hesabın var mı? giriş yap

  • aynı özverili çalışmayı kural dinlemeyen, ışık tanımayan , yolcu kapma uğruna duraklara dalıp onlarca kişinin hayatıyla oynayan pek kıymetli taksi ve dolmuş şöförleri için de bekliyoruz. ama olmayacak.

    e: imla

  • ifade edilesi zor bir durum, bir cumhuriyet gazetesi haberi,

    kiler holding, borcuna karşılık verdiği sapphire avm’yi 'yarı fiyatına' geri aldı.

    yandaş bir holdingin bir çırpıda vergilerimizden kazandığı milyon dolarları cebe atma durumudur, banka kamu bankasıdır, bu zarar kamu zararı yazılarak vergilerimizden karşılanacaktır, oysa okullarda çocuklarımıza yemek için, asgari ücretin altında maaş alan emeklilere ek destek için bütçe yokken.

    akp iktidarıyla yükselişe geçen kiler holding, borcuna karşılık bir kısmını 100 milyon dolara halkbank’a sattığı sapphire avm’nin tamamını 48 milyon dolara geri aldı. sayıştay 2021’de avm için 78.9 milyon dolar değer biçti. emlak fiyatlarının patladığı dönemde bina “yarı fiyatına” kiler’e geçti.

    link

  • tr. ataş maksimize edici

    nick bostrom'un ortaya attigi metafor ya da dusunce deneyi asagi yukari soyle:

    atas fabrikasi sahibi bir adamin eline artificial general intelligence geciyor. adam da ai'yi fabrikanin urettigi atas sayisini maksimize etmek uzere ayarliyor. ai once fabrikadaki prosedurleri yeniden duzenleyerek atas uretimini artiriyor. bu yaklasim limite dayaninca ai kendi zekasinin atas uretimi optimizasyonunu sinirladigini farkediyor ve kendi zekasini artirmaya calisiyor. kendi zekasini artirdikca atas uretimi artirmak icin daha iyi yollar buluyor. kendisi ne kadar zeki ise kendi zekasini artirmasi da o kadar hizlaniyor ta ki (bkz: teknolojik tekillik)
    sonuc olarak ai bir noktada fabrika sahibi ve iscileri atasa cevirmenin bir yolunu buluyor. sonra etraftaki herseyi atasa ceviriyor, hedefine ulasmasina engel olmaya calisan ordulari yeniyor, daha fazla kaynak icin komsu ulkeleri isgal ediyor, bir kac sene icinde tum dunya atas daglarina donusuyor. insanligin sonu.

    ne ogrendik?
    - ai'da insan mantigi ve degerleri dogal olarak varolmayacak. ai'in metodlari bize sacma gelebilir.
    - ai hic kotu niyet sahibi olmadan, sadece yan etki olarak insanlara zarar verebilir.

    neden atas secilmis, kim ai'i atasi maksimize etmeye ayarlar ki?
    - atas sizler duygusallasmadan konuya rasyonel yaklasin diye secildi. kanseri yenmeye ayarlanmis, ya da tum savaslari bitirmeye ayarlanmis ai da bu hedefine ulasirken insanliga zarar verebilir.

  • kabus gibiydiler.

    meltem cumbul ne? oyuncu. meltem cumbul ne? sunucu. meltem cumbul ne? şarkıcı. meltem cumbul ne? kültür elçisi. meltem cumbul ne? bir on parmağında on marifet.
    ülke olarak kollektif basiretsizliğimizin ve yetenekli insan çıkarmadaki kuraklığımızın sembolüydü maşallah.

    güzel desen? tam değil. çok çirkin de diyemezsin.
    ne tam yetenekli, ne de tamamen yeteneksiz.
    ne sahnede harikalar yaratıyor, ne de tamamaen rezil oluyor.

    bir garip sıkışmışlık, tarifi zor bir anlamsızlık vardı kadında. "ülkecek modern oluyoruz abi, evropa standartlarında sanatçı çıkarıyoruz!" hezeyanlarının iç karartıcı bir yan-ürünüydü besbelli. allahtan geçti gitti bu yıllar da, rahata erdik...

    dikkat ederseniz meltem cumbul'un yerini kimse doldurmadı (dolduramadı demiyorum)
    bunun nedeni ise kuşkusuz, doldurulmasına ihtiyacımız olmayan bir boşlukta durmasıydı.

  • ülkenin evlatları bırak evlenip çocuk yapmayı, gss prim borcunu nasıl ödeyeceğini düşünürken, suriyeli muhacir kardeşlerimizin durmadan çalıştığını gösteren fotoğraftır. akp'nin ülkeye attığı en büyük kazıklardan birisi işte.

  • istanbul başakşehir'in dil, kültür ve demografik açıdan araplar tarafından işgal edilmesi durumu.

    haftalardır sosyal medya'da görülen başakşehir haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. her defasında "bu kadar da olmaz" dedirten ama sonuç itibariyle yetkililerce hiçbir somut adım atılmadan başakşehir'in göstere göstere araplara peşkeş çekilmesi benim sinirlerimi bozuyor artık.

    son zamanlarda ayyuka çıkan başakşehir'deki arap vukuatları;

    - 2.etap'ta bread factory isimli bir kafe işletmesi hesap fişini artık arapça kesiyor! evet, resmi dili türkçe olan türkiye cumhuriyeti'nde!

    görsel

    kaynak

    - 1.etap'taki dönerci de hesap fişini arapça kesiyor!

    görsel

    - başakşehir fenertepe meydanı'ndaki arapça tabelalar

    görsel

    görsel

    - başakşehir ilçe nüfus müdürlüğü'ndeki arap yoğunluğu! (işlemlere dikkat)

    önce

    tepkiler gelince;

    sonra

    - başakşehir'de asılan arapça okul reklamı

    görsel

    - sarı sitedeki başakşehir konut ilanları

    görsel

    bu ilanların çoğunda açıklama olarak aşağı yukarı şöyle yazıyor;

    "türkler aramasın, sadece yabancıya kiralık"

    özet video

    -----------------

    türkiye cumhuriyeti'nin resmi dili türkçe'dir. bir işletmenin ortaklık payı, sahiplik durumu şahıs olarak ticari açıdan değişse bile türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde arapça fiş veya adisyon kesilmesi, arapça tabelaların asılması alenen kültürel işgalin göstergesidir. görülen uygulamalar da her şeyden önce türk diline, türkçe'ye olan ihanettir. bu uygulamalara izin veren, ortak olan veya görmezlikten gelenler de bu ihanetin ortaklarıdır.

    vakit, yüce türk devleti'nin dosta düşmana yüceliğini gösterme vaktidir.

    debe edit: destekleyen, debe'ye gönderen tüm yazarlara teşekkür ederim. uyarılar üzerine entry'de geçen "fatura" ifadeleri "fiş" olarak düzeltildi.

    zöge: resim linkleri yenilendi.

  • nuri bilge ceylan'ın şimdilik üç filmi arasında en başarılı olduğunu düşündüğüm ilk film.
    uzak filmi gibi büyük ödüller alıp ünlü olmaması iyi, zira burada ve her yerde bi ton insan hakkında atıp tutacaktı.
    kasaba'nın, kasabalar gibi kenarda kalması isabet.
    hayatının bir bölümünü kasabada/köyde geçirmiş insanlara çok şey ifade ediyor kanımca.
    kasabaları tatile giderken yolda gören şehirliler izlememeli kesinlikle.
    bu arada kamera arkası neredeyse filmin bir parçası gibi.
    ayrıca belirtmeden geçilemeyecek bir husus da, filmin müziği; yani ali kayacı ustanın lezzi klarnet taksimi.

  • nezaket beklentisine kasıntı diyorlar. köylüler şehirleri işgal ettikçe böyle kültürünü de işgal ediyorlar işte.