hesabın var mı? giriş yap

  • ılginc bir ucus.

    sorular sorular sorular...

    fuel dump opsiyonel bir sistem. o sistem olsa da burada asil karar kaptanin. o ne derse o olur ve olmus zaten. kalkisi muteakiben olay oldugu icin muhtemelen ucagin ana base'i yakinlarinda durmanin mantikli olacagini degerlendirmis ve yakit azaltmaya gitmis. hic bozmayip rotadan devam edebilirdi ama bu defa da yol uzerinde cok alakasiz bir yere inmek zorunda kalabilirdi. simdi size soylemesi kolay geliyor ama daha once hic inmediginiz bir piste inmek sorun yaratabilir.

    simdi musaadenizle buralar gene havacilik uzmanlariyla dolmus ve dolacak ama bu mevzuda 14 yillik tecrubeli biri olarak anlatalim.

    fuel dump cok nadiren kullanilan bir sistem. bu sistem ucagin yakitini guvenli inis agirligina cekmek icin kanat tanklarindan disariya atiyor. guvenli inis agirligi inis takimlarina zarar vermeden inmeye izin verilen maksimum agirlik. eger bir ucak cok agirken inerse en kotu ihtimalle inis takimlari kirilabilir/katlanabilir veya pistte duramaz topraga cikar veya frenler asiri isinir tekerleri yanmaya kadar gider. riskli bir durum. ha burada kaptan risk alip inebilirdi ama gerek yok o riski almaya.

    (#71367994) okyanus otesi ucusla fuel dump'in ne alakasi var? okyanus ortasinda yakit mi bosaltacaksin? arti meraklanmayin okyanus otesi ucanlar deneyimli, saati fazla olan pilotlar. ayrica ucus ekibinden birinin rahatsizlanmasi da aldiklari egitimin bir parcasi. herkes hazirlikli yani herseye.

    (#71368416) daha once hic inilmemis yabanci meydanlara inmek buyuk risktir. o nedenle kaptan burada yola devam etmemistir. ayrica ucakta doktor olmasi o doktorun o ucakta gorulen saglikla ilgili her turlu soruna yetecek anlamina gelmez. neticede o doktor da bir yolcu ve tum yolcularin sorumlulugu once kaptanda daha sonra kabin ekibinde.

    (#71368518) cinayete tesebbus mu!??? abartmayin fuel dump ile ucus emniyeti ve cinayet arasinda nasil bir bag olabilir? su yazilan entry bir daha okunursa mantiksizligi anlasilacak. ayrica okyanus gecisli ucuslara verilen ucaklatin standartlari belli. fuel dump opsiyonel bir sistem ve bir daha yazalim bu sistemin amaci yakit azaltmak. okyanus uzerinde yakit mi azaltacaksiniz ki konuyu cinayete bagladiniz!?

    (#71368668) ucakta yangin cok farkli bir emencisidir ve elbette yakit makit azaltmayip hemen inilip ucagin tahliyesini gerektirir. bu tip cok tehlikeli durumlarda elbette yakit azaltma filan yok en kisa yoldan ineceksin der kitap.

    (#71368672) burada kaptan inisiyatif almis ve inmeye karar vermis. bunun icinde donmus durmus havada. emercensi deklare edilmez bu durumda, emercensi demek ucagin boktan bir durumda oldugunu bildirmektir. burada kaptan divert etmeye karar vermis sadece. ve evet emercensi dediginizde o lafi geri alamiyorsunuz. ha indikten sonra dersiniz ki inerken emercensi durumu ortadan kalkti ama emercensi raporu mutlaka sivil havaciliga cekilir cunku kuleyi oyle bilgilendiriyorsunuz. kule de ona gore davranmak zorunda.(edit-1: deklare edilen emercensi karari iptal edilebilir elbette, burada emercensinin ciddi bir bildirim oldugu icin bir var bir yok denmeyecek ciddi bir sey oldugunu anlatmaya calisiyorum. ıkaz icin @black n white'a tesekkur ederim.)

    (#71368704) ya allah allah herkes bu fuel dump'a takmis. neden eksiklik olsun hocam opsiyonel bu, eger cok gerekli olsaydi opsiyonel degil standart olurdu zaten. 14 senedir havaciliktayim daha havada yakit bosaltan oyle inise gelen ucagim olmadi. cok nadir bu olay, oyle kafana gore actim muslugu bosaltiyorum diyemezsin. karadeniz tarafina cikartirlar genelde o is icin. falan filan... ha bir de pist uzunlugu inis/kalkista cok onemli.

    belki de pilotlar bakti rotalari dahilinde uygun bir pist yoktu o nedenle istanbul uzeri de kalmayi sectiler. neyse yapacak birsey yok olan olmus artik. cok gecmis olsun, en kotu durum boyle olsun...

    edit-2: son karar kaptanin ama occ ile iletisimle divert etme kararinin verilmesinin normal bir prosedur oldugu detayini yazmayi unutmusum. gece gece uykulu yazinca boyle olmus. kusura bakmayin...

  • sabah sabah üzdü ama;

    generalleri falan öldü hâlâ bekliyorlar. tek adam ve diktatörlük ile yönetilen bir ülke gösterin bana savaşa girip kazanmış. işleri güçleri dış politika da "r" yapıp, iç tarafta kazanmış gibi göstermek.

    çünkü ülkenin savaş kaynaklarının çoğu, kendini ayakta tutması gereken medya, mafya ve küçük terör gruplarına hibe edilmiştir ve elde avuçta pek bir şey yoktur. azerbaycan da mavi olanı işte. iç politikada biz gardaşız edebiyatı yapıp çomarların gazını almaya benzemez. elin ermenisi bile gelir tokadı yapıştırır.

    edit: arkadaş şurada özetlemiş olayı #113549095

    edit 2: arkadaşlar dokuz yıldır çaylaklara mesaj alımını kapatmayan ben bugün itibariyle kapattım. iyileri tenzih ederek yazıyorum ama hepsi mi hakaret eder :) biri hakaret etmiş, "bak seni savcılığa veririm uğraşırsın" diyorum, "ver ben zaten avukatım" diyor. ülkenin okumuşu bile bunu yapabiliyor. arabalar hakkında soru soran çaylak kardeşlerimden özür diliyorum.

  • ufak yeğeni omzuma almıştım salonda turluyorduk. bir ara odamda telefonumun çaldığını duydum odaya doğru koşturmaya başladım, tam salondan çıkıcaz küüüüt! diye bir ses geldi. yeğen kapıya yaklaşınca aslında çığlık attı ama ben koşturmaya başlayınca hani hoşuna gidiyor ondan bağırıyor sandım, hiç aklıma gelmedi kapının üstü.

  • ben böyle damsız girilmez muhabbetine maruz kaldığımda genelde mekandan uzaklaşıp bir kaç dakika sonra polisi arayıp içeride uyuşturucu kullanıldığını söylüyorum baskın yapıyorlar mıdır bilemem gidip izlemedim

  • "anamıza bacımıza mı sövüyor allahın fransızı" diyenler için dev kültür hizmeti, buyrun:

    ritz'den bir süit verseniz, istemem!

    chanel'den mücevher, istemem!
    limuzin verseniz, ne yapayım limuzini?
    eleman verseniz, ne yapayım?
    neufchatel'de malikane, bana göre değil!
    eyfel kulesi'ni sunsanız, ne yapayım yahu?

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    iyi davranmandan yoruldum, bana fazla geliyor!
    ellerimle yemek yerim, ve evet ben böyleyim!
    sert konuşurum ve dürüstüm, kusura bakma!
    ikiyüzlülükle işim olmaz, kaçar giderim!
    boş laflardan bıktım!
    seni suçlamıyorum ve ben böyleyiiiiim!!

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    -mot a mot çevirmedim, gelip de kalbimi kırmayın- (burası şarkı sözü değil, çevirenin notu)

  • bir çocuk için yaşanabilecek zor durumlar herhalde babasının işsizliği hastalığı güçsüzlüğü dirayetsizliği falandır. her çocuk babam güçlü demek ister.
    benim babam akıllıdır diyen istisna 1 çocuk bile görmedim. dursun benim çocuğum. çocuğum derken evladım, yani öğrencim. iki aydır uğraşıyorum hepsiyle.. ceplerine para koyuyorum, onların yanında olduğumu hissettiriyorum. bazen kızıyorum… neyse dursun fark edilmesi zor bir çocuk. sorunsuz vasat üstü. haylazlığı yok. çok başarılı ya da başarısız denilebilecek bir yeteneğini henüz görmedim. kısa siyah saçlı, kalın kaşlı kısa boylu durgun bir çocuk. bahçede yanıma geldi. kulaklık vardı kulağımda müzik dinliyordum. söyle oğlum dedim dikilince karşımda. öğretmenim ben fotoğraf paralarını geç getirebilir miyim dedi. tabi dedim. bir sorun mu var söylemek ister misin? dudakları titredi. bana sarılmak istediğini düşündüm iki kolu aynı anda hareket edince ama toplayamadı kendini herhalde. odaya aldım mesafeli durdum bu sefer. anlat oğlum dedim. babam böbrek hastası diyecekken gözyaşını gördüm. saklıyordu kendince. dizlerimin üzerine çöktüm üzerime atladı. sarıldı beklemediğim kadar sıkı. beklemiyordum çünkü dursunu tanımıyordum. kimse hiçbir şey anlatmamıştı hakkında. şaşırdım cidden. eğitimsizim bu durumlarda doğrusu nedir bilmiyorum. ama izin verdim bir müddet sarılmasına. belli ki epeydir yapmak istediği bir şeydi bu. ayağa kalktım elimle gözyaşını sildim. ve tüm içtenliğimle kendi çocukluğumu anlattım. ben onun gibi cesur davranıp bir öğretmenime sarılmamıştım. para verdim kola aldı içtik beraber. 1 kolayı 2 kişi içtik. sonra babası aradı akşam. ağlamaklıydı ses tonu. izin vermedim ağlamasına. iyi bir baba olmak için çaba sarfettiğini oğluna bakıp anladığımı söyledim. teşekkür etti ama teşekkürün anlatmak istediği şeye yetmeyeceğini düşünüyordu. yeteceğini hissettirdim. çocuğu halk oyunlarına, oradan dersaneye, oradan da basketbol için bir kulüp çalışmasına kaydıracağımı söyledim. bursu o söylemeden ben söyledim. ve ekledim.

    - teşekkür etmek zorunda bile değilsiniz. ben devletim ve bu söylediklerimi 5 kuruş talep etmeden çok daha önce yapmam gerekirdi. eşşek gibi yapıyorum ve zorundayım.

    – hocam estağfurullah

    - yok estağfurullah. allah pişman olmayanı affetmez. geciktiğim için özür dilerim dedim.

    sussun diye söylemiştim zaten böyle. sustu. başka bir arzunuz olursa çekinmeyin dedim kapattım.

    keşke dursunu tanısaydınız. ertesi gün ses tonunun, yürüyüşünün nasıl değiştiğini bir görseydiniz.

    dünyayı değiştirmek bir çocuğa tebessüm ettirmek kadar kolay.

  • mesela bu dangalak kadının bilmediği şeyler var, 18 yaşındaki oğlunu bir yerde garson olarak çalıştırmak yerine acaba doğum gününde hangi arabayı alsam da üniversiteye öyle göndersem diye de düşünebilirdi ama düşünemiyor.

    öz oğlunu tehdit ediyor, kendini yaktın diyor, bunlara fakirlik falan müstehak ya, gerçekten umrumda değil, şu kadın daha da beter olsun diye oyumu akp'ye bile verebilirim yani.

  • elinizi pantolonunuzdan içeri daldırıyortunuz. takın fazla daldırmayın, tadece birazcık daldırın. eliniz ıtlak olmatın. biliyortunuz ki tu en büyük dütmanınızdır. yavat yavat indirin elinizi, bir tertlik hittedecektiniz, itte o tiktir. tutun tutun, korkmayın. itte tiki tuttunuz.