ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
23 mart 2022 a101 çikolatasından kıl çıkması
-
herkes markasına takmış kafayı.
bizim milletimiz şunu bir türlü anlayamadı.
bir gıda ürünü üretiyorsan temiz olmak zorunda.
markanın ne olduğu önemli değil.
daha lezzetli,daha taze,daha güzel tartışılır markalar arasında,ama kıl çıkan bir gıda ürününün fiyatı veya markası tartışılamaz.
markası ne olursa olsun içinden yabancı cisim çıkan bir yiyecek kabul edilemez.
e-sigara
-
günde 3 paket kırmızı uzun marlboro (yooo tırcı değil babam) içen babamla hayatında tek dal sigara içmemiş sporcu kişilik kardeşimin arasında geçen konuşmanın öznesi olmuş sigara.
- baba elektronik sigara alayım sana ondan iç bari.
- zararlıymış kanser yapıyomuş onlar!
- %+&/()()?? nasıl ya?
- sanane ulan. canım elektrik içmek istese gider trafo yalarım. sanane.
hangi cevabına gülsem bilemedim. aahhahaajhfa.
gurme kılıklı yiyicilerden gına gelmesi
-
debe editi : bazı entrylerde görünce aklıma geldi, atladığım bir şey olmuş. bu yemekler için şehir ve hatta ülke dışından dahi geliyorlarmış. (!) bırak ülke, şehir ve ilçeyi, bir öte mahalleden bile gelinmez.
peşin edit : şimdi bazı arkadaşlar "bu insanlar zaten kendilerine gurme demiyor ya da gurme olmak gibi bir iddiaları yok." diyebilir ama videolarının başından sonuna kadar olan her anına bakarsanız "gurme gibi davranmaya çalıştıklarını" görebilirsiniz.
margarin, eritme tost peyniri ve tavuk sucuğundan yapılan tosta şifa(!), salça ve ayçiçeği yağından yapılan karışıma özel sos, tavuk döner, akciğer kavurma ya da şişe takılan her kıymaya* olağan üstü methiyeler dizip her seferinde "böylesi yok!" diyen bu insanlardan size de gına gelmedi mi? (liste uzadıkça uzayabilir, uzatmıyorum.) gurmesi (!) bir dert; yapanı&satıcısı bir dert. şaklabanlık ve soytarılıkların havada uçtuğu, zerre gerçeklik, samimiyet ve farkındalık içermeyen bu insanlar ve videolarından size de bıkkınlık gelmedi mi? adamlar her an ve her platformda karşınıza çıkıyor, her yeri öyle bir sarıp sarmalamışlar ki, hiçbir şekilde kaçışınız yok.
şimdi dikkat ederseniz bu videoların genelinde iki tema işleniyor. salaş mekan ve acımamız ve acındırmamız istenilen insanlar. salaş demek, "kirli, isli&paslı, hurda, leş, derme çatma, el arabası " vs. demek değil, şatafat ve gösterişten uzak demektir. ayrıca emek sömürüsü altında acımamız istenilen bazı insanların vergi vermedikleri ve sağlığımızla oynadıkları gerçeğini hiç dile getirmiyorum. bu insanlar ve mekanlar konusunda gerekli tedbirleri almayan bakanlıklar ve belediyeleri zaten allah'a havale ettik.
şimdi gelelim bu insanların yaptığı en büyük tahribata. ne mi? elbette, çok çok uzun dönemler dünyanın sayılı mutfaklarından olan türk mutfağını getirdikleri nokta ve küresel olarak kaybettiğimiz imaj kaybı. artık dünya insanı türk mutfağı deyince bu insanları ve videolarını görüyor. sonra da "şurada burada böyle araştırmalar yapılmış, türk mutfağı bilmem kaçıncı sırada çıkmış, bu nasıl olur!" vs. gibi cümlelerle kendimizi aldatmaya çalışıyoruz. aslında her şeyin apaçık bir şekilde ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama kendimize konduramıyoruz.
velhasıl, durum böyle. son olarak malum şeytan üçgenimizi de buraya koymadan olmaz değil mi?
(bkz: fahiş zam + gramaj düşürme + kalite bozma)
son söz : ulan bir şeyi de beğenmeyin be! birine de çıkıp kötü deyin. derler mi? demezler. *
gibi replikleri
-
sadece 10 liramın olması hiç param olmamasından daha çok yakıyor canımı. lütfen kurtar beni bu 10 liradan.
ygs'de 2. şifre skandalı
-
1. şifreye göre daha düşük mertebeye verilmiş olma ihtimali var, çünkü daha az başarı oranı sağlıyor.
1. şifre --> 40 sorudan 35 üzeri doğru cevap --> premium şakirt
2. şifre --> 40 sorudan 30 üzeri doğru cevap --> gold şakirt
3. şifre --> 40 sorudan 20 üzeri doğru cevap --> standard şakirt
ilber ortaylı'nın yeni şafak'ı silkip atması
-
yeni şafak'ın "ortaylı'nın tarihe ve millete bakışı ortaya çıktı. ilber ortaylı millete hakaret etti" şeklinde ortaylı'yı karalamaya çalışırken tarihçinin ters köşe yapması durumu. atatürk'ün zehirlenmesi hakkında yayınladıkları röportaj şayet şizofrenik bir beynin hayal ürünü değilse-ki yeni şafak'tan bahsediyoruz- ortaylı herkesin ağzına sıçarak gerekli cevabı vermiş.
favori bölümüm:
--- spoiler ---
"bunların hepsi mahalle dedikodusu. her şeye bulaşmayın. bunu gazeteler çok yapıyor. kendine göre yeni türkiye kuruyorlar. bok kurarsınız. güldürmesinler adamı. yeni türkiye böyle geri zekalılar olmadan kurulabilir ancak. nereye baksan cahil. bir tane herif var. ( engin ardınç) eski solcu, alkolik, geri zekalı… o da konuşuyor. git başka tarih kitabı oku hayvan. baban seni fransız okuluna yollamış. lisan biliyorum diyorsun git başka dilde oku. herif okul kitabıyla tarih yazıyor geri zekalı."
--- spoiler ---
röportajın tamamının yer aldığı sıçmığın linki bu ama tık kazandırmamak için şöyle alalım: http://i.imgur.com/zaxvhww.png
--------------------------------------------------------
yanlışlıkla verdikleri bu başarılı gazetecilik örneği için yeni şafak'a teşekkür ediyoruz.
oo tenis alırım bi nadal
suriyeliler sokağa mı yerleştirilsin
-
daha iyi bir fikrim var; suriyeliler suriye'ye yerleştirilsin.
savaşları bitti, tepemize bindikleri de yetti.
500t
-
topkapı'dan bekar olarak bindiğim, tuzla'ya varınca evli ve elimde bir çocukla indiğim otobüs hattı. iner inmez tuzla ilköğretime yazdırdık tabi çocuğu.
helicobacter pylori
-
barry marshall bir röportajında günlüğündeki notlardan derleyerek keşfin hikayesini detaylı olarak anlatmış. özetle hikaye şöyle:
barry marshall ve robin warren isimli iki araştırmacı 1982’de keşfettikleri helicobacter pylori bakterisinin mide ülseri yaptığını ispatlayarak 2005 yılında nobel ödülü aldılar.
o zamana kadar ülser “asit yoksa ülser de yoktur” seklinde tanımlanmış ve “mide asidinin fazla salgılanması, mideyi tahriş ederek ülsere yol açar” şeklinde kabul edilmişti. bu nedenle tedavi için de “mide asidi salgısı ya azaltılmalı ya da nötralleştirilmelidir” şeklinde bir hedef belirlenmişti.
oysaki bu iki kafadar ülserin etkeninin bir bakteri olduğuna inanıyordu. bir yılı aşkın bir süre, mide biyopsi örneklerinden aldıkları bakteriyi laboratuvar koşullarında çoğaltmak için uğraşmalarına rağmen başarılı olamadılar. ta ki bakteri kültürünü paskalya tatili boyunca inkübatörde beklettikleri zamana kadar. normalde bakteriyi 2 gün inkübatörde tutarlarken, paskalya tatili sebebiyle 2 günden 6 güne uzayan inkübasyon süresi bakterinin üremesini sağladı.
marschall kararlıydı. ama deney için etik kurula başvurmak, bakteriyi yutmanın riskleri hakkında deneklerden bilgilendirilmiş onam alıp onlara bakteri yutturmak imkansızdı. çalışma reddedildiğinde gizlice devam ederse işten atılır; tıbbi kariyeri sona ererdi. üstelik başarsa bile sonuçlarını yayınlayamazdı. bu nedenle ‘söyleme bilmesinler’ stratejisini uygulamaya, çalışmalarını kendi üzerinde denemeye karar verdi.
birinci gün: deney öncesi ekibindeki doktorlardan birisine endoskopi yaptırdı. sağlam mide dokusu öncesinin kontrolu olacaktı.
ikinci gün: sabah aç karnına bakteri ve peptondan oluşan bulanık kahverengi sıvıyı içti. etki etmesi için akşama kadar başka bir şey yiyip içmedi.
3-5. günler: günlüğüne kaydettiğine göre sonraki bir fark hissetmedi.
altıncı gün: hafif mide yanması
sekizinci gün: uyandığında yanma, ağrı ve bulantı, sonrasında kusma
dokuzuncu gün: bir gün önceki uykulu haliyle kusmuktan numune almayı düşünemediğinden hayıflandı.
ikinci hafta: geceleri tam uyuyamıyor, çok terliyordu. ayrıca karısı nefesinin kötü koktuğunu söylemişti. ağız kokusu öyle fazlaydı ki hastanedeki arkadaşları bile farketmişti. tekrar endoskopi yaptırdı.
deney öncesinde midesinde bulunmayan, ilk biyopside çıkmayan bakteri izole edildi. iltihaplı hücreler bakteri ile enfekte olmuştu. hipotez ispatlanmıştı.
sonraki aşama tabiki uygun antibiyotikle ülseri tedavi etmek oldu. günümüzde tedavide kullanılan kombine antibiyotik tedavisinin temelini attı.