hesabın var mı? giriş yap

  • yaklaşıkbir ay sonra içimde değil kucağımda olacaksın küçük hanım.

    ek: güzel dilekler geliyor, güzel yeşil mesajınız var ışığını gördükçe mutlu oluyorum. teşekkür ederim herkese.

    ek 2: kızım bugün (21 ağustos) bir aylık oldu. arada merak edip mesaj atan güzel insanlar oluyor, burada dursun bilgisi :)

    ek 3: minik cadı artık bir yaşında. yaramaz, cazgır ve inatçı...

    ek 4: yaa 2 yaşını geçti editi yapmamışım. gerçek insan gibi oluyor git gide. konuşmaya başladı ki sormayın...

    ek 5: minik böcek 3,5 yaşında. kreşe gitmek suretiyle hafta aşırı hastalanıyor. imkanı olan anne 3 yaşına kadar kendisi yanında olmalı bebeğinin ve sonra da okula gönderip bozmamalı mis gibi hayal gücünü, insanlığını, mutluluğunu.

    ek 6: merak edip soranlar var, öpücükler sevgiler yollayanlar var. mutlu ediyor insanı.
    uzun zaman oldu, 5,5 yaşına geldi. çok ilginç bir şey insanın çocuğunun olması ve onun büyümesi. çünkü eski fotoğraf ve videolara bakınca şaşırıyor insan o kadar küçük olmuş olmasına :) hep en son olduğu hali en küçükmüş gibi geliyor ondan demek ki çocuklar anne babaların gözünde büyümez diyorlar.
    mavi hanım çok şeker bir cin cüce şu anda, konuşması hareketleri yürüyüşü bile mucize gibi. arada tutup ısırmak istiyorum ama o istemiyor maalesef :)) isteyen herkesin çocuğu olur umarım.

    ek 7: geldik ilkokul çağına. 1. sınıfa başladı bu sene. başta hiç sevmedi :( etkinlik yokmuş, "hep ders hep ders"miş.
    ama şimdi tüm okulu güzelleştiren bir mert'i oldu :))) ilk hayal kırıklığını yaşayana kadar mutlu gidecek okula en azından.

    ek 8: 2. sınıf oldu :) valla doğan büyüyor, eşeği bağlasan büyüyor... okullar çocukları kendi çerçevelerinde baltalıyor. eğitim insanı ezen bir şey.

    ek 9: iki gün önce doğum gününü kutladık mavi'nin. 8 yaşı bitti. harry potter temalı doğum günü istedi şapşik. peron 9 3/4 tabelası yaptık, draco malfoy kafası şeklinde pinyata yaptık, cüppesi asası kravatı falan... büyüdükçe güzelleşiyor çocuk sahibi olmak.
    ama yine de aklı olan çocuk yapmaz, onu diyim ben yani :)

  • yumurtasından çıkan deniz kaplumbağaları, yuvalarından çıkarlar ve beslenip büyüyecekleri açık denizlere yüzerler. yıllar geçip de kaplumbağa gelişirken binlerce kilometre yüzdükten çiftleşmek ve kendi yumurtalarını bırakmak için doğdukları sahillere geri dönerler.

    bu, yavrulara en yüksek hayatta kalma şansını sunmak için evrimleşmiş inanılmaz bir seyir çabasıdır. eğer bir kaplumbağa bir kumsalda başarılı bir şekilde kabuğundan çıkmış, kendisini avlamak isteyen yırtıcılara rağmen denize ulaşmışsa bu alanın geri döndüğünde kendi yavruları için de güvenli bir yuvalama alanı olma şansı yüksektir. (tabii günümüzde maalesef insan etkisi bunu olumsuz etkilemektedir.)

    kaplumbağalar doğdukları sahillere dönmek için bir dizi duyuya başvururlar. açık denizde yüzen kaplumbağaların güneş'in konumunu kullanarak yön bulabildiklerine dair kanıtlar mevcuttur. yine kokular da kaplumbağaların yön tayininde önemlidir. akvaryum testlerinde yavru deniz kaplumbağaların ortama verilen çamur kokusuna kafalarını sudan çıkararak yüzerek tepki verdikleri ancak diğer kokuları göz ardı ettikleri görüldü. bu da karaya özgü olan kokuları tanıyabildiklerinin düşünülmesine yol açtı.

    deniz kaplumbağalarının en önemli ve en gizemli yön bulma duyusu ise manyetik algılama duyuları yani dünyanın manyetik alanını algılama yetenekleridir. bunu nasıl yapabildikleri ise tam olarak bilinmemekle beraber, yavru kaplumbağaların denize yaptıkları ilk yolculukta dahi bu yeteneklerini kullandıkları bilinmektedir. doğdukları yerin manyetik imzasını öğrenerek yumurtalarını bırakmak için buraya geri dönebilmektelerdir.

    hint okyanusu'nda gps etiketleri ile izlenen yeşil deniz kaplumbağalarının son zamanlarda oldukça kaba bir manyetik haritayı takip ettikleri, hedef alanlarını yüzlerce kilometre aştıkları ancak bir şekilde rotalarını düzelterek, belki de başka duyularını kullanarak hedeflerini önünde sonunda buldukları gözlemlenmiştir.

    kaynak: science focus

  • karayollarına ait olmayan bir aracın, kuralları bilmeden yaptığı hareket sonucu oluşan kaza. gündelik hayatında otomobil veya motosiklet kullanan bir insan bu şekilde kontrolsüzce asla yola çıkmaz. buna benzer potansiyel kaza durumunu defalarca yaşadım ve dikkatli olarak, yol vererek kurtardım. ancak genelde 15-16 yaşındaki bu scooter sürücüleri durumun vahametinin asla farkında değiller.

    scooter kullanımı için de bir tür temel eğitim hatta a sınıflarından bir ehliyet zorunluluğu getirilmeli. böylece en azından temel kuralları öğrenmiş ve bazı refleksleri geliştirmiş olarak sokağa çıkarlar.

  • türkiye'de adı yalakalıkla lekelenmemiş, çizgisini bozmamış, kalitesini düşürmemiş, adını sansasyonel işlerle kirletmemiş, magazinsel olaylarda olmamış, yüzünü eskitmemiş, o eski saygısını, nahifliğini, adamlığını korumuş, eskilerin tabiriyle 6 okka megastardır.

    bu özellikleriyle hiç 'ama'sız sevdiğim nadir insanlardan biri.

  • yahu tam aylık olmuş 185, öğrenci aylık olmuş 80 daha nasıl zarar ediyorsun ? her metrobüs full, her metro full, her marmaray full. bu paralarla nasıl zarar edildiğini biri açıklayabilir mi ?

  • cenazesine hangi ülkelerden hangi düzeyde katılımın olduğuna bakınca somut olarak görülen durumdur.

    ziyaret ettiği ülkelerde 'burada istenmiyorsunuz' diye gazete manşetlerine çıkan, bütün otellerin 'yerimiz yok' diyerek rezervasyon yapmayı reddettiği, diplomatik rezalet çıkmasın diye evsahibi hükümet ricasıyla zar zor bir otelde yer ayarlanabilen birinin arkasından 'belki çaldığı kemiklerden bize de atar' diye koşuşturan zavallıların anlayamayacağı bir mertebedir.