hesabın var mı? giriş yap

  • islamcılık tarımdan sanayiye, üretimi yapılan her şeyi bitirdi.
    geriye yüzlerce yıldır orucu neyin bozup bozmadığını tartışan ortaçağ zombileri kaldı.

  • 19 kardeşini gözünü kırpmadan idam ettirmesi ile bilinen bu padişahın babası üçüncü murad zamanında yapılan sünnet düğünü ise efsaneler arasındadır.

    bu sünnet düğünü 29 mayıs 1582 de başlamış, 24 temmuz 1582'de sona ererek tam 57 gün sürmüştür. binbir gece masallarını dahi gölgede bırakabilecek bir zenginlikte yapılmış, osmanlı'nın parası pulu etrafa saçılmıştır.

    bu sünnet düğününe dört bir kıtadan binlerce önemli misafir katılmış, verilen ve gönderilen hediyeler arasında vezir-i azam sinan paşa'dan üzerlerine mükellef eyerler vurulmuş 5 at, şehzadeye muhteşem elbiseler, 40 bin altın değerinde altınlar içinde inci gaşyeler vurulmuş 3 at.

    ikinci vezir siyavuş paşa'dan 20 bin altın kıymetinde muhtelif hediyeler.

    üçüncü vezir hadım mesih paşa'dan 4 at ile 15 bin altın kıymetinde çeşitli hediyeler.

    almanya imparator'undan 40 bin altın değerinde muhtelif hediyeler ve daha niceleri.

    düğün başladığında her gece insanlara 1000 ekmek verilmiş, 1000 tepsi pilav ve sığırlar koyunlar kesilerek halka dağıtılmıştır. sultanlarla beraber gelen şekerlemeler ise hakiki büyüklüğünde 9 fil 17 aslan bir o kadar pars, 22 at, 21 deve, 4 zürafa, 8 ördek, 25 şahin, 8 adet turna idi. bunların hepsi de halka dağıtıldı.

    şekerleme kervanı ile birlikte meydan çeşitli hayvanlar, maskaralar, taklitçilerle doldu. geceleri atılan fişekler istanbul göklerini gündüze çeviriyordu.

    haziranın sekizinde padişah tarafından tüm yeniçerilere, dokuzunda ise ulema sınıfına büyük ziyafetler verildi. hakiki şeklinden farksız harp oyunları ile halk çoşturuldu. dünya tarihinde emsali görülmemiş esnaf alayı geçidi yapıldı. hokkabazlar, canbazlar hünerlerini gösterdi. 14 haziran'da sipahilerin binicilik ve cirit oyunları seyredildi. nişan talimleri yapıldı.

    7 temmuz'da ise şehzade çok muhteşem bir merasimle cerrah mehmet paşa tarafından sünnet edildi. o gün halkın üzerine yüz binlerce liralık paralar saçıldı, at yarışları yapıldı.

    bu muhteşem düğün, gününden önce lale devri'ni insanlara yaşatmış, insanlar hayali bir mutlulukla karnaval gibi günler geçirmiştir. kültürel açıdan çok debdebeli geçen bu günler ise gerçekte osmanlı hazinesinin gün ve gün erimesiyle sonuçlanmıştır.

    avrupa'nın rönesansına kıyasla osmanlı'nın binbir gece masalları tarihin gerçekleri açısından oldukça sönük kalmıştır.

  • > şarap içen tek varlık insandır
    > hayvanlar şarap içmez
    > o zaman şarap içmeyenler hayvandır

    güzel oldu bu, namazcı amcaya iletin.

    edit: aradan uzun zaman geçince entry'de referans aldığım gündem konusu da uçup gitti tabi, şimdi şarap içmeyenlere hayvan dedi, namaz kılanlara hakaret etti bu diye polis kapıma dayanmasın.

    namaz kılmayan hayvandır

  • houston serisine bakıp, clevland'ın burada şansı olabileceğini düşünmek yanlış olur. sadece kadro kalitesiyle alakalı değil, houston her açından anti golden state olmak üzere tasarlanmış bir takım. clevland ise lebronun hucum yeteneklerinin üzerine kurulu. clevlandın lebron dışında golden state'e söylebilecek hiç bir sözü yok. o da yetmez.

    houston hiç uzunsuz oynayıp, golden state'in perdelerini switchlerle savunabiliyordu hatta capella bile currynin karşısında kalabilip, durdurabildiği pozisyonlar var. clevland'ın bunu yapma ihtimali yok. love, thompson yada nance ne curry'nin yada herhangi başka bir kısanın karşısında kalamaz. ayrıca durant'i lebrondan başka tutabilecek kimse yok. lebron'un tutması demek durant'ı yavaşlatır ama hücumda, zaten aşırı yıpranmış lebron, ne yapabilir?

    hücum kısmında ise, iguadala oynayacak mı bilmiyorum ama green, iggy, durant üçü de lebronu savunmada yıpratan, pas kanallarını daraltan oyuncular. sırayla, pozisyona, switche göre lebronu iyice yıpratabilir. lebronun yanında, bu sene topu verip, kendini aktif dinlenmeye alabileceği bir kyrie de yok.

    bu seri normal şartlarda süpürgeyle biter. ancak golden state'in cıvıması kaçınılmaz. bir maç belki alır clevland. seriyi kazanma şansı, currynin sakatlandığı, greenin idmanda durantın agzını burnunu kırdığı bir senaryoyla olası gözüküyor. diğer türlüsü tarihin en büyük basketbol mucizesi olur.

  • asgari ücret çin'in altına düşmüşken fabrika bile açmıyor kimse. şüphesiz ki burada akp'ye oy verenler için nice dersler vardır.

  • en iyi arkadaşıma yaptım böyle bir zalimliği. sene 2012. yeni telefon almıştı. bir satranç oyunu indirmiş, eşiyle dostuyla satranç oynuyor. iyi de oynuyor pezevenk. bana da ısrar etmeye başladı. benim de hiç o taraklarda bezim yok. sadece kurallarını biliyorum. tepinmesiz oyun sevmem ben. neyse, uzun ısrarlar sonunda bir maçı kabul ettim.

    oyuna başlamadan önce bilgisayara satranç programı kurdum. zorluk ayarını da kökledim. telefondan da açtım satranç uygulamasını, arkadaşımın davetini bekliyorum.

    davet geldi, kabul ettim ve oynamaya başladık. önümde pc, elimde telefon, adamın yaptığı hamlenin aynısını bilgisayara karşı yapıyorum. en üst zorluk düzeyindeki bilgisayar mükemmel hamlelerle karşılık veriyor. bilgisayarın hamlesini arkadaşıma karşı oynuyorum. adam 10 dakika bekleyip ıkına sıkına hamle yapıyor, ben 2 saniyede karşılık veriyorum. ilk maçı 10 hamlede falan kazanmış olabilirim.

    mesaj attı, rövanş yapalım mı diye. kazanacağından o kadar emin ki "rövanş" diyor. tamam dedim, yapalım. ikinci maçı kazanmam 10 hamle bile sürmemiştir. telefonla aradı. heyecanlı heyecanlı soruyor, kursa mı gidiyorsun, doğal yetenek mi bu diye. ben de satranç sevmiyorum ki kursuna gideyim falan diyorum.

    7 yıl geçti, adam bir daha oynayalım demedi.

  • ablamın bir ortaokul arkadaşı vardı. 5 kardeşlerdi, durumları kötüydü. bir gün birlikte okula giderken annem ayakkabısını görmüş. yırtık ve giyilemeyecek bir haldeymiş. annem çok kafaya takınca bu durumu, babamla birlikte üçümüz bot almaya gitmiştik. ben 6 yaşındaydım. tutturmuştum bir de kazak alalım diye. sonra ablamla ve arkadaşıyla buluşup vermiştik hediyesini. ben "beğendin mi?" diye soruyordum ısrarla. kız inanılmaz mahçup oluyordu, çocukluk işte anlayamıyordum o durumu.

    yıllar sonra ablamın düğününe geldi, orada gördük. avukat olmuş, çok da güzel ve özgüvenli bir kadın olmuş. bana sarıldı ismimi hatırladı, şaşırdım. "unutur muyum seni bana seçtiğin kazağı çok beğenmiştim." dedi güldü. ablam söylemiş kazağı kardeşim seçmiş diye, gülmüşler aralarında çocukken. içim cız etti öyle diyince. bana ilham oldu. karakteriyle, azmiyle, hayatıyla.