver bakim kimliğini.
-abi kimliğim yanımda değil valla.
+ulan kimlik olmadan ben ne biliyim terörist misin nesin?
-yok abi. ben kantırım zaten.
game of thrones'un tek cümlelik özeti
-
o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler demirin tuncuna insanın piçine kaldık.
galatasaray beka sorunudur
-
futbolu bu kadar hayatının merkezine koyan tiplere feci acıyorum. izlersin heyecanlanırsın yenilince söversin şampiyon olunca deli gibi sevinirsin anlarım da bu nedir amk. koskoca koç ailesini temsil eden adam galatasaray ile kafayı bozmuş. git hayatını yaşa birader. hayat sana gülmüş. şanslı olarak dünyaya gelmişsin. gece yatmadan önce galatasarayı mı düşünüyorsun napıyorsun. bunlar hani gizli tarikat falan bağlantılıydı amk. adam konuşurken neredeyse ağlayacak kadar stresl bi durumda. bu mu derin bağlantılı aile hahahaha.
internette cinler var
tek günlük resmi tatilin yarattığı cumartesi hissi
-
lirik şiirdir.
bugün 23 nisan,
neşe doluyor insan.
resmi tatil diye cumartesi sanma
çünkü bugün çarşamba.
yayılma yıllık izindeymiş gibi bre davar,
yarın kol gibi mesai var.
eyeliner
-
düzgün çekebilmek için 2 ay hat ve tezhip kursuna gittiğim şeydir.
aşk-ı memnu
-
yaşım daha küçükken behlul ve bihter arasındaki tutkuyu,heyecanı,toksikliği,abartılı cümleleri, kavgaları aşk zannederdim.büyüdüm ve bir kez daha izledim.gerçek aşkın peyker ve nihat arasındaki uyum, yormayan tutku,arkadaşlık, ne olursa olsun birbirinin arkasında durma,saygı olduğunu anladım.
edit:ilk defa bir entrym debeye girdi...
insanın en hastalıklı duygusu
-
ilgi isteğidir. ne hastalıklı bi şey aslında düşününce sevgi, ilgi istemek bağlanmak bırakamamak. delirtir.