hesabın var mı? giriş yap

  • amerikan medyası an itibarıyla yıkılmakta ve her önüne gelen bu adamı yerin dibine sokmakta. anahaber bültenlerinin yarısından fazlasını bu adama ayırmış, gudubet suratını ekrandan gözümüze sokmaktalar.

    obama ailesiyle bir zamanlar fazla içli dışlı olmasına rağmen aktrislerin açıklamalarından sonraki ciddi ilk taşı obamalar attı, sonra clinton sonra da bütün medya.

    medya liberalleri de burdan vurmaya başladı, her kanalda hemen hemen şöyle altyazılar geçiyor:

    liberal hollywood niye bu zamana kadar bilip de sustu? hollywood ikiyüzlülüğü. vs vs.

  • sabah işe gitmeden hepsinin bitirebilmek için akşam yemeğinden sonra başlanılması gereken aktiviteler kombinasyonu.

    ben cuma akşamı başlıyorum, salı sabaha anca yetişiyor.

  • kadınların birbirlerine karşı olan anlaşılmaz rahatlığının timsali, erkekler dünyasına yirmibin fersah uzak sorudur. ben gitsem şimdi berberime, traştan sonra donları indirip paketi de alırmısın nihat abicim desem, nihat abim usturayı kaptığı gibi komple alır o paketi kökünden ve duvara asar, sonrada aslanlar gibi gider teslim olur.mahallede de herkes aferim nihata delikanlı çocukmuş der. e ne oldu şimdi aldı mı paketi? aldı.

  • osmanlı döneminde istanbul tahtakale'de açılan ilk kahvehane olan kiva han'in sahipleri suriyeli şems ile arap hakem'dir. bu ikili osmanlıda hem kahvenin hem de yeni kahvehanelerin önünü açar. kahve tüketimi arttıkça çubuk, tütün, afyon, nargile tüketimi de beraberinde artar. halk sınıf ayrımı gözetmeksizin bu yeni eğlence mekanlarına akın eder ve kısa sürede kahvehaneler bu sayılanlara ek olarak "her tür numaranın" döndüğü ve döndürüldüğü yerler haline gelir. bu durumdan rahatsız olan yönetim ve yönetime yakın kişiler, şeyhülislam'a fetva çıkarttırarak kahveyi ve kahvehaneleri yasaklattırır. işte o yasaklar!! (bkz: #17037419)

    yasakla beraber kahveler hışımla denize dökülür, kahvehaneler kapatılır ve uzun yıllar halkı soğutmak için bu söylem kullanılır --> ne şam'ın şekeri ne arabın yüzü

    zira o dönemde şeker şam'dan (akılları sıra suriyeli şems'e gönderme yapıyorlar), kahve ise araplardan gelmektedir (arabın yüzüyle de hakem'e laf geçiriliyor, hani kahve de arabın yüzü gibi koyu renk ya) olmaz olsun deniliyor olmaz olsun! bugün gelinen noktada ise ambargolarla şeker az miktarda ülkemiz pancarından, bol miktarda amerika ektirmesi mısırdan, kahve ise brezilyanın çöpe atılacak bunlar kenarda dursun diye ayıklanmış kahvelerinden gelmekte.

    dipçik not: merak edenler için, şems ve hakem bu yasaklar yüzünden tekrar kendi ülkelerine dönene kadar kahvehane işinden hayli iyi para kaldırmış evet.

  • an itibariyle resmi rakamlarla 95 kişinin ölüp 246 yaralandığı türkiye tarihindeki en kanlı terör saldırısının üzerinden daha 24 saat bile geçmemişken doğal olarak bir gram umrumda olmayan köşe yazısıdır.

    yine de okuyanlara hayırlı olsun.eminim çok değerli (!) şeyler yazmıştır pucca.

    edit:imla

  • yav yürü git be dayı.. kız bir pantolon bir beyaz body giymiş ''anadan üryan dolaşıyorsun,beni tahrik ediyorsun'' diyorsun ya...
    kadının kıyafetinin depremle ne ilgisi var be.. kafayı yemişsin,sağa sola sataşmaya yer arıyorsun.
    senin kafa yapının içine edeyim küfrettiriyorlar ya...

  • neden sürekli ankara - istanbul arası kısaltılmaya çalışılıyor anlamış değilim. ben daha kadıköy'e gidemiyorum bir saatte, artık ankara'ya giderim.

    sanırım unutuldu bizim banliyo hattı :(

  • uzaktan eğitim okuyup diplomada örgün yazıyorsa saçma olan durum budur. biz acı çeke çeke okuduk. gerektiğinde derslerimiz uzadı, geceleri gündüzlere katıp çalıştık. bunun uzaktan eğitimle bir tutulacağını beklemek cidden örgünler açısından da can sıkan bi durum olurdu.

    doğru bir karar.

    edit : bana abuk subuk kuru bahanelerden mesajlar atmayın. bu kazanılmış hak felan da değil. sen buna başvururken zaten bir haksızlığa başvurmuşsun. göz göre göre devlet eliyle bütün o okuyanların hakkına girmişsin. burda hak felan yok. şimdi kalkar da bu konuda geriye dönük dava açılırsa ben kalkar örgünlerin mağduriyeti adına dava açsam ne olcak o zaman. biri yazmış 2-3 üniversite dışında örgün öğretim dezaten bi bok yok. ulan tırrık o kadar kolaysa git örgün oku o zaman. bende istanbul üniversitesi edebiyat fakültesinde okudum. hocalar dahil kimse sevmezdi uzaktan öğretimi kimi kandırıyorsunuz.

  • . . . onu ve diğerlerini unutmamak için carina cuanna thuijs’in adını bilmiyorsanız bilin, hikayesini öğrenmediyseniz öğrenin istedim.

    günlüğünden...

    hikayesi..

    carina cuanna thuijs 7 temmuz 1970 yılında hollanda'nın doetinchem kasabasında dünyaya gelir... babası büro hizmetlisi - annesi muhesebe yardımcısı - kızkardeşi ise yönetilicilik eğitimi almaktadır!

    oldukça yaratıcı biridir: günlük tutar, dikiş dike, resim yapar, fotoğraf çeker.. üniversitede kültürel antropoloji okur..her zaman ezilen insanların, özellikle ezilen kadınların yanında yer almaya çalışır...üniversite bitirme tezini türkiye ve türkiye'deki kadınlar üzerine yapmak ister.. okuduğu üniversite carina'ya mayıs 1993'te türkiye'de staj yapma izni verir!

    kız arkadaşı maryze ile birlikte tezini bitirir bitirmez hollanda'ya geri dönecek ve erkek arkadaşı michiel'le birlikte aynı evde yaşamayı planlamışlardır.. kız arkadaşı maryze ile birlikte tanıdıkları rahmi sivri ile buluşuk ondan, türk kadınlarının aralarındaki ilişkilerin nasıl yapılandığı, nelerle uğraştıkları, aile içindeki rolleri üzerine tez hazırlamak istediklerini söyleyip yardımcı olmasını isterler.. rahmi sivri de onları yengesi sultan sivri'ye yönlendirir.

    carina ankara'ya geldiği günün ilk sabahı sivri ailesinin yanında kahvaltısını yapar ve balkona çıkar.. gördükleri karşısında heyecanını gizleyemez ve hollanda'daki erkek arkadaşını arayıp gördüklerini heyecanla anlatır. ankara'da kaldığı süre zarfında güne her sabah duşla başlar..hemen sıkı bir kahvaltı yapar ve artık kardeş gibi olduğu asuman ve yasemin sivri kardeşler ile birlikte ankara'yı gezmeye, fotoğraf çekmeye başlar.

    bir gün dikmen'de dolaşırken kur'an kursuna giden çocukları görür. çocukların üst tarafları kapalı altlarında şort vardır. şaşırır ve "bu çocukların üst tarafı müslüman alt tarafları ne" diye sorar. ankara'da kaldığı süre içinde çekingen ve yabancı olmasına rağmen sayısız dost ve arkadaş edinir. türkçe'sini iyice ilerletir ve türkçe şakalar bile yapmaya çalışır. türkiye'ye ve türk insanının sıcaklığına adeta aşık olmuştur.

    carina bir sabah 30 haziran 1993 günü sivas'ta yapılacak pir sultan abdal şenliklerine katılmak istediğini yasemin ve asuman sivri kardeşlere söyler. yasemin ve asuman sivri kardeşler onu bu isteğinden vazgeçirmek için "orada su bulamazsın, aç kalırsın" gibi bahaneler uydururlar. ancak carina "siz ne yerseniz ben de onu yerim, siz nerede kalırsanız be de orada kalırım" diyerek bu büyük arzusunu yalvar yakar dile getirir.

    7 temmuz 1970 yılında hollanda'nın doetinchem kasabasında doğan carina cuanna thuijs 2 temmuz 1993 tarihinde sivas'ta madımak oteli katliamında, kardeşleri gibi çok sevdiği asuman ve yasemin sivri kardeşler ile birlikte yanarak ölür!

    carina cuanna thuijs sivas katliamında ölen 33 kişi içindeki tek yabancıdır.

    met üst - temmuz 2005
    kaynak: ot dergi - temmuz 2014 sayısı