ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
robert lewandowski
-
biraz önce wolfsburg'a 1 dk içinde 2 gol atarak gerçek bir forvet nasıl olur göstermiştir.
edit : 4 dk içinde hat-trick yaptı
edit 2 : 7 dk içinde 4. golünü de attı, insan gibi oynamıyor adam.
yeter la amk editi : 9 dk içinde 5. golünü de attı.
1 aralık 2015 istanbul'da duyulan patlama
-
sozlukte ne kadar boktan insanlarin oldugunu gosteren patlamadir. istanbul'da tanidigi ailesi olup sehir disinda yasayan bir suru adam var. panikle basliga bakiyosun nerde olmus ne olmus diye, yok efendim surdan duymus, buradan duymamis, bize ne... gelip espri kasiyor bir de yok izmir'den duyulmamis da bilmemne.
butun ulke diken ustunde, daha bir ay olmadi ankara'da 100 kisi oldu, adam gelip burda futursuzca espri yapabiliyor ya, insanliginiza tukureyim.
edit: patlamayla ilgili bilgiler bu entri'de yeterince mevcut (bkz: #56642929)
cesare borgia
-
papa vı. alessandro'nun 1476-1507 yılları arasında yaşamış oğlu. babası sayesinde önce valencia başpiskoposu, bir yıl sonra da kardinal olmuştur. machiavelli'ye il principe(prens) eserini yazarken ilham kaynaklığı edecek kadar sert karakterli ve zalim bir asilzadeydi. ayrıca zehir uzmanıydı. kızkardeşi lucrezia borgia'nın kocası da dahil olmak üzere pek çok prensin ve kardinalin ölümünden sorumlu tutulmuştur. hatta bir rivayete göre yemeğe davet ettiği bir misafiri zehirlemek isterken kendisi zehirlenmiş ve ölümden dönmüştür.
americano ile filtre kahveyi ayırt edemeyen insan
-
her ikisinin de hazırlanması teknik olarak perkülasyon denen yöntemle olur. bu yöntemde su yer çekiminin etkisiyle öğütülmüş kahve yatağından geçer ve aşağıdaki bir fincan ya da hazneye akar.
filtre ve americano farkını anlamak için filtre ve espresso farkına bakmak gerek. yöntem ne olursa olsun kahveyi çözmemiz (extraction) gerek. yani kahve içerisindeki bazı çözülebilir maddeleri alıp fincana geçirmeliyiz. espressoda çözünmenin ana iticisi basınçtır. evet, espresso makinelerinde su 9-15 arası değişebilen (bazen 6'ya bile inilir) basınçla öğütülmüş, bastırılmış ve düzleştirilmiş kahve yatağına hücum eder ve kahve (shot) saniyeler içerisinde hazır hale gelir. espressoda su-kahve temas süresi kısadır ve bu basınçla zaten telafi edilmiştir. aynı şekilde kahve su oranı filtre kahvelerde 1/16 civarlarındayken espressoda genelde 1/2'dir. yani az basınç az su kullanılmasını da telafi eder. bu basınçlara elle ulaşılmaz, makine gerekir. bir diğer fark: filtre kahve kalın, espresso ince öğütülür. filtre kahvede suyla temas çözünme aşamasında daha uzun olduğundan çok ince öğütürseniz akış tıkanır ve kahve fazla çözülür. espressoda ise kısa bir sürede max verimi almamız gerektiği ve kanallanmadan kaçındığımız için (genelde beceremeyiz) türk kahvesinden bi tık kalın öğütüm kullanılır. bunun ayarını çok hassas yapmak gerek tabii ama uzun mevzu.
her neyse; bu basınçla hazırladığımız fincan (espresso) damakta yoğun bir şekilde hissedilir. bunu suyla seyreltip tükettiğinizde adına americano diyoruz artık. italya'daki abd askerleri evdeki gibi kahve içmek istiyorlardı ama italya'daki yegane kahve kültürü espressoya dayanıyordu. espressoyu seyreltmek ve daha uzun uzun içmek onlar için pratik bir çözüm oldu. americano sevenler kızacak ama kişisel görüşüm filtre kahveye erişimin olduğu yerlerde americano tercih etmenin gereksiz olduğu yönünde. kahvedeki zarif, floral aromalar (nitelikli) filtre kahvede daha belirgin olma potansiyelindeler. americano'da ise genellikle daha baskın bir gövde ve bitter tadlar ön planda oluyor. şunu da unutmamalı: söz konusu kahve olduğunda istisnalar her zaman var.
ayrıca eğer americano suyun üstüne espresso çekilerek hazırlanıyorsa üstteki krema tabakasından iki içeceği görsel olarak da ayırtedebilirsiniz. tad farkı çok bariz diyenlere aldanmamak gerek. size öyle bir americano hazırlarım ki böyle bir filtre kahve içmedim de diyebilirsiniz. tabii ki kör tadımda.
nitelikli kahve ilmine veya ev demleyiciliğine meraklı arkadaşlar bu kanaldan faydalanabilir.
ekşi sözlük norveç klonundan başlıklar
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
2018 ağustos bir pazar sabaha karşı gülbağ'dan motosikletimi çaldılar. 155 arandı. ekip gönderemeyeceklerini benim bağlı bulunduğum karakola başvurmam gerektiği söylendi. motosikletimi çalmışlar, psikolojim yerlerde, midem yanıyor. taksiye atlayıp soluğu karakolda alıyorum. meramımı anlatınca komiser yardımcısının odasına alıyorlar.
k: arkadaşlar dedi, motorunu çalmışlar.
d: evet komiserim, kapımın önünden çaldılar bla bla.
k: ben şimdi polis gönderemem, operasyon yaptık. senin ifadeni alsınlar, yazı verecekler onunla git çevreden kamera görüntülerini topla gel.
d: ben mi toplayayım komiserim?
k: sen topla, zaten polisimiz yok. çalınan motorlarla bulunmuyor. (gülerek) soğuk su ikram edin arkadaşa...
soğuk suyumu içtim ben. gözümden yaş aktı sinirden. 1 sene istanbul kazan ben kepçe aradım motosikletimi. bulamadım.
emeğimle aldım lan o motoru ben. yemedim para biriktirdim. aylarca borç ödedim.
yaşattığınız çaresizliği yaşayın sayın yetkili abiler.
sizin de emeğiniz çat diye elinizden alınsın. soğuk su ikram edenleriniz çok olsun.
istiklal marşı ırkçı bir dayatmadır
yaran facebook durum güncellemeleri
-
-benim tanıdığım r.t. erdoğan gücü paylaşmamak için emine hanımı boşar first lady ünvanını da kendine alır.
ağlayan erkek
-
asla ağlatan erkek kadar kıymeti bilinmeyecektir
ruhsar'dan akılda kalanlar
facebook'ta yaşayan acıların kadınları
-
biri bugün şöyle bir şey yazmış paylaştığı yazıya "can yücel yine döktürmüs" . şimdi kendisine can yücel in öldügünü söylesem, çektiği acılara yenisini eklemenin vebalini alacağımdan direkt listemden çıkardım. sanırım buna dayanabilir. çünkü o güçlü bi kadın ve bir lafa bakar laf mı diye....
norveç'te asgari ücretin 34 bin tl olması
-
adam norveçteki asgari ücreti hesaplarken bile günde 10 saat ayda 26 gün çalışmayı hesaplıyor. ben böyle köleliği kabullenmiş bir insan psikolojisi görmedim hayatımda.
kızına küfreden erkek öğrenciye yumruk atan baba
-
dayak geri gelmelidir. burası ortadoğu amk. ne psikolojisi bozuluru. zaten bozuk.