ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kaybedenler kulübü
-
-sen hiç çin seddi'ni gördün mü?
-evet iki kez uçakla geçtim,bir kere de yürüdüm üstünde.
-ben bir kez uydu fotoğrafına baktım, hiç üstünden geçmedim.
-olsun, sen de güzel insansın..
tekrar başlaması istenen diziler
-
(bkz: behzat ç.)
sagopa'nın dini inancım yok açıklaması
-
kolera nasıl nafaka taktıysa adamı dinden imandan çıkarmış.
5 yıldızlı otellerde ucuza kalmanın yolu
-
keşke 1500-2000 lira verseydim de okumasaydım amk, okurken resepsiyonistin baskılarından gerim gerim gerildim:(
debe editi: (bkz: minik eymen celep'e yardım ediyoruz kampanyası) hadi pamuk eller klavyeye..
hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
-
''hayatta daima gerçekleri savun. takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.”
che guevara
her olayda mizahını da gösteren halk
-
" adam bize marjinal derken cok hakli lan, gecenin 3'unde gozumuzde deniz gozlukleriyle sokaklarda kosuyoruz :))"
iphone pil sağlığı
-
yok çok şarj etme şurada durdur yok şarjını çok tüketme şurada prize tak yok telefonu dikkatli kullan ısındırma cart curt... ebesinin nikahı.
50 bin lira verdiğiniz bir cihazın kölesi olmayın. vurun semeri çalışsın eşek. en kötü 2 - 3 yıl sonra cihazın değerinin %10'una tekabül eden bir maliyetle bataryayı orijinaliyle değiştirirsiniz geçer gider. bu neyin tantanası?
üniversitedeki bölümlerin tek cümlelik özeti
-
kimya mühendisliği: şimdi parfüm yapabiliyon mu sen? (yeminle daha bugün taksici sordu?
hasta oğlu acı çekmesin diye öldüren baba
-
bir anne-baba, çocuğunu 'acı çekmesin diye' öldürebilecek duruma gelmişse, bilin ki oğlunu kızını o kadar çok seviyor ki, artık acı çekmesine gönlü razı olamıyor demektir.
yaşlı anam, kalp krizi geçirip ameliyat oldu ve yoğun bakımda uzun süre yattı. artık kapalı yerde kalmak nasıl bir acı verdiyse, yanına her girişimde, "oğlum beni bi 5 dakika dışarı çıkar etrafı göreyim, ne olur!" diye yalvarır oldu. doktorlara söyledim, 'olmaz' dediler, 'yapamayız, ölürse sorumluluk bizde olur', dediler. ben de mecburen boyun eğdim. annem, 1 hafta sonra öldü.
şimdi düşünüyorum da, keşke son kez çıkartabilseydim, şöyle doya doya gökyüzünü seyrettirebilseydim, o gün de ölseydi. işte çaresizlik.
'o duruma düşmeden anlaşılamayacak bir olay' kanımca.
debe editi: ilk debe'mi, canım anneme armağan ediyorum. huzur içinde uyusun.
düzgün erkeklerin hepsinin kapılmış olması
-
yok öyle bir şey.
şu dünyadaki en düzgün, en sevgi dolu, en yakışıklı adamlardan biriyle evliyim. zaman zaman şöyle bir aynada kendime bakıp, la bu adam neden evlendi ki benle diye sorguladığım doğrudur. kendisi arkadaş çevresinde ve benim arkadaş çevremde o kadar beğenilir ve övülür ki, bazen arkadaşlarıyla tanışmaktan bile çekindiğim olmuştur, çünkü bizim insanımızda hep bir kıyas alışkanlığı vardır ne yazık ki ve bunu da iyi niyetle yapmaz. bu adamın beni neden tercih etmiş olabileceğine dair yapılabilecek/ yapılan konuşmaları az çok tahmin edebiliyorum aslında.
ben bu adamı "kapmak" için hiçbir şey yapmadım. birlikte olmaya başladığımızda üniversitedeydim daha, üstelik farklı şehirlerdeydik. herkes üniversitedesin, hayatını yaşa, daha karşına kimler çıkacak, böyle ilişki mi olur deyip durdu. genellikle ayda bir hafta sonu, arada sırada çok daha uzun sürelerle görüşmemize rağmen, birbirimize olan aşktan hiçbir şey kaybetmediğimizi fark edince, okul biter bitmez evlendik. etrafımdaki herkes hala, ama onun mesleği gereği hep uzakta olması gerekecek, hep yalnız kalacaksın, böyle ilişki mi yürür demesine rağmen.
şimdi yıllardır beynimi bıdı bıdı yiyenlere bakıyorum da "amaaan şekerim etrafta düzgün erkek mi kalmış sanki" diye ağlaşıyorlar. küçümsediğimden değil, ama kardeşim sen o düzgün erkeklerin hepsini "daha gencim, daha karşıma neler çıkar" diye diye elemedin mi? şimdi, ama düzgün erkeklerin heppppsi kapılmış yeaa :( adamlar kapılmamış yahu, siz kaptırmışsınız!
san sebastian cheesecake
-
dini bir şey gibi geliyor hep bu bana.
böyle vatikan’da kardinaller toplanmış, birbirlerinin ağzına çatalla uzatıyorlar, ilahi söylüyorlarmış falan gibi.