• 65 yılı askın bır suredır dunya uzerınde yasamsal faakıyetlerını surduren dısı ınsan.nedendır bılınmez yasını basını almıs bu teyzelerın duyma problemlerı erkek olanlarına gore daha sık meydana gelmekte.poliklinikten edinilen tecrube.
    -gecmıs olsun teyze,neyın var,
    -heee,
    -neyın var ne oldu dıyorum,
    -duymuyorum evladım bıraz bagır,
    -boynunan ne oldu dıyorum sısmıs bıraz(boynun ortasında kocaman bır sıslık mevcut)
    -anlamıyorum kı cocugum(kısık sesle kendı kendıne)
    -teyze,tumor dıyorum ne zamandan berı var(sabrın sonu tonlamayla)
    -ne bılıyım cok oldu,
    -nasıl ne bılıyım yav,
    -heee,
    -hay kulagına kedı ısesın teyze ya,bogazım patladı burda,
    -yok yok kedım yok benım,
  • yaşlı teyzeleri diğer insanlardan ayıran en önemli özellik şudur kanımca;
    ellerinde optik, eczane veya kuyumcu torbası taşırlar. insan merak ediyor haliye ilkbahar-yaz, sonbahar-kış kreasyonlarında neden bu çantaların vazgeçilmez aksesuarları olduğunu.
    şimdi elimizdeki verilerle bu olayı çözmeye çalışalım:
    evet, büyük çoğunluğu gözlük kullanıyor,*
    evet, eczanelerle sıkı ilişkileri var,*
    ama bir dakika.. kuyumcu çantaları da varsa bu bize altın alabildiklerini gösterir. iyi ama tonton teyzelerim, altın alabiliyorsanız çanta da alırsınız değil mi ama? yapmayın etmeyin, geleceğin teyzelerine böyle örnek olmayın.
    ellerinizden öperim.
  • ota boka karisan bir insan formudur bu. kesin biz de boyle olucaz, ona da suphem yok. cunku mutlaka bu teyzeler de gencken bunaliyorlardi yasli teyzelerden. az dozda katlanilabilir oluyorlar ancak bazen insan oyle bir doneme giriyor ki, bir suru yasli teyzenin tacizine maruz kalmissin. 'bebek gormeye' gelen teyzeler oyle cok karisiyorlar ki herseye, inanilacak gibi degil. diyetisyene giden bana baklavalar, helvalar yedirmek mi dersin, 1 senenin ustune yaptigim ilk kahveyi agzima gotururken, 'dur icmeee, sen emziriyosun, kahve icemezsin' diyip elimden alani mi dersin, azicik soguk suyu tam icecekken, 'icme bunu boyleee, ilit biraz, cocuk midesini usutur diyen mi dersin, allahim cildiriciiim. evin icinde kisa kollu giydirdigim, artik essek kadar olmus 3 aylik bebegime hirka giydirmeye calisan tipleri de gordum, azicik ev havalansin diye actigim camlari kapattirani da. yok bebegin puseti yerde durmasinmis, cereyan varmis yerde, yok emzigi bala batirip vereymisim, yok sallasam iyi edermisim, rahat uyurmus. bunlara gore bebegi boyle sarip sarmalayip bu sicakta, agzinda balli recelli emzikle haldir huldur sallayinca, bi taraftan da helvalar lohusa serbetleri icip sistikce iyi anne olunuyor. bazisi da pek kibar, 'herseye karisiyor gibi oluyor kizim ama ..' karisma o zaman teyzecim, tut kendini.
  • kendilerine evvela saygı duyulan insan gurubudur, ta ki huysuz, çirkef, kompleksli kimselere dönüşmedikçe.
  • şehirler arası otobüs yolculuğunda(servis dışında br hışımla kola demek dışında) ağzımı dahi açmamış olan bana aniden dönüp 'oğlum ne konuştun öyle' diye bağıran kişidir efendim. yol boyunca iki saatte bir azar yedim. indiğimde kimsenin onu almadığını görünce çantasına taşımak için baktım ve yine azar yedim.
    (bkz: utanmadan gözümün içine bakıyor)
  • otobüse binerken "bisssssss..." çeken teyzeler.
  • yaşlı teyze olmaz yaşlıysa eger nenee olur
  • sokakta sevmediği bir eylemi gerçekleştiren kişiler gördüğünde onları "hortlayasıca köpekler/ a canından yanmayasıcalar" diye azarlama hakkını kendinde gören kimselerdir. he bu kimselerin pamuk gibi olanları da vardır o ayrı.
  • sanki dünyaya sadece oturmaya gelmişler gibidirler. kenar mahallelerde bu işi uzmanlık düzeyine getirip; ergonomik tabure veya oturaklar yapıp yanlarında taşırlar.
hesabın var mı? giriş yap