ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
avukat maaşları derhal yarı yarıya düşürülsün
-
büro açan avukata adalet bakanlığı önce maaş bağlasın, sonra yarıya düşürsün.
fikret orman'ın uefa kupasını kazanan yok demesi
-
demek ki dün geceden sonra deliren sadece biz değilmişiz.
mart 2022 ot fiyatlarının çıldırması
türkiye'de küçük ilde yaşamanın iğrençlikleri
-
türkiye halklarının giderek muhafazakarlaşmasının sonucudur.
bugün ht gazetesinde ali ağaoğlu röportajı vardı ki sorsak, sokaktaki 10 yurdum delikanlısının (atıyorum) 7'si bu adamı örnek olarak kabul ediyordur.adam diyor ki röportajda "6 evim var ama tek kitap sahibiyim !!" "hatunun tazesini severim (bu esnada ismi hazal ....... olan sevgilisi sigara içerek röportajı izliyormuş)" vs.vs.vs.
'80 darbesinin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük, böyle salak tiplere kol kanat gerip embesil bir nesil (ki yeşil kuşak projesiymiş bunun ismi) yetişmesine uygun zemin yaratmaktı.bunu da başardılar zaten.sorsan hepsi ahlak ve kişilik sahibi ama yolda oturup "taze mala bak !!" "hacı asgari ücret alıyorum ama ayfon siksplas ya da en olmadı ayfon siks almazsam olmaaaaaaz" muhabbetindeler.bu tayfanın idolleri belli, niyetleri belli.kimisi de "....... elitizmi" diye ayar kasmaya çabalar aldığı entelektüel eğitimin olmazsa olmazı bir tavırla.ve evet kardeşim bilgisiz adamı, öküz adamı, cahil kalmakta ısrar eden adamı, o cahilliğini her yere yaymayı görev edineni aşağılıyorum !!!
gerçi ülkeye tercüman mı seçiyoruz, cumhurun reisini mi seçiyoruz? değil mi.sikmişim bilgiyi, bilimi, kültürü afedersin.
not : "...... elitizmi" cümlesinde genel tavır kastedilmiş olup, hiçbir entry ve kişi ile ilgisi yoktur.
kış lastiği
-
- her lastigin optimal bir yere tutunma gücü ve bu gücün bagli oldugu bir kullanim sicakligi vardir. kis lastiklerinde bu sicaklik yaz lastiklerinden daha düsüktür. bu sebepten ötürü özellikle karli zeminlerde yaz lastiklerinden cok daha iyi bir yere tutunma(mü sayisi vs. ile aciklamayayim uzun uzun. merak eden olursa detayli anlatirim) söz konusudur.
- lastigin yere tutunmasi icin, lastik üstündeki dis araliklarinin acik olmasi gerekir. kis lastiklerinin elastiki yapisi geregi, arabanin agirligiyla, her turda yere temas eden yüzey, iki disi birbine yakinlastirir ve o disler arasindaki kari disari bastirir. böylece bir dahaki dönüs turuna aralari temizlenmis ve böylece birim yüzeye daha fazla baski yapabilen lastik mümkün kilinmis olur. bu özellik özellikle kar yüzeyinin düsük oldugu sehir ici kullanimlarda cok önemlidir.
- islak ve karli zeminlerde kis lastigi yaz lastigine oranla %30'lara kadar daha kisa fren mesafesi sunar. ayni tutunma gücü hizlanmalarda da gecerlidir.
- gelismis ülkelerde kisin, yaz lastiginizle yapacaginiz kazalarda kasko gecersizdir. size tavsiyem bunu sigortaciniza bi sormaniz. her sözlesmede o kücük kücük word 4 büyüklügünde yazilmis yazilarin icinde böyle bi ibare olabilir, dikkat edin.
- yaz lasiklerinde minimum lastik dis kalinligi 1,6mm iken, kis lastiginde (ikinci maddede anlattigim islevden ötürü) bu en az 3 mm olmalidir.
sokaktaki vatandas, önünüzdeki araba, en önemlisi kendi ve yakinlarinizin güvenligi icin, sicakligin 5 derecenin altina düstügü sicakliklarda kar yagmasa bile (birinci nedenden dolayi) kis lastigi kullanin.
boyu 140'dan az olan cocuklarinizi ön koltukta oturtmayin(patlama aninda airbagler o boydakiler icin tehlikeli oluyor) arka koltukta mutlaka cocuk oturagiyla oturtun. gene arka koltuklarda otururken de emniyet kemerinizi takmayi ihmal etmeyin.
hayirli yolculuklar & güvenli sürüsler.
erken çıkmasınlar diye madencileri ocağa kitlemek
-
"kilitlemek" sığmadığı için kestim orayı. yine de anlaşılıyor sanırım?
"türkiye taşkömürü kurumu, zonguldak’taki maden ocağının asansör kapılarını mesai saatlerinde işçilerin üzerine kilitliyor. gerekçe işçilerin mesaiden erken çıkmasını engellemek. uygulamaya isyan eden genel maden-iş sendikası kilidin kalkması için iş mahkemesi’ne başvurdu".
olm bin yıl daha bi sik olmaz bu ülkeden. kesin.
(bkz: birileri ölmeden sallanamayacak olaylar)
(bkz: türkiye)
lan gerçi ölseler de 2 güne unutuluyor. o da ayrı.
ek: ambulanstan önce polis geliyorsa
ek2: (bkz: 11 eylül 2014 faruk çelik açıklaması)
doktor hasta diyalogları
bezini açtık kanımız dondu
-
osmanlı elestirilince tweet atıp bağıran çağıranlar, konu bu çocuklar olunca susuyor, ulan başlatmayın ecdadiniza, çocuklar istismar ediliyor lan sizin yonettiginiz ulkede.
akp iktidarında istismara uğrayan binlerce çocuktan biri için söylenen cümle
terim (belgesel)
-
socrates fc'nin 131'inci bölümünde ilhan özgen, luis figo belgeselinden bahsederken kendi değerlendirme kriterlerini şöyle sıralamıştı:
-olayın kahramanları yeterince konuştu mu konuşmadı mı?
-kahramanı rahatsız edecek tezatlıklar yaratılmış mı? (barcelona başkanının figo hakkında söylediği "kalleş, hain" sözlerini örnek veriyor)
-kurgu nasıl?
-sadece bir olaya değil o döneme ışık tutabilmiş mi?
işte ben de fatih terim belgeseline de objektif olarak ilhan özgen'in bahsettiği kriterlerle yaklaştım ve sonuç aslında tam da benim beklediğim gibi oldu.
-ilk kriterimi ele alarak yorumlayacak olursam fatih terim ve çevresi haricinde olayların kahramanlarının görüşlerine neredeyse hiç yer verilmediği görülüyor. galatasaray'dan ayrılış dönemlerinde keşke olayları bir de yönetimler tarafından dinleyebilseydik mesela. yahut milan döneminde inzaghi, shevchenko, pirlo gibi oyuncuların görüşlerine de yer verilseydi. hiç olmadı ünal aysal konuşsaydı da fatih terim'in ayrılığını neden tv'den öğrendiğini bilseydik. ancak bunların hiçbirini göremedik. zaten fatih terim'in çevresindeki insanların, belki de onlarca röportajda anlattıklarının ötesine gitmeyen görüşleri vardı sadece. bu yüzden, bu kriterde sınıfta kaldı belgesel.
-ikinci kriterde ise zaten ben sanmıyorum ki bir kişi bile fatih terim'i rahatsız edecek olayların/durumların belgeselde yer alacağını zannetmiyordu. bakın ben demiyorum gidip kebapçı ile konuşsunlar ya da ne bileyim figo belgeselindeki gibi biri çıkıp hocayı sert sözlerle yerden yere vursun. sadece bir kişi de yok muydu acaba fatih terim efsanesine anti-tezler üretebilecek? en basiti, tüm kulüplerinde neden bütün yönetimlerle ters düştü sorusuna bile yer verilmiyor burada. haliyle baş kahramanı rahatsız edecek hiçbir şeyin yer almadığı yapımlar da "belgesel" olmuyorlar. çünkü belgesel dediğimiz şey biraz daha objektif bir gözle tüm tarafların söz haklarına yer vermeli zannediyorum.
-belgeselin en zayıf yönlerinden biri de kurgusu. banu yelkovan - arda turan geçişi dışında kurguya dair elimizde çok az numara var. üstelik hiçbir beklentim olmamasına rağmen en azından belki fatih terim'in kişisel arşivinden bir şeyler görürüz diye heyecanlanıyordum ama o da yok. bu arada bodrum'daki evi gerçekten şahaneymiş. umarım ailesi ve torunlarıyla çok mutlu günler yaşarlar.
-dönemi yansıtma kriterinde ise ne yazık ki yine sınıfta kalıyor demeliyim. 2000'lerde türkiye'nin dışa açılma politikalarını, galatasaray ve fenerbahçe'nin avrupa'da aynı dönemde çeyrek-yarı finaller yapmasını, fatih terim'in futbolculuğunda futbol sosyolojisini vs. hemen hiçbir açıdan dışarıya çevrilmiyor kameralar. hep içeride, hep fatih terim'in ekseninde. oysa fatih terim'in hayatı aslında birçok noktadan türkiye'nin geçirdiği dönüşümle de kesişiyor. buralar da es geçilmiş.
sözün özü, terim yapımı bir belgesel olmamış. fatih terim'i yeni kuşaklara tanıtacak, ona saygı kuşağı cinsinden bir yapım olmuş. bu yönüyle sınıfı geçebilir belki ama tamamen fatih terim'in sportif kişiliğinden bağımsız olarak söylüyorum ki bir yapım olarak vasatın altında kalıyor. hele eldeki malzemeyi düşününce...
15 ocak 2009 new york uçak kazası
-
can kaybı olmaması sevindirici. ama özellikle pilota helal olsun dediğim kazadır. national geopraphic tarafından belgeselinin en kısa sürede çekileceğini ve kaptan pilot adına marşlar yazılacağını da düşündüğüm kazadır ayrıca.
hudson nehri akmam diyor
airbus u yutmam diyor
şanı büyük kaptan pilot
uçamazsam batmam diyor...
9 kasım 2014 istanbul başakşehir beşiktaş maçı
-
bitti beyler, mezarımı sularsınız ayda bir.