hesabın var mı? giriş yap

  • apple’ın bankacılık işlerine de el atmasının sonucu olarak piyasaya sunduğu yeni kredi kartı. goldman sachs ortaklığı ile ortaya çıkan bu bankacılık hizmetinin ciddi manada avantajları var gördüğüm kadarıyla. günlük harcamalarınızın %2’sini apple card hesabınıza iade ediyor ve bu bonus puan olarak değil, bu daily cash ile kredi kartı ekstrenizi bile ödeyebiliyorsunuz. hiçbir hizmet için ekstra masraf ödemiyorsunuz. apple pay hizmetinin olmadığı yerde titanyumdan yapılan fiziki kredi kartını kullanabiliyorsunuz.

    keşke türkiye’ye gelse.

  • göğsümüzü kabartan üniversitedir. öğrencisiyle, hocalarıyla çok yaşasınlar. en son nuri bilge ceylan altın palmiye aldığında yaşadığım bir gururu yaşattılar. birkaç entry yukarıda da bahsettikleri gibi times listesi ve qs listesi üniversitelerin (en azından kuzey amerikadakilerin) kendilerine baz aldığı ve birkaç basamak olsun yükselmek için bir taraflarını yırttıkları ranking listeleridir.

    kıçıkırık bir kuzey amerika üniversitesine hasbelkader yolu düşen bir adam olarak yerinden bildireyim; daha liste açıklanır açıklanmaz, yememiş içmemişler koştur koştur gidip rektörden demeç almışlar, birkaç saat içinde de e-news olarak herkese mail atmışlar: " okulumuz sağlık ve klinik alanlarında iki basamak yükselmiş, genel sıralamada yerimizi koruyoruz.. oley.." şeklinde.

    yani öyle "benim kafam yatmadı yaaaa, odtü şimdi tufts'dan, purdue'den daha mı iyi.." şeklinde mabadından yorum sallamakla olmuyor o işler. listeye girip de üniversitenin hangi parametrelere göre değerlendirildiğine ve odtü'nün hangi parametreye göre nasıl bir performans gösterdiğine bakarsanız, bu güzide okulumuzun nasıl bir başarı ortaya koyduğunu görürsünüz.

    buradan times higher education'ın sıralama yaparken kullandığı metodolojiye bakabilirsiniz: http://www.timeshighereducation.co.uk/…/methodology

    buradan da odtü'nün performansına:
    http://www.timeshighereducation.co.uk/…l-university

    görüldüğü gibi üniversiteyi rakipleri karşısında aşağı çeken iki temel parametre var: international outlook ve research

    bunlardan ilki üniversitenin uluslararası bağlantılarına göre yapılan değerlendirme. yani üniversitedeki uluslararası öğrenci ve akademisyen sayılarının, yerli öğrenci ve akademisyen sayısına oranına göre hesaplanıyor. haliyle bir ortadoğu ülkesinde kurulmuş, ismi de ortadoğu olan bir üniversitenin listedeki rakip üniversiteleri de göz önünde bulundurursak yabancı öğrenciler ve akademisyenler için ilk tercih olmayacağı aşikar.

    research kısmındaki puanlama ise üç temel kıstasa göre yapılıyor. tanınırlılık (reputation), üniversitedeki öğretim üyelerine araştırmaları için sağlanan ödenek ve fonlar, son olarak da üniversitedeki öğretim üyelerinin ortalama yayın sayısı. değerlendirme puanının %30'u da bu kriterler üzerinden hesaplanıyor. evvela türkiyede kurulmuş bir üniversite tanınırlık açısından bir amerikan yahut avrupa üniversitesine göre zaten mücadeleye 1-0 geriden başlıyor. yine başta kuzey amerikan üniversitelerinde olmak üzere batı üniversitelerinde hem devletten hem de özel kaynaklardan sağlanan araştırma fonları bizin gariban odtü'müzün fersah fersah üzerinde. sanırım tayyip'in odtü'ye örtülü ödenekten para aktardığını düşünmüyor hiçbirimiz. son olarak yayın sayısı ise yine kuzey amerika üniversitelerinin olmazsa olmazlarından. yani üniversitedeki hocalardan yayın yapmaları bekleniyor, hatta zorunlu kılınıyor. üniversiteye kabul ettikleri akademisyen eğer yayın üretmede performans gösteremiyorsa aynen şutlanıyor. (bkz: publish or perish) gerçi bizde de 5 yılda 270 makale yazan akademisyenler var ama bu numunelerden odtü'de olmadığını varsayıyoruz. dolayısıyla yök benzer bir yayın yapma zorunluluğu da getirmediği için, yayın ortalamalarının düşük çıkması çok anormal değil.

    kısacası puanlamanın %37.5 luk kısmında çok da elde olmayan sebeplerle yarıştığı üniversiteler karşısında epey düşük performans gösteren odtü, citation yani akademik dünyada yarattığı etkiden 100 üzerinden 92 puan çekmiş, canlar. eldeki imkanlarla daha iyisini yapabilen varsa buyursun çıksın ortaya.

    demem o ki, şu güzel müessese tayyib'in yönettiği ülkeden, ışid çatışmalarının yaşandığı bölgenin sadece 800 km kuzeyinde melih gökçek'in 25 yıldır belediye başkanlığı yaptığı kentten kaldırılıp, aynı hocalar ve öğrencilerle amerika'nın doğu yakasında bir şehre taşınsa bugün o listede çok rahat ilk 20'ye hadi bilemedin 30'a girer.

    ben de bu vesileyle başta odtü olmak üzere o listeye giren boğaziçi, itü, sabancı, bilkent ve koç üniversitesilerinde öğrenci-akademisyen-idareci olarak kim varsa gözlerinden öperim. gururumuzsunuz.

    bir de islamcı bir dangalak vardı geçenlerde, odtü, boğaziçi, bilkent yıkılmalı diyordu. hah işte o dallamalar da biliyor ki bu kurumlar ayakta kaldığı sürece bu ülkeyi teslim alamayacaklar. o sebeple:

    diren odtü
    diren boğaziçi
    diren bilkent

  • hasan: peki merve'nin doğu'yu etkilemiş olma ihtimali var mı?
    hilmicem: (kendinden emin ve duraksamadan) yüzde 85.

    yüzde 85 ne olum? 90 de, 100 de, 50 de. konda sanki herif.

  • toparlanmayı tarif ediyorum
    - sağ elinizin işaret parmağı ve orta parmağı ile "v" yapın
    - bu pozisyonda avuç içinizi kendinize çevirin
    - hiç bozmadan parmak uçlarınız yere bakacak şekilde elinizi bükün

    her şeyi doğru yaptı iseniz eliniz bir kobra gibi yüzünüze dönmüş olmalı
    şimdi püf noktası geliyor
    baş parmağınızı iki parmağın arasından geçirip yumruğunuzu sıkın.

    tebrikler! , berat'ın tarif ettiği toparlanmayı görüyorsunuz.

  • ıki sebepledir. birincisi yer. camasir makinesi zaten cok yer kaplarken bir de kurutma 90m2 evlere sigmaz.

    ıkincisi, kurutma makinesi kumasi cok yipratir. kullanmayanların bilmediği bir gerçek var. sürekli kurutmayla kurutulan kıyafetler pamuklanmaya baslar. ya da kolayca deforme olur. mesela havlular bir süre sonra yırtılır. hele jeanler... incecik olur.

    bu arada öyle şak diye kurutmuyor. nereden baksan, 1,5 saat dönüyor yine o makine. kendi tecrübeme göre çamaşır odasına 1 ufo koymak aynı sürede aynı performansı sağlıyor. üstelik çamaşırlar da yıpranmıyor. üstelik odayı da ısıtıyor.

  • ----s2e9'e spoiler----
    bu adam kesin ingiliz degildir..oyle onlarin krali gibi ordunun arkasinda kafasinda tac beklememis alayiniz ben tek diyip dalmis duvarlara..bu yuzden ya iskoc ya da fikirtepelidir.
    ----s2e9'e spoiler----