hesabın var mı? giriş yap

  • tam salona girmeden önce yer göstericilerden birinin gelip -o zamanki parayla- elime 1 milyon tl tutuşturması ve başka bir yer göstericiyi çaktırmadan işaret ederek "abi, şu herif bizden para tırtıklıyor galiba.. bu paranın seri numarasını aldık.. yer gösterdikten sonra bahşiş olarak verebilir misin" diye sorması.. benim olur demem, ama sonuç olarak yanlışlıkla cebimdeki başka bir milyonu vermem..

  • açıklama yaparken sesindeki o öfkeli metalik tınıyı hissettiniz, değil mi? sesin, gerçeği ağızdan bağımsız söyleme gibi bir huyu vardır. bu kadının ağzı "ben diyorum ki ortada sıcak bir konu var, aileler yanıyor, büyük bir ateş var" derken; sesi "ay şekerim ne abarttınız benim ayrıcalıklı oğlumun büyüme sancılarının ayrıcalıksız iki figüranı yutuvermesine" diyor. sesi sadece büyüttüğü katil hakkında "pırıl pırıl pırıll bi çocuk" derken sevgi ve empatiyle tınlıyor. gerisinde duyulan tek şey ise, son 30 yılın yarattığı histriyonik küçük burjuvanın, "sıradan halk, başrolünde bizim olduğumuz görkemli dizide sadece figüran değil miydi, bu tantana da nedir???" şaşkınlığı ve öfkesi. cebi para, şekli şemali estetik görmüş, kendine bir de zengin ama halkla empatik ünlü yazar imajı satın almış, artık sahne onun tabi.

    eylem tok, sosyal zıplayışını eylem gibi biriyle evlenerek taçlandıran kocası, oğlu vb. insanlar için kazada ölenler, aslına bakarsanız yan villada oturmayan herkes, onların çok şahane ve gerçekçi zannettiği kitsch bir dizideki ayak takımı. hizmetçi, aşçı, koruma, şoför. sahnesi gelince pırıl pırıl çocuğun, hayat macerasının 1-2 dakikasında ezip öldüreceği figüran. jenerikte adları yazmaz, cast ajansı o hafta kimi yollarsa o oynayabilir.

    ezilip öldürülenden çok, öldürenin duygu durumunun, iniş çıkışlarının, şimdi ne yapacağının ekranda görünmesi, hislerinin daha iyi anlaşılması için yüzüne zoom yapılması gerek. kahramanımız(!) şimdi ne yapacak? adalete teslim mi olacak yoksa kaçarak vicdanıyla baş başa mı kalacak? vicdan muhasebesi esnasında neler yaşayacak? peki sarhoşken ezip öldürdüğü figüranla ilgili bir sahne daha olacak mı, hayır. tamam, rolü de sahnesi de bitti. ne abarttınız kardeşim, sizin başrolün karakterine ve duygularına odaklanmanız lazım, onun çektiği acıyla empati yapmanız, onun aslında özünde nasıl iyi biri olduğunu, ona nasıl da yazık olduğunu düşünmeniz gerek. öleni düşünmek, hesabını sormak, sıradan izleyici olan sizin haddinize mi? nerede görülmüş bir dizide figüran öldü diye gerçek hayatta adalet istendiği?

    eylem tok, ölen kişiyi daha öncesinde villasında kaçak çalıştırdığı ve zam istediklerinde polise ihbar edip deport ettirdiği zavallılardan farklı görmüyor. yaşamanın, sevmenin, sevilmenin, öğrenmenin, hissetmenin, üzülmenin, sevinmenin, anneliğin, sanatçılığın sadece kendi küçük burjuva topluluğuna hak olduğu üçüncü sınıf bir dizi evreninde yaşayıp, oğlunu oradan oraya kaçırdığı sahnelerin reytinglerini takip ediyor şu an. siz de hala "ama o bir anne" filan diyin.

  • geçenlerde sahile kahvaltıya gittik. hemen yan tarafımızda üç kız iki oğlan (15-16 yaşlarında) termosla çay getirmişler piknik tarzı kahvaltı yapıyorlardı. kahvaltıları bitince top oynadılar, fotoğraf çekindiler , hiçbir taşkınlıkta bulunmadılar. güzelce vakit geçirdikten sonra kızlardan birinin babası geldi almaya.gençleri evlerine bırakacak muhtemelen. kızının nerede kiminle olduğunu biliyor kafası rahat. işte bu kızlar kocaya kaçmazlar . bu kızlar üç beş çocuk peydah edip sokağa salmaz .genelde ailesinin düşüncesini önemser , zamanı gelince doğru tercihler yaparlar.

  • aq nun muhabiri inşallah açlıktan geberirsin, adam orada dertlerini dile getirmek istiyor g.tüm g.tüm uzuyorsun, utanman hiç yok gördüğüm kadarı ile. ben bu insanlara karşı tüm insani duygularımı kaybettim, gözümün önünde ölmüş, gebermiş, zerre s.kimde olmaz. yezidin değirmenine su taşıyanın çöp kadar değeri yok gözümde.

    not: bu adam için gelip sakın ekmek parası duyarı yapmayın. insanlar karnını doyurmak için çöp eşeliyor aq, bunların patronları daha fazla semirsin diye.

  • bana göre damacana su ve gsm bu şeylerin başını çeker.
    suyu kaynağından alıp şişeliyorsunuz, şişenin depozitini alıyorsunuz, hani diyecem birçok işlemden geçiriliyor, o da yok. birçoğunun test sonuçları vasatın altında. neredeyse ham maddesi yurtdışından gelen, şişesi depozitsiz kola fiyatına satanlar var bunu.
    hele gsmi anlamak mümkün değil. konuşsanda konuşmasanda o baz istasyonları bilgisayarlar vs hep faal zaten. belli bir aidatı anlarım ama konuşmayı ücretlendirmenin bir anlamı yok. şebekeler yetersiz kalır desen zaten kontrolsüzce her tarafı baz istasyonlarıyla donatmışsın belki yüzde 50 kapasiteyle bile çalışmıyorsun. 50-60tl fatura mı olur yani at alırız o paraya be.

  • hakkında ilginç bir deney olan yoksunluk şemasıdır.

    bir çocuğun özellikle anne ve babasıyla güvenli mi güvensiz mi bağlandığının tespiti ile ilgili bir deney yapılıyor. bu arada güvenli bağlanma, çocuk ihtiyaç duyduğunda olması gereken ilgi, şefkat, özenin ebeveyn tarafından sağlanmış olduğu bağlanma, güvensiz bağlanma da güvenli bağlanmanın tersi ve kaçıngan güvensiz bağlanma ve anksiyeteli güvensiz bağlanma şeklinde 2 türü olan bağlanma türü.

    söz konusu deneyde; 3 -4 yaşlarındaki bir çocuk annesiyle beraber, oyuncakların olduğu yabancı bir ortamda ve yabancı bir görüşmeci ile bir arada bulunuyor. anne ile görüşmecinin sakin bir şekilde konuştuğunu gören çocuk bir süre sonra annesinin kucağından inerek oyuncaklarla oynamaya başlıyor. o aşamada, görüşmeci anneye, çocuğa bilgi vermeden odadan çıkmasını söylüyor. annesini odada göremeyen 3 türde bağlanma durumu olan çocukların tepkileri aşağıdaki şekilde oluyor:

    güvenli bağlanan çocuk; oyuncakları bırakıp kapıya yöneliyor ve ağlayarak anneyi arıyor. anneyi görünce kısa sürede teskin oluyor ve bir süre sonra da tekrar oyuncaklarla oynamaya dönüyor.

    anksiyeteli güvensiz bağlanan çocuk; tıpkı güvenli bağlanan çocuk gibi yine ağlayarak kapıya yöneliyor ancak anneyi görmesine, annenin kucağına alıp onu teskin etmeye çalışmasına rağmen sakinleşmiyor ve sonraki süreçte de annenin kucağından inmiyor.

    attığı mesaja 30 dk boyunca dönülmediği için o süre zarfında 22 mesaj atan biriyle beraberseniz, anksiyeteli güvensiz bağlanması olan biriyle beraber olabilirsiniz.

    kaçıngan güvensiz bağlanan çocuk; annenin yokluğunu farkettiği halde hiçbir tepki vermiyor ve oyuncaklarla oynamaya devam ediyor. çocuk yakından incelendiğinde, her türlü stres belirtilerini ( tedirginlik, derinin soğuması, nefes alış ritminin değişmesi vb) göstermesine rağmen, öğrenilmiş bir çaresizliği olduğu için annenin olmayışına bilinç düzeyinde tepki vermiyor.

    bir sebepten biten bir ilişkiniz ve sonrasında ayrılığa tepkisiz kalıp hayatına kaldığı yerden devam eden bir ex sevgiliniz varsa da; kaçıngan güvensiz bağlanmadan dolayı duygusal yoksunluk şeması olan biriyle beraber olmuş olabilirsiniz.

    yani ilerleyen yaşlarda sorunlu ilişkilerle boğuşan yetişkinlerin çoğunun, bebeklik ve çocukluk döneminde ebeveynleri ile doğru ve olması gereken bir ilişkileri olmamıştır genelde. onlara çok kızmayın... geleceğin mutsuz nesillerini yetiştirmek istemiyorsanız da, eşyalarınıza, arabanıza, sosyal medya hesaplarınıza özen gösterirken çocuklarınızı ihmal etmeyin. 1 tane hayatları olacak ve bebeklik- çocukluk dönemi yaşadıkları bu hayatın akışını zannettiğinizden daha çok belirleyecek...

    edit: imla

  • lan bu audi kupasina kim istedi katilmayi. bize skoda kupasi falan olsaydi soyle sparta prag, legia varsova falan.