ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
az kişi tarafından bilinen şaheser diziler
-
milletin breaking bad'i, dexter'i, game of thrones'u yazdığı dizilerdir... az kişi tarafından diyor lan ! çevrendeki bitkiyse, biz ne yapalım?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"micheal jackson taklidi yapayım diyen arkadaşıma yap dediğimde ölü taklidi yaptı o gün bu gündür görüşmüyorum. "
instagram'ın zengin türk çocukları
-
"bir yerlerde zengin türk çocuklarının olduğunu hep duyardık. ama zengin türk çocuklarından görgüsüz olanlarını keşfetmek için instagram'ın çıkmasını beklememiz gerekiyordu." - christine lagarde
.
lafın devamı: (bkz: #48265724)
.
şeyma subaşı'nın iç çamarşırsız dans etmesi
-
nerden anladınız hani hiç bir şey gözükmüyor. elim havada kaldı amk.
atatürk'e hakaret eden yunus polisi
-
cumhurbaskanina hakaret etse yarın sabah gözünü nezarette açardı. ulkenin kurucusuna kufrediyor birde ustune utanmadan mahkemeye gidip entry sildiriyor pezevenk.
80 bin lirayla 10 yıl çalışmadan yaşamak
-
yiğit özgür'den gelsin.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
(vasat geçen bir mülakatın orta yerinde)
+ buradan sonra biraz ingilizce devam edelim isterseniz...
- hell yeah!
yalnız tipler hasta olunca kim bakıyor sorunsalı
-
üniversite son sınıftayım, mezuniyete 5 ay kalmış. ameliyat gününü stajlara denk gelmesin diye dönem arasına aldım, hem dedim arkadaşlarım gelir refakatçi olur, hem de ikinci dönem daha sağlıklı olurum.
neyse geldi ameliyat günü, gittim hastaneye, yatış yapılacak, yaptırdım neyse, refakatçi olmasını söylediğim arkadaşa mesaj attım nerdesin ben yatış yaptırdım diye, ya kusura bakma kanka ben onu unutmuşum dedi. bi' şey diyemedim tabi zaten az sonra da hasta bakıcı ameliyata gidiyoruz dedi, kimse yok mu yanınızda dedi, dedim gelmediler.
anesteziye girdik, doktor sohbet ediyor hangi fakültedensin falan, dedim dişteyim, oo bizden o zaman sana başka bi şey yapalım uçuralım seni dedi, 3 saat sonunda odada uyandım, hemşire geldi, kimse yok mu dedi, yine aklıma geldi, yok dedim, doktor geldi, kimse yok mu dedi, yok dedim.
sonra beni vip odaya aldılar, bölüm başkanı yanındaki vizit heyetiyle geldi, sohbet ettiler, 30 dk boyunca benimle ilgilendiler, herhalde diğer doktor hocalarına söylemiş.
ondan sonra zaten kendi kendime yetmeyi öğrendim. kimseye minnet eylemeden yaşadım.
ankara'da üniversite öğrencisi olmak
-
pekmezli simide alışmak demektir. hatta 2 simide bir ayranı yetiştirmek. hele baharsa mevsimlerden, kızılday'dan bulvara vurup kendini soluğu meclis parkında almak. hiçbir şeyin olmadığı o parkta gelip geçeni izlemek.
hayat boyu kullanmadığın sokak isimlerine alışmak demek ankara'da öğrenci olmak.
+ sevgilim burası neresiydi?
- karanfil
+ peki burası?
- burası da yüksel
+ şurayı biliyorum konurdu değil mi?
- evet orası konur. peki dostun olduğu sokak neydi?
+ hangi dost? şaşırtmalı soru bu : )
ezberlemeye çalışırsınız sokakların adlarını. buluşma yerleriniz kısıtlanır ankara'da. ya karanfil sokakta dost'un önünde buluşursunuz arkadaşlarınızla ya da ziya gökalp'te gima'nın önünde. her seferinde gima'nın hangi tarafı çelişkisini yaşarsınız. hoş gima falan da kalmadı ya artık.
paranın geldiği gün sokaklara atarsınız kendinizi. kızılay'dan tunalı'ya kadar yürür, kıtır'da oturup bir kumpir yer, üstüne 2 de bira içersiniz. bazen kuğulu parkta kuğulara simit atarsınız. banklarda kuşlar üzerime pisleyecek diye korkup oturamaz, sonra oradan esat'a, oradan da kurtuluş'a eve kadar yürürsünüz.
limon'a gidip manga, gölge'ye gidip raindog* dinlersiniz. ssk'da dolanıp çıkışta midye dolma yemek şarttır. sonra belki bir taksiyle esat. soluğu aspava'da alıp 1 dürüm döner, soslu olsun! dersiniz. yemeği yerken ayılıp, sonraki gün girilecek vizeyi hatırlar, boşver deyip kahkahalarla gülmeye devam edersiniz.
odtü'lü değilseniz odtü şenliklerine özenirsiniz. giriş yasak diye yolun ortasında inip dolmuştan, tanımadığınız arabalara otostop çekersiniz. beytepe'de rektör kar küreme makinası almış geyiği yapar, gülersiniz. olgunlardan kitap alır, güven park'ta otobüs ararsınız. dolmuşların tek fiyat uyguladığını öğrenir ve alışmaya çalışırsınız.
kış geldiğinde atkı kullanmaya alışırsınız ankara'da. soğuktan ciğerleriniz yanar, hatta sürekli tekrarlayacak bir hastalık kaparsınız. ellerdeki çatlaklara alışırsınız bir süre sonra. birbirini ısıtmayı öğrenir insanlar ankara'da. tek çift eldiveni paylaşır ve saçları kısa olan bereyi takar.
ankara'da öğrenci olmak hayatta hiç unutamayacağın bir deneyim yaşamak demek. ve ne kadar geçerse geçsin, bahsi her geçtiğinde gözlerinin dolması demek...
en iyi arkadaşlıkların dayandığı temel
-
ortak acılar.
ortaokulda aynı anda iki kuzene aşık olmuştuk eminle ben. tabi yaş o zamanlar 12 13 falan. (hayır 12,5 değil.)
o kavuştu, ben kavuşamadım ama olsun, hala dünyada kendisinden daha dost tanımam.
sözlükçülerin 2016 yılı to do listleri
-
1. barı açıyorum.
2. ayla ile aramı düzeltiyorum.
3. babamı da yanıma alıyorum.
olay bitmiştir.
gürcan yurt
-
komik desen degil,dusundurucu desen degil,bi boka benzemeyen,esprinin kirintisi bile olmayan,cizerine yakismamis karikatur olmus.
(bkz: osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur)