hesabın var mı? giriş yap

  • kafamı çevirmeden etrafımdaki kızları kesme yeteneğimi, küçükken berberde kafa sabit halde köşedeki televizyonu izlemeye çalışarak kazandım.

  • iş için bi şehirdeyim. ertesi gün saat 15'te toplantı var. otelde gece kendi kendime "öğlene kadar yatarım, sonra kalkar giderim" dedim. uyandığımda saat sabahın 6 sıydı. dön dön uyuyamadım. çıktım dışarıya. şehir merkezinde yürümeye başladım. yürü yürü vakit geçmez. saat 9'a doğru sinemanın önünden geçiyorum. "bi film izleyeyim bari vakit geçer" dedim. köstebek filmi girmiş o ara gösterime. sinema 10'da açılıyormuş, bekledim açılsın diye. açıldı, gişeye yanaştım "köstebek'e bir tane bilet" dedim. "filmi oynatmamız için en az 3 bilet satılmalı" dediler. lan manyak 3 bilet al otur izle filmi işte.

    ben ne yaptım? sinemanın önünden geçenleri çevirdim "çok güzel film buyrun beraber izleyelim" diye. 2 kişi buldum oturduk izledik filmi.

  • şu anki aklım olsa zencinin dalına biner, motora binmezdim. bir senedir sürünüyorum, iki ameliyat oldum, üçüncüsünü ağustosta olacağım. dizin altından kaval kemiğini ucu üç parça oldu kazada. buna da şükür, yürüyorum tekrar.

  • annemler beni yengem'e bırakmıştı bir yere gidiyorlar diye. yengem'e demiştim oyun oynayalım. tamam dedi ne oynayalım? dedim sen kaç ben sana tecavüz etmeye çalışayım... ulan diyorum, inşallah hala hatırlamıyordur.

  • olmem.
    hic kimse ya da hicbir sey ugruna canimdan olmam.
    hayata bir kere gelme sansim var ve onu da kaybetmek istemem.
    kaldi ki; ulkelerin kendileri ugruna olecek insanlara degil gelisimine katki saglayacak, katma deger yaratacak insanlara ihtiyaci olmali.

  • vay aq ciddi ciddi termik santrallerin bacalarına filtre takmanın enerji üretiminde kesintiye neden olacağı ile ilgili haber yapmışlar baya bildiğin grafiklerle filan. vallahi var gözlerimle gördüm bunların haberlerini dinleyip bu ertelemenin yandaş işadamlarına durduk yere maliyet çıkarılmaması için ertelenip durduğuna inanmayan bir kitle. bildiğin habis bir kitlesi var ülkenin kemiğe kadar işlemiş öyle kemoterapiyle filan halledilebilecek bişey değil

    https://mobile.twitter.com/…tus/1200197208555098112

  • halbuki taş yemesi gerekirken hiç haddi olmadan ekmeğinin peşinde olan tiptir.

  • reyting ölçümününün nedeni, reklam pastasını düzenlemektir. bu nedenle izleyiciler gelir düzeylerine göre a, ab, b, c ve d gibi gelir gruplarına bölünür.

    a ve ab grubu, en varlıklı gruptur. nispeten orta direğin bir tık üstü olan b grubunu da buraya ekleyebiliriz. reklamlardan elde edilen en büyük gelir, bu gruba aittir. işte, ev, araba, lüks tüketim ürünleri vs vs reklamları hep bunların satın alması içindir.

    c ve d grupları ise en düşük gelir düzeyine sahip gruplardır. öğrenciler de bu grubun içine girer. bunlara bir şey satamazsınız. çünkü zaten paraları yoktur ve dolayısıyla bu gelir grubuna kola, meşrubat, atıştırmalıklar ve ucuz telefon hattı reklamlarından başka reklam verilmez.

    şimdi, reyting ölçüm cihazlarının %90'ından fazlası tahmin edeceğiniz üzere a, ab ve b gruplarının evlerine tıpkı bir anket örneklemi seçer gibi belirlenerek konulur. c ve d grubuna dostlar alışverişte görsün diye birkaç cihaz yerleştirilir ama, işte ölçümlerde pek bir payları bulunmaz. bu uygun örneklem sayesinde %10'a yakın hata payıyla ölçümler gerçekleştirilir. bu hata payı, reklam veren için yeterli ve kabul edilebilir bir düzeydir.

    o halde anlamaya başladınız. son bir örnekle bitireyim: trt'de yayınlandığı dönemde leyla ile mecnun'un izlenme oranı oldukça yüksekti. ama hiç reklam alamıyordu. sebebi ise, izleyenlerin çoğunun c ve d grubu olmasıydı.

  • artan ekonomik krizler ve insanlığın içinde bulunduğu duruma bakınca, bir an önce herkesin yapması gereken eylem olduğunu aşikar.

    hiç sistem, kapitalizm vb gibi konulara girmek istemiyorum olur da bir kaç kişiye fikir verir diye bir kaç şey yazmayı düşünüyorum.

    yukarılarda bir arkadaş 1500 badem ağacından bahsetmiş. bilinen monokültür ve konvesiyonel tarımdan mümkün olduğunca uzak durun. günün sonunda para kazananlar büyük tarım ilaçları şirketleridir,zavallı çiftçi ise sadece çalıştığıyla kalır.

    kaçıp kurtulmaya çalıştığınız sistem tarımı da ele geçirmiş durumda.

    bir adet tarlanız olduktan sonra sıfır maliyet ile kurabileceğiniz ve herhangi bir ilacı veya tarım aletini almak için ömrünüzü tarlada çalışarak geçirmek zorunda olmadığınız bir alternatif,çıkış yolu,felsefe, var.

    (bkz: doğal tarım)

    daha somut örnek vermek gerekirse kendi tarlamdan bahsedeyim.

    küçük bir arazinin üzerinde yaşıyorum ve doğal materyallerden yapılmış evi biz yaptık.
    elektrik ihtiyacını solar elerji ile karşılıyoruz.
    sebze,meyve,yağ,sabun vs gibi ihtiyaçlarımızı tarladan karşılıyoruz.
    kışın ısınma için gerekli odun da aynı şekilde tarladan geliyor.
    kuyumuz ve tarlanın kenarından geçen küçük bir ırmaktan suyu hallediyoruz.
    arılarımız sene de 5 6 kg bal alıp gerisini onlara bırakıyoruz
    tarlada yaz kış serbest halde gezen ve gece ağaçlarda uyuyan tavuk ve horozlarımız var.

    internet,telefon ve bazı diğer giderlerle beraber çiftliğin aylık maliyeti 100 euro civarında.

    gelelim en can alıcı kısmına;

    senenin 6 ayı bahçe ile ilgileniyor ve ürünlerinizi satıyorsunuz kalan 6 da ise isterseniz sırt çantanızı alıp dünyayı gezebilirsiniz kazandığınız para ile çünkü herhangi bir gider yok. kira,fatura ve yemek gideriniz sıfır. herhangi bir tarım aleti veya tarım ilacına da ihtiyacınız olmadığı için kazandığınız tüm para net kar.

    tabii bir de yiyebileceğiniz en doğal, en sağlıklı ve besleyici sebze,meyveler ile besleniyorsunuz her daim.

    bir kaç kısa not yazmak istiyorum çiftlik ile ilgili;
    120 den fazla çeşit meyve ağacı mevcuz
    100 ün üzerinde lokal yenilebilir meyveleri olmayan ağaç var.
    meyve ağaçlarının altında sebzelerimiz yetişiyor üstelik kendi kendilerini tohumluyorular. ekme,biçme hatta sulamaya bile gerek yok ekstrem sıcak günler dışında.

    senede ortalama 80 90 ton meyve üretiyor bu çiftlik. bunun yuzde 30 unu kuşlara ve diğer hayvanlara bırakıyoruz, bir kısmını eşe, dosta, komşuya dağıtıyoruz veya kendimiz yiyoruz, kış için kurutuyoruz vs...

    her bir meyvenin kilosu 2 euro.(hangi meyve olduğunun bir önemi yok, benim için 1 kilo üzüm ile 1 kilo şeftalinin üretim masrafı aynı ve sıfır) yılda ortalama sattığımız 40 ton meyveden elde edilen gelir 80 bin euro ve gider sıfır.

    not : başlıkta çok kez hayvan boku temizlemekten bahsedilmiş ama hayvancılık çok ağız meziyetleri olan bambaşka bir iş.

    uzun lafın kısası, içinde doğa aşkı olan ve doğaya dönüşü sadece sistemden bir kaçış yolu olarak görmeyen ve bunu, gerçekten doğayı sevdiği için yapacak olan kişilere ilham vermesi için yazıyorum.

    uğurlar olsun.

  • 1945 ikinci dünya savaşından sonra abd soğuk savaşı başlattı

    1949 sovyetler birliğine karşı nato kuruldu. nato avrupa'da genişlemeye ve silahlanmaya başladı

    1955 nato'nun karşısında sovyetler birliği liderliğinde varşova paktı kuruldu. kurulduğu yıl dünya güvenliği için nato ve varşova paktının dağıtılması isteği abd tarafından red edildi.

    1960'lı yıllarda yaşanan gerginlikler ve küba olayı iki tarafı savaşın eşiğine getirdi. fransa, almanya ve italya gibi bazı avrupa ülkeleri olası bir savaştan duydukları korku ile ilişkileri yumuşatmak için diplomatik girişimlerde bulunmaya başladılar.

    1970'li yıllar iki taraf üye ülkelerinin topraklarına nükleer silah yerleştirmeye başladı. abd, yumuşak diplomasi dilini savunan almanya gibi avrupa ülkelerini dinlemedi ve avrupayı silahlandırmaya devam etti.

    1980'li yıllar reagan ve gorbaçov liderliğinde abd-sovyetler arasında yumuşama başladı.

    1987 yılında abd ve sovyetler arasında orta menzilli nükleer güçler anlaşması imzalandı.

    1991 gorbaçov'un perestroika ve glasnost adını verdiği reformlar soğuk savaşı bitirdi. bu reformlar sovyetler birliğinin dağılmasına sebep oldu. abd ve rusya ilişkileri başladı. rusya sovyetlerin dağılmasından sonra ekonomik olarak çöktü.

    1994 rusya 'nato barış için ortaklık program'ına katıldı.

    1997 clinton ve yeltsin önderliğinde nato/rusya işbirliği antlaşması yapıldı. bu antlaşmaya göre; nato rusya'ya doğru genişlemeyecek, üye ülkeleri silahlandırmayacak, nato-rusya ortak hareket edecek, rusya'ya komşu ülkeler birliğe alınmayacak ve silahlandırılmayacaktı. aynı yıl nato-rusya, kurucu senedi/ güvenlik antlaşması imzaladı

    1999 abd, rusya'nın ekonomik zayıflığından faydalanıp eski varşova paktı üyeleri olan macaristan, çek cumhuriyeti ve polonya'yı nato'ya dahil etti rusya buna sert tepki gösterdi. abd'yi verdiği sözü tutmamakve anlaşmalara uymamakla suçladı

    2002 rusya'nın kaygılarını ve tepkilerini dinlemeyen abd; yine rusya'nın eski müttefikleri olan slovenya, romanya, slovakya, litvanya, letonya estonya ve bulgaristan'ı nato'ya üye yaparak rusya'nın sınırlarına dayandı. rusya'nın tüm tepkilerine rağmen bu ülkeleri silahlandırıp rusya'yı nato şemsiyesi altında kuşatmaya devam etti.

    2000'li yıllar, rusya enerji kaynakları ve ekonomik reformlarla ekonomisini düzeltti. zaten var olan askeri gücünü ekonomi gücü ile destekleyerek bölgede daha agresif bir politika izlemeye başladı.

    2008 abd gürcistan ve ukrayna'yı nato üyesi yapacağını taahhüt etti. rusya bunun kabul edilemeyeceğini ve abd'den bu taahüdünün derhal iptal edilmesini istedi. aynı zamanda rusya sınırlarına silah konuşlandırmama sözünü vermesini istedi. abd rusya'nın isteklerini ciddiye almadı. rusya gürcistan'a askeri müdahalede bulundu.

    2014 ukrayna hükümeti nato/abd'ye yakınlaşmanın ülkenin geleceği açısından sorunlu olduğunu belirtip, imf'yi ülkede istemediğini ve avrupa birliği ile anlaşmak yerine rusya ile güçlü ilişkiler kurmayı tercih ettiği için; abd'nin organizasyon ve kışkırtması ile halk ayaklandı. turuncu devrim adı ile anılan olaylarda seçilmiş iktidar devrildi. rus nüfusun yoğunlukta olduğu donetsk ve luhanks'ta yeni hükümetin ayrılıkçılara uyguladığı şiddetli baskıdan dolayı rusya bu bölgelere destek verdi. rusya bu olayların sonucunda kırım'ı ilhak etti.

    2021 abd başkanı biden ukrayna'nın nato üyeliği için düğmeye bastı. rusya, bunu asla kabul etmeyeceğini belirterek abd'yi, avrupa birliğini ve ukrayna'yı defalarca uyardı. ukrayna'nın nato'ya üye olmasını ve nükleer silahlandırılmasını kendi ülkesine karşı yapılmış bir kuşatma olacağını ve bunun savaş sebebi olacağını belirtti.

    sonuç: rusya yaptığı tüm çağrılara ve diplomasiye rağmen hiç bir sonuç alamayınca ukrayna'ya silahlı müdahalede bulundu..