hesabın var mı? giriş yap

  • rasim ozan kütahyalı'nın en başarılı programı oluyor.

    ahmet çakar:

    peruk takan erkekten rahatsızım.

    rasim ozan:

    oooooooooooooooooooooooo...derhal erol evgin'den özür dile ahmet çakaaaaaar!

    -----konu değişir, zaman geçer--------

    abdülkerim durmaz:

    ben turabi'yi sevmiyorum. oldum olası kısa boylu adamı sevmem.

    rasim ozan:

    oooooooooooooooooooo...derhal okan bayülgen'den özür dile abdülkeriiiiiiim!

  • insanın içini yakan haber. bebeğin öldüğüne mi yanayım, kadının 9 gün tek başına bıraktığı bebeği gelip sağ bulacağını düşünüyor olmasına ve beslemeye kalkmasına mı yanayım, bu bariz şekilde akli dengeden yoksun insanın güzel yurdumda öğretmen (!) olarak çocuklarla çalışıyor olmasına mı yanayım, neye yanayım?

    akli dengesinin bozuk olduğu gün gibi aşikar bence bu kızın, kendisine edilecek laf yok bence. yazık ne çevresindekiler anlamış ne ailesi. kalabalıklar içinde yalnız olmak böyle bir şey demek ki... zavallı günahsız bebek...

  • olayla ilgili duyduğum en realist yorum;

    "eşin korkuyorsa eşinden ayrıl amk beşiktaş'tan niye ayrılıyon?"

    ahdhfjsnfjgnddgagfjf

  • doğum gününden bir gün önce ablanın evine gidilir, yaş 33.

    abla 8 yıl önce sıradan bir adamla evlenmiştir, kız kardeş anlam verememiştir bu duruma, dünya da bu kadar yakışıklı karizmatik erkek varken neden bu adam diye...
    o sıralarda kendisi çok parlak bir adamla çıkıyordur, ve arka planda onunla sevgili olmak isteyen başka erkeklerde vardır. (kızımız güzel sonuçta)
    halihazırda sevgilisi olan adam kıza evlenme teklif eder, ama kızımız maymun iştahlıdır, sonuçta bir ömür geçirilecek ya ötekiler daha iyiyse...
    yıllar böylece geçiverir daha iyisi daha iyisi derken.

    bir gün kızımız bakar etrafında parlak, karizmatik, yakışıklı erkekler dolaşmaz olmuş, insanlar onu birileriyle tanıştırmaya başlamış kendi yeteneğini kaybetmiş gibi…

    “şöyle bir adam var, ama boşanmış, ama çocuklu” vs. laflarını duymaya başlar kızımız. inanmak istemez duyduklarına, tamam yaş ilerlemiş olabilir ama hala güzeldir, hala ruhu herkesin peşinde koştuğu o kızın ruhunu taşımaktadır.

    gece olur, abla enişte ve iki sevimli çocuk yatak odasına uyumaya giderler, içeriden sohbet ve gülüşme sesleri gelir, sıcacık bir yuvanın gülüşme sesleri...
    kızımız koca salonun kanepesinde gözlerini tavana dikmiş uyumaya çalışmaktadır. daha önce kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemiştir.

    gözlerini kapatır, sabah olduğunda geçmişteki güzel günlerine uyanabilmek umuduyla,

    sabah olur, gözlerini açar güzel kızımız; yaş 34.

    edit: güzel kızımız şuan evli ve çocukludur. boş yere ümitlendirdiği için kızanlar olmuş :)

  • aslında kendisinin ve fedonun emdiği güneş ışınları sayesinde küresel ısınmaya bir nebze de olsa dur diyebiliyoruz ama kıymetini bilemiyorsunuz işte. işiniz gücünüz bok atmak, yılansı gece faresi ibneler sizi.