hesabın var mı? giriş yap

  • son birkaç gündür programı izlemeye başlayan annemin yarışmalarda varlığıyla yokluğu bir olan taner'i ilk defa bugün fark etmesiyle "bu çocuk kim adanın yerlilerinden mi?" diye sorarak bombayı patlattığı yarışma.

  • (bkz: neco)

    yillar yillar once*, sinif arkadasim necmettin'i telefona neco diye kaydetmistim. gel zaman git zaman, neco ile muhabbetim kesildi ama numarayi silmedim hic, hep telefonda durdu.

    ıki yil once whatsapp yukledigimde neco ismine karsilik turbanli bir kiz geldigini gordum, herhalde kiz kardesidir dedim kurcalamadim fazla. fakat zaman gectikce o resimler degisti, ama hep ayni kiz resimlerde olmaya devam etti. resimlerde evlendi, cocuk sahibi bile oldu, ama hala neco olarak kayitli olmaya devam etti.

    sonradan anladim ki bizim neco numarayi kullanmayi birakinca bu gsm firmalari numarayi baskasina vermis, sonuc olarak bizim neco olmus sana necmiye.

    hala neco diye kayitli duruyor kizin numarasi, yakinda ikinci cocugu gelecek resimlerden anladigim kadariyla, merakla bekliyoruz*

  • ilk duyduğumda "oha", kendime geldiğimde "yuh be" dediğim manyak atraksiyon, hi-tech sosyal çılgınlık. efendim bu* gps cihazları kullanılarak oynanan 21. yüzyılın define avı oyunmuş. nasıl oluyor* derseniz, birileri * bir yere bir geocache* bırakıyor ve o noktanın koordinatlarını* internette geocachecıların takıldığı mesaj gruplarında ilan ediyor (ayrıca sırf bu iş için yazılmış yazılımlar var sizin bölgenize bir geocache bırakıldığında otomatik olarak uyarıyor sizi) , siz de bu sandığı gidip buluyorsunuz*. sandığın içinde her şey olabilir, siz de içine birşey koymak şartıyla içindeki şeyi alabilirsiniz. ayrıca her sandıkta mutlaka bir not defteri bulunduruluyor, siz bu defteri "şu gün şu saat geldim, defineyi buldum, bıraktığınız bjork kasedini aldım yerine biraz sekerleme bir de kola kapaa bıraktım, yalarım" tarzı dolduruyorsunuz. 70 lerdeki citizen band çılgınlığına benzer bişey. her türlü sosyal paylaşıma açık, macera ve gezi olayını sevenlere yönelik hoş bir olay.

    ben tam anlatamadım en iyisi siz gidin bi bakın:
    http://www.geocaching.com/
    http://en.wikipedia.org/wiki/geocaching

  • sermayesiz bir iş için çok temiz para. toprak olup çürüyecek bir vücudu hala diriyken paraya çevirmek lazım. tebrik ediyorum bu içerik üreticisi hanımefendiyi.

  • işçiler sendika değiştirdi diye işten at, bebek mamasına çaktırmadan gdo'lu tahıl kat, farkedilince de "biz zaten toplattık o iki parti malı" diye kırk takla at! sonra da "mutlu et, mutlu ol" diye kampanya yap, oldu aq.

    şu mutluluk işini bu kadar saplantı haline getirdiniz ya, olacaklardan korkuyorum: (bkz: ülker bebek mamasında kokain çıkması)

  • burhan ve ifot'un ellerinde kahve paso dedikodu yapmaları.

    "hava attığı yazlık var ya, kimin çıktı biliyo musun ? eltisinin ! yahu benim zümrem belli. ben sizinle görüşürüm kubilay peynircioğlu'yla, selin yerebakan'la görüşürüm. benim zümrem belli. aklı sıra beni ezecek."

    insanların komplekslerini aşkın bir mizahla anlatan, bu kadar hayatın içinden diyalogları olan, nefes alan karakterleri olan bir diziydi. gülse birsel buralardan yalan dünya düzeyine nasıl düştü anlamak güç vallahi.

  • .........
    sütlemako verdana
    1 gigabayt meydana
    gel de uyma şeytana
    bak bak bak bak duğrağmağdım

    10.000 dinleyişim ve sözlerinin bu şekilde olduğunu iddia edebilirim.

  • akan trafikte araç kullanırken, yola bakmak yerine yaren hanımın dişlerine bakan bir adet trafik magandası içeren reklamdır.

  • her cuma ibretle seyrettiğim insan topluluğudur. cumaya gitmesem "içerde ne yaptılar da bunlara böyle birbirlerini ezercesine dışarı kaçıyorlar" diyeceğim. ama içerde bir şey yaptıkları yok, biliyorum. adamın biri hutbeye çıkıyor, önce sadece ben ve benim gibi arapça bilenlerin anladığı bir metin okuyor. sonra da birileri tarafından (diyanet oluyor bu birileri) eline tutuşturulan kupkuru bir metni okuyor. iki rekat da namaz kılınıyor hepsi bu. peki bu adamlar neden imam selam verir vermez yardım kuyruğunda birbirini ezenler gibi davranıyor? bizim milleti bilmeyen birisi olsa "adamlar bir saniyeyi boşa harcamamak için işlerine koşuyor" diyecek ama değil. nedir bu acele arkadaş, nereye yetişeceksin? o namaz hep birlikte senkronize olarak eğilip kalkabiliyor musunuz bakalım diye farz kılınmadı ki. cuma demek toplanma günü demek, bir araya gelip birbirinizin halinden haberdar olun diye farz kılındı o namaz. salat demek dayanışma demek.

    bir cuma günü camiden çıkan müslümanlara bakın ne durumda olduklarını anlarsınız, başka bir şeye ihtiyaç yok. cumadan çıkınca yedikleri naneleri saymıyorum daha.

    yıllar sonra editi: akp kongresi gibi hutbeleri sebebiyle cuma namazlarını çoktan bıraktım. 3 yıldır gitmiyorum.

    son edit: agnostisizm durağında biraz oyalanıp hayatın anlamını arıyorum. dinin kültürü, psikolojisi, sosyolojisi, felsefesi ve tarihi dışında hiçbir şey gündemim ve ilgimde değil artık. gavur oldum ben, bazılarının anlayacağı dilde.