hesabın var mı? giriş yap

  • tenzile erdoğan'ın vefatıyla ilgili yayınladığı mesaja anlam veremediğim adam. ben ömrü hayatımda bu kadar kötü, bu kadar rezalet bir taziye daha görmedim. eminim ki daha kötüsü de yapılamaz.

    --- spoiler ---

    kıymetli başbakanımız sayın recep tayyip erdoğan'ın annesi tenzile erdoğan'ın vefatı beni, ailemi ve camiamızı derinden üzmüştür.

    türkiye cumhuriyeti'nin muasır medeniyetler seviyesine yükselmesi hedefinde büyük işler başaran, son yılların en büyük ekonomik yükselişinin mimarı olan sayın recep tayyip erdoğan'ı bizlere armağan eden, vefakâr annelerimizden tenzile erdoğan'a allah'tan rahmet, erdoğan ailesine ve yakınlarına başsağlığı dilerim.

    yıldırım demirören
    beşiktaş jk yönetim kurulu başkanı

    --- spoiler ---

    en ağır akp yandaşı bile olsan, taziye mesajında böyle şeyler yazmazsın. ekonomik gelişimmiş de bilmem ne. nası bi kafa bu ya?

    edit: en beğenilenlerde kafada olunca hakkındaki mesajlar da arttı. mesajların ortak noktası şu:

    +...nası bi kafa bu ya?
    -ev tipi tombul tüpe benzer.

  • resmi gazetede yayınlanan karara göre, türkiye'deki gazzeli üniversite öğrencilerinin lisans ve önlisans parasını devlet karşılayacak.

    görsel

    türkiye'de en zor şey türk olmak

  • eskiler, yerel ticaretle uğraşan insanlara tüccar (yahut tacir); uzun-mesafeli ticaretle uğraşan insanlara ise bezirgân derdi. türkçe'de böyle bir ayrımın konulmuş olması çok dikkat çekici ve bence bizim toplumsal tarihimizle ilgili önemli ipuçları içeriyor.

    braudel'in kapitalizmin kökenlerini yalnız değil ve fakat ilkin uzun-mesafeli ticarette bulduğunu daha evvel aktarmıştık (bkz: #6689458). braudel kapitalizm ile piyasa ekonomisi arasında bir ayrım olduğunu öne sürmekte ve daha önemlisi, kapitalizmin doğal karşıtının yaygın kanının aksine (mesela sosyalizm olduğu düşünülür kapitalizmin doğal karşıtının) piyasa ekonomisinin ta kendisi olduğunu savlamaktadır. çünkü piyasa ekonomisi rekabetin ve uzmanlaşmanın gözlemlendiği, belirsizliğin üstesinden hemen hemen gelinebilmiş olduğu "yerel" bir alanken ve karlar %5, en fazl %10 gibi küçük rakamlarda seyrederken kapitalizm alanında tekelleşmenin gözlemlendiği, uzmanlaşmanın reddedilmiş olduğu, belirsizliğin hüküm sürdüğü ve bunun neticesinde özellikle "uzun-mesafeli ticaret" sayesinde karların muazzam rakamlara (%300 gibi) vardığı bir alandır.

    ikinci önemli husus ise şununla ilgili.. kapitalizmin özgül (unique) bir tarihsel ve toplumsal dizge olduğunu da pek çok sefer dile getirdik. bunun bir delili de uzun-mesafeli ticaretle uğraşanların tarihin hemen her safhasında toplumsal itibarlarının epey düşük olmasıyla ilgilidir. dallandırıp budaklandırmaya gerek yok,, bir misal versem yeter: çin'de uzun-mesafeli ticaretle uğraşanlar ata binemezdi, bir yerden bir yere gitmek istediklerinde türlü zorluklarla karşılaşır muazzam vergiler öderlerdi istedikleri kadınlarla evlenemezlerdi uğursuz addedilen renklerde elbise giymek zorundalardı falandı filandı. ve genelde toplumca "adi/kaba taşıma işçileri" (coarse labor of carrying) olarak bilinirlerdi. ve evet,, uzun-mesafeli ticaretle uğraşanlar gene de bok gibi para kazanıyorlardı fakat kimin umrunda?

    dikkat çekici olan, bizde bu iki sözcüğün varolmasının yanısıra "bezirgân"a olumsuz anlamların atfedilmiş olması. edindiğimiz bu miras sayesindedir ki, bezirgân sözlüklerde "aşırı kazanç için her yola başvuran kimse" ve bezirgânlık da "aşırı kazanç için her yola başvurmak" olarak tanımlanır. neden? bu, polanyi'nin deyişiyle ifade edecek olursak iktisadî kürenin toplumsal bağlamdan henüz kopmamış (disembedded) olduğuna delalet etmektedir.

    bezirganbaşının harem-ül hümayûn'un bir mensubu,, padişahın bezidir tülbentidir bunları sağlamak ve gözetmekle mesûl bir kişi olduğunu ve "bezirganların başı" anlamına gelmediğini de belirterek bu bahsi kapatalım.

    edit: şeyi söylemeyi unuttum yahu,, bezirganın avrupaî bir muadili de "değirmenci"dir.

  • başlık: kemerde sahile gelen ruslari kovaliyorum beyler

    1.ben osmanlı torunuyum o kevaşelerin sıcak denizlere inmelerine izin veremem

    2.@1 sebepsiz güldüm piç şuku

  • diyalog tekrarı: tahminen üç saniyede bitmesi gereken karşılıklı bir diyalogun sürekli tekrarlarla uzatılması yöntemiyle gerçekleşir. sadece üç kelime ile anlatılabilecek olay örgüsü işkenceye dönüşür.

    -mert'i en son kemal'in evinden çıkarken görmüşler
    -kemal'in evinden mi?
    -evet kemal'in evinden
    -evden çıkmış ve gitmiş öyle mi?
    -mert kemal'in evinden çıkmış arabasına binip gitmiş
    -mert'in kemal'in evinden çıktığına emin misin?
    -mert'in evden çıktığını duydum, görmedim
    -kemal'in evinden mert'in çıktığını görmüşler demek...çok enteresan
    -evet ben de ilk duyduğumda şaşırdım. mert'in kemal'in evinden çıkarken görülmesi insanı şaşırtıyor

    (allah belanızı versin)