hesabın var mı? giriş yap

  • film eleştirmenlerinin olaylardan haberdar olmadan izleyip yorum yaptıkları için kötülenen film. ilk başta bir canterbury tales okumak, chaucer bilmek gerekir filmdeki binbir göndermeyi yakalayıp tad alabilmek için. chaucer'ı canlandıran kişi ve diyalogları gerçek chaucer'ın mizah anlayışını çok yerinde yansıtmış, anakronizm ortamı şenlendirmiş, her karakter ise ayrı ayrı filmi eğlenceli kılmıştır.

  • inanılır gibi değil. 1 yıl çalışarak felipe melo alabiliyorlar.

    debe editi: ekşi sözlük'te günde ortalama kaç adet entry giriliyor? bilen varsa yeşillendirebilir mi? istatistikler fasilitesi eskiden ne güzeldi, şimdi bakmak bile istemiyorum.

    bu arada günlerden cumartesi, hava güneşli, burayı okumak yerine dışarı çıkıp iki arkadaşınla buluşsana dostum :)

  • manavgat'a tatile gittiniz, orman yangını başladı, karnınız acıktı ve yemek yiyorsunuz. birileri de çıkıp insanlığınızla ilgili enteresan çıkarımlarda bulunuyor. ah vah edip izlemekle, yemek yiyerek izlemek arasındaki fark nedir? koca orman yanarken bu insanlardan ne yapmalarını bekliyorlar acaba.

  • annesi ve babasi paris seyahatinde otelde kalacaklar,babasi ucuz bir otel istiyor sadece konaklayacagiz vs, annesi pahali bir otelde israr ediyor ve pahali otelde kaliyorlar.

    aksam odada bir findik faresi gorunce babasi soyleniyor gordun mu, simdi nasil anlaticaz bunu diye cunku sadece biraz ingilizceleri var. annesi resepsiyonu ariyor ve:

    - do you know tom and jerry diyor.
    -yes diyor resepsiyondaki
    annesi:
    -jerry is here! diyor.

    cem yilmazdaki cakmak hikayesinden sonra hakikaten bu da efsane, muthis zeka`::))`

    edit: debe de bir numara olmak da varmis,tesekkurler canlar.

    edit2: bilmeyen arkadaslar soruyor tek tek yazmak zor oldu, cakmak hikayesini cem yilmaz gosterisinde anlatir: babasinin midesinde yanma vardir ve ingiltere' de doktora giderler ama babasi midesindeki yanmayi anlatamaz. annesi bir cakmak alir ve karin bolgesine tutup yakar, gezdirmeye baslar yanmayi anlatmak icin ve anlatir. hikaye bu.

    edit3: altta yazan entry sanirim bir aciklama gerektiriyor. hikayeyi ayhan sicimoglu bostanci gosteri merkezinde bir konser sonrasi aktarmistir. olayin dogrulugu veya baska bir boyutunu bilemem,bizzat ayhan sicimoglu' ndan dinledim.

  • ben çalışırım lan. 5 bin tl ve insanla uğraşmayacağım bir iş.

    nereye başvuruyoruz?

    zorunlu edit : ülkede çoban mafyası var galiba.
    mesaj kutum hep yeşil. kendimi özel hissetmedim değil hani.

  • son edit: arkadaşlar mesaj kutum kadın yazarların mesaj kutusuna döndü. yeşil hiç sönmüyor. genel talep bu videodaki mağdur çocuğa ulaşılması. onlarca insan hiç tanımadıkları biri için kenetlenmiş durumdalar. gerçekten motorculardan bu denli bıkılmış. geri kalan mesajlar da zaten "adres ver çetemizle seni dövmeye gelcez" diyen barzo motorcular, swh. mesajda bile çoğul konuşuyolar, tekli yazmıyolar:d yumruğu atan vitaminsizin ya da "dokunmayın ayırmayın" diyen çakalın kim olduğunu bilmiyorum. o yönde bir mesaj atan da olmadı henüz. videodakilerin akıbeti nedir onu da bilmiyorum.

    edit: çokça mesaj geldi. sürücü zaten sinyalini öncesinde vermiş. yani motorcu çetesi haybeye adam dövmüşler. link. yani bu motorcuların böyle kalabalıkken ali kıran baş kesen takılmaları ama tek olduklarında ''abii, abiii sinyal vermezseniz ölürüz abiii'' modunda takılmaları bana mı komik geliyor sadece bilmiyorum. al işte vermiş adam sinyalini. ne vardı sanki şöyle arabanın içinden 4 tane goro kılıklı adam inseydi de, bunların suratlarını kasklarıyla bütünleştirseydi, swh. mülayim çocuğa denk gelmişler işte. bu arada bir nebze içimizi soğutması açısından, aziz yıldırım görünce r çizen motorcu videosunu da paylaşmamı istemişler, swh. link ''kalabalıkta atar, tenhada yan yatar motorcular derneği'' kurun, başkanınız da bu adam olsun. r reis.

    https://twitter.com/…tatus/1359035888135675905?s=21

    linkinden görülebilir.

    kafalarına geçirdikleri kask ve kamerayla kendilerini robocop sanan bir güruh bunlar. sesleri kalabalıkken çıkar, tek başlarına olduklarında "hüü seni kaydettim youtube'a atacamm" diye ağlarlar. bu arada çocuğun sinyal vermediği de meçhul. "verdim abi sinyal" diyor. özür de diliyor.

    mesela bu dövdükleri çocuk o ilk yumruğu atana mermi sıksa, net olarak meşru savunma hakkını kullanmış olurdu. böyle yumruk mu atılır? yere düşmüş, saldırıya devam ediyor. daha ne olacak yasal savunma için?

    hadi hepsini geçtim, her gün birileri hata yapıyor bize. hepsini dövecek miyiz böyle topluca?

  • aslanlı yolun sırrına vakıf birisi değilim ancak hayattaki ender şanslarımdan biri olarak, anıtkabir'de şantiye mimarı olarak çalışmış nezih eldem 'in * öğrenciliğini yapmış biriyim. hoca sağolsun bilgisini öğrencilerinden hiç esirgemez, o son yıllarında zorlukla çıkan sesine rağmen deneyimlerini gürül gürül akıtırdı. öğrenciler olarak da mümkün olduğunca çıtımızı çıkarmadan, akan pınardan elimizden geldiğince testimizi doldururduk. nezih hoca gibi kariyerinde 3-5 mimara kısmet olacak yapılar olunca da anlattıkları daha da ilginç oluyordu. mesela bu aslanlı yolun döşemesi gibi, "oğlum zemini tam anlamıyla oturtamadığımız için derzsiz döşemelerde çatlaklar oluşuyor ve kot farkları çok belli oluyordu, o yüzden asimetrik ve geniş derzli bir döşemeyi tercih ettik." ha başka bir çözüm olmaz mıydı, inanın ki bu soruya cevap verecek yeterli bilgi kaynağım yok.
    ama yapımı 1953'de bitmiş henüz 61 yıllık yapı üzerinden de sırlar hurafeler üretmeye başlamışız bile. maalesef bu alışkanlık ilk de değil.

    (bkz: mimar sinan hurafeleri)
    (bkz: nezih eldem)

    edit: bu entriyi, aslanlı yoldaki döşemelerin arasındaki açıklığının sebebini, "yürürken düşmemek için yere bakmamız gerekiyor, o yüzden de ataya olan saygımızı göstermiş oluyoruz." gibi saçma sapan bir hurafaye cevap olarak yazmıştım, hurafeci gidince de entrinin ayağı boşta kalmış.

  • uçak yolculuğunda oluşabilecek tek anormal durumun uçağın yere çakılması olduğunu zanneden isyankar ergen saptaması

  • semtimizde sürekli tavuk döner sipariş ettiğim bi dönerci var. kurumsal da bi marka öyle küçük değil. ben bunlardan en ucuz yiyecek olan hatay usülü tavuk döner sipariş ediyorum devamlı. fakirlikten değil lezzetini seviyorum. yanında içecek de almıyorum evde çay var.

    bugün arkadaş geldi dedik hatay usülü yiyelim, sipariş etmek için telefonu çıkarttım arıyorum arıyorum meşgul çalıyor. diğer hatlarını aradım o da aynı. arkadaşa dedim bi de senden arasana. arkadaş arayınca direkt çaldı açtılar telefonu. ben birkaç kez daha denedim sürekli meşgul.

    neyse sipariş geldi. paketçi elemana "aradıkça meşgul çalıyor kardeşim hayırdır" dedim. "benden duymuş olma sürekli ucuz sipariş verenleri engelliyorlar abi senin ev de yakın değil zaten" dedi şaşıp kaldım cevap veremedim.

    bankalar kredi kartı vermek için peşinde koşsun sen git kötü dönercinin kara listesine gir amk hayata bak.