hesabın var mı? giriş yap

  • nuri asan gibi delikanlı bir futbol adamının, mete adanır gibi efendi bir insanın, muzaffer badalıoğlu gibi yürekten oynayan futbolcuların can verdiği, samsunspor altyapısının altın jenerasyonunun sakat kaldığı kara gündür.

    kaza öncesi samsunspor herkesce bilinir. şampiyonluğa oynayan takım, tıklım tıklım dolan stadın dışında stadda yer bulamadığından içeri giremeyen yüzlerce taraftar ve hasbi menteşoğlu. ancak kaza sonrası da oldukça enteresandır. kaza sonrası samsun'da düzenlenen kulübe yardım maçında stadın ancak çok küçük bir kısmı dolmuştur. tüm ilde kulübe maddi yardım amacıyla çeşitli şekillerde para toplanmıştır, miktar ise o zamanın parasıyla 850 milyon lirayı ancak bulmuştur.

    bu vefasızlıkta, bu çirkeflikte sürekli göç alan samsun'da samsunlular'dan çok samsunlu olmayanların yaşaması, samsunlu olanlarda da samsunsporluluk duygusunun yerleşmemiş olması en önemli nedendir. her şeyin başarıya endeksli olduğu bir tür alışverişte 20 ocak 1989 günü samsunspor kaybetmiştir.

    eğer samsunsporluluk başarılı olan takımı stada gidip böğürerek desteklemek, kara gün geldiğinde deliğinde saklanmaksa ben çok yanlış gelmişim kardeş. ama eğer tam tersi ise; en büyük samsunsporlu turgut özal...

  • cm'de parmanin oyuncusu ama flamengoda loanda baslar. yaklasik bir yil sonra £7m ye falan alabilirsiniz, azicik da saftır, 8 yillik kontrati, yilda £200000'a imzalar. solaktir ve left, centre, attacking midfielder ve forward oynar. getirdikten sonra bi kac ay oynatmayip tough training yaptirirsaniz canavar olur, juventus'ta nedved'i kestirir size.
    12 sene sonra gelen edit: büyük oyuncunun başlığını açmak bana kalmış. unutulmayacaksın alex!

  • köyüne dön mercedes yorumu beni benden aldı. asıl togg’un üretileceği gemlik köy gibi bir yer ama neyse...

    zorunlu edit: gemlik’te birçok liman, fabrika varmış; çok cahilmişim. cahilliğimi doğma büyüme gemlikli oluşuma veriniz. çünkü yaşayan insanlar hala köy zihniyetinde. ne kadar fabrika kurulsa da zihniyet değişmedi maalesef.

  • teknolojide bir ku$ak geride kalmalari geregi, oyuna yakla$imlari farkli olan oyuncular, baba dedim ya amca dayi da olur. teknolojiden kastim bilgisayar teknolojisi degil efendim, silah teknolojisi. mesela babalar. bizim pedere red alert 2 ogrettik vaktiyle, kiz karde$imle, ogretmez olaydik. onun zamaninda roket, nuclear missile, chronosphere, iron curtain yok ya takmi$ tanka, piyadeye...
    daldim bir gece odaya, pederle karde$im red alert oynuyorlar, peder soyluyor karde$im yapiyor.

    - baba tamam bissuru tank yapmi$in. azicik da teknoloji yapsak, bak eleman nukleeri dikmi$, $imdi az sonra cakacak, ne war factory kalacak, ne power kalacak, ne barracks kalacak...
    - barracks hangisiydi?
    - bu i$te. asker yapilan.
    - haaa cadir. onemli deil ucuz o gene yapariz. ben bir kac tank daha yapayim dumduz edecem.
    - olmaz boyle hava desteksiz falan.
    - nukleer ne?
    - hani boyle bir roket iniyo, her taraf patliyo.
    - hani her taraf yemye$il oluyo. o mu? adamlar da eriyip gubre oluyo. [daha once yemi$.]
    - baba, gel tech lab yapalim. oradan da chronosphere yapariz, indirip dalariz tanklarla.
    - birak $imdi tank yapalim tank. bak bir yandan da piyade yaptiriyom bol, onlari da agacin altina sakladim. [her agacin altina 3-5 piyade dikmi$ saklaniyolar saniyor.]
    - baba yapmi$in, 20 tane tank yapmi$in.
    - 2 tumen tank yapip rommel gibi dalacam ibnenin haritasina. sen hic yanyana giden 48 tank gordun mu. toprak titrer be toprakkkk! [peder askerligi tankci yapmi$]
    - baba, bak adam az sonra cakacak nukleeri bir milyon olucaz. bak buraya cakacak. her $eyi yan yana dikmi$in. uzak dik dedik ya sana...
    - uzak dikilmez salak oglum. uzak dikersen ikmal etmek zor olur. [cagiralim eski boluk komutanini sana $ilt versin o zaman, iyi ogrenmi$sin.]
    - nuclear missile launched!
    - hah bak cektin rifkiyi. iyi geceler.
    - dur gitme. ne labratuvariydi o?

  • olduğu gibi çevirmek yerine kendinden birşeyler katmış ve çok doğru bir çeviriye imza atmıştır. kar beyaz diye çevirse daha mı iyiydi.

    prince charming'i de beyaz atlı prens olarak çeviren aynı kişiyse double gold'u hak etmiştir.

    edit: apollo69 uyardı. güzel çeviriler ile dilimize yapılan katkılar tartışılırken "double gold" yazmak pek hoş olmadı gerçekten. çift altın madalya olarak değiştiriyorum...

  • beğenmediği rakamlara o dizide oynamasaydı, şimdi gonca vuslateriyi kim tanıyor olacaktı?

    zamanında verilmesi gereken tepkiyi vermemiş, ihtiyacı olduğu için yada onun da işine geldiği için devam etmiş herkesin, yıllar sonra gösterdikleri tepkilere hak veremiyorum. parayı az buluyorsa oynamayabilirdi, kaldı ki dizinin yapımcısı da gülse değil.

  • oruç tutmayan arkadaşımı dövdüler..

    olay kız meselesi ama sonuçta arkadaşım oruç tutmuyor.

  • zaten olması gereken şey budur. bunun büyük bir mucize gibi lanse edilmesi çok yanlış. sanırım bizim toplumdaki ilişkilerin en büyük sorunlarından birisi bu oluyor: olması gereken şeylerin büyük şeyler ya da çok nadir olarak insanın karşısına çıktığını düşünmek. insanlar çoğu şeyi sırf yapmak zorunda oldukları için yapıyorlar ve sonucunda ortaya mutsuz evlilikler, mutsuz ilişkiler çıkıyor.

    ha bana göre her insan kendi gibi birisiyle birlikte olacaktır zaten. daha doğrusu hayatı boyunca belli özeliklere sahip kişileri seçtikleri için evlendiği kişi bu özeliklerden farklı bir özelliğe sahip olmayacaktır. kendi sevgi anlayışına göre sevgisini gösteren, hayata kendisi gibi bakan, en azından görmek istediği ve kendinde var olan özelikleri taşıyan birisi olacaktır. bana göre yapılacak şey bellidir; sizin kendinizle ilgilenmeniz, her daim ileriye gitmeniz, ne istediğinizi iyi bilmeniz, daha azına razı olmamanız ve kendinizi geliştirmeniz.

    gerçekten bilgili, kültürlü, zeki, nerede ne yapacağını bilen birisi olursanız çevrenizde de bu insanlar olacaktır. ha arada çürük elmalar sizi bulabilir tabiki ama sonuçta insan her zaman kazanamaz. eğer tüm bunlara rağmen bir insan yanınızda olmamayı seçiyorsa kurtulduğunuz için hayata her gün teşekkür edin. yok yaptığınız şeyler değer görüyorsa kadir kıymet biliniyorsa zaten o kişiyi buldunuz demektir. bu durumda da gerekeni yapar, mutlu mesut hayata devam edersiniz. en azından ben böyle düşünüyorum.

  • kızların çoğunlukta olduğu bir grupsa vay halinize dedirten durumdur... örnek vermek gerekirsek:

    erkekler:
    +beyler bugün hocanın verdiği makale neydi?
    - x makalesi
    +eyv.

    kızlar:
    +kızlar bugün hocanın verdiği makale neydi?
    -x makalesi
    +çok sağol canım (kalpler, öpücükler falan)
    -önemli değil bitanem benim (kalpler, öpücükler falan)
    +(farklı farklı kalpler öpücükler)
    -(dahada farklı farklı kalpler öpücükler)

    diye devam eder...

  • maalesef eski tadı olmayan canımız, dizimizdir.

    bunun bence iki sebebi var:

    ilki, dizinin aldığı muazzam reaksiyon. düşünün; tv için bir animasyon yapıyorsunuz ve bu iş o kadar başarılı oluyor ki, hem dünya çapında meşhur oluyorsunuz hem de sizi dahi ve hatta ilah gören bir fan kitleniz oluşuyor. bu kitleden gelen yorumlar sizi elbette daha zekice ve şaşırtıcı şeyler yapmaya zorlayacak, ancak bu stres ne yazık ki yaratıcılığı baltalıyor. bölümler arası uzun vakitler olması ve bölümlerdeki esprileri, temayı, yine bölüm içinde kendi kendine eleştirmeler, bu konuda ipuçları veriyor. yazarlar, yeni şeyler bulmakta zorlanıyorlar ve bazen kendileri beğenmese bile hazır etmek zorunda hissediyorlar. meeseks'lerdeki ya da araç aküsündeki evren simülasyonundaki yaratıcılığı son sezonlarda hiç göremememizin sebebini buna bağlıyorum.

    ikincisi, sıradan karakterlerin ve olayların diziden silinmesi. mr. goldenfold olsun, morty'nin okuldaki hayatı olsun, ve hatta jerry'nin beth kıskançlıkları olsun, basit ama güzel temalar sağlıyordu diziye. son sezonlarda rick ve morty sürekli bir gezegene dalıp sağa sola ateş ediyormuş hissiyatına kapılıyorum. sanki aksiyon sahneleri üzerine sürekli çalışılıyormuş gibi bir hava sezinleniyor. hatta bundan da sıkılmış olacaklar ki, aksiyonu sırf keyif için yapan rick ve morty koşturuyor ortalıkta. bir de ekstra göndermeli, karmaşıklaştırılmaya çalışılan olaylar zinciri, dizinin keyfini azaltıyor.

    halbuki başarı formülümüz ilk sezonlar çok basitti:
    sıradan olay (morty'nin mezuniyeti, goldenfold'un rüyası..)
    + yaratıcı tema (çoklu evrenler, zaman yolculuğu, evren simülasyonu..)
    üstüne eser miktarda aksiyon ve mizah.

    şimdi ise: suudiler cevaplasın bunu?! evet siyaset yapıyorum. hatta bunu eleştiremezsin çünkü ben kendi kendimi eleştirecek kadar zekiyim egosu. sen bu değilsin rick, ne olur geri dön.

  • ben böyle damsız girilmez muhabbetine maruz kaldığımda genelde mekandan uzaklaşıp bir kaç dakika sonra polisi arayıp içeride uyuşturucu kullanıldığını söylüyorum baskın yapıyorlar mıdır bilemem gidip izlemedim