hesabın var mı? giriş yap

  • sıcakta terlediğimizde terinizi alır tişörtünüz leş gibi görünmez. soğukta sırtınıza rüzgar yediğinizde çarpmaz hasta olmazsınız. yani giymeyenin çok kafası çalışmıyordur artisttir

  • çok güzel kız paket halinde güzel oluyor bence. mesela adı da güzel oluyor, ses tonu da güzel oluyor, ailesi de güzel oluyor gibi.
    güzel kız tek başına güzel kız o kadar.

  • "oğlumla evimin bahçesinde futbol oynarken ikimiz de en sevdiğimiz futbolcular olurduk. oğlum ben olurdu, ben de prim olurdum."

    arda turan

  • şimdi şöyle; tabi bu adetler yeni değil geçmişte de vardi. ama eskiden bu lakaplardan kurtulmak isteyenler hacca gidiyorlar dönüşlerinde ön ekleri yerine "hacı" koyup dönüyorlardı. sümsük hatce nine oluyordu hacı hatce nine. hatta yeterli parası olmayipta hacca gidemeyenlerin anadolu'da bir geziye gidip hacca gittim geldim diye yutturdugu bile rivayet edilir.
    (bkz: refik halit karay memleket hikayeleri)

  • topluluk içinde ve bire bir konuşmada hareketlerinin değişimini gözlemlemektir.

    bazı insanlar yalnızken çok iyidirler, yargılamazlar, ön yargısız görünürler, anlayışlıdırlar. sonra yanınıza birileri geldiğinde ya da birkaç kişi birlikte bir yere oturup konuştuğunuzda bambaşka biri olurlar. tamamıyla değişirler, size değersiz hissettirirler, kendilerini kanıtlamak için yalnızken yapmadıkları şeyleri yaparlar ve bence bu bir insanın sahip olabileceği en berbat özelliklerden biridir.

    kısacası ıssız adada birlikte yıllarca yaşasanız dahi bir insanı tam anlamıyla tanımış olmayabilirsiniz, toplum içindeki hareketler o kadar önemli ki.

  • amerikan çizgi romanının dönüm noktalarından biridir. engelez çizgi roman geleneğinin piri alan moore senaryosu ve pek bilinmeyen tony danza tipli ingiliz çizer dave gibbons işbirliğinin ürünü olan watchmen, belki de tüm amerikan çizgi romanının ruhunu özetlediği için özeldir, süper kahramanlar ve sadece "kahramanlar" hakkındadır, 80'lerin nükleer savaş paronayası döneminin doruklarında yazılmış olduğu için çok etkileyici bir arkaplanı vardır. o kadar kalabalık ve ayrıntılı bir hikayesi var ki, bir tek yakınokumayla bile çözülmesi çok zor, her karesi ayrı ilgi ister, fasikülleri ayrı ilgi, bütünü ayrı... amerikan ikon'larını, myth'lerini deconstruct ederek yeniden kurar, daireler çizer, 80'lerin gündemindeki her konuya, her sembole, her fenomene el atar.

    çizgi roman seviyorsun? avrupa-amerikan ayrımcısı değilsin? o zaman watchmen'i kaçırma, tabii hala bilmiyorsan.
    sormayı da unutmayalım, klişeyi atlamayalım: "who watches the watchmen?"

  • çocukluğunu osmanlı sarayı'nda geçirmiş eflak-boğdan hükümdarı. osmanlı'yı uzun süre uğraştırmıştır balkanlarda. sonrasında öldürülmüştür. bir rivayete göre kesilip istanbul'a yollanan kafası şimdiki bankalar caddesine gömülmüştür.

  • anneyi üzen davranışlar normalden farklıdır.

    okulu altı seneye uzatırsınız, kiraya da zam gelir. ama anne bir koli yiyecekle size ev ziyaretine gelir. gülerek evi temizler, alışverişinizi yapar. -olsun- der, -sen mutlu ol da- der.
    sonra yaptığı karnıbaharı yemezsiniz anne çok üzülür. bir çatalla biraz ucundan tırtarsanız gene sevinir. bu sevinç bazen mezuniyetinizdeki ile aynı bile olabilir.

    anne en çok olmayan şeylere üzülür, olanlara değil;

    çalmayan telefonuna, olmayan evlilik hazırlığına, giyilmeyen terliğe, çözülmeyen buzluğa...

    olan şeyleri hep atlatır anneler;
    ayrılığa alışır, emeklilik hayallerini uzayan okul yüzünden ertelemeye, başta zırtapoz dediği sevgililere.

    ayrılık rutine biner. ilk gidiş gözyaşları iledir, sonrakiler otobüse yollanan öpücükle. daha çalışıp kazanması gerekirse önce gider üzülerek kaydını sildirir ahşap boyama kursundan, sonra sevinir daha gencim çalışırım diye. tasvip etmediği sevgiliye bir hafta sonra kaşkollar örmüştür rengarenk.

    anneler olmayana üzülür, ya da olmamış gibi yapılana.
    hiç kucağında ağlanmamış, hiç saçları yana ayrılmış çocuk bayramda elini öpmemiş, onun cocuğundan iyi matematik bildiği günler hiç olmamış, bu yaşlı adamcağız ona aşık bir filinta asla değilmiş gibi davranılırsa üzülür.

    anneyi üzmek, kemalettin tuğcu romanı yazmak kadar zordur, mutlu etmek ise numarasını ezbere bilmek kadar kolay.

  • sözlükten bir avukat ön ayak olursa, sözlükteki atatürk'ü aşağılayıcı yazıları kapsamında pazartesi suç duyurusunda bulunacağım, keza üniversitesi ve öğretim kadrosuna da e-mail ile bilgilendirme geçeceğim.

  • %100 saf katkı maddesiz hindistan cevizi yağı alıyorsunuz. dubai'den alma getirtme şansınız varsa en safına ulaşma ihtimalimiz yüksek fakat macro center'larda satılan hindistan cevizi yağlarının da iyi olacağını düşünüyorum.

    neyse hindistan cevizi yağımızdan bir miktar alıp karbonbatla diş macunu kıvamına getirip dişlerimizi bir güzel fırçalıyoruz. ilk seferden diş etlerini çok zorlamamaya dikkat edin. alışana kadar biraz mide bulandırıcı gelebilir yutmayaya özel gösterin. üstünden macunla fırçalayıp yağdan kurtulun.

    sonuç bembeyaz dişler.

    arap halkının diş beyazlığının sebebinin bu formüle dayandığını duymuştum ve uyguladıkça mantıklı gelmeye başladı.

    cihazlara, dişçilere, acılara gerek yok düzenli kullanımda farkı görürsünüz.