hesabın var mı? giriş yap

  • mutfakta kuyu olmasına daha çok şaşırdığım haber. evi hayal edemedim, “kuyudan ütüsüne su doldururken yıldırım çarptı” olayını kafamda canlandıramadım. birde uçarak buzdolabına çarpmış.
    sharon stone’un ütü yapmasına mı şaşırayım, mutfakta ütüsüne kuyudan su doldurmasına mı şaşırayım, uçmasına mı şaşırayım bilemedim. sanırım haberdeki en normal şey yıldırım çarpması.

  • o zaman ama yerine de am yazalım, hem daha güzel. bir harften ne olacak ki?

    ben bağlaç olan de ile ek olan -de' yi ayıramayacak kadar embesilim diyorsanız kimseye laf düşmez ama. ayrıca tek taktığımız da o değildir. tabii ki yerine tabiki ya da tabi ki yazıyorsunuz ya da -ki' nin yazımını da beceremiyorsunuz ama henüz -de'yi halledemeyen biri için bunlar çok sonraki meseleler.

    debe editi: bu basit entry bari bir işe yarasın. öncelikle; (bkz: 28 şubat nadir hastalıklar günü) #58609968 sözlüğümüzde de alm est nickli arkadaşımız pek bilmediğimiz bir kanser türü ile mücadele etmekte, koyup geçecek inşallah.

    bir de bu entrynin anlam kazanması için şöyle bir şey paylaşmak istiyorum; #58803589

  • bu işin matematiği şöyle:

    1 > (etkinlik1 bulaş çarpanı x etkinlik1 sayısı) + (etkinlik2 bulaş çarpanı x etkinlik2 sayısı) + ... + (etkinlikn bulaş çarpanı x etkinlikn sayısı)

    insanların bir araya geldiği her türlü etkinlikte virüs bulaşır ve sizin yapabileceğiniz şey r0'u 1'in altında tutmak ve sağlık sisteminin kapasitesini aşmamasını sağlayacak kadar aktiviteye izin vermek. gelecek oy sayısına veya para miktarına göre optimize edebilirsiniz bunu.

    akp burada bu aktiviteleri seçiyor. camiye gidenlerin sebep olduğu yayılmanın sağlık sisteminin üzerinde yarattığı etkileri azaltmak için çocuklar okula gönderilmiyor olabilir.

    uludağ'da tesisler ciro yapabilmesi için orası muaf tutulurken, bu etkinliğin yaratacağı yayılmaya karşılık istanbul'da kafeler kapalı tutuluyor olabilir çünkü ikisini birden açarlarsa yine artış trendine geçilir.

    anlayacağınız, uludağ'dakiler eğlensin ve hastalanırlarsa onlara bakacak hastane olabilsin diye bu haftasonu evde oturdunuz.

  • birkaç ay önce başlanan "yetiştirme metodu kodu" uygulaması sayesinde kabuğunun üzerinde basılı sayılardan artık nasıl üretildiği belli olabilen temel gıda.

    yumurtanın üzerindeki kodun nasıl başladığına bağlı olarak yapabileceğiniz çıkarımlar şu şekilde:

    0tr: yumurtanın organik bir şekilde üretildiğini işaret eder. tavuğa verilen yem organiktir ve tavuğa hormon uygulanmadığı belgelenmiştir. yumurtalar arasında en sağlıklı ve en pahalısıdır.

    1tr: serbest dolaşan veya gezen tavuk yumurtasıdır. organik yumurtadan sonra en iyi seçenektir. yumurtlayan tavukta gdo veya hormon bulunmadığının ise garantisi yoktur.

    2tr: kümeste yetiştirilen tavuk yumurtasıdır. yumurtlayan tavukta gdo veya hormon bulunmadığının garantisi yoktur, yine de 3 numaralı yumurtaya göre bir tık daha sağlıklıdır.

    3tr: kesinlikle uzak durmanız gereken yumurta. kafeste, en kötü şartlarda yetiştirilmiş ve çok büyük olasılıkla ilaç kullanılmış tavuklardan elde edilir.

    3 ve bütçeniz imkan veriyorsa 2 numaralı yumurtalardan lütfen uzak durmaya çalışın. bu yumurtaları tükettiğinizde hayvanların kafesler içerisinde neredeyse işkence görerek yetiştirilmesine katkıda bulunacak ve aynı zamanda kendi sağlığınızı riske atacaksınız.

  • öyle bir anda gelen hissiyattır. aslında bu durumun vuku bulması için onlarca neden vardır ortada. bakmak zorunda olduğunuz bir anneniz, ilerlemek zorunda olduğunuz bir kariyeriniz kısacası vermek zorunda olduğunuz bir hayat mücadeleniz vardır. her şey darma dağınıkken hayatınızda, bir kişiye daha yer yoktur dünyanızda. içiniz burkulur ilk anladığınız anda. insanız sonuçta sevilmek istiyor egomuz. bir de... bir de çocuk mevzusu var tabi. serde kadınlık var ya illa tadılmak isteniyor o duygu. her bir arkadaşınız doğum yaptığında bu ihtimalden daha da uzaklaştığınızı anlıyorsunuz. velhasıl kelam kabullenilmesi zor bir iştir. kim ne derse desin erkekle kadın birbirine muhtaçtır. gelin görün ki bazıları için tek kişiliktir yaşamak.

    meraklısına 5 sene sonra gelen edit: hala evlenmedim.

    7 sene sonra gelen edit: hala evlenmedim. iyi ki evlenmedim modundayım. bekarlık gerçekten sultanlıkmış. tavsiye ederim.

    9 sene sonra gelen edit: hala bekarım. hayat çok güzel. aynen böyle devam :))

    10 yıl sonra gelen edit: bu entryden sonra neler olduğunun resimli arşivi için instagram hesabımı bırakıyorum buraya :)

    https://instagram.com/…q5zdc2odk2za==&utm_source=qr

    şu an geldiğim noktada iyi ki de evlenmedim diyorum. 37 yılda 5 ülkede yaşadım, sayısız ülke gezdim. evlenmiş olsaydım bunların hiçbirini yapamazdım muhtemelen. bundan sonra ne olur bilemem ama bugün dönüp baktığım dolu dolu bir hayat yaşamış olduğumu görüyorum. iyi ki diyorum, iyi ki… :)

  • yazılım projeleri için kullanılan versiyonlama sistemidir “git”. bu sistem “github” ile karıştırılmamalıdır.

    github nedir, git nedir? bu başlık altında da çok defa gördüğüm, cevrede de çok defa duyduğuma göre ikisi karıştırılıyor. github ve git birbirinden çok farklı şeyler. github bir depolama servisi iken git ise versiyonlama, diğer adi ile surum kontrol sistemidir. kısaca git demek github demek değildir, biri diğerinin kısaltması değildir. github depolama servisine git versiyonlama servisini kullanarak kodlarınızı gönderip, alabilirsiniz. yani kısaca git bir otobüs ise, github da otobüs durağıdır.

    versiyonlama sistemi nedir? bir yazılım projesi yazdığınızı düşünün. yazılım projesi demek içinde kodların bulunduğu birçok dosya demektir. bu dosyaların içindeki kodlar birbirine bağlı ve ihtiyacı olan kod parçalarıdır. örneğin "dosya a" nin içindeki x kodu "dosya b" nin içindeki y koduna bağlı, birinde yapılan değişiklik bir diğerini etkileyecek niteliktedir. bu durumda kod üzerinde bir değişiklik yaptığımızda tüm projeyi bir bütün olarak ele almalıyız. yani kısaca kodumuzun içinde sadece bir karakter dahi değişse projemizin bir bütün olarak yeni bir versiyonu çıkmış olur. versiyonlama sistemi de bu isleri yönetmemizi sağlayan yardımcı programlardır.

    nedir depolama servisi? üzerinde çalışılan projelerin herhangi bir programlama dili ile yazılmış kaynak kodlarının saklandığı sunuculardır. bir kod yazarsınız, bu kodu github sunucularına yüklersiniz ve github size bir erişim linki verir. bu link üzerinden internet erişiminin olduğu her yerde siz veya başka yazılımcılar bu kodu görebilir, bilgisayarına indirebilir ve değiştirebilir.

    versiyon nedir? versiyon bir projede her bir değişikliğin bir diğerinin üzerine eklenerek artan bir ifadedir. örneğin bir yazılım projesinin versiyonu genelde 1.0.0 ile baslar daha sonra 1.0.1, 1.0.2 olarak ilerler. bu versiyon numarasında her bir ayraç genel ortak anlayışa göre farklı şeyleri ifade eder. genel ortak anlayışa göre (yani bu bu şekilde yapılmak zorunda değildir, ama uyulması faydalıdır) bu versiyon numaraları "major.minor.patch" seklindedir. örneğin bir yazılım projesinde bir hata düzeltilir ise üçüncü kisim yani 0.0.1 olan versiyon 0.0.2 seklinde artar. eğer o projede yapılan değişiklikler daha küçük değişiklikler ise versiyonun ikinci kısmı yani 0.0.2 olan versiyon 0.1.2 seklinde artar. ama yapılan değişikler çok büyük değişiklikler ise ilk kisim artar yani 0.1.2 olan versiyon 1.1.2 olur. yani özetle bir versiyon numarasının ilk kısmı arttıysa o üründe büyük değişiklik yapılmış demektir. son kısmı arttıysa küçük bir bug çözümü, büyük değişiklik yapılmamış demektir.

    simdi bu versiyonlama sistemlerinin bize yararı nedir? öncelikle ilk yararı bu versiyon numaralarını otomatik bir şekilde kendi tanımlamamıza göre yükseltir bu sistemler. ikincisi projemizin bir bütün veya parça parça halinde geçmişini tutar. bu sayede örneğin günün birinde bizim su versiyon numaralı halindeki kodumuz nasıldı dersek o koda birkaç komut ile ulaşabiliriz. yani kodumuzun geçmişteki haline gidebiliriz. bir problem olursa veya bireyler bozulur ise kodumuzu geriye alıp kurtarabiliriz.

    peki geliştirme takımları için yararı nedir bu versiyonlama sistemlerinin? bir projede ayni kod dosyasında, hata ayni kod satırında ayni anda birden fazla geliştirici çalışabilir. ama bu yapılan değişiklikler bir araya geldiğinde ayni dosyada iki farklı paralel versiyon var demektir. örneğin birinci kişi ahmet bir dosyada birçok kodu değiştirmiş olabilir. diğer taraftan ikinci kişi ayşe ise ayni dosyada birçok yeri değiştirmiş olabilir. simdi ahmet’in elindeki dosyada ayşe’nin değişiklikleri yok, ayşe’nin elindeki dosyada da ahmet’in değişiklikleri. bu durumda iki dosyanın birleştirilme işlemi “merge” ciddi bir problem, çünkü bu değişiklik yapılan yerede iki dosyada da farklı satırlar tespit edilmeli, eksik yerler birbirine eklenmeli ve tek bir, yani iki kişinin oluşturduğu değişiklikleri de içeren tek bir dosya yapılmalı. ama bu değişiklikler de kendi içinde birçok nitelik barındırabilir. örneğin ekleme, değiştirme, veya silme gibi. işte bu noktada çok uzun bir kod dosyası ile çalışılıyor ise içinden çıkılamaz bir durum olur. hatta ve hatta, örneğin ayni dosyada ahmet dosya içinde gecen “elma” kelimesini “armut”, diler taraftan da ayşe o “elma” kelimesini “portakal” yaptı ise ne olacak. kimin yaptığı değişikliğe göre tek bir dosya oluşturulacak derken ciddi bir karmasa olur. işte bu noktada versiyonlama sistemleri bu değişiklikleri birleştirme, gerektiğinde uyarma, gerektiğinde geri alma gibi özellikleri sayesinde bu karmaşayı basitleştirirler.

    versiyonlama sistemi denilince sadece git mi var? hayır, geçmişten günümüze birçok sistem kullanıldı, popüler oldu ve kayboldu. git dışında svn, cvs vs. gibi birçok alternatif de var ama günümüzde en popüler git.

    nedir bu git, github ilişkisi? kodumuzu geliştirdik, git ile versiyonlamasini yaptık. kodumuz bilgisayarımızda duruyor, peki takımımızdaki arkadaşlarla, ya da tüm dünya ile nasıl paylaşacağız bu kodumuzu. ya da nasıl yedekleyeceğiz, bilgisayarımıza bir şey olur ise bu kodumuzu nasıl kurtaracağız. iste bu noktada github devreye giriyor. github dan bir proje açıyoruz, github bize bir link veriyor. bu link bizim kod alanımıza erişmek için bir adres oluyor. ama ilk basta bu alanın içi bos. “git” kullanarak bu adrese tüm kodumuzu atıyoruz, ister sadece kendi ekibimiz ile paylaşıyoruz, ister tüm dünyadaki diğer geliştiricilerin inceleyebileceği ve değişiklik yapabileceği şekilde herkese acıyoruz. bilgisayarımıza bir şey olursa, çalınırsa, bozulursa bu github kaynağından tekrar kodumuzu güvenli bir şekilde kaldığımız yerden geri alıyoruz.

    git ile versiyonlamasini yaptığımız kodu sadece github serverlarina mi atmalıyız? hayır, ister github a atarsın, ister amazon code commit, ister gitlab, ister bitbucket olur. bular gibi birçok servis var ve genelde birçoğunda ayni özellikler olsa da fiyat paketleri olarak birbirinden ayrışıyor.

    peki niye github? birçok yazılımcı buraya tercih ediyor çünkü en kalabalık grup burada. ayrıca kodların görülebileceğini web ara yüzüne de herkes çok alıştı, ve gerçekten çok kullanışlı bir ara yüz sunuyor. ayraca github artık geliştiriciler arasında bir facebook gibi oldu diyebiliriz, bunu kimin ne bildiği, kimin ne yazdığı burada acilmiş durumda ve birçok şirket de ise alim süreçlerinde geliştiricilerin github profillerini görmek istiyor.

    nedir bu komut satiri olayı? kodumuzu yazdık, yeni versiyonu oluşturmak istiyoruz, peki bunu nasıl yapacağız. temelde bunun yapmanın iki yolu var, birincisi bir yardımcı program kullanmak. bu programların görsel ara yüzleri var ve bu ara yüz üzerinde birkaç buton tıklaması, birkaç yazı yazma ile bu yeni versiyonu çıkarabiliriz. örneğin bunlar sourcetree, github desktop, ya da kullandığımız kod editörün entegre uygulamaları olabilir.

    neden bu tarz programlar kullanalım? bu programlar genelde bu tıklama ve yazma isini arka planda git komutlarına çevirip bu kodları çalıştırırlar. bazen git komutları çok karışık bir hal alabiliyor, örneğin geçmiş versiyonlardan birinin üzerine yeni bir versiyon oluşturup, ama en yeni versiyondan da birkaç dosyayı bu oluşturulan versiyona eklemek gerekirse. bu durumda uzun uzun komut yazmak yorucu olabiliyor, ve bu tarz programlar bize hem görsel ara yüzleri, hem de işlevleri ile yardımcı olabilirler.

    neden komut satiri kullanalım? komut satiri demek neyi neden yaptığına biliyorsun demek, böylece bu versiyonlama işlemi sırasında daha az hata yapmak ve kontrolün tamamen elinde olması demek. tabi diler taraftan birçok komutu da ezberlemen gerekir. ayrıca komut satiri geliştiriciler arasında iletişimi de kolaylaştırır. örneğin bir grafik ara yüzünde birine bir şey tarif ederken şuraya tıkla, sağ üste bu var, ona tıkla, su kutucuğu doldur gibi ciddi iletişim problemi yasatan tarifler gerektiriyor. komut satırında bir satir komutu sesli veya yazılı olarak diğer geliştiriciye göndermek çoğu zaman çok daha pratik oluyor.

    git ve github öğrenmeye değer mi? tavsiyeden daha çok bu bir zorunluluk diyebilirim. neredeyse her geliştirici bu tarz bir sistemle çalışmak durumunda. hatta sadece kendi projenizi bile geliştiriyor olun bunları veya farklı alternatiflerini kullanın. size en büyük yararı, bir kodunuz bozulduğunda ve “eskiden çalışıyordu simdi ne oldu da çalışmıyor” diye düşünürken iste bu sorunun cevabini çok kolay alabilecek olmanız, gerekirse eski durumuna geri getirmeniz, bilgisayarınızda kodlarınızı kaybettiğinizde arkasından soğuk su içmek zorunda kalmamanız demek.

    bu github arkasında kim var? yakın bir geçmişte github tüm servisleri ile beraber microsoft tarafından satın alindi. eğer bu tarz büyük şirketlerin sunucularında kodunuzu tutmaktan çekiniyorsanız gitlab farklı alternatifleri kullanabilirsiniz. ya da kendi kişisel sunucunuza git sunucusu kurabilirsiniz. ama kendi çalıştığım şirket de dahil olmak üzere milyonlarca dolar değerindeki kodlar bu şirketlerin (microsoft, amazon, google vs.) sunucularında okyanustaki küçük bir balık misali duruyor.

    öğrenmesi ne kadar sürer? bir 8 saat üzerinde çalışmakla rahatlıkla temelini öğrenebilirsiniz. ama tabi bu sure yazılım konusunda tecrübenize bağlı olarak uzayabilir de kısalabilir de. ama temelini öğrendikten sonra size lazım olan ismini lazım olduğu zaman öğrenebilirsiniz. tek seferde tamamen uzman olmanız gerekmez. nasıl yapilirdan daha ziyade bu araçlarla neler yapabileceğinizi bilmek yararlıdır.

    peki nereden öğrenilir bu git, github vs. ? hem bu teknolojilerin kendi sitelerinde, hem youtube da, udemy gibi online eğitim platformlarında türkçe, ingilizce birçok kaynak var.

    bunları kullanırken neye dikkat etmeli? öncelikle neyi neden yaptığınızı bildikten sonra buralarda kodunuz güvende sayılır. birçok durumda kodunuzu geçmişe dondurup kurtarabilirsiniz. riskli hallerde de bu teknolojiler sizi gerektiği şekilde uyarır, uyarıları mutlaka dikkatle okuyun. ama bir durum var ki çok dikkatli okumalısınız, sizi maddi olarak zor duruma sokabilir. amazon web services gibi bulut sistemler bu serverlara bağlanmak için size uzun bir “anahtar” dosyası paylaşırlar. bu dosyayı yanlışlıkla bu gibi versiyonlama sistemine üzerinden paylaşırsanız, diğer taraftan bu tarz dosyaları bu sistemlerde tarayan kotu niyetli kod parçaları tarafından tespit edilebilir, ve bunun sonucunda amazon web service ler üzerinden yapılan illegal bağlantı ve binlerce dolar kullanım faturası ile karşılaşabilirsiniz. bu durumla karşılaşan birçok geliştirici var, kimisi amazon müşteri hizmetlerinin bir defaya mahsus yardımları sayesinde bu faturaları ödemekten kurtulmuş ama siz bu heyecanı yaşamayın. bu dosyaları bu sistemlere atıp, silseniz bile eskiye donuk versiyon da tutulduğundan dolayı yine de açığa çıkarılabilir. o nedenle böyle bir hata yaparsanız mutlaka bu “anahtar” dosyasını cloud service üzerinden iptal edin ve mutlaka cloud servisinize bir fatura alarmı kurun.

  • 11 haziran günü ankara'dan çanakkale'ye sefer yapan otobüs şoförü ve muavin tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı olay.
    yeğenim kamil koç'un kızılay üzerinde bulunan bilet satış noktasından çanakkale'ye gitmek üzere bilet almaya gidiyor. bilet satışı esnasında görevliye kedileriyle yolculuk yapmasının herhangi bir sorun teşkil edip etmeyeceğini soruyor. görevli taşıma kabında bulundukları sürece hiçbir sorun teşkil etmeyeceğini belirtiyor ve bilet satışını gerçekleştiriyor.
    yolculuk günü önlem almak üzere biri hamile olan kedilere veteriner kontrolünde sakinleştirici ilaç da verilerek seyahate başlanıyor.
    ilerleyen vakitlerde kedilerin otobüs içinde huzursuz olması ve zaman zaman miyavlaması nedeniyle yedek şoförün uyuyamadığını öne sürerek yeğenimi ve kedileri apar topar tüm ricalarina ve hatta yerini değiştirmeyi en arkaya geçmeyi teklif etmesine ve hiçbir yolculunun şikayetçi olmamasına rağmen muavin ve şoför gecenin 1'inde normalde durmadıkları bir mola noktasında otobüsten zorla indiriyorlar.
    bu hengame içinde hamile kedi düşük yapıyor ve 4 tane bebek ölüyor.
    çocuk gecenin köründe hiçbir vesaitin olmadığı bir noktada ortada kalakalıyor.
    ne bilet parası iade ediliyor ne de mağduriyetini giderecek herhangi bir şey yapılıyor.
    kamil koç parasını aldığı yolcuyu usulüne uygun bir şekilde taşıdığı kedileriyle beraber gece yarısı otobüsten zorla indiriyor, indirebiliyor.
    türkiye'deki insan hakları, hayvan hakları, hukuk, yasa, adalet ve şirketlerin kalitesini anlatacak kelimeler bir kez daha kifayetsiz kalıyor.
    böylesi bir seyahat şirketinin yaşattığı bu vahim ve yasal da olmayan bu rezaleti tüm sosyal medyada teşhir edip adli olarak da hakkımızı arayacağız.

    ekleme1 - kedinin düşük yapmasına takılanlar hatta eğlenen arkadaşlar için bilgilendirmedir: hayvan sarsılıp sallandığı için düşük yapmış olabilir, hengame içinde strese girdiği için, verilen sakinleştirici sebebiyle, sadece rastlantı nedeniyle hatta tüm şaklabanlığınızla sizin de aklınıza geldiği üzere ''üzüntüden'' düşük yapmış olabilir. bu durum olayın ana sorunu olduğu için değil, ayrıca yaşanan üzücü bir olay olduğu için yazılmıştı.

    ekleme2- super zekalı sozlukculer icin bilgilendirme: ''usulüne uygun'' sizin için ne anlama geliyor bilemedim tabi zira hayvanlar zaten ''bagaj bölümünde taşınmaktaydı''. zekanızın ayrı, okuma yetinizin ayrı gözünden öperim. ha bir de o alerjinizin tabi...

    ekleme3- kediler bagaj bölümündeyse çocuk neden yer değiştirmek istedi diyenler için geliyor: şoför arka koltukta uyumaya çalışıyor, kediler arka koltuğun alt kısmındaki bagaj bölümünde olduğundan sesi şoförün uyumasına mani olduğu için çocuk "abi sen gel benim yerime otur ben arka koltuğa geçerim" diye teklif ediyor.

    son durum: yazıdan birkaç gün sonra yeğenim kamil koç müşteri temsilcilerinden biri tarafından aranıp firma adına özürlerini iletmiş bulunmaktadır. ayrıca bilet ücretinin iadesinin yapılacağı ve olayın yaşandığı seferdeki tüm görevli ekibin yazılı ihtar aldığı bilgisini vermiştir. olaydan bir gün sonra müşteri hizmetlerine şikayetimizi yapmıştık ve haftalar sonra da olsa bir geri dönüş alabildik.
    bu başlık altına destekleyen ya da eleştiren entryleriyle dikkat çekmemize bir nebze de olsa yardımcı olan herkese teşekkür ederiz.
    amma ve lakin günün sonunda kamil koç ve hizmet şekliyle ilgili hissiyatımda şahsen zerre değişiklik olmamış durumda. arz ederim...

  • tarih konusunda sıkça sıçan bir trollün yeni yumurtlaması.

    1- 19 mayıs'ı atatürk bayram ilan etmiş.

    19 mayıs'ın bayram olma önerisi ilk kez 1936'da yani 1919'dan 17 yıl sonra beşiktaş jimnastik kulübü' adına kulüp kurucularından ahmet fetgeri aşeni tarafından önerildi, 20 haziran 1938'de bayram olarak yasalaştı. ayrıca ilk yasalaştığında adı gençlik ve spor bayramı'ydı, atatürk'ü anma kısmı 1981'de eklendi.

    başlığın dayandığı teori çöktü ama yinede devam edeyim.

    2- kurtuluş savaşı'nda ege'nin bir kısmını kurtarmak dışında başarı yokmuş.

    yeni kurulan sovyetlerle anlaşarak silah ve cephane alan, doğu'yu ermeni işgalinden kurtaran kazım karabekir'in, güneyde fransızları yenen kuva-yi milliye'nin komutanı olan kişide senin dedendi zaten. italyanlar da çok sıcakmış buralar deyip gittiler. istanbul'a demirleyen ingiliz gemileri vardı hani şu atatürk'ün geldikleri gibi giderler dediği gemiler. ne oldu sonra o gemilere ?

    3- atatürk samsuna çıkmadan önce yurdun dört bir tarafında direniş hareketi başlamış, atatürk bunların üstüne konmuş.

    güneyde ilk direniş 15 aralık 1918'de hatay dörtyol'da, batı'da ise 15 mayıs 1919'da hasan tahsin'n ilk kurşunuyla başlamış. diyelim ki isyanlar çok önce başladı, lan bunları örgütlemek kolay mı ? şimdi bizi yöneten senin dünya liderin dediğin adam 2013 yılında elinde o kadar imkan varken istihbarat alamıyor, şehrin göbeğinde bomba patlatıyorlar. üstüne suçu bizim 30 sene gerimizden gelen suriye'ye atıyor. atatürk'ün karşısında güneş batmayan imparatorluk denilen ingiltere gibi fransa, italya gibi ülkeler vardı. 100 yıl önceden bahsediyoruz. adam telgrafla yurdun dört bir yanını örgütlemiş, komuta etmiş.

    4- atatürk en ufak fırsatı bile değerlendirip, tek adamlığını sağlamlaştırmış.

    vahdettin istanbul'da sarayında oturup ingilizlerin kendisi hakkında ne yapacağını düşünürken, enver paşa batum'da harekete geçmek için mustafa kemal'in başarısız olduğu haberini beklerken çok zor olmasa gerek atatürk'ün tek adam olması.