hesabın var mı? giriş yap

  • ailesinin öğrettiğini yapan çocuk denmiş. evet tabii ki ailesinin öğrettiğini yapıyor ama dikkat edin etrafta kimse yok. onay verecek ya da takdir edecek bir aile üyesi veya büyük insan yok. kimsenin görmediği yerde yapıyor. bunu bilinçsizce birileri görsün diye değil gerçekten benimsediği için yapıyor. o aileye de o çocuğa da kurban olurum. inşallah benim çocuğum da böyle olur. memleket bok gibi oldu, insanlar bok gibi oldu ama o bayrak ve o bayrağa rengini verenler her zaman bizim için kutsal olacak.

  • ön bilgi: 22 yaşındaki kisaltma kablosu, 51 yaşında, yılların tecrübesi, baba kisaltma kablosu'nun yaşıyla dalga geçerek aşık atmaya çalışır.

    (kablo ps3'ün başında hunharca top spin 4 oynamaktadır.)

    baba - ne oynuyorsun lan yine?
    ben - tenis baba.
    baba - ver bakayım ben de oynıycam.
    ben - dur baba çok kritik.
    baba - olm ver bi deniycem, heves ettik.
    ben - ya baba ne ps3'ü geldin 51 yaşına, emekli oldun, play station'a saracağına, hıyar yetiştirsene.
    baba - 22 senedir yapıyorum o işi ben.
    ben - saygılar...

    beni pek yarmadı ama, sizi yarar diye düşünüyorum.

  • gerçekten rahatsız olduğunu düşündüğüm bir devrem vardı. 2 saat nöbeti içinden saniye saniye sayarak geçirirdi. arada "doğsan seğiz, doğsan doğuz" deyip kafasını karıştırırdım "iyi lan sıkılmıştım ben de" deyip sıfırdan saymaya başlardı tekrar. askerlik hakikaten çok farklı bir kafa.

  • televizyonda evlilik programı var. ben de babama takılıyorum:
    + babaa varya sen gitsen şu programa bi sürü talibin gelir.

    babam da gaza geliyor:
    - 47 yaşındayım, emekliyim. evine ailesine bağlı bir insanım. kumral, yeşil gözlüyüm...

    annem diğer odadan "noluyor orada" diye bağırmaya başlayınca babamın taliplerine seslenme şekli biraz daha değiştiriyor:
    - evliyim, dünyalar güzeli bir eşim var. taliplerimi bekleyemiyorum :(

    adamın yüzü bildiğin üzgün smiley oldu. yirim.

  • söylendiğine göre seçim zamanı herhangi bir işe alım ilanı verilmeden alınan fazlalık personelin işten cikarilmasidir.

    bülent turan, işçilerin bu cumaya kadar beklense 6 ayları dolacağı için tazminat alacaklardı ondan şu anda işten çıkarıldı demiş..

    https://odatv.com/…19_08/2019_08_30/fwedcwedwed.jpg

    edit: murat ongun aciklama yapmış..
    "ibb’deki iş akdi fesihleri ile ilgili bir kısım medyada kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yer almaktadır. kurumumuzdan 1244 kişinin ilişiği kesilmiş olup, bu kişiler 2 seçim arası ya da seçimden hemen önce yapılan alımlardır."

    "2500 civarı yapılan toplam alımdan, şehit ve gazi yakınları, engelli çalışanlar, vefat eden personelimiz yerine alınan 1. derece yakınları, devam eden projelerde görevi olan çalışanlarımız işlerine devam etmektedir. kamuoyuna saygı ile duyurulur"

    https://twitter.com/…tatus/1167365390005100544?s=19

  • yaklasin size crocs terlikler hakkinda biraz teknik bilgiler vereyim. bu terliklerin malzemesi kendilerinin croslite adini verdigi aslinda teknik olarak (bkz: eva) olan ethylene-vinyl acetat denen bir kapali hucre, termoset, kopuk malzemedir. bakmayin burda afili afili teknik terimler kullandigima. kendim 20 yillik yuksek malzeme muhendisiyim. uzmanlik alanim ise polimer ve kompozitlerdir. o nedenle biraz afilli yaziyorum. ama bu malzeme ozunde kopuk bir polymer'dir. peki nedir bu malzemenin en buyuk ozelligi? esnek, hafif, gorece dayanikli ve ucuz olmasidir. ornegin oyuncaklarda, bebek arabalarinin tekerleklerinde (ucuz olanlarda), bisiklet selelerinde, kasklarda, spor malzemelerinde destek amacli kullanilan malzemedir. en buyuk mekanik ozelligi ise sok absorbe edebilmesidir. neyse sadede gelelim. dedik ya bu malzemenin en buyuk ozelligi ucuz ve hafif olmasi diye. crocs denen bu amerikali firma bu terlikleri cin'de kalipcilarda (bakin bunlar ayakkabici degil. kalipcidir) cok cok dusuk maliyetlere, hatta inanamayacaginiz kadar dusuk maliyetlere urettirir. cin piyasasini cok iyi bilen ve malzeme maliyetini de cok cok iyi bilen biri olarak, bir cift crocs terligin uretim maliyeti en fazla 1 usd oldugunu tahmin ediyorum. ancak buna paketleme ve nakliye dahil degildir. hadi en fazla vergilerle beraber bir cift crocs'un kabaca 3 usd'a mal oldugun goz onune alirsaniz, sirketin cok ciddi kar marjlariyle calisip yatirimcilarina ciddi paralar kazandirdigini tahmin etmek pek de zor olmaz. eee size de bir tuketici olarak dunyanin en cirkin palyaco terligini gururla giymek duser. merak etmeyin palyaco gibi gezen dunya'da sadece siz degilsiniz. sizler gibi marka bagimlisi milyonlarcasi var bu dunya'da. crocs'un gecen sene 1,3 milyar dolar ciro yaptigini da buraya yazalim.

    kucuk bir tavsiye. illa ki palyaco gibi gezmeyi seviyorsunuz. gidin bim, migros gibi yerlerden, ya da pazardan sahtesini alin. muhtemelen 10'da 1'i fiyatina mal olur ve emin olun performans olarak bir gram eksikleri yoktur. onlarda hafiftir, onlarda sizi palyaco gibi gosterir.

  • ''kütüphane gittiğim en kasvetli yerdi. bir süre sonra okuyacak kitap bulamaz olmuştum. kalın bir kitap çekip güzel bir kız bulana dek dolanırdım. her zaman bir-iki tane güzel kız bulunurdu. üç-dört iskemle öteye oturup bana asılacağını umardım. çirkin olduğumu biliyorum ama yeterince entelektüel görünmeyi başarırsam bir şansım olacağını düşünürdüm.
    bir kez bile işe yaramadı...''
    -charles bukowski

    başka söze ne hacet!

    edit: bahsettiğim yazı, ekmek arası kitabında geçiyor.