ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
arkadaşımın mutfak lavabosunda başlayan yaşam.
hayata tutunuş.
http://g1212.hizliresim.com/14/f/gv2dy.jpg
nba'de tüm zamanların en iyi ilk beşi
istanbul'da yaşayan afgan sığınmacının resimleri
-
kıyamam ya nasıl da boynu bükük savaş mağduru...ülkesinde barış olsa toprağını terk edip bize sığınır mıydı bu masum yavrucak:(
abd'de ilkokul öğrencilerine sorulan zeka sorusu
spotify
-
player'indaki shuffle algoritmasini yazan adamin eline vereyim. koskoca albumde bi sarkidan sonra ayni sarkiyi calmayi basarabiliyor. if koy lan if.
sigmund freud
-
"hiç şüphesiz kader, seni hastalıklarından kurtarmayı benden daha kolay yapacaktır. ama, senin histerik acılarını ikimizin ortak umutsuzluğuna dönüştürebilirsem bu işten kazançlı çıktığına sen de kendini inandırabileceksin" diyerek kafamı karıştıran kişilik ayrıca kırmızı başlıklı kız masalını incelemesi de oldukça ilginçtir.
haber24s'in diyanet başkanıyla dalga geçmesi
-
diyanet işleri başkanı 84 milyonu falan temsil etmez.
zamanında dini konuların devlet kontrolünde olmasını sağlamak için kurulan bir kurumun başkanıdır.
her kurum ve kişi eleştirilebilir - dalga geçilebilir. hakaret sınırı aşılmadığı sürece.
hiçbir kişi, diyanet işleri başkanı dahil kutsal falan değildir.
burgonya
love is the devil
-
müzikleri ryuichi sakamoto tarafından hazırlanan filmde.. evine giren hırsızla yaşadığı sadomazoşistik aşkı görüntüleyen sahneler bacon ın resim sanatındaki lirik anlatıma yaklaşmış.. kesinlikle çok doyurucu.. daha iyi olamazdı
yazarların şimdiye dek gördükleri ülke sayısı
-
anamur'dan kıbrıs'ı görmüştüm. sayılıyor mu?
hayatın adil olmadığının anlaşıldığı anlar
-
bazen bir dilencinin isyanı ile tetiklenen farkına varma anlarıdır.
üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutamadığım, her hatırladığımda içimi burkan yaşlı amcanın isyanı da bunlardan biridir. ankara'da, şu anda neresinde olduğunu hatırlamadığım bir bölgede sıra sıra dizilmiş, gelenlerden para dilenen, ve bu işi mecburiyetten değil de meslek olarak yaptığı çok belli olan, kucağında bebekli kadınların arasında, kaldırıma çökmüş, umutsuzca insanların yüzüne bakan, kucaktaki bebek faktöründen dolayı bütün sadakaları kadınlar aldığı için eli boş, havada kala kalan amca sonunda dayanamayıp, yorgun sesiyle "ben de insanım, bana da verin" diye isyan etmişti. kadınlar yüzsüzce kikirdeyerek adamdan biraz uzaklaşıp ona da dilenme alanı açmışlardı, ama insanlar daha amcanın yakınına bile gelemeden önlerine atlayıp rahatsız edici bir şekilde dilendikleri için insanlar yardım edecekleri varsa bile vazgeçiyordu veya sadakalarını bu kadınlara verip hızla uzaklaşıyordu. zaten hayatta kalabilmek için dilenmek zorunda kalacak kadar düşmüş bu adamın, yetmiyormuş gibi bir de profesyonel dilencilerle baş etmek zorunda kalması adaletsizliğin vücut bulmuş haliydi gözümde.
jelko obradoviç
-
akp'den aday olsa akp'ye oy veririm. bundan daha iyi anlatamazdım bu adama duyduğum sevgiyi.