hesabın var mı? giriş yap

  • çok doğru eskiden hep olan bir şeydi, siz görmediniz diye hiç olmamış bir şey olacak değil. hala birçok evde veriliyor türk kahvesinin yanında likör. bu alkol düşmanlığı nedir ya. alkole karşı olan duruşunuzu keşke onurlu ve şerefli olmak için de kullansanız.

    edit: alla nostra buona fortuna adlı çaylak arkadaşım hatırlattı çok da güzel oldu. böyle bir şey yok diyorlar ya 20 yıl önce çekilen bizimkiler dizisindeki şu sahneyi izleyebilirsiniz. yani bayramlarda çok eskiden beri likör veriliyor. bunun müslümanlıkla da alakası yok tabi ki zaten onu kastetmediğim de açık gelen mesajlara istinaden yazdım bunu. bir gelenek olmuş bu olay hepsi bu. zaten ülkemizde bir ton saçma gelenek var ama bu gelenek niye battı insanlara anlamadım. istemeyen içmesin bu kadar basit. zorla içiriyorlar sanki.görsel sebastian de morra nickli çaylak arkadaş gönderdi bu reklam görselini de. herhalde artık kimse bayramlarda böyle bir şey yok diyemez*
    bir video da dorkkoytnickli yazardan geldi bu da avrupa yakasından

  • sarkis çerkezoğlu'nun, metis'in siyahbeyaz serisinden çıkan "hatırlıyorum" adlı kitapta anlattığı enfes hikaye. yakın tarihin özeti bir nevi:

    üç arkadaş var. bu üç arkadaş bir yaz günü yaya olarak yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. biri türk, biri kürt, diğeri de ermeni. ama ermeni olan aynı zamanda papaz. sıcak, bir süre sonra yolda susuyorlar. etrafta su yok. bağların olgun zamanı. "iki salkım üzüm yiyelim de ağzımız ıslansın," diye bir bağa giriyorlar. bağın sahibi bir türk ama onu görememişler. "kaç paraysa veririz," diyerek yemeye başlamışlar. bu sırada bağın sahibi gelmiş. bakmış üç kişi üzümünü yiyor. fena bozulmuş ama üç kişiyle de başa çıkamayacağını düşünmüş. birine bakmış, kıyafetinden ermeni ve papaz olduğu belli. diğerine bakmış, konuşmasından kürt olduğunu anlamış. üçüncüsü de türk.
    dönmüş ermeni'ye, "bak bu adam türk, yesin malımı. benim kanımdandır. helali hoş olsun. bu da kürt'tür ama din kardeşimdir. sen niye yiyorsun benim üzümümü?" demiş. bu laf, üzerlerine sorumluluk yüklenmeyen türk ve kürt'ün hoşuna gitmiş. adam, papazı bir güzel dövmüş. kıpırdayacak hal bırakmamış, yere uzatmış. bağ sahibi biraz sonra kürt'e dönmüş. "müslüman'sın da niye sahipsiz bağa giriyorsun. bu adam benim kanımdan yediyse afiyet olsun, çünkü o türk'tür. kardeşimdir," diyerek bir güzel onu da dövmüş ve yere uzatmış. bu durum türk'ün hoşuna gitmiş. biraz sonra türk'e dönmüş ve "tamam anladık türk'sün, aynı kandanız, aynı dindeniz ama sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?" diyerek türk'e de vurmaya başlamış. türk yumrukla yere yuvarlanınca kürt'e dönmüş ve "biz," demiş "papazı dövdürmeyecektik".

  • yeni gelen köylü kız zehranın süt kızıymış, ulan bu ferihayla mehmet ikiz değil miydi? bi de bu süt kızı mı emzirmiş zehra, oha lan inek mi bu, nasıl bitmeyen bir süttür bu?

  • devletin resmi istatistik kurumu olan, asgari ücretli artışının, maaşlı çalışanların zamlarının referans alındığı, memur maaşlarının enflasyon farkını belirleyen; enflasyon verisi toplayıp hesaplayıp paylaşan fakat son yıllarda bu hesabıyla kimseyi inandıramayan tüik'in kendi verileriyle kasım 2021 enflasyonunun nasıl %31.31 olduğunu birlikte inceleyeceğiz.

    kaynağımız tamamen tüik'in kendi sayfası olacak: https://data.tuik.gov.tr/…-endeksi-kasim-2021-37389

    1. buna göre 2021 kasım ayında bir önceki kasım ayına göre artış %21,31, enflasyon verisi olarak açıklanan bu, biz de aynı hesabı yapacağız.

    2. aynı sayfanın sağ tarafında "madde sepeti ve ortalama madde fiyatları (türkiye)" var, excel haliyle indiriyoruz.

    3. yine aynı sayfanın sağ tarafında "tüketici fiyat endeksi ana grup ve madde ağırlıkları (türkiye)" var, onu da excel haliyle indiriyoruz.

    biraz bilgi; tüik'in sepeti 415 kalemden oluşuyor ve yıllardır esprilere konu olduğu gibi pinpon topu, soba bacası, deve eti yok. kaldı ki buna gerek de yok zira sihir aslında gözümüzün önünde oluyor, en basitinden en fazla ağırlığı olan 2 kalemden %5,47 ağırlıklı "kira", çok değişken skalaya sahip olduğu için pek itiraz edilemiyor, kasım 2021 için belirlenen kira bedeli 1261 tl ve 12 ayda yalnızca %13,3 artmış. en ağır ikinci kalem ise %4,56 ağırlıklı "sigaralar", bunun da kasım 2021 fiyatı 16,63 tl ve yıllık artış oranı yalnızca %2.2. dolayısıyla toplam ağırlığı %10 olan 2 kalemin enflasyona katkısı %0,82 olunca, geri kalan %90'dan düzgün veri sağlanamıyor. şöyle düşünün 50 milyon seçmen olan ülkede 5 milyon kişiyle anket yapacaksınız, ilk bakışta en tutarlı sonuca sahip anket gibi gözükebilir fakat seçeceğiniz 5 milyonu bir partinin binasından seçerseniz ne kadar doğru veriye ulaşabilirsiniz?

    devam edelim, biz tüik'in fiyatları ve tüik'in belirlediği ağırlığı kullanarak kasım 2021 enflasyonu hesaplayacaktık. fiyatları bir sayfaya, ağırlıkları diğer sayfaya alıp, biraz vlookup bilgisi, biraz if sorgusu ile formüle ediyoruz. bazı kalemler yazlık ürün olduğu için kasım verisi yok, örneğin karpuz, üzüm, kavun, taze fasulye, şeftali, çilek, kiraz, kayısı, erkek tişört, kadın tişört, çocuk tişört; bunlar için paylaşılan son veriyi (bazılarını ekimden, bazılarını eylülden, çilek hazirandan) alacağız ve bunların 12 ay önceki fiyatlarıyla karşılaştıracağız. sanırım bu ürünler kasım ayında olmadığı için tüik fiyatlarını 0 olarak kabul ediyor fakat sepette ağırlıkları da olduğu için enflasyonun daha düşük gözükmesine sebep oluyor. bu kalemlerin toplam ağırlığı %1,5, doğru hesapta +0,4 eklenmesi gerekirken -1,5 eklenirse 1,9 puanlık fark buradan geliyor demektir. 2 ürünün de (kadın sweatshirt ve turşu) geçen seneki verisi yok, bu yüzden 2021 ocak ayıyla kıyaslayıp enflasyon hesabına dahil ettim.

    bütün bunların neticesinde 415 kalemli tüik sepetinin ağırlıkları dikkate alınarak hesaplandığında tüik'e göre 21,31 çıkan kasım 2021 enflasyonu aslında %31,31 çıkıyor: görsel

    burada esas soru, herkesin hesaplayabileceği bu veriler bu zamana kadar nasıl gözden kaçtı, neden kimse doğrusunu hesaplayıp paylaşmadı. belki ben bir şeyi gözden kaçırıyorumdur, belki de tüik çalışanları 31,31 olması gereken sayıyı yanlışlıkla 21,31 olarak paylaşmıştır.

    ps: teyit için 2 sayfanın da ekran görüntülerini paylaşıyorum, siz de kendiniz doğrulayabilirsiniz:
    fiyat
    hesap

    tldr; tüik'in aldığı fiyatlar ve ağırlıklı ortalama hesabına göre %31,31 çıkması gereken enflasyon %21,31 olarak paylaşılıyor. 10 puanlık kayıp aralık ayında asgari ücretli zammına da, yeni yılda çalışan, memur maaşlarına da bu oranda yansıyacak. yani herkesin maaşında alması gerekip alamadığı %10 olacak.

  • geçenlerde* bir arkadaşım a.b.d.'de bir "acı biber yarışması"na katıldığını anlattı. tahmin edeceğinizin aksine bu bir "kim daha fazla acı biber yiyecek" yarışması değil. bu bir "bhut jolokia" adı verilen ve dünya'nın en acı biberi olarak tasdiklenmiş biberi "kim daha uzun süre elinde tutabilecek" yarışması.
    bahsi geçen biber o kadar acı ki elinizde yaklaşık 5 saniyeden daha fazla tutamıyorsunuz.
    hal böyle olunca her biberin tadına bakılamayacağına göre insanların nasıl olup da hangi biberin hangisinden daha acı olduğunu bildiklerini merak ettim ve bununla ilgili bir araştırma yaptım.*
    biberlerin acılıkları "scoville ölçeği" denilen bir birimle ölçülüyor.

    işte bilinen biberlerin scoville değerleri:

    anneannelerimizin, bababaannelerimizin dolma yapımında kullandığı genelde yeşil olan tatlı çan biberleri haliyle "0 scoville" değerinde.

    güneydoğu anadolu bölgesi'nde bolca tüketilen "isot" dediğimiz kırmızı/kara biber yaklaşık "250 scoville" değerinde ki kendisi epey acıdır.

    pepperoncini, denilen bizim adana'da iştah açıcı olarak da kullandığımız yeşil biber turşusu "1500 scoville" değerine sahip.

    acı sos yapımında bolca kullanılan jalapeno biberi "8.000 scoville".

    cayenne biberi olarak da bilinen güney amerika baharatı "50.000 scoville".

    jalapeno ile yapılmış, pizzacılarda üzerinde "dikkat!" uyarısıyla gelen acı soslarımız yaklaşık "100.000 scoville" değerinde.

    tai biberi olarak da bilinen yeşil cin biberin değeri ise "200.000 scoville"e kadar ulaşmaktadır.

    habanero olarak bilinen, iskoç bonesi isimli biber "350.000 scoville" değerine sahip.

    yukarıdakinin bir değişiği olan, aynı zamanda "uslu durmazsan ağzına biber sürerim" lafının çıkmasına sebep olan kırmızı habanero biberi dilimizi "557.000 scoville" güçünde yakıyor.

    bazı insanların işkence yöntemi olarak da kullandığı meşhur japon biberi* wasabi "650.000 scoville" değerinde.

    ve... en başta bahsettiğim yarışmada kullanılan bhut jolokia* biberi tam tamına "1.041.000 scoville" değerinde. bu yüzden elle tutulması bile imkansıza yakın. peki dünya'nın en acı biberi bu mu? pek değil. dünya'nın en acı "doğal" biberi bu. kimyasal olarak elde edilen biberlerin değerlerinin "40.000.000 scoville"e kadar çıktığı biliniyor. onlarla ilgili daha kısa bir araştırma yaptım ve bu araştırma sayesinde türkiye'de yaşayan bazı vatandaşlarımızın a.b.d.'deki "buhut jolokia tutma" yarışmasında rahatlıkla birinci olabilecekleri sonucuna vardım.

    hazır mısınız?

    dünya'nın en acı doğal biberi olan ve elle tutulması bile çok zor olan bhut jolokia'nın scoville değerinin "1.000.000"u aştığını söyledik. ama polislerimizin her eylemde hiç sıkılmadan fışıt fışıt, gözümüze gözümüze sıktığı biber spreyinin değeri "3.000.000 scoville"den daha fazla!

    bu bilgilerden sonra yarışmaya katılmak isteyen aktivist arkadaşlar bana ulaşabilirler.

    saygılar..

    edit: imla.

    edit 2: birkaç ufak ek yapıldı.

    edit 3: aldığım özel mesajlara bakılırsa ufak bir terim karmaşası yaşanmış. anladığım kadarıyla wasabiye biber demek balinaya balık demek gibi birşey oluyor. kendisi bir çeşit turpgil imiş.* ve evet, türkçe'si de vasabi diye yazılıyor.

    edit 4: (bkz: #29820268)

  • maç öğlen saatlerinde oynanmış tribünler yarı dolu ve kenardan teknik kadronun italyanca bağırış sesleri geliyor, top sahada stadyum binasının gölgesinin geldiği yere gittiğinde hiçbir şey görünmüyorsa ve günlerden pazarsa o gün öleceğiniz garantidir.